Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 699 kayıt bulunmuştur Gösterilen 680-700 / Aktif Sayfa : 35
Şehirlerin manevî ve maddî güzellikleri fark edebilmek bir nasip işidir. Şehirlerin esrarına eremeyenler, onun yok oluşuna da göz yumanlardır. M. Çetin Baydar, Erzurum´un yeniden ayağa kaldırılması ve Erzurum Kimliği´nin yeniden oluşturulmasına "Erzurum Yazıları" ile katkıda bulunuyor. Şehrin tarih içerisindeki macerasını, günümüz meseleleri ile beraber ele alarak; siyaset, kültür ve sosyal hayatı "teşrih" masasına yatırıyor. Değişim sürecini, problemleri ile beraber ele alıyor.1
Tükendi
Burası Kuaför Tufan Burada yalnız Cengiz çalar. Tufan, Ufuk mahallesinde ufacık, küflü bir dükkân işletiyor. Ne çırağı var, ne bir çalışanı. İşini kendi görenlerden Tufan'ın dükkânına büyükler gelmez. Yalnızca çocuklara mahsus bir kuaför salonu burası Kız, erkek ayırt etmez. Herkesin saçını kırpar. Kırpar diyorum zira koyun kırpar gibi kırpar. Tek model şansı vardır: Amerikan tıraşı. Üstlerden kısalt, yanlara da bir makine çek. Kızlara arkada bir parmak kalınlığında küçük bir kuyruk bırakır. Oğlanları kısac
Türk entelektüel tarihinin teşekkül devri, zihniyet dünyamızla hayat felsefemizin yörüngesini belirleyen zaman dilimidir. İslâm tasavvurumuzun oluştuğu bu dönem, Horasan-Türkistan havzasının Müslümanlaşmasına para-lel olarak derinleşir ve sonraki zamanların mayası olur. Düşünce, ne derecede kemâli yoklarsa yoklasın, ehem-miyetli bir cephesiyle kuruluş döneminin ürünü olduğuna göre devamlı olarak ilhâm alınan kaynak burasıdır. Bir fikir hangi aşamaları kat ederse etsin esas itibariyle geriye doğru bakarak il
Tükendi
Güney Azerbaycanlı bir ailenin istanbullu çocuğu "Aşık Garip Coğrafyası" onun alanı . Çok yönlü bir kişi. Engin ve sınırsız bir hafıza. Hasta ayrımı yapmadan bakan, kapısını çalan her dertliye deve sunan bir hekim. Hekimlerin dervişi. Reçetelerinde hastalarının sosyal ve iktisadi durumunu yansıtan sosyal adaletçi bir hekim. Divan edebiyatından halk edebiyatına, oradan günümüz edebiyatına, tarihin derinliklerinden bugünkü meselelerimize uzanan bir kültür adamı. Kültürümüzün arka planına hakim bir entellekt
Tükendi
"Gökten üç elma" düşer, her masalın sonunda; ´okur´, ´yazar´ ve ´kahramanlar´ arasında paylaşılmak üzere.. Müşâhedât´ta natüralist bir örnek vermeye çalışan Ahmed Midhat, ´üstkurmaca´ bir romanla karşı karşıya bırakır okuyucuyu. Okunması gereken bir romandır. ´Kubbelendirilip´, ´kulplar takılarak´ kurgulandırılan, kurmacanın gerçeğe/gerçeğin kurmacaya karıştırıldığı ´sentetik bir yapı´ya dönüşür roman ve başından sonuna kendi düzleminden çıkarılarak ´oyun´ içerisine itilir okur.
