Aşk, her türlü olumsuzluğa karşın yeşeren bir daldır insan hayatında...
Yazdan'la Dılgeş'in aşkı da acıların, baskıların ortasında yeşeren bir daldı. İki dilli topraklarda
yaşanan karanlığa inat yeşeren bir dal.
İki genç insanın zorlu yaşamlarında birbirlerine tutunmalarının öyküsüdür bu kitap...
Bilmezdin
Kimsenin adını bilmediği kentte unuttun beni
Oysa ben yanağında ağlayıp duran gamzeydim
Gözlerimdeki keder, sesimdeki hıçkırık
Boğazındaki düğüm içtiğin suydum
Peşinde koştuğun gölgeydim
Ruhundaki tutsak karşısında kekeleyen sevgili
Söyle sen ne zaman ne zaman unuttun beni
Yanağında ağlayıp duran gamze bendim
Sesindeki hıçkırık boğazındaki düğümdüm
Öpmek istediğin tendim
Söyle sen ne zaman unuttun beni
Dün gitmişse, yarın yoksa bize kalan sadece bu günse eğer, arzuladığımız dünyada ister
kaplumbağa hızıyla, ister ışık hızıyla değerlerimizi tüketmeden, sadece insana özgü olan aşka
tutunarak gönlümüzce yaşamaktır aslolan.
Hayatta en güzel şeyler yüreğe çarparmış.
Aşk için çarpacaksa yüreğiniz, acıya, kadere hazır olun...
Kapitalizmin tarihi işsizliğin tarihidir. Bunun tersi de doğrudur; işsizliğin tarihi aynı zamanda
kapitalizmin de tarihidir.
Bu anlamda her iki tarih özdeştir, birlikte vardır ve birlikte yok olur. Bu, kendiliğinden bir yok
olma değildir; kapitalizm ve işsizlik ancak yok edilebilir. Onu yok edecek sınıf, geleceği; sosyalizmi kuracak olan sınıftır, işçi sınıfıdır.
Bu mücadelede iki kutup var: Bir taraftan burjuvazi ve diğer taraftan da işçi sınıfı. Toplumsal ve ekonomik yaşamda bu iki temel sınıf sürekli kar
'Ve dünya yaratılmıştır. Tanrı her şeyi bir ikiziyle göndermiştir. Kimi güçlü, kimi zayıf. Ve zayıf olan güçlünün bileğinden öpecektir. Canlılar, kendilerine yön verenlerin arkasında bir duvar gibi duracak, onların kararları sorgulanmayacaktır; sorgulayanlar yanlış yollara girecek, düzen bozulacaktır; Bu kaderdir?
Sen de, sana yön veren bu hayatın akıntısına kendini bırakmalısın. Olmayan bir şeye sahip olmak istiyorsun! Olmayacak şeylerin peşinden koşmamalısın. Birileri yürür ve sen onu takip edersin fakat
Hasan Bağdaş`ın resmi, bilinçdışı, hafızasının tuvale yansımasıdır sadece. Resmini izleyen ve arekolojik kazılar yapan, aslında kendi ruhunun kazısını yapar. Bağdaş`ın cesareti otoriteye hayır diyemeyenlere lanet okur. Bu cesaret günahkardır. çünkü daha çok yaratmak için daha çok günah işlemek gerektiğini bilir. Bağdaş Dostoyevsk`inin kumarbazı gibi oynar hayatla. Sahne rulet sahnesidir artık...
Alışılmışın dışında bir oyun oynayacağız. Bu oyun sizi geçmişe götürecek. Çok değil en fazla kırk yıl, on yıl sonra bu kitabı okuor olursan elli yıl, yirmi yıl sonra okuyor oluyorsan altmış yıli benim hesabım burada bitiyor. Daha da uzun yıllar geçtyise sevgili okur, hesabı yapmak sana düşüyor... Umut oyunu bol karakterli ve geniş zamanlı bir süreci kapsıyor. Süreç içerisnide toplumsal adalet(sizliği), ialhi adalet(sizliğ)i, hukuki adalet(sizliği)i sorguluyor. Tabuların insan yaşamında ne kadar karartıcı ve
Gel karanlık geceyi delip geçen Zuhal yıldızını, Gel Saman Yoluna açılan nurlu çizgiden yedi kümeli yıldızların sohbetini anlat, Gönlümüz bahar sevinciyle dolsun, Gel Şair Sadi`nin Gülistanını Bostanını anlat, Eteklerimiz demet demet menekşelerle dolsun, Gel Mecnunun çöllerde Leyla, Leyla diyen feryadının yankılarını can evimizde duyduğumuzu anlat, Gel Medine akşamlarının masmaviliğini, zemzemle arınmış insanların duyduğu huzuru anlat, Gel Fatma ananın matemini, Kerbela çölünün kanlı lalelerini anlat, ve de
Nida
Hilkat garibesi bu dünya ve gizemi yer gök arasında şaşılası bu mu Nida?
Kehanet ile şarabın melek ile şeytanın savaşçı ile komutanın yaldızlandığı harem midir dünya?
Nida
cismi yitirmek kolay da
yitirmemek bir istila!
