Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5
Hüseyin Akte, bu toprağın hikâyelerini yazıyor. Doğup büyüdüğü coğrafya, o yöre insanları hikâyelerinde yer buluyor. Yaşanan acılar, yokluklar, sıkıntılar ve kimsesizlik Anadolunun yanık yürekli, güngörmüş insanları ile bir kez daha tanışıp yakınlaşıyoruz. Keder yüklü olsa da daima umutlu. Karanlığı, bencilliği, bunalımı değil; ışığı, paylaşmayı ve dostluğu okuyoruz. Gözlerim Yolda Kaldı, Susuz Günlerden Sonra, Dalları Bastı Kiraz, Bit Yoklaması, Kanlı Bahçe, Yitik Mustafa, Mülazım, Bahçeli Kahve, Kara Tren
Tükendi
İki laf, bazen hayattır, bazen hayata son Umudun intiharı, düşlerin katli, yarınların kıyametidir. Bazen kıyamet sonrası diriliş, bazen mahşer, bazen sağdan gelen amel defteridir. İki laf, sıratı yıkar, cehennemin kucağına bırakır adamı, cennete köprü olur belki, kevser suyuna kavuşturur. İki Lafın Arasında, lafın en güzeli, şiir ile hayatı, hayatımızı izahtır biraz. Kaldırımlarda unutulmuş ayak altı geleceğimiz, görülmez sandığımız günahlarımız, ezan ile dirilişimiz, yüreğimizin aşka, aşkın yüreğimize do
Tükendi
Düşüncenin hür ufuklarına doğru bir yolculuk Tarih, kültür, edebiyat, sanat, medeniyet, insanlık üzerine bir nehir söyleşi 55 Soruda Düşünen İnsan Medeniyet, kültür ikliminde yapılan bu düşünce temrinleri bir ışıklandırma çalışması. Kıyıda kalan, görülmeyen, duyulmayan hususlara işaretler sunuluyor. Sorular ve cevaplar ile gelişen bu nehir söyleşi bizleri bir kez daha derin tarihimize, köklü edebiyatımıza çağırıyor. Kopuş ve kırılmalardan ziyade devamlılık fikri belirgin. Devam ederek değişmek; değişerek de
Tükendi
Geçmişi binlerce yıl öncesine uzanan Kastamonu, tarihin her dönemine ait izleri bünyesinde barındıran Anadolunun nadir kentlerindendir. Zira bu kent eski çağlardaki önemini Pers, Roma ve Bizans dönemlerinde kaybetmediği gibi Türk hakimiyetinde de muhafaza etmiştir. Seyyahların güzergahında bulunan Kastamonu gayet ucuz ve yaşanılabilir bir yerdir. Türk hakimiyetinde bu kent pek çok imar ve yapı faaliyeti görmüştür. Türkler kenti camiler ve medreseler ile adeta süslemiş, her köşesini çeşme ve şadırvanlarla do
Tükendi
uludu bir köpek, bu kara haber demek şahlandı bir at, bu öfke demek kelebek dolandı durdu han etrafında, muma çok yol var demek pir geldi, pür geldi orta yerde bir kadın başı halen eğik erenler kulağına fısıldadılar pirin can havliyle inip kalktı eller kaşı çatıldı, rengi kaçtı pirin -bu nasıl bir durum? bir hal çare aransın -nerde beynin kadın? -omzuma döküldü uzun siyah saçlar içinde dolanan benim ellerim göğe doğru incecik uzandı kavaklar yerdeyken başım eğilir demlendim, içimde sapanlı çocuklar çözüldü
Tükendi
Zemheri uğultuları duyulur aslında lal olan her yürekten, bahar şarkıları, yaz neşeleri... Ve hazanın kendine has ritmi... Lal olan her yürek hem suskusunda hem yangınında bulur kendi gerçeğini, tıpkı demirin tavında dövüldüğü gibi... Bir kendini bilme, aslını bulma öyküsü okumaktır bu yüzden 'Lal İmiş Yürek'in sayfalarında dolaşmak... Şairin ciğerinin sızısı, yüreğinin ağrısı şiir... Her dize bu yüzden yanar. Şairin yüreği lâl olmasaydı eğer, kırmızıya çalar mıydı kaleminden dökülenler? Varsın dünya dönsün
Tükendi
'sarışın bir gölgedir keder' şairin yüreğinden şiire iner dağılır perde perde karanlıklar ufuk kızıla çalar lal sözler dökülür şairin dilinden... kimi yediverendir, her mevsim sürgün verir... kimi sırlı bir tebessümde erir Şairler duyuş ve düşünüşüyle yaşadığı dönemin tanıklarıdır. Şiirler bu tanıklıkların belgesi 'İnceciktir Kırılmak' , gölgeleri ile derin ve düşünceli; yüzü ile sıcak, içten, insani duyarlılığa kapı aralayan dizeler...
