Twelve-year-old Charles Henby?s father has been murdered and now the murderers are after him because he is carrying a letter asking for help from the "real king of England to the Ottoman sultan. The year is 1716 and the Ottomans are about to fight the Austrians for control of the Balkans. Young Henby is caught up in the battle and swept along to the Ottoman court in Edirne. Will the murderers find him before he can deliver the letter? Will he survive amid the jealousies and intrigues at court long enough to

Herkes için müzik teknolojisi! Ses ve müzik kaydı için kolları sıvayan herkesin, işin türüne göre çeşitli zorluklarla karşılaşması gayet doğaldır. Bu zorluklarla hiç karşılaşmamak veya onların üstesinden kolaylıkla gelebilmek için de teknik soruları önceden sormak gerekir: Bu kayıt için nasıl bir mikrofon seçmeliyim, bu mikrofonu nasıl yerleştirmeliyim gibi sorulardan tutun, EQ ayarlarını nasıl yapayım, şu düğme ne işe yarıyor veya dijital teknoloji bana ne türlü olanaklar sunar gibi aklınıza gelebilecek h

Dünya sürekli değişiyor ve bu değişiklikler çocukların kafasını karıştırabiliyor. Evlilik artık sonsuza kadar süren bir birliktelik olmayabiliyor. Günümüzde birçok anne-baba boşanıyor, çocuklar da tam anlamadıkları bu değişim için kendilerini suçlayabiliyor. Bu kitap boşanma sürecinden geçen çocuklara okunmak, bu konuda bir diyalog başlatmaya ve geliştirmeye yardımcı olmak amacıyla hazırlandı.

"Bilgisayar programı, sıradışı durumlarda uyarı verecek şekilde tasarlanmamıştı. Amaç bu tür durumların tespiti değildi çünkü. Böyle bir şeyle karşılaşılması düşünülmemişti bile. Bu yüzden de asistanların gözlerinin önünde bir mucize sessizce gerçekleşiyordu. 'Mutasyon sayısı çok az,' diye geveledi Melike. Büyülenmiş gibiydi. 'Nereden çıktın sen?'" Bir Amerikan üniversitesindeki iki araştırma görevlisi, Chiaki ve Melike, tüm dünyadan gönüllülerin gönderdikleri dokuların DNA analizlerini yapmaktadırlar. Bu

Özer Uçuran Çiller'in ilgi çeken kitabı "İnfoteizm / Tanrı'nın Enformasyonu" Çitlembik Yayınları tarafından İngilizce olarak yayımlandı! Kitap hem Türkiye'de hem de Kuzey Amerika'da dağıtıma sunulacak. Infotheism/God's Information varoluşla ilgili dinsel, felsefi, tarihi ve bilimsel çalışmaların yardımıyla Tanrı'nın kendi varoluşuyla ilgili sorulara cevap arıyor. İnfoteizm, Tanrı ile evreni bağlayan enformasyon olgusunu, varoluşun temel dinamiği olarak kabul ediyor. Enformasyon ve Teizmi birleştiren en

Yüzlerce milyon yıl önce dünya tek bir süper kıtaydı. Gülden Treske o Pangea kıtasının üzerinden,sanki bir çalışma masasında oturmuş, bugüne, insanlara, yaşantılara, olagelenlere bakıyor; zaman zaman başka insanlara, hatta başka varlıklara dönüşüyor ve düşünüyor ve anlatıyor. Pangea'dan bakınca bugünün parçalanmış dünyası pek iç açıcı görünmüyor. Sevgisiz bir dünyanın sevgisiz insanlarıyız. Daha fazlasını, en fazlasını, -ihtiyacımız olsa da, olmasa da- istemekten, almaktan, dünyayı bitiriyoruz. Ama zor y

