Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 139 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
En değerli varlığımız kalbimiz midir aklımız mı? Cesaretimiz yoksa bu ikisi fayda eder mi? Peki ya hepsine sahipsek neyi arar gözlerimiz? İnsanın evi pusulası olabilir mi? Dorothy, köpeği Toto’yla birlikte kendisini yabancı bir diyarda bulduğunda başına gelecekleri hiç mi hiç beklemiyordu. Fakat ne hikmetse kendini Korkuluk, Teneke Oduncu ve Aslan’la bu diyarın büyücüsü Oz’un peşine düşmüşken buldu. Her bir kahramanın bir dilek uğruna çıktığı bu yolculukta cadılardan porselen insanlara türlü türlü yaratık,
Bir delinin hatıra defteri midir gerçekten bu? Yoksa hayatın deliliğiyle başa çıkamayan bir insanın mı? Delilik nedir sahi? Ne hissettirir ve nasıl delirir kişi? Neresidir bu işin yetkili mercii, kimdir karar veren hangimiz akıllı, hangimiz deli? Yavaş yavaş koparır bağını gerçeklikle bazıları. İçinde sadece kendisinin yaşayacağı dünyayı adım adım yaratır. Ama kimse sormaz ona bunu neyin yaptırdığını, neden kurtulmaya çalıştığını. Böyle bir insanın anılarıdır burada yazanlar. Kimsenin duymadığı, kimsenin um
Karanlıktan da kara günler kapıda! Ulu Avalon Diyarı’nın başı hiç olmadığı kadar dertte. Anlaşmazlıklar, kavgalar, savaşlar ve salgınlar art arda patlak verirken eli kolu bağlanan Basilgarrad ne yapacağını şaşırmış durumda. Ateş ejderhaları bitmek bilmeyen saldırılar yapıyor, kim olduğu belirsiz düşmanlar elflere saldırıyor, Avalon’daki tüm ırklar birbirlerine ardı ardına savaşlar ilan ediyor. O da yetmezmiş gibi yüce büyücü Merlin, Avalon’u ve muhafızını ardında hiçbir iz bırakmaksızın kendi kaderine terk
SEVGİLİ BÜYÜKANNEM FREDDIE BİR DEFASINDA BANA, DÜNYADAKİ TÜM KORKUYU VE DEHŞETİ ŞEYTAN’IN YARATTIĞINI SÖYLEMİŞTİ. FAKAT ŞEYTAN’IN KENDİSİ DE BİR KERESİNDE KULAĞIMA, BİZİ KORKUTAN BİRİNİ, AĞLATAN BİRİNDEN ÇOK DAHA KOLAY AFFEDEBİLECEĞİMİZİ FISILDAMIŞTI. VE RIVER BANA HER İKİSİNİ DE YAŞATMIŞTI. O günden sonraki aylarımı bekleyerek geçirdim. Yavaş yavaş çürüyen malikânemizin geniş verandasında, uçurumun dibindeki küçük gizli plajımızda, o hain misafir evinde… Üstelik sabırsızlanmaya başlamıştım. Geç
ŞEYTANLA EL ELE YÜRÜRKEN ONDAN KORKAMAZSIN! Geçmişi Sırlarla Dolu Esrarengiz Freddie... Ölü Freddie'nin Hatıralarına Düğümlü Violet White... Çarpık Gülüşlü, Mükemmel Yalancı River West... Okyanus kıyısındaki sıradan kasaba Echo’da her şey olağandı. Ta ki bir gün esrarengiz yabancı River West, White ailesinin köhne malikânesi Citizen Kane’in misafir evini kiralayana kadar… Çarpık gülüşlü, zeki ve mükemmel bir yalancı olan River, birkaç gün içinde hem Violet’ın hem de tüm Echo kasabasının hayatını
Ailesinden kalan yüklü mirasla rahat ve tasasız bir hayat süren kahramanımız her zaman yaptığı gibi pazar günü gezmesine çıkar. Orada burada dolanırken yolu at yarışlarının yapıldığı hipodroma düşer. Can sıkıntısından ne yapacağını bilmediği için içeri girer ve yarışları izlerken kendinden geçen yarış severlerin abartılı, çılgın tepkilerini kâh gülerek kâh şaşırarak ama keyifle izlemeye koyulur. Bu arada cilvebaz bir kadınla bakışmaya başlar. Kadına oyun yapıp onu kızdırayım derken kendini bir anda hı
Eşinin onu yine aldattığını öğrendiğinde Beth Hall’ün dünyası başına yıkıldı. Fakat bu defa kararlıydı, affetmeyecekti. Biten evliliğinin yıkıntıları altında kalsa da, yüreği ezilse de, acılara savrulsa da perişan hâlde bir başına, yürüdü kendi yoluna… Sadakatsiz Adam Hall için ise hayat çok daha acımasızdı. Usul usul dibe çekti onu, sırlarının ve yalanlarının içinde boğdu. Yaptıklarının pişmanlığını yaşarken kendini geçmişin tehlikeli sularında yüzerken buldu. Kulaç attı, çırpındı fakat Beth’in eli olma