Tükendi
Şiirde okunan insan gerçeği. Yeraltı sularının ince çağıltısı. Sonsuz akışa uyumlu sesler. Bir dağın iç ağrısı. Rüzgârın savuramadığı kökler. Acıyı bal eyleyen emek. İnsanı, insanda tanımak Şiirin imkânları ile bu mümkün. Şiir okuyup şiir yazanlar daha çok sahih oluşu vurgular. Şiirdeki sahih dil; bütün ayak oyunlarına, göz boyamalara verilmiş esaslı bir cevap niteliğindedir. Gücünü şiirden alır edebiyat. Hayatın içindeki saklı şiir bir kıvılcıma bakar. İnsanoğlunun en doğal, en içten sesidir şiir. Hakikate
Tükendi
(28.02.2012 tarihi için ön sipariş) Meşhur bir teşbihten yola çıkıyor elimizdeki bu kitap. Yunus Emrenin Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez diye tanımladığı âşıkları pervaneye benzeten; meşhur, bir o kadar da anlamlı teşbihten Bir pervane dünya penceresine konuyor. Bu pencereden o da geçecek. Tıpkı kendisinden önce geçenler gibi. Işığı görüyor oradan ve ona müptela oluyor. Çevresinde dolanıyor onun; kendini vuruyor kimi zaman kesrete, kimi zaman vahdete. Kanatları yanıyor. Ve insanları seyre dalıyor durduğu ye
Tükendi
Ateş Halkı, "Zamanı önüne katıp yürüyenlerin hikayesidir, diyerek kapılarını açıyor okuyucusuna. Karanlık ve aydınlığın birbirine karıştığı gölge zamanda; düşü ve gerçeği, evliyaları, cinleri, melekleri, meryemanları, yıldızları, burçları, geleneksel halk hikayelerini, İslam mistizmini ve Ortadoğu mitolojisinden esintileri de hissedeceğiniz fantastik bir hikayeyi konu ediniyor. Rüstem, Rakamlar, sayıların içinde, sayılar sonsuzluğun içinde kaybolup gidiyordu. Sonsuzluk, yokluktur. Yaşişi, bu vakit yıkım
Tükendi
(20.12.2011 Tarihi İçin Ön Siparişlidir.) Modern Türk hikâyeciliği hakkında isabetli değerlendirmeler yapabilmek için, ilk örneklerinden itibaren onun tüm tecrübelerini izlemek gerekir. Bu anlamda, Türk edebiyatının diğer türlerinde olduğu gibi, hikâye alanında kopuklukların olduğu bir vâkıadır ve bu, yapılan değerlendirmeleri de eksik kılmaktadır. Dönemlerinde belli bir yönelimin temsilcisi ya da sürdürücüsü olmuş, ürünleri okurun beğenisini kazanmış, ancak günümüzde unutulmuş pek çok hikâyecimiz vardır.
Tükendi
Mut
İlla ki sınıflandıracağım diyorsanız insanları; ikiye ayrılırlar. Mutlu olanlar ve mutsuz olanlar İnsanların bütün yaşamı bu kavramın çevresinde şekillenir. Bazıları mutlu olmanın her şeyden değerli olduğunu söylerken, bazıları ise mutsuz da mutlu olabildiklerini iddia ederler. Mutunuz varsa, mutlu, yoksa mutsuzsunuzdur! İşte, mutlu olduğunu iddia ettiği zamanların birinde, karısını ve çocuğunu yitiren bir adamın mutla olan savaşını anlatıyor bu roman. İnsanlığın yeryüzüne bunca yıldır hâkim olmasına rağ
Tükendi
2004 yılından bugüne Türk şiir, hikâye ve romanıyla ilgili yazdığım kimi yazıların bir araya getirildiği bu kitapta, edebiyat metinlerini teorik zeminde ve disiplinlerarası bir yaklaşımla inceleyen, onların belli bir bağlamda nabız atışlarını dinlemek isteyen 15 yazı yer almaktadır. Yazıların hemen hepsi önce lisans ve lisansüstü düzeyde verdiğim derslerde uzun uzadıya tartışılmış, birçoğu bununla da yetinilmeyerek konferans ve panellerde eleştiriye sunulmuş ve en sonunda yazıya geçirilerek çeşitli dergiler
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 80-100 / Aktif Sayfa : 5