Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 936 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Jack London’un “Kurdun Oğlu” adındaki derlemesinden alınan “Bir Kuzey Macerası” aşk uğruna çıkılan bir yolculuğu anlatıyor. Kabile reisi Naass, aralarındaki kan davasını bitirmek için atalarının düşman olduğu kabilenin son üyesi Unga ile evlenir. Evlendikleri gece Unga, denizden gelen beyaz bir adam tarafından gemiye bindirilerek kaçırılır. Naass, karısını bulmak ve intikam almak için yollara düşer.Aşkın, fedakarlığın, hırsın, mücadelenin ve adaletin hikayesini akıcı, sürükleyici ve sade bir dille okuyacak
Bir Asilzade Yuvası
Tükendi
Mumu
Tükendi
Genç Girişimcinin Yol Haritası
"All animals are equal but some animals are more equal than others." The book tells the story of a group of farm animals who rebel against their human farmer, hoping to create a society where the animals can be equal, free, and happy. Ultimately, however, the rebellion is betrayed, and the farm ends up in a state as bad as it was before, under the dictatorship of a pig named Napoleon.
Logres Krallığında barış zamanıydı. Kral Arthur ve Kraliçe Guinevere, krallığın her zaman refah içinde kalmasını sağlıyordu. Bir sürü asil şövalye, Camelotu ziyaret etti ve Yuvarlak Masaya oturdu. Lancelot, Gawain, Tristram, Percivale ve Galahad adlı ünlü şövalyelerin hikayeleri, bütün yurtta konuşuluyordu.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigori Petrov - Maviçatı (Dünya Klasikleri)
Fransız iktisatçı, gazeteci-yazar Paul Lafargue, 1848 Çalışma Hakkı Devrimine cevap olarak yazdığı Tembellik Hakkı monografisinde kapitalist sistemin oluşturduğu çalışma koşullarını felsefi bir perspektifte sorguluyor ve eleştiriyor. Aşırı çalışmanın, aşırı üretimi aşırı üretimin de, aşırı tüketimi getirdiğini savunan sosyalist düşünür kapitalizmin kurallarına ve yasalarına karşı bir direniş anlamı taşıyan eserinde, emperyalizmin hürriyet ve refah yerine kölelik ve sefalet getirdiğini vurguluyor.Sanayi d
Yolu, sarsılmaz ahlakı ve doğruluğuyla ün yapmış insanların yaşadığı bir yer olan Hadleyburg Kasabasına düşen bir yabancı, kasaba halkı tarafından haksızlığa uğrar ve bu muamele kendisini son derece rencide eder. Fakat yabancı, bu durumu kabul edecek biri değildir incinmenin verdiği hırs ve intikam duygusu ile muhteşem bir plan yapar ve dürüstlüğüyle övünen kasaba halkını yozlaştırmak için hiçbir çabayı esirgemez.Amerikan edebiyatının usta yazarlarından Mark Twain, Hadleyburgü Yozlaştıran Adam da toplum de
"Ona öğrettiğim kelimeler onu güvende tutacak." dedi Baloo. "Kuşlarda, yılanlarla ve diğer hayvanlarla konuşmayı öğrenmesi onun yararına. Çok küçük olduğu doğru fakat ve Ana Sözcükleri öğrenirse ve onları hatırlarsa kimse ona zarar vermez. Hadi gel, Mogli! Gel de sana öğrettiğim sözcükleri tekrarla."
Eskiden ben de bir insandım. dedi heykel. Hiçbir üzüntünün ve kederin giremediği Sans-Souci Sarayında yaşardım. Bu yüzden gözyaşlarının ne anlama geldiğini bir türlü öğrenemedim. Sabahları bahçede arkadaşlarım ile oyun oynardım. Akşamları da büyük salonda dans ederdim. Saray görevlileri bana Mutlu Prens! derlerdi ve gerçekten de mutluydum, eğer memnuniyet ile mutluluk aynı şeyse… Sarayda yaşadım ve sarayda hayata gözlerimi yumdum. Şimdi de şehrimdeki bütün çirkinlikleri ve acıları göreyim diye beni buraya d
Kısa boylu bir adamdı ve kaliteli kıyafetler giyiyordu. İki tabancası ve bir tane kılıcı vardı. Kaptan ve adam, yüz yüze geldiler. Adam adının Alan Breck Stewart olduğunu söyledi. İskoç’tu kendisi ve birkaç yıl önce İngilizlerle savaşmıştı. Alan Breck, Fransa’ya giderek İngilizlerden kurtulmaya çalışıyordu. Kaptana, onu Fransa’ya götürmesini söyledi.