Tükendi
Kadîm inançların değişerek devam ettiği bir coğrafyada hayat bulan Türklerin İslâm tasavvuru şifâhî, kitâbî ve mistik cephelere sahiptir. Türklerin dünya görüşünü geçmiş ve geleceğiyle ele alan kitâbî metinler idealleri; eskinin mevsiminde yeni bir iklim yaratan şifâhî ve mistik karak-terli metinler ise bu ideallerin pratiğe nasıl aktarıldığını gösterir. Bir başka ifadeyle Türklerin İslâm'ı algılamalarında bir çekiliş, kavramalarında ise bir atılış vardır. Türklerin İslâmlaşması hangi merhaleye varırsa vars
Tükendi
Türk tarihinde dikkat esastır. Bu dikkat, asıl hareket noktası ile son şeklini tarih ve coğrafyadan alır. Yeni olan her şey eskiye benzediği ölçüde bir kıymet ifade eder. Bir "mahkeme-i kübrâ" olarak görülen tarih, düne kapanarak bugüne açılanlar sayesinde bir kuvvet hâline gelir. Yûsuf Has Hâcib, Kınalı-zâde'nin; Gelibolulu Âlî İbnülemin'in şahsında yenilendiği gibi, Nizâmü'l-mülk, Sokullu Mehmed Paşa'da; Yavuz Sultan Selim de IV. Murad'da mükerrer hâle gelir, biri öbüründe devam eder. Fikir hayatımıza, ya
Tükendi
Toplum içinde yaşayan insan, onun meseleleri üzerinde düşünmeden edemez. Bu aynı zamanda kendi varlığı üzerinde de düşünmek demektir. Zira fert, bedenini tabiata; dil, terbiye, bilgi ve kültürünü topluma, yani mensup olduğu millete borçludur. Bir yazar kendisini ne kadar serbest hissederse hissetsin mizacı, kültürü ve çevresi yine de onun gezinti alanını sınırlandırır. İnanılan temel kıymetler farkında olmadan şahsiyerimize şekil verir. Büyük Türkiye Rüyası, Mehmet Kaplan'ın inandığı temel kıymetler çerçeve
İnsanlık tarihinin en mühim ve bir o kadar da travmatik hadiselerinden biri laiklik sürecidir. İktidarın gökten yere inişi, gücün tanrıdan insana intikali, aklın ve bireyin keşfi gibi sembolik ve güçlü ifadelerle dile getirilen bu süreç aynı zamanda her mânasıyla bir düşüşün, bir gerileyişin ve daralmanın da tarihine işaret eder. Dinin, metafiziğin, manevi olanın, insanın iç dünyasının daralması Lakliğin kaynak itibariyle tamamen Hıristiyanlıkla ilgili olması onun nerede ise bütün din havzaları ve toplumlar
Tükendi
Teoman Duralı´nın mfelsefe sevgisi ve dünyaya bakış açısı birbirinden ayrılmaz iki unsurdur. O, akademik çalışmalarının yanında, felsefesini hayatına eklemlemeyi başarmış ender kişilerden biridir. Sadece felsefe öğretmemiş, felsefe yapmış; felsefe yapmakla da kalmayıp bunu bir hayat biçimi haline getirmiş ve yaşaması ile de felsefe öğretmeyi bilmiştir. İnsanlar dünyayı alışılmış bir bakış açısından görmeye eğilimli iken, o zor olan yolu seçmiş, kendi bakış açısını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Bu çaba, haya
Tükendi
Tefrik etme hazinesi, kadim Hint kültürünün en önemli düşünürlerinden olan Shankara´(San Kaçarya olarakta bilinir, 686-750)nın talebelerine fikirlerini öğretmek için manzum olarak kaleme aldığı eseridir. Shankara, "gerçek" olarak sadece değişmeyeni ve yok olmayanı kabul eder. Yaşadığımız evrenin gerçek değildir ona göre. genel bir yorum yapacak olursak, Shankara´nın Sokrat´ın çizgisinde olduğunu söyleyebiliriz.
Tükendi
Tasavvuf tarihinde ve müslüman halkın İslâm anlayışında destansı ve önemli bir figür olan Veysel Karanî hem gerçek hayatı hem de menkıbevî kişiliğiyle ele alınıyor. Tasavvuf ve tarikatlar tarihinde bir neşve ve seyrüsülûk tarzı olan üveysîlik, Veysel Karanî´ye nisbeti dolayısıyla genişce ele alınıyor.
