Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Osmanlı devri insan manzaralarını ince çizgilerle gözler önüne seren bir roman: Vaka-i Osmanlı. Roman aynı zamanda bugünün hayat hikâyelerinin geçmişteki uzantılarını işler ilmek ilmek... Osmanlı yaşamına dair soluk soluğa işlenmiş olan Vaka-i Osmanlı, günlük yaşantıları anlatmanın yanı sıra çeşitli milletlerin İstanbulunu gözler önüne serer. İşte bu çok kültürlü hayatın, günlük yaşam hikâyelerine ve mutfak kültürlerine dair anlatımlar geniş yer tutar romanda. Osmanlı mutfak kültürüne sık sık değinerek bu k
Tükendi
Aklına uçurum düştü. Parmaklarının arasından mavi gök akıyordu. Yön duygusundan, aşağıdan ve yukarıdan yoksun bir düşüştü bu. Ellerini yana açtı. Kendini yardan atanlar adına sitem yüklüydü uçurumlara. Ve uçurum aklına kendini atmıştı şimdi. Gönlünce süzüldü bir zaman. Pervanenin ateş etrafında dolaşırken duyduğu huzur sindi içine. Oturduğu banka sırtını dayadı. Denizin içinde bir yol gibi uzanan iskeleye, açıktan geçen büyük yolcu gemisinin geçişini gösteren dalgalara baktı. Düşlediğini düşününce, önce sar
Tükendi
Beyaz patiskalardan yapılmış, firketenlerle dört köşesi kavuşturulmuş bohçaların altındaydı bizim istediklerimiz. O elini hangi tarafa uzatsa, kulağıyla sandıktan gelen sese pür dikkat kesilir, tam da çıkarmayı istediği şeyi çıkarırdı. Hiç birimiz o sandıkta tam anlamıyla nelerin saklı olduğunu bilemedik. Diğer ayna parçalarına bakmak geçiyor içimden ancak içimdeki korkuyu da bastıramıyorum. Üçüncü parçaya uzanan ellerimin bembeyaz olması hayrete düşürüyor beni. Aynaları unutuyor ellerime bakıy
Kıbrıs tarihi ile ilgili geniş bilgiler içeren ve bu adadaki sıra dışı hayatların kesişme noktalarını ele alan Makedonya Otu kendi hikâyesini ilmek ilmek işlerken, insanoğlunun görülmek istenmeyen hallerini ve adadaki yaşayışın merak edilen birçok yönünü gün ışığına konuk ediyor. İnsanların bir arada yaşama sevinçlerinin bittiği yerde hüzün kaçınılmazdır. Aslında tarihin kirli sayfaları araladığında insanoğlunun hırçınlığını, kadir kıymet bilmezliğini, vefasızlığını ve hainliğini görmek de büyük ölçüde olas
Tükendi
Tarih sizi eksenine almışsa bir defa ondan uzaklaşmanız mümkün olmaz. Bugünü, olup biteni anlamak istiyorsanız kaçıp kurtulmayı da düşünmeyin. Eğer tarihe ilgi duyuyorsanız bir girdaba tutuldunuz demektir. Zira olağanca gücüyle sizi daha derinlere çekecektir. Sonra Geride kaldı denilen her şey tekrar canlanacaktır. Geçmiş değişik veçhelerle bugüne ışık tutacaktır. Böylece geçmişin izinden giderek bugüne dair ip uçları yakalayacaksınızdır. Tarihin Ekseninde hem geçmişi hem de bugünü kucaklayan yazılardan mey
Tükendi
Her şeyin bir damla su ve bir sözcükle başladığını bilenlerdir, hikayelerin peşinden gidenler. Yürüdükleri yol tutkuların, çocuksuluğun, yalnızlığın, Adem ile Havvanın cennetten kovulduktan sonraki hüznünün, eksikliğin, başka dünyalara sığınmanın dikenli gül bahçeleridir. Yürüyenler, ne kadar diken koparırlarsa bu yolda, o kadar soyunacaktır güller de acılarından. Güller soyunurken ve sevinç gözyaşları dökerken gövdelerinden, koparanlar da kanayacaktır en derin yerlerinden. Okur da güllerden dikeni koparan,
