Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 699 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
‘Doğa felsefesinde son yıllarda yankı bulan büyük ve beklenmedik keşifler; resim sanatının gelişmesinden doğan ontolojik bilginin yaygınlaşması; sorgulamaların ateşli ve özgür ruhunun, aydın ve hatta cahil dünyaya galebe çalması; göz kamaştırıcı ve şaşırtıcı siyasi konularda özellikle de siyasi ufkun muazzam bir olgusu olan, tıpkı yanan bir kuyruklu yıldızın kaderinde var olan ya yeni yaşam biçimlerine hayat vermesi ya da yeryüzündeki ürkek canlıları yok etmesinde olduğu gibi Fransız İhtilali’nin vuku bulma
Elinizdeki kitap Türkiye’de bir felsefe geleneğinin olup olmadığına ilişkin tartışmalar bağlamında İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü bünyesinde görev yapmış hocalarımızın görüşlerini değerlendirdiğimiz araştırma yolculuğundaki üçüncü çalışmadır. İlk olarak Düşünceleriyle Nermi Uygur, sonrasında İsmail Tunalı düşüncesi kitaplarının ardından yine o kitaplarda da olduğu üzere hatırı sayılı çalışmayla birlikte Takiyettin Mengüşoğlu’nun görüşleri değerli yazarlarca ele alınmaya, değerlendirilmeye ve yeri geld
Çingene tarih boyunca ya lanetlenen ya da arzulanan bir hayatın sembolüdür. İki anlamda da ilgi çekmesiyle sanatın önemli bir malzemesi haline gelmiştir. Şehirleşmenin ve yerleşik hayatın bir değer olarak yüceltildiği tabiatın kaybının hissedilmediği dönemlerde yersizlik ve yurtsuzluk hayatta kalma mücadelesi onların tekinsiz ve kötücül algılanmasına sebep olmuş ve Çingene hiciv için önemli bir malzeme olarak görülmüştür. Çalışmalardan öyle anlaşılıyor ki edebiyat başta olmak üzere resim müzik gibi diğer gü
Prof. Dr. İnci Enginün, uzun yıllar yaptığı inceleme ve araştırmaları daha önce Yeni Türk Edebiyatı Araştırmaları, Mukayeseli Edebiyat, Araştırmalar ve Belgeler adlı üç kitapta toplamıştı. Çalışmalarının sonuçlarını şimdi de iki ciltlik bir edebiyat tarihinde ortaya koymaktadır. Bu geniş çalışmanın ilk ürünü olan Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı'nı, Yeni Türk Edebiyatı - Tanzimat'tan Cumhuriyet'e (1839-1923) takip etti. Türlere göre düzenlenmiş olan bu kitapta, bazı tasnif denemeleri de yapılmış olmakla
Tükendi
Emevî Devleti’nin kuruluş devri İslâm kamu hukuku tarihi açısından belirleyici dönemlerden biri olmuştur. Râşid halifeler devrinin sonunda beşinci halife Hz. Hasan, Muaviye’nin saltanatı lehine hilafetten ayrılınca saltanat ve istibdadın bir gereği olarak büyük ölçüde baskı ve şiddet hakim olmuştur. Emevî Devleti’nin kurucusu Muaviye’nin başlattığı bu usûl ne yazıktır ki değişmeden ve gittikçe katılaşıp donarak devam etmiş, böyle bir ortamda da İslâm kamu hukukundan bahsetmek imkânsız denecek ölçüde z
Tükendi