Bu araştırmada hiçbir dini inancı veya onu savunan kişiyi küçümsemediğimizi anımsatır, övmediğimizi de bilmenizi isteriz. İnsanların dinsel konularda yanlış bilgilendirilmesi veya zaten yanlış bilinenlerin biraz daha karmaşık duruma getirilmesi karşısında kayıtsız kalamadık; bunu bilimsel yöntemle eleştirerek düzeltmeye çalıştık.
"Kur'an'daki İslamln Eleştirisi, Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Oztürk'ün "Kur'an'daki İslam" adlı eserinde "Ben de felsefeciyim." söyleminden hareketle kaleme alınmıştır. Bilindiği g
Elinizdeki bu kitapta, Kürt tarihinin milattan önceki ve sonraki tarihi, keza Kürt sorununun bugün açısından çözümünü ana başlıklar altında incelenmeye çalışıldı. Kitapta da görebileceğiniz gibi Kürt tarihinin milattan önceki ana başlığı içerisinde bu tarih kesinkes Kürt tarihidir demenin olanağı fazla bulunmamaktadır. Zaten milattan önceki durum açısından bir tek Kürtlerde değil, birçok ulus ve milliyet açısından da durum böyledir. Milattan sonraki tarihinde ise net bir şekilde, bugünkü aynı isim altında,
Sonra panzerlerden kitle üzerine sıkılmaksızın asfalt üzerine su akıtılıyor. Kitlede en ufak bir geri çekiliş yok. Panzerler buz gib tazyikli suyu kitlelere sıkmaya başlıyor. Pankartları kendimie siper ediyoruz. Kalabalık arasında reformist olarak değerlendirdiğim bir kısım arkdaşı görüyorum. Daha üç gün önce teslimiyetçilikle eleştirip tartıştığım Kemal`i görüyorum; Bir aslan parçası en önlerde. Hemen yanı başında bir kaç yıl sonra kaybedeciğimz Müslüm`ü görüyorum. Aman Allahım! O ne görkemli duruş. Kürsüd
Ayaklarının altında dolaşan dalgaların ıslak dokunuşuyla kendine gelirken etrafına bakındı... Biraz ileride annesinin onu sessizce seyrederken duyduğu gurur içini burkarken, çok uzak yerlerden kopup gelen derin bir hüzün yayıldı içine. Fedakarlıkla, beklentilerle dolu böylesine büyük bir sevgiye layık olamamanın verdiği sıkıntıydı canını yakan...
Elinizdeki kitap, burjuva demokratizmin, onun bir biçimi olan küçük burjuva demokrasisinin; burjuva ve küçük burjuva bir akım olan post-modernizmin, post- Marksizmin Marksizm - Leninizm`e ve enternasyonel proletaryaya karşı ideolojik saldırılarının sistematik bir tarzda sürdürdüğü bir tarih kesitinde çıkmaktadır. Kitap Marksizm-Leninizm`in proleter dünya devrim teorisinin binbir biçimde tasfiye edilmeye .çalışıldığı, proletaryanın sosyalist görevlerinin, sosyalist mücadelesinin, sosyalist toplum projesinin,
Peki kim bu Qırıx? Nereden alıyor bu adı ? Oırıx önce sistem tarafından dışlanan bir garip `öteki`dir. `Kökeni belli olmayan bir bilmece` hiç değildir. Tarihsel ve toplumsal olarak yaşadığı coğrafyanın özgün karakter insanıdır. Çevresinden sorarsanız o, bir Qırıxé. Bununla anlatmak istediği, sağlam olmayan, bozuk olandır. Qırıx`lığı ise, ayağına giydiği ucu sivri siyah kunduranın arka kısmını kırarak giydiği içinmiş. Oysa Qırıx ne o; ne de o`dur; Qırıx Diyarbakır`da sistemin kırıldığı insandır. Qırıx için y
Zamanınızın kıymetini bilin! Giden her saniye, sizin yaşamınızdan gitmektedir! Hesabınıza her sabah 86.400 dolar giren ve akşama da iyi kullanmadığınız her doları hesabınızdan silen bir bankanız olduğunu düşünün. Bu bankaya zaman; dolara da saniye diyelim. He sabah hesabınıza 86.400 saniye işleniyor ve her gece iyi bir yatırım yapamadığınız kısımlarını geriye alamıyorsunuz. Bu banka, bir yılda bakiyeden fazlasını kullandırmayan ve sürekli bir dengeye sahip olmayan 365 güne sahip. Her gün size yeni bir hesap
Her ağacın bir adı bir öyküsü vardı. Her kaya her yükselen dağ akan nehir adını hikayesinden aldı. Adı olmayan bir kuş hikayesi olmayan bir yılan çıyan yok. Her çocuğa konan adın bir hikayesi her ergen kızın yazılmamış yazılmayı bekleyen bir sevdası var. Şifalı otların bir hikayesi var rengin renk açan çiçeklere yazılmış türküleri var. Çocuk yaşta gelinlerin yaşadığının bir adı var. Yollara düşmüş gidenlere yazılmış yol öyküleri o öykülerde hasretin ve hüznün bir adı var. Dağların yeşiline mor yalnızlığına
"Umudumu hiç kesmedim Refik`ten. Elinden içtiğim bütün sular kutsaldı, içebildiğim kadar içtim. Elleri değil, günahları öldürdü beni. Söyle bana Nisvan, insan sevdiğini öldürür mü?"
"Aşk bütün günahları siler."
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.