Tükendi
yokluğun aşkına Allah aşkına gel saklan yüreğimin tenhasına elma desem de çıkma armut desem de çıkma
Tükendi
Ansızın Sonrası'nda; Dostoyevski'nin ince ruhsal çözümlemelerini, Kafka'nın yorucu kâbuslarını ve bazen gerçeklikle karışan kara hayallerini, Sartre'ın varoluşçuluğu anlatan hayata karşı yenik kahramanlarını, Goethe'nin çevresine tahammülsüz ve sevimsiz tiplerini tekrar anımsayacak veya merak edeceksiniz. Eser sizi yormadan edebiyatın edebî lezzetlerine götürecek zihinsel bir gezi öneriyor. Erdal Noyan'ın bu eseri bir bakıma okuyucunun güncesi olarak kaleme alınmış olup, başucu kitabı olacak kıvamda. Ansızı
Tükendi
Babasını Kurtuluş Savaşında kaybeden Macit, çocukluktan itibaren Ortaköy'de evlerine yakın bir Yahudi Mezarlığında çalışmaya başlar. Mezarlık bekçisi Joseph, Macit'in hayattaki tek yakını ve ilk öğretmenidir. Macit okuma yazmayı da ondan öğrenir. Joseph Bey'in kızı Sara ile tanışan Macit, bu güzel kıza âşık olur ve aşkı da karşılıksız değildir. Macit, askerlik çağı geldiğinde asker kaçağı zannedilerek apar topar İzmir'e askere gönderilir. Bu sırada 1942 Varlık Vergisi çıkar. Bir yanlışlık sonucu Joseph'e öd
Tükendi
Mevsimler ağır aksak yürüyor. İklimler tutulmuş hasretin tenhalığında. Sığınır akşamların gölgesine seyyahlar. Seyran ederler etrafı aşk ile. Dem bu demdir, yol bu yol. Ne bir eksik ne de fazla. Tenden geçer, camdan ayrılır yansımalarımız; kararan gecelere, solan günlere inat. Ümidimiz heybemizde, azığımız kalbimizde gizli. Öyleyse her öykü bizden gelir, her öykü bize varır. Her kelam anlaşılır öyleyse, her kalem okunaklı. Yazdıkça yazmalıyız, çözülmeli düğümler aklımızın gergefinden tek tek. Anlamalı ve an
Tükendi
Üç dönemi yaşamış, her döneme muhalefet etmiş bir siyaset adamı; ilklere imza atmış bir düşünür ve ilim adamı: Rıza Nur. Sinopta dünyaya geldi. Çocukluğu bu kentte geçti. Tahsil hayatının en renkli dönemini Tıbbiyede geçirdi. 1901 yılında doktor oldu. Gülhane Askeri hastanesinde başladığı doktorluk mesleğini aynı hastanede Cerrahi Muallimi olarak sürdürdü. II. Meşrutiyetin ilanı sonrası Sinop milletvekili seçildi. İttihad ve Terakki Fırkası mensubu olarak girdiği mebusan meclisinde ilk muhaliflerden biriydi
Tükendi
arın dedim göğsündeki ottan budan dedim maviliği görsün toprağa döllenen tohum vuruldum dedim şafak ile sana başkaldırdım yaşama ve yaşayana ateştir yüreğin ama taş gördüm dedim kendimi simanda sev dedim sevmek bir dağa yakışır ancak
Tükendi
Edebiyatımızda hikâyenin köklü bir geçmişi vardır. Kadim söz geleneğimizde yer bulan ve günümüze dek sürüp gelen bu edebî tür tarihi süreç içinde farklı tarz ve yönelimler ile gelişmiştir. Yenileşme devri edebiyatımızda hikâye/öykü alanında verdikleri eserlerle çok değerli katkılarda bulunan Ömer Seyfettin, Sait Faik Abasıyanık, Sabahattin Ali, Memduh Şevket Esendal isimlerini özellikle anmalıyız. Sonraki dönemde öyküye olan ilgi artmış; bu alanda kıymetli eserler yazılmıştır. Günümüze dek süren çok katmanl