Elinizdeki eser, Friedrich Nietzsche’nin 1864’te, yirmi yaşındayken yazdığı doktora tezi olan De Theognide Megarensi’nin tercümesidir. Yunanlı bir lirik şair olan Megaralı Theognis’in incelenmesine ayrılmış bu metin, Nietzsche’nin o tarihe dek yaptığı en kapsamlı tahlilini gözler önüne serer ve filozofun, Yunan düşüncesinin eleştirel-tarihsel bir biçimde irdelenmesine adanmış kariyerinin başlangıcını oluşturur. De Theognide Megarensi’nin yazılış amacının; Theognis’in, külliyatına ve hayat
Mustafa Kutlu'dan İstanbul gezi yazıları! Bizleri alıp İstanbul’un 35 yıl önceki ara sokaklarına, caddelerine, dükkânlarına, araçlarına götürecek; kendi gözünden yorumları ile kimi zaman duygulandıracak, kimi zaman ise gülümsetecek bir kitap... Üç kitaplık seri hâlinde yayımlanacak olan İstanbul gezi yazıları Kutlu’nun önceden yazıp bir kenara kaldırdığı, şimdi tekrar gözden geçirip okurlara sunduğu gezi yazılarından oluşuyor. İlk kitabını okuduktan sonra diğer kitaplarını da heyecanla bekleyeceğimiz
Kendini kaybetmişsin. Yazmaya kaptırdın mı hızını alamıyorsun. Seviyorsun bu işi. Son noktayı koyuyor ve çarşafa tamamen sarındıktan sonra yazdıklarını kontrol ediyorsun. Büyük bir boşluk seni karşılıyor. Yazdıkların yok bu sefer de. Mide bulantın artıyor iyice. Ekrana yaklaşıyorsun. Boşluk. Ellerin titriyor. Boşluk. Daha önceki yazdıklarına bakıyorsun. Bulanık bir görüntü. Sandalyenin titrediğini hissediyorsun. Deprem geliyor aklına. Masaya tutunuyorsun. O sırada elin klavyeye çarpıyor. Gri bir fon boşluğu
Aramızda göğe kaldırılmış bütün duvarlar ağırdan almalar, Güzel havaların pusu Rayları yolundan çıkaran sözün kudreti bitti Biten bir çarpışmanın bütün gerekçeleri Ardımızda kalacak aramızda dağılan Ukde büyüten keklik gibi çoğalacak a canım Keskin nişancı elinde can verme arzusu
Bazı Kaldıramadığım Yükler
Sizden mi duymuştum, yoksa yalnız Ellerinizin sesi mi? Şöyle bir şeydi: Kan yukarı çeker seni, sen aşağı inmelisin. Evvelâ çölü̈ geç, çölün bir yerinde gizli Kumların altında bir hazine gizli, lâ.
Ulysses'in oğlu Telemakhos'un Troya savaşı dönüşü denizlerde kaybolmuş babasını, 'Mentor' kılığına bürünmüş Tanrıça Minerva eşliğindeki arayışı, Fénelon'un Telemakhos’un Maceraları’yla mutlak gücün, istibdatın, kötü yönetimin eleştirisine dönüşür. 17. yüzyılın sonunda, modernitenin eşiğinde, insanın insan için cehennem olmasının önüne nasıl geçiliri sorar Fénelon. Prenslerin eğitimi için yazmıştır bu meseli. Güneş Kral XIV. Louis'yi eleştirmek cüreti gösteren din adamı, Telemakhos’un maceralarıyla okurunu m
Can yoldaşım dedim yaBu sükûnet, bu huzurGenzime takılıyor seninle konuşuncaParçalanmış kamyonlar, canhıraş bir kavga yokÇıldırmış sirenler yok, herkeste delice bir neşeHer yerde ve her şeydeBilmemenin sevinci.