Soluk soluğa bir macera, gizemli bir öykü, İstanbul'un göbeğinde fantastik bir dünya.. "Hızla odalara uzanan koridora daldı Nil. Koşturdu. Ama kapana kısıldığını fark etmesi uzun sürmedi. Açtığı her kapı penceresiz mahzenler sunuyordu gözlerine. Ağlamaya başladığını fark etti. Önünü göremeden ve hangi odaya dalması gerektiğini bilmeden, duvarlara çarpa çarpa koşturdu. O anda bir el yakalayıp onu loş bir yere çekti. Haykırmaya çalıştı ağzını kapayan koca avucun arasından boğuk boğuk. 'Korkma,' dedi bir ses

Parçalara bölünmüş iki sevgili. Hem aşkları yüzünden, hem de kendi içsel problemleri yüzünden bölünmüşler... Birbirlerinden ayrılamıyorlar, ama aynı zamanda onları esir alan ve derin depresyona ve hayallere sürükleyen anılarıyla da yüzleşemiyorlar. Birleşiyorlar ve sonra tekrar ayrılıyorlar. Aşkla dönüp duran, sonra da ihanetle dağılan daireler çizerek dans ediyorlar... İlişkileri bir İstanbul kış gecesini andırıyor: karanlık, ıslak ve tehlikeli. Ve aynı İstanbul gibi, bu âşıklar da, batılı bir surat ifade

Efsanevi Jöntürk Hamdi Mümkün Bey'in günümüz İstanbul'unda geçen hayretengiz serüveni... "Büktel'in bu kitabını okuyanlar büyük keyif alacaklar..." -Erol Üyepazarcı- "İkinci Geliş", 2000'li yılların başında İstanbul'da işlenen ve 2000'li yılların tüm yozlaşmışlığını simgeleyen faili meçhul bir cinayetle başlıyor. İçinde yeni yüzyılımıza özgü tüm dönemsel hastalıkları barındıran ve şeytanın dahi failini ve somut gerekçesini tahmin edemeyeceği bu enteresan cinayet, ancak (1909'da Abdülhamid tarafından

Başarılı işadamı, yazar ve mühendis Özer Uçuran Çiller "Çekim Yasası"nın sırrını çözebilmek için tüm literatürü (ve hatta kendi ruhunu) taradı. Doğu'daki maneviyatı, Batı'daki mantık ve modern bilim ile birleştirdi ve böylelikle bakış açımızı, sağlık durumumuzu, hatta hayatımızı değiştirip geliştirmemize yarayacak ipuçları buldu. Çiller, bu kitabında, istediklerimizi elde etmek için "Sadece konsantre olmak yeter," gibi mitleri alaşağı ederken, gerçekten daha mutlu yaşamlar sürmek ve daha sağlıklı bedenlere

Devlet için bir eşkiya halk içinse bir kahraman... Ama şimdi Osman'ın hayatı tehlikede... Ya da değil mi? Türkiye, İkinci Dünya Savaşı ortasındayken Kayseri, halkının ve kaynaklarının tükenişini izliyordu. Ülke, sınırlarına yığılan Alman ordusunu endişeyle izlerken; halk, içine battıkları açlık -ve korku- ile mücadele veriyordu. Bu arada, takipçileri tarafından korunan meşhur eşkıya Osman, Kayseri'nin dağlarını mekân edinmişti. Fakat halktan gördüğü kabul ve saygı herkes tarafından paylaşılmıyordu ve bazı

"Aynaya bakıyorum, bakıyorum ve biraz daha bakıyorum, ama gördüklerimi bir türlü beğenemiyorum. Boyum biraz daha uzun olsa, saçım biraz daha düzgün dursa ve en önemlisi, keşke biraz daha ince, biraz daha biçimli olsam. Ben. Keşke. Ama nasıl?" Çocukluk ve gençlik arasındaki bir kız "okuldaki havalı kızların" arasına alınmak için kilo vermeye karar veriyor. Okul arkadaşlarından duyduğu yöntem kafasının iyice karışmasına sebep oluyor. Annesiyle konuşunca ise kendi cevaplarını daha kolay buluyor. Anne-babalar