Sıcak bir eve ve rahat bir yaşama alışkın olan Buck, evin bahçıvan yamağı tarafından kuzeye altın aramaya giden insanlara satılınca kendisini hiç bilmediği bir hayatın orta yerinde buluverir. Burada sürekli dayak yer, çoğu zaman aç uyur ve bir kızak köpeği olarak satılıp durduğu hayatı boyunca pek çok defa kavga etmek zorunda kalır. Güneyin sıcağından ve konforundan kuzeyin çetin şartlarına sürüklenen Buck, önceleri neye uğradığını şaşırsa da vahşi hayata hızlı bir şekilde adapte olur. Artık sözü geçsin ist
“Ben Prosperity Oceanus Redding, belki de Prens Alastor... Sana bilmediklerini anlatmaya geldim. Yaklaş, duyman gereken şeyler var. Yalnız senden mi ibaret sandın bu dünya? O hâlde çok yazık sana.” Üçüncü Âlem’in soylu prensi şeytan Alastor… Asırlar sonra yattığı uykudan tek bir amaçla uyandı: Kendisine ihanet edenleri bir bir avlayıp yok etmek. Hain aile Reddinglerin en genç üyesi Prosper’in bedenine hapsolmuşken özgürlüğüne kavuşup intikam almasının tek yolu ise konakçısıyla bir sözleşme imzalamak. Fak
Ödüller: - Newbery Onur Ödülü - Yılın En İyi Kitabı - Kirkus Reviews - ALA Dikkate Değer Kitap Ödülü - Yılın En İyi Kitap Ödülü - School Library Journal - Yılın En İyi Kitap Ödülü - Booklist - New England Kitap Ödülü - Onur Ödülü - Jane Addams Yaşamım altüst olduğunda bir güz vaktiydi. Bildiğim tüm hayatları yakıp yıkan, herkesi mahveden bir savaş tepemize kâbus gibi çökmüştü. Dört yanımız yalanlarla ve kederle sarılıydı. Küçücük bir çocuktum fakat bazı şeyler, yaşamımın ne kadar uzun olursa olsun
Kafesin teki bir kuş aramaya çıktı, adamın biri anlaşılmayı her şeyden çok istedi. Yazdı, sildi, yine yazdı, yine sildi. Nasıl özgürlüğe kavuştururdu başka türlü yüreğinden, zihninden kopup gelen hisleri, düşünceleri? Küskün bir çocuk, yalnız bir adam, kalbi kırık bir gençti. Hem anlaşılmayı istedi hem de kendini hiç var olmamışçasına yok etmeyi. Derdi hem içini dökmekti hem döktüklerinden uzaklaşmak. Yazdıkları, içindekilerin esaretinden kurtulan bir adamın kırdığı zincirleriydi. Franz Kafka, kosko
İnsan nedir yahut insan olmak ne demektir? Erdem, vicdan, dürüstlük, iyilik, güzellik, özgür irade gibi şeylere sahiden de sahip midir? Her şeyi kendisi için mi yapar yoksa yalnızca iyilik için iyiliği gözettiği de olur mu? Eylemlerinin sebebi benliği midir yoksa hepsi başka birini mutlu etmek için midir? Beşerin tüm kontrolü elinde tuttuğu ve her şeyi yönettiği düşünülür fakat insan ya sadece dış etkenlere göre şekil alan âciz bir makineden ibaretse? O zaman iyiliği esasında kim yapar yahut kimi saymalıdır
“İçinde hakikaten sevmek kabiliyeti olan bir insanhiçbir zaman bu sevgiyi bir kişiye inhisar ettiremez vekimseden de böyle yapmasını bekleyemez.Ne kadar çok insanı seversek asıl sevdiğimiz bir tek kişiyi de o kadar çok ve kuvvetli severiz. Aşk dağıldıkça azalan bir şey değildir.”Sabırlıdır, naziktir.Kıskanmaz, üstünlük kurmaz ve kibirli davranmaz.Kabalık etmez, çekip gitmez.Aşk daima korur, güvenir, umudunu yitirmez ve direnir.Hayata direnir, zamana direnir; onu istemeyen bir yüreği dahi dize getirir.Ve baz
“Biliyorsun, anne; aylardır bu derenin sonu nerededir diye düşünüp duruyorum. Ama işin içinden bir türlü çıkamadım. Bütün gece gözüme uyku girmedi. Sonunda karar verdim; gidip derenin sonunu kendim bulacağım. Başka yerlerde neler olup bittiğini bilmek istiyorum.” Küçük Kara Balık, uykusuz geçen bir gecenin sabahında işte böyle diyerek herkesi aldı karşısına… Ve düştü yollara…
Ertesi gün Küçük Prens yeniden oraya geldi. Her gün aynı saatte gelsen daha iyi olur, dedi tilki. Örneğin öğleden sonra dörtte geleceksen, ben saat üçte mutlu olmaya başlarım. Dakikalar ilerledikçe de içimdeki mutluluk artar. Saat dört oldu mu içim kıpır kıpır olur ve ufaktan meraklanırım; mutluluğun değerini anlamaya başlarım! Ama sen herhangi bir anda çıkıp gelirsen, yüreğim saat kaçta senin için çarpacağını bilemez...
