Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 87 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Tarihi ölü bir anlatı olmaktan kurtarıp yaşayan, nefes alan bir canlı haline getiren sosyal tarih anlayışı tüm tarih yazımını kökten değiştirdi. Sosyal disiplinlerin tamamıyla etkileşim halinde olan bu yeni tarih yazımı ile birlikte geçmişte yaşanmış büyük olayların bir izleyicisi olmaktan kurtulan ve onun içinde yaşayan bir özne halini alan “sıradan insan” da bu sayede tarihsel özne konumuna yerleşmiş oldu. Dile ve onda gerçekleşen değişimlere hem bir tarihsel kaynak hem de onu yaratan en büyük aktörler
Küresellik fikrini tarih disiplini içinde ele almak, ilk bakışta sadece küreselliğin tarihinin peşine düşmek gibi görülebilir. Gerçekten de işin bir yönü budur. Fakat Küresel Tarih Düşüncesi adlı bu kitapta, alanlarında yetkin isimlerce kaleme alınmış yazıların da göstereceği üzere, esasında küresellik fikri tarih disiplininin bizzat kendisine yöneltilen pek çok eleştirel soruyu da gündeme getirmektedir: Tarih sadece modern Batılı tarih midir? Geçmişi anlatmanın geçmişte ve bugün farklı yolları var mıdır?
Tükendi
Çalışmanın Reddi – Çalışmaya Direnişin Teorisi ve Pratiği, modern kapitalist sisteme açık bir karşı koyuş, David Frayne tarafından bilinçle hazırlanmış provokatif bir metin, özgün bir manifesto. Frayne, Çalışmanın Reddi'nde insanlık dışı çalışma saatlerine, korkunç iş yüküne, güvencesiz çalışma koşullarına, kalıcı ve kitlesel işsizliğe, işsizliğin çalışanlar için bir tehdit olarak kullanılmasına, düşük ücretlere, sağlıksız çalışma mekânlarına yani sistemi var eden her yapıtaşına cepheden karşı çıkıyor. Bu
Batı Avrupa'nın 10 yüzyıldan itibaren nüfusları ve tarımsal üretimleri artan feodal krallıkları, 11 yüzyılın sonra çeyreğine gelindiğinde yeni pazarlar arayışındaydılar. Ancak Doğu'nun ticaret yolları ve limanları Müslümanların denetimi altındaydı. Öte yandan, 1071'de Anadolu'ya giren Türklerin İznik'i merkez edinerek Bizans İmparatorluğu'nu tehdit eder hale gelmesi ve başta Kudüs olmak üzere önemli hac yerlerinin Müslümanların elinde olması, Hıristiyan dünyası için büyük bir rahatsızlık kaynağıydı. Bu şart
İktisat biliminin kurucu eserleri arasında sayılan Ulusların Zenginliği, bütünlüklü yapısı ve pratik gözlemlere dayanan, olgun, rahat anlaşılır üslubuyla günümüzde de önemini koruyor. Adam Smith'in bu başyapıtı, endüstriyel kapitalizmin emekleme aşamalarını yansıtıyor. Tüm dünyayı etkisi altına almak üzere olan yeni üretim yöntemleri, bankacılıkta yaşanan büyük değişiklikler, tarım ve sanayi verimindeki müthiş artış... Adam Smith, bu büyük değişiklikler yaşanırken temel bir yönelimin de temsilcisi haline ge
Yayımlandıktan yaklaşık 60 yıl sonra okuruyla yeniden buluşan Hukuk, Özgürlük ve Ahlak, başlayan vaade uygun olarak, bu üç bileşenin ilişkisine odaklanıyor. H. L. A. Hart, hukuk ile ahlak arasındaki ilişkiyi, ahlaka aykırı bulunan edimlerin cezaya tabi olup olmaması tartışmasını merkeze alarak inceliyor. Bu bakımdan "cinsel ahlak" alanını verimli bir tartışma sahası sayarak çağının ötesinde, cesur yönelimlerle tartışmayı sürdürüyor. Kitapta toplumların genel ahlak çerçevelerini "zorlayan" tercihler zaman za
İktisat biliminin kurucu eserleri arasında sayılan Ulusların Zenginliği, bütünlüklü yapısı ve pratik gözlemlere dayanan, olgun, rahat anlaşılır üslubuyla günümüzde de önemini koruyor. Adam Smith'in bu başyapıtı, endüstriyel kapitalizmin emekleme aşamalarını yansıtıyor. Tüm dünyayı etkisi altına almak üzere olan yeni üretim yöntemleri, bankacılıkta yaşanan büyük değişiklikler, tarım ve sanayi verimindeki müthiş artış... Adam Smith, bu büyük değişiklikler yaşanırken temel bir yönelimin de temsilcisi haline ge