"Aynaya bakıyorum, bakıyorum ve biraz daha bakıyorum, ama gördüklerimi bir türlü beğenemiyorum. Boyum biraz daha uzun olsa, saçım biraz daha düzgün dursa ve en önemlisi, keşke biraz daha ince, biraz daha biçimli olsam. Ben. Keşke. Ama nasıl?" Çocukluk ve gençlik arasındaki bir kız "okuldaki havalı kızların" arasına alınmak için kilo vermeye karar veriyor. Okul arkadaşlarından duyduğu yöntem kafasının iyice karışmasına sebep oluyor. Annesiyle konuşunca ise kendi cevaplarını daha kolay buluyor. Anne-babalar

Bernar Nahum, the silent pioneer of Turkey's automotive industry, was a passionate entrepreneur who worked behind the scenes to promote and build a viable automotive sector in Turkey. Never content to see Turkey develop only as an importer or assembler of automobiles, he worked diligently to carve out a manufacturing industry in a newly established republic that lacked resources, infrastructure, and experience. A determined and impassioned Turkish citizen and patriot, Bernar Nahum was not only the drivin

İnsan kendi yok oluşunu öngörmediği için kendinden sonra bu mekanizmanın fişinin çekilmesi gibi bir fonksiyon eklemeye gerek duymamıştır. TeleTurka Firması'nda mühendis olarak çalışan Âdem acımasız, kapitalist modern çağın baskısını çok yoğun hisseden bir kişidir. Sevmediği bir işi, sevdiği ama içinde mutlu olamadığı bir evi, konuştuğu ama pek bir şey paylaşmadığı komşuları vardır. İstanbul'da bir hayalet gibi dolaşarak çevresinde olup bitenlere tanıklık eder. Yaşadığı çağ onu tükürmeye hazırlanırken Âdem

This collection of textile treasures of the Armenian Churches of Istanbul is being introduced to world textile historians and art lovers for the very first time. Like the items the book introduces, the book too is a treasure, not only for textile historians, but anyone cultivating an interest in the culture, art and religious forms of Anatolia and Anatolian Armenians. Over 170 plates illustrate the textile treasury of the Armenian Patriarchate in Istanbul that have been executed in embroidery, appliqué, te

Cadı Kız kitabının sonunda kafalarda oluşan tüm sorular bu kitapta cevap buluyor. Eğer cadıysam, yakında görecekler. Hayatımda kimsenin kötülüğünü dilemedim, ama Beulah'dan kaçarken öfke ve nefret çarpışarak çakmaktaşından çıkan kıvılcımlar gibi lanet saçtılar. Kötü bir şey yapmadım ben, peki o zaman neden sanki kaçakmışım gibi gitmek zorunda bırakıldım? --Mary Newbury, 1660 Üniversite öğrencisi Kızılderili Agnes Herne ile Mary Newbury'nin yaşadıkları dönemler arasında çok uzun bir zaman var, ama araların

Cut out the three pieces of the Turkish eye, and glue them together. Glue the white circle onto the blue circle, and glue the black circle onto the white circle. Hang this in your room and it will protect you.

Sinemada giderek sayıları artan taşra temalı ya da mekânını taşrada arayan, oraya dönen, taşranın dünyasını öykü dünyası kılan filmlerin tespitiyle çıkıldı yola. Bu sorgulama içinde görüldü ki sadece sinemada değil toplumsal ve kültürel temsil biçimlerinde benzer bir görünümden söz etmek mümkündü. Bu nedenle de bu kitap sorgulamasını daha geniş tuttu. Toplumsal, idari, iktisadi bir mekân ayrımı mıdır taşra? Toplumsal dinamikleri tarif edebilmenin bir karşıtlık kategorisi midir yoksa? Toplumsal dinamiklerin