Yaptıkların doğru değil! diye devam etti Bikovski. Bunu senden hiç beklemezdim. Sana ait olmayan eşyaları alman zaten başlı başına bir suç. Herkes sadece kendi malını kullanabilir. Eğer başkasının malını alırsa bu kişi… O kişi kötü birisidir! Diyelim Natalya’nın bir kutusu var ve kıyafetlerini bu kutunun içinde tutuyor. Bu kutu onun, yani, biz bu kutuya dokunmaya dahi cüret edemeyiz, çünkü bu kutu bizim değil. Değil mi? Senin oyuncak atların ve resimlerin var.Ben onları senden alıyor muyum? Belki alsam iyi
Heidi, Peterın ıslığını duyunca sabah erkenden uyandı. Dedesiyle yaşamadan önceki hayatını hatırladı. Ursula adında sağır bir kadın ile beraber yaşıyordu ve kadın sağır olduğu için Heidi, Ursula ile küçük bir odada kalmak zorundaydı ama Heidi odada kalmak yerine özgürce koşmak, oynamak ve eğlenmek istiyordu. Dedesiyle beraber yaşadığı için çok mutluydu. İstediği zaman, istediği yerde koşabilirdi artık.
Tükendi
Kendinize iyi bakın, Güzel ve yaşlı adam! deyip odadan çıkmış Canavar. Güzel, babasının gitmesini hiç istemiyormuş ama Canavar’a karşı gelmekten de korkuyormuş. İçinde dolap ve raflarla dolu olan yan odaya girmişler. Odanın içindeki zenginlikleri görünce ağızları açık kalmış. Kraliçelere layık kıyafetler ve takılar varmış ve Güzel, dolapları açmış. Dolapların içinde taşıyamayacakları kadar mücevher varmış. Mücevherlerden ve kıyafetlerden bir sürü seçerek kız kardeşleri arasında bölüştürmüş. Son kalan sandığ
Okulun adı Salem House idi. Bir ay boyunca tek başıma ders gördüm. Her akşam Bay Mell ile beraber yemek yedikten sonra yatmaya gidiyordum. En kötüsü de boynumda Dikkat! Isırabilir! yazan bir madalyon olmasıydı. Okuldayken bunu takmak zorundaydım, sadece uyurken çıkartabiliyordum.
Sis vardı, göz gözü görmüyordu. Kulübeye giden yolu çok iyi bilmeme rağmen neredeyse kaybolacaktım. Kulübeye yaklaştığımda adamın teki yerde uyuyordu. Gidip omzuna dokundum, fakat yanlış kişiyi uyandırdım. Bu adamın da gri kıyafetleri vardı ve bacağından zincir sarkıyordu. Onu uyandırdığımda adam koşarak uzaklaştı ve sisin içinde kayboldu. 
İç güdülerinden birisi adamın elini ısırmasını söylüyordu, diğeri ise adamın elinin tehlikeli olmadığını. O da orta yolu seçti. Adamın elini uzatmasını izledi fakat adam çok yaklaşınca dişlerini adamın eline geçirdi. Kurt bir anda kafasına aldığı ağır darbeyi hisseti, sonra bir kez daha hissetti. Sonunda dövüşmeyi bıraktı. Dişlerini adamın elinden çekti ve acı içinde bağırdı. Kızılderililer etrafını sardı. Öncekinden de daha neşeli gülüyorlardı.
Oscar Wilde hayat, aşk, sanat, ilişkiler gibi önemli konulara değindiği ve gözlemlerine dayalı toplumsal hayatla ilgili düşüncelerinden oluşan kısa cümlelerin bir araya getirildiği derlemesinde toplumsal görüntüyü ve ciddi, düşündürücü konuları, iğneleyici ve alaycı bir üslupla okura sunuyor.
Disiplinli, mükemmeliyetçi ve takıntılı bir ressamın üzerinde gizlilik ve saplantılı bir bağlılıkla çalıştığı göz kamaştırıcı bir kadın bedenini, kusursuz bir şekilde resmettiği on yıllık duygusal ve ızdıraplı sürecin anlattıldığı Gizli Başyapıt sanat dünyasında bir rehber niteliğine bürünmüştür.Bir sanatçının eseriyle oluşturduğu bağda tutkunun, abartının ve duygu karmaşasının çarpıcı ve sürpriz sonla biten hikayesi...
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 936 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2