Tükendi
Oğulları yeni ölmüş yaşlı çiftin kapısı bir gün ansızın çalınır ve hiç tanımadıkları bir genç kız elinde bavuluyla çıkagelir. Durgun hayatlarına beklenmedik şekilde karışan bu esrarengiz kızla günler süren bir sessizlik içinde yaşarlar; ve sonra birden, cam kırıklarından yükselen sütlü kahve kokusunda olağanüstü bir çift geçmiş tekrar canlanır. Sütlü kahve kokusu ve mavi bir esintiyle birlikte tüm romanı iki ayrı koldan saran iki inanılmaz hikâye suskun evin hareketsiz atmosferinde çarpışacak, harmanlanacak
Tükendi
Elinizdeki kitabın ilk baskısı 1946´da yapılmıştı. Cumhuriyet´in 75. Yılında ikinci baskısını yapmak bize nasip oldu. Halkın teşkilatlanma irade ve gücünü, esarete tahammül etmeme direncini bu kitapta bulacak, tarihin derinliğinde kalan belgelere ulaşacaksınız.
Tükendi
Prof. Dr. Hüsrev Hatemi bir hekim-şair olmanın yanısıra uzun yıllardan beri üniversitede özveri ile ders okutan bir hocadır. Tıp tarihi ile de sıkı ilişkileri olan Hatemi, mesleki açıdan olduğu kadar tarihi çerçevede de eğitim-öğretim ve üniversite meselesi ile yakından ilgilenmektedir. Yüksek öğretimin son yıllarda süratle özelleşmesi ve eğitimde yabancı dil ağırlığının artması karşısında Hatemi medeniyet merkezli bir yaklaşımla bu alanda görülen seviye düşüklüğüne dikkatleri çekiyor. Kitabın bir başka öze
Tükendi
Otuz yılı aşkın bir zamandan beri çeşitli dergi ve gazetelerde "edebiyat" konulu denemeleri yayımlanan Hüsrev Hatemi, ilk kez bir bütün halinde elinizdeki kitapta bunları bir araya topluyor. Unutulmuş şairler, tozlu raflara terkedilmiş kitaplar, melal ile dolu mekanlar-semtler-şehirler, kadri bilinmemiş sanatçılar, eşya ve tabiat, musikiden sinemaya eski-yeni kültürümüzün bütün unsurları bu yazıları zenginleştiriyor. Hatemi´nin denemelerini okurken şiir, dil ve edebiyatın yanında çok çeşitli temalarla kar
Abdülhak Hamid Tarhan şöhretini şair olarak yapmış olmakla birlikte çok sayıda tiyatro eseri de yazmıştır. Hem tiyatromuzun gelişmesi hemde dünden bugüne fikir hayatımızı anlamak için Hamid´in tiyatro eserlerinin bilinmesi gerekir. Yeni yorumlar ve işlemelerle bu eserlerin sahnelerimize tiyatro, müzikal, opera ve hatta bale olarak kazandırılması, bu eserlerini okuyanlar sayesinde gerçekleşebilir.Bu eserler 19. yüzyıl son çeyreğinden itibaren basınımızda büyük yankılar yaptığı gibi yazarlarımızı da derinden
Tükendi
Orta büyüklükte bir külliyeyi andıran Sivas Ali Baba Zaviyesi içinde cami (önceleri mescid), tekke, türbe, mektep ve çeşme yapıları bulunuyordu. Bunların yanında, gelip geçen yolcuların ağırlanıp dervişlerin ve fakirlerin doyurulması için han, misafirhane ve benzeri tesislerin de mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Bugüne intikal eden hayli zengin arşivi kullanarak hazırlanan bu çalışma Anadolu tasavvuf ve tarikatlar tarihi açısından da, bir tekkenin çok yünlü ortamı açısından da nadir bir çalışmadır.
Tükendi
Cumhuriyet devrinde yaşamış, medrese eğitimi almış, dini hizmetlerde bulunmuş hocaların ve şeyhlerin kalemlerinden çıkma hatırat ve hal tercümesi kitapları yok denecek kadar az. Bu nedret, laiklik anlayışı ve uygulamaları başta olmak üzere Cumhuriyet inkılaplarının ve ideolojisinin hocalar, şeyhler ve onların etrafında kümelenen insanlar tarafından nasıl anlaşıldığı, hangi argümanlarla meşrulaştırıldığı, ne tür karşı veya paralel tepkiler gösterildiği, din eğitimi kademelerinin kimler vasıtasıyla ve hangi ş
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 699 kayıt bulunmuştur Gösterilen 680-700 / Aktif Sayfa : 35