İlim olsun da bilmesin, tarih olsun da hatırlamasın; olacak şey midir bu!? Evet öyledir, ilim her şeyi bilmez, tarih her şeyi hatırlamaz. Gelişigüzel şeyleri veya önümüze getirilenleri değil de bir şeyleri bilmek ve hatırlamak için bir iradenin, bir davanın ve iddianın, bir hayat tarzı arayışının kuvvetli bir unsur olarak devreye girmesi lazım. Neyi, ne kadar, nasıl bileceğimiz; neleri, niçin, ne ölçüde hatırlayacağımız, nihayet önceliklerimizin ne olacağı soruları da çok mühim. Ayrıca bu sorular ve cevapla
Dünyanın önde gelen Orta Çağ uzmanlarından olan ve Türkçeye de çok sayıda kitabı çevrilen Fransız tarihçi Jacques Le Goff bu kitabında kapitalizmin ayak seslerine dikkat kesiliyor. Kapitalizmin doğuşunun büyük ya da küçük anlatılarının arasında konsüllerden kilise kayıtlarına, kıssalardan vaazlara uzanan bir arkeolojik kazıya girişiyor. Balzac’tan Dickens’a ve Gide’e kapitalist düzeni anlatan her romanda karşımıza çıkan tefeci figürünün öncülü olan; İsa’nın tapınaktan kovduğu murabahacının ve murabahanın
Son yıllarda çokça tartışılan ve ilgi çeken dini ve mistik tecrübe meselesi hem bir yaşam tarzı hem de farklı bir bilme tarzı olarak işlev görüyor. Dinî ve mistik tecrübelerde görülen en önemli sorunlardan biri, aşkın olan bir varlığın insan tarafından nasıl tecrübe edileceğidir. Bu durum, onun imkânı ve doğruluğu/geçerliliği problemini de beraberinde getirmektedir. Dolayısıyla bazı araştırmacılar, bu tür tecrübelerin tamamen kişiye özel, bilinçaltının ya da sosyo-kültürel bir ortamın ürünü olduğunu bazıla
On dokuzuncu yüzyıl sonu İstanbul’unda, Batı’dan alınan tiyatro biçimleriyle geleneksel Türk tiyatrosu biçimlerinin kaynaşarak dinamik bir tiyatro çevresinin oluşturulduğu görülür. Buradan hareketle, Osmanlı’nın son dönemindeki İstanbul’u; Paris, Londra, Viyana hatta Tokyo gibi kentler ile aynı karakterde bir “tiyatro şehri” olarak yorumlamak mümkündür. İki Japon araştırmacı Yuzo Nagata ve Hikari Egawa, bu kitapta, 1881-1921 yıllarına ait yüz yetmiş adet tiyatro afişi ve broşürünü çeşitli tiyatro temsill
Tükendi
Antik Yunan’ı tahayyül ettiğimizde akla hep heykeller, filozoflar, anıtsal yapılar geliyor. Masum bir beyazlık içimizi kaplıyor. Rönesans’tan beri Antik Yunan yitik altın çağdır, mitlerin mitik dünyasıdır. Elinizdeki kitap Antik Yunan’ı aşırı idealize etmiş, gerçekliğinden koparmış temsillerin aksine Yunanların gündelik hayatına odaklanıyor. Yunanların Tanrılarıyla olan münasebetlerini tesis edip sürdürdükleri kurban ritüellerini ele alıyor. Tanrılarla insanların dünyası arasında kanın v
Jean-Paul Roux, bu kitapta kendisine aşina olan okuyucunun karşısına bambaşka bir yönüyle çıkıyor; bir yandan kral teması etrafındaki efsaneleri, tarihi olayları ve nesneleri mercek altına alırken diğer yandan bunların simgesel anlamını ortaya koyuyor. Roux, yeryüzünün dört ikliminde, tarihin farklı dönemlerinde hüküm sürmüş uygarlıklara ait kral tasavvurlarını derleyerek birçok farklılığa rağmen hükümdar tasvirlerinin benzerliklerini ortaya koyuyor.Roux’nun ifadesiyle bir “arkeolojik çalışma” olan Kral: Mi
İkinci Dünya Savaşı sonrası düşünce tarihine damgasını vuran kitaplardan biri kabul edilen Kültürlerin Yorumlanması, sadece “kültür” kavramını yeniden tanımlamakla kalmaz, “yorum”un işleyişine, kapsam ve yetki alanına dair yepyeni bir değerlendirme sunar. Geertz, 70’lerde altın çağını yaşayan, yapıları ve belirlenimleriyle sosyolojinin hükümranlığının altını oyar. 1973’te bir araya getirdiği bu makalelerine metodolojik bir çatı kurmak adına ortaya attığı “YoğunBetimleme” kuramı sosyal bilimlerde bir paradig
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 699 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1