"Ülkü, maddenin marabasıdır." Trabzon liman burjuvazisinin Batum'da kâr, İstanbul'da ayrıca emniyet ve de siyaset arayan temsilcilerinden Sürmeneli Kulaçzadelerin oğlu Halit Rıfkı, 1915'te Hicaz Cephesi'nde Birinci Dünya Savaşı'na dahil edildiğinde, "dünya kavimlerinin Marx ümmeti" olmaya başladıklarını görmekteydi... Esaret kampında çıkardığı gazetelerde ve 1920'de Trabzon'da bu düşüncelerini dile getirdi. 1921'de Tiflis, 1922'de Moskova'daydı. 1927'de Trabzon'da bir gazetenin başyazarı oldu. Verimli bir k
Rıfkı Kulaç, 1914'te Birinci Dünya Savaşı'na katılmadan önce Marksist olmuş ve devrim öncesi Rusya'yı da görmüştü. Esaret dönüşü 1920'de önce Batum'a geçti, 1926'ya kadar Moskova'da yaşadı. Trabzon'da gazetecilik yaparken kendi özgün çizgisini ömrünün sonuna kadar korudu, suskunluğa mahkum edilişine karşılık 1936'da Milletleşen Adam romanını yayınladı. Milletleşen Adam, tezli bir roman, yalnızca ‘tez'i açısından değil, yazarının kahramanlarıyla kurduğu yakınlık ve uzaklık mesafesi, kurguyla gerçek arasındak
Çevirmenler : Turgay Sivrikaya, Özge Özdemir, Umut Yener Kara, Kemal Özdil, Ozan Çömelekoğlu "Tarih Yazıcılığında Yeni Bakış Açıları", yayımlandığı yıllarda büyük beğeni kazanmış, öncü bir eser. Yıllar içinde tarih biliminin farklı alt disiplinleriyle ilgili yeni makalelerle zenginleştirilen "Tarih Yazıcılığında Yeni Bakış Açıları"nın son ve en kapsamlı hali Türkçede. Peter Burke'ün öncülüğünde Robert Darnton, Ivan Gaskell, Richard Grove, Giovanni Levi, Roy Porter, Gwyn Prins, Joan Scott, Jim Sharpe, Richa
Zaman akıp gider mi? Uluslararası kültürel tahakküm odaklarının tektipleştirdiği bir kavram mı? Zamanın farklı kültürlerde nasıl algılandığı konusu, şimdiye kadar böylesi bir çalışmayla ele alınmamıştı. Kevin K. Birth, doğa bilimlerince çok önemsenen zaman kavramını, nihayet antropolojinin dairesinde ele alırken çeşitlilikleri dışlayan anlayışı yerle bir ediyor. Zaman kavramına bakışta tarihsel perspektiften yararlanırken tüm kültürleri kucaklıyor. Zaman Körlüğü'nde "zaman" özellikle antropoloji, tarih ve d
Tükendi
Sosyoloji ve Tarih, birbirine borçlu iki disiplinin geçmişten günümüze inişli çıkışlı ilişkisini inceliyor. Peter Burke pek çoklarınca kardeş sayılan bu iki disiplinin yakınlıklarına işaret etmekle birlikte, sosyoloji ve tarihin birbirlerinden ayrılan yanlarına örnekler ve önermelerle dikkat çekiyor. Burke, kısa sayılabilecek bir metinle çok geniş bir kütüphane taramasının sonuçlarını sunarken pek çok açıdan kusursuz bir bibliyografyayla araştırmacılara önayak oluyor. Burke, Sosyoloji ve Tarih'te özellikle
Bryan Turner ve Chris Rojek ticari yönelimlerle şekillenen, popüler kültürün şiddetli baskısına boyun eğme riskini taşıyan ve sahanın ilgililerince olması gerektiği yerde olmadığı değerlendirmesi yapılan "sosyoloji" Toplum ve Kültür'de masaya yatırıyor. Bu bakışa tarihsel ve toplumsal derinliği kazandırırken savunmasız birey(ler)in kıtlık dönemlerindeki ortak tutumlarından hareketle geleceğin sosyolojisiyle ilgili kayıtlar düşüyor. Toplum ve Kültür, bir önceki yüzyılın sosyoloji teorilerine kayıtsız kalmama
Tükendi