Tükendi
Bahaeddin Özkişi, Sokakta adlı romanı Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2004 yılında yayımladığı 100 Temel Eser listesine girene kadar Türk romanının olduğu gibi Türk öykücülüğünün de gündemine girememiş, unutulmaya terk edilmiş isimlerinden biri olmuştur. Listenin yayınlanmasının ardından çeşitli gazete ve dergilerde hakkında yazılar yazılmış, anma toplantıları, paneller düzenlenerek Özkişi edebiyatseverlere tanıtılmaya çalışılmıştır. Türk edebiyatının gündemine böyle bir süreçte girmiş olan yazarın Bir Çınar Va
Tükendi
Modern hayatın kadına verdiği özgürlüğün sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen, kendinden iki nesil önceki tutsaklığın acısını çıkarırcasına hoyratça yaşayan kadınlar. Kilitli sandıklardan kurtardıkları arzu ve tutkularının acemice etrafta gezinip yara almasına göz yumuyorlar. Yüksek sesle söylemeseler de yalnızlığı sevmiyorlar hatta korkuyorlar. Üç kadın başrolde. Günümüzde hâlâ tabu olan cinselliğin duvarlarındaki ağır tuğlaları üşenmeden tek tek indiriyorlar gözlerinizin önünde. Bazen aşk veya keyif için b
Tükendi
Göç Vakitleri, hayatın içinden tam ortasından renkler sunan öykülerden oluşuyor. Bu öykülerde; sevgi, hasret, korku, öfke, direnç, mücadele, sabır, hüzün,umut, maziye dönüş, geçmişe bakış, doğumun sıcaklığı, ölümün soğukluğu, hayatın karmaşıklığı, iyi insanlar, kötü insanlar ve diğer renkler var. Öykülerdeki başkahramanının aynı kişi olduğu da kabul edilebilir, her öyküde farklı bir başkahraman bulunduğu da. Öykülerin birbirlerinin devamı sayılmalarına da birbirlerinden bağımsız kabul edilmelerine de itiraz
Tükendi
Osman Aytekin, hayatın içinden hikâyeler yazıyor. Gün içinde olup bitenler, gürül gürül bir hayat, hikâyenin içinde inceden yer buluyor. Bu yönüyle yaşanmışlık, olaylara tanıklık ön planda duruyor. Bir ömrün hüzünlü, sevinçli anları dile geliyor. Hikâyelerde okunan insanımızın halleri Harman Zamanı, Yeraltı Dehlizinde, Kısmetse Dönerim, Kırık Denizlerde Sandalda Bir Yürek, Ah Öğretmenim, Bizim Murtazanın Halleri, 257 Sinan Arkadaşım, Güzellikler İçinde Giden Adam, Filiz Kız, Bir Sevda Tutulması, İğde Ağac
Tükendi
Andromeda galaksisinin üç güneşinin etrafında dönen Bumerang isimli gezegende karanlığa aşina olmayan bir ırk yaşar. Andromedan ismindeki bu ırkta devlet denilen otorite yerini yönlendirmeli yönetim şekline bırakmıştır. Andromedanlar yönetilmez, yönlendirilir. Bu yönlendirmeyi yapan kişiler de gelişmelerine en çok olanak sağlayan meslek grubu olduğunu düşündükleri bilim andromedanlarından oluşur. Yönlendirmeli yönetimin en üst seviyesinde bilim andromedanlarının bulunmasının da sayesinde teknolojide oldukç
Tükendi
İnsanın kendisi Dört Mevsim Beş Vakit Hüzün değil midir, bir sonbahar sabahı ansızın dünyada gözlerini açan yahut bir ikindi yağmurunda hayat yