Kelâmın kifayetini yitiren, âşığı zayıf düşüren bir hâldir gitmeler. Öyle etle kemikle değil de, tastamam gitmekten bahis açmış yazar. Ya kalbi olan okumasın, ya da sadece kalbi ile okusun diye; hüzün demiş, yalnızlık demiş mesela. Hele küçük harflerle git derken kocaman harflerle MEnin altını çizmiş, göze değil kalbe hitap etmeye namzet olduğunu işaret ederek. Kalmanın sağlamasıdır belki de bu sesleniş ki, idraki dizelerin içinde gizli...

Şiir, emek emek nakşın, ilmek ilmek işlenişidir. Sulardan şırıltı, kuşlardan cıvıltı alarak, kalplere fısıldayıştır. Hayatı sevişlerin, terk-i diyar edişlerin, kalbin içinde bir o yana bir bu yana dolanışların tezahürüdür. Hisleri kelimelerin koynuna bırakıştır şiir. Ondandır sözün yerini bulmuşluğu. Gönlünüzü açtıklarınıza açılır bu sarı sayfalar. Şehirler dolusu insandır bir çift söze saklanan. Şairce düşünene göre insan, derin bir kuyudur. Şiir ise bu kuyunun bilincinize sunulmuş bir yudum suyu. Dünyan

Bir umut mu yoksa unut diye mi atıyordu kalbi Pelinin? Saplantı haline dönüşmüş bir aşk, vazgeçme noktasından öteye geçmişti çoktan. Söylenecek sözün bittiği yerden başlıyordu yüreğindeki yangınlar. Çocukluk aşkı, gençlik sevdası ve hayatının merkezine koyduğu insan olan Yiğit, ona karşı dostluk ve arkadaşlıktan başka hiçbir şey hissetmiyordu. Pelinin duyguları ise ne zincirlere ne de kelepçelere vurulabilirdi. Yüreğine adak çaputları bağlıyordu birbiri andına Dantel gibi işlediği sevdası düğümleniyord

Bu romanda sabır, irade ve fedakârlık timsali bir genç kız tanıyacaksınız. Adı Selina Meksika göçmeni Fasto ile Amerikan vatandaşı Jeniyenin kızı Parçalanmış bir ailenin sırça yürekli evladı Onun; sömürü, baskı, eziyet ve tezatlarla yoğrulmuş iki farklı ülkede verdiği faziletli yaşam mücadelesine tanık olacaksınız. Onu izlerken tertemiz bir aşk arayışının duygusal yoğunluğunu yüreğinizde hissedeceksiniz. Yazar, merakı zinde tutan olaylar zinciri anlatmıyor sadece; sezgisi yüksek projektörüyle maddi ve mane

Bu roman, bir ulusun hürriyeti için yapılan savaşın insan hayatları üzerindeki tüm etkilerini baştan sona etkileyici bir şekilde anlatır. Yaşanmış olaylardan esinlenerek kurgulanan romanda insanların birbirine karşılık beklemeden nasıl kenetlendiğini, yardımlaşmanın gösteriş olsun diye değil de insanlık vazifesi olduğu için yapıldığını okuyacaksınız. Ben duygusundan çıkıp biz duygusu ile yaşamanın önemini, kadın ve çocukların savaşta en çaresiz, en masum, en savunmasız insanlar olduğunu hatırl

Hayatının aşkıyla evli ve ilk çocuğuna hamile olan Natalie istediği her şeye sahiptir. Deniz kıyısında verandalı, huzur dolu bir evi, sevgi dolu bir eşi ve her daim ona destek olan arkadaşları vardır. O sabah başına geleceklerden habersiz, mutlu bir güne uyanır ve çok yakında doğacak bebeğinin odasını düzenlemeye koyulur. Ansızın kapı çaldığında ise içgüdüleri ona kötü bir haber alacağını söylemektedir. Kapıyı açtığında, Deniz Kuvvetleri'nden sağ çıkmayı başarmış eski bir asker olan kocası Aaron'ı, yeni gör

Hayat çoğu zaman bizleri seçim yapmak zorunda bırakır. Bir kadın ilişkilerinde sadece güven ister ve güvendiği kişiye de âşık olmak... Onunla büyümeyi, onunla yaşlanmayı ve geçmişi onunla unutmayı umut eder. Veda ederken hatıralarından en güzellerini seçerek ebruli bir buket hazırlar kendine. Biraz sarı, biraz beyaz; en çok da mavi katar. Giderken sevgisi kalbindedir, ruhu bilinmezde. Arzuları gerçeklerle örtüşmediğinde firar eder, nereye edecekse! Umudu gökyüzünde uçarken görmeyi diler, aksi hâlde tüm zin

Selam söyleyin yâre, kusuruma bakmasın Gölgeme saksı düştü ondan arayamadım Haber salmadım diye kafasına takmasın Peşime böcük düştü, ondan arayamadım Zannetmesin unuttum, vallahi aklım onda Kaç kez elime aldım, kontör yok telefonda Rüyamda yedi beni iri bir anakonda Korkunç kötü bir düştü, ondan arayamadım

Sabır, vefa, fedakârlıktı onun adı. Sevmeyi çok seven yüreği; geçmişine öfke duymayacak kadar güçlü, yaşadıklarıyla tokalaşacak kadar asil, yaşam öyküsünün içindeki kahramanlarla düşman olmayacak kadar da olgundu. Çocukluğundan bu yana kendi aydınlığını hep kendisi yarattı. Katlanması zor ihanetin kapkara gölgesinde fesatlık ve nankörlüğün bedelini ödeyip ?Vebal"ini sorgulamadı. İnsan, insanca yaşamayı ve yaşatmayı beceremiyorsa bile hatasını kabul edecek kadar kendine dürüst olmalı. Fedakârlığın ve hoş