"Gülü Tefsir Ediyor Şimdi Aklımda Göğeren Diken" Faris Kuseyri'nin, Ortadoğu kültürünü kaynak edinen, yetiştiği toprakların mitolojisini kişisel serüveni içinde harmanlayan mensur şiirlerden oluşan Orontes Mensurları kitabı 2014 yılında yayımlanmış, edebiyat çevrelerinin yakın ilgisine konu olmuştu. Faris Kuseyri, Refik Durbaş'ın "Üzerinde uzun uzun çalışılmış, mimarisi sağlam, bir zincirin halkaları misali birbirine eklemlenmiş bir şiirler toplamı" olarak değerlendirdiği Orontes Mensurları'ndan sonra ikinc
On beş yılı aşkın süredir şiirleri ve inceleme yazılarıyla edebiyat dünyamızda yer alan Faris Kuseyri'nin ilk kitabı Orontes Mensurları Islık Yayınevi tarafından yayımlandı. Kadim Antakya ve Ortadoğu kültürünü kaynak edinen Kuseyri, kişisel serüvenini yetiştiği coğrafyanın mitolojisi, tarihi ve bugünüyle harmanlıyor. "Narı bıçaksız bölüşen" ancak tarih boyunca birbirine düşman edilmek istenmiş kardeş halkların hikâyesini, kendine özgü epik bir dille anlatıyor. Orontes, yani Asi Nehri bu güçlü hikâyeye sesin
Tükendi
Ressam Ali Kotan ve yazar Selim İleri'nin imge ve kelimeler arasında kurdukları ilişkinin, birden fazla çağrışım ve anlamı var. Bu uğurda söze, iki bireyin iç özgürlükleri ve kişisel tarihlerine doğru çıktıkları bu mahrem yolculukta, birbirlerinin betimleme gücüne duydukları merak ve güveni anmakla başlanabilir. Hayat hücresinde suç ortaklığına düşerek, aynı ranzayı paylaşan iki insanın, birbirini görmeksizin, alacakaranlıkta paylaştıkları düş ve gerçeklerin bileşik çekimi var, bu metin ve resimlerde. İçgüd
" (...) Beni ölecek halde gördüğünüz zaman, bir meşenin gölgesine götürün, size vaat ederim ki oradan geri döneceğim." Rousseau'nun ölümünden sonra yayımlanan otobiyografik yapıtı itiraflar'ın en belirgin özelliklerinden biri kuşkusuz açık yürekliliği ve cesaretidir. Yazarın doğumundan (1712) 1765 yılına kadar geçen sürenin öyküsünü anlatan eser, bir taraftan samimi anılar üzerinden bize seslenirken, diğer taraftan da otobiyografik bir roman olarak okunabiliyor. insan hayatını büyük izlekler peşinde kuşat
"(...) Geldin yaşamıma benim bütün getirdiklerinle, bekledim seni, ışıktan, ekmekten ve gölgeden yapılmış; böyle muhtacım sana, böyle seviyorum seni, ve bütün herkes, yarını duymak isteyen, onlara söylemeyeceklerimi, okusunlar bu dizelerde ve geri çekilsinler bugün, çok erken çünkü bu tartışmalar için. Bir yaprak vereceğiz yarın yalnızca onlara aşk ağacımızdan yeryüzüne düşecek, dudaklarımız yapmış sanki, bir öpüş gibi yenilmez doruklarımızdan düşen göstermek için ateşini ve sevecenliğini gerçek bir aşkın..
Kederin Doğusu & Suyun Ayak Sesi'nde gökyüzünden, yurdundan, bitkilerden, şehirlerden, insanlardan, kuşlardan, çiçeklerden, acılardan, kederden, sevinçten, bilgelikten, aşktan, inançtan, yoksunluktan, yaşamdan, ölümden şiir devşiren bir şairin sesi duyulur. İran'dan taşarak yakın komşulardan uzak kıtalara dek yayılan bir şiirin sesidir bu. Ne sen görüyorsun ne de dağ. Bu bağın meyvesi: Keder, keder... Dökülsün gam, susamış bir testisin sen. Düşsün çiçek, kokusun sen. Bu şevk sarmaşığı, sula onu, gider susuz
"Duygular Tarihi Nedir?" son yirmi yıldır popülerleşen duygu araştırmalarına önemli bir giriş kitabı. Çok farklı disiplinleri bünyesinde toplayan bu alan, duygu meselesini anlamada tarihin vazgeçilmez katkısını öne çıkarıyor. Yazarlara göre nerdeyse her alanda ikame edici bir açıklamaya dönüşmüş olan duygu fenomenini biyolojiden sosyolojiye, siyasetten tarihe kadar geniş bir perspektifte ele alan bu inceleme, duyguyu dar ve kolaycı tanımlara sıkıştırmaktan ısrarla kaçınıyor. Duygunun çoğul anlamlarını ihmal
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 87 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1