Ölümlülerin tek çaresizliğidir ölümsüzlük arzusu. Çünkü bilinmeyenle yüzleşmekten, hiçliğin ortasında kaybolmaktan, sonsuzluğa yenik düşmekten korkar insanoğlu. Ve ölemeyecek kadar değerli olduğuna inanır. Karşısında çoktandır yaratılmış bir ebediyet uzanırken zamana hükmettiğini söyleyen bir bilim insanıdır Zacharius Usta. Gılgamış misali ölümsüzlüğün peşinde koşar durur. Sonsuza dek yaşama tutkusu yüzünden başına gelmeyen kalmaz. Kibri sebebiyle gözleri kör, kulakları sağır olan bu ihtiyar saat ustas
Adı, cismi, mesleği, kimliği belli olmayan, tek kelimeyle ne idiği belirsiz Yeraltı Adamı, kitabın ilk cümlesinde kendini anlatmaya, daha doğrusu hastalıklı ve karanlık zihnindeki zehirleri kusmaya şöyle başlıyor: “Hasta bir adamım ben!” Buna ne şüphe! Dünya edebiyatında kendisine eşsiz bir yer ve metafor edinen Yeraltı Adamı imgesini yaratan Dostoyevski, bu kitabında benzersiz bir iş başarıyor: İnsan ruhunun hastalıklı, karanlık, kötücül ve iğrenç dehlizlerine müthiş bir aydınlatma gücüne sahip bir f
Yazmak senin için bir tutku ama sonu gelmeyen sorumluluklar ve zorunluluklar seni tutup çekiyor kendine, hayallerinden öteye… İşte bu defter, içindeki o dinmek bilmeyen yazma arzusuna daha fazla ket vurma diye hazırlandı. İçine bazı cümleler yazıldı. sen bu cümlelerin araladığı kapıdan geçip bambaşka diyarlara gidebilirsin. Hatta yolda, hayatına ucundan kıyısından dokunmuş kitaplar, şiirler, filmler ve başka tanıdık şeylerle de karşılaşabilirsin. Burada sınırlar yok. Hiçbir şeye bağlı kalmak zorunda d
Tükendi
İşlediği suçtan ötürü ölüm cezasına çarptırılan bir mahkumun kalan zamanını yazdığı bir günlükten çıkar gelir bu hikaye. Günbegün korkularına, endişelerine, hayata tutunmakla her şeyi bırakmak isteği arasında sıkışıp kalmışlığına; özlemlerine, pişmanlıklarına, acılarına şahit tutar geride kalanları yazdığı bu satırlarla. Hangisi daha fenadır onu da bilemez. Ölmek mi yoksa ölümünü büyük bir açlıkla bekleyen kalabalıkla yüzleşmek mi? Bir insanın canını aldığımızda sadece onu mu yaralarız? Babasının, an
Avusturya Alpleri’ne tatile giden anne oğulun yolları genç ve yakışıklı Baron’la kesişir. Kendisini iflah olmaz bir kadın avcısı olarak tanımlayan adam için anneye ulaşmanın yolu küçük çocuğun kalbini kazanmaktan geçmektedir. Fakat tüm çocuksu duygularıyla Baron’un arkadaşlığını kabul eden Edgar, kısa süre içinde adamın asıl niyetini sorgular ve çocuklukla yetişkinlik arasındaki grilikte adeta kaybolur. Çocuğun ‘yakıcı sır’ olarak adlandırdığı ancak anlamını bir türlü çözemediği gizem, tüm masumiyeti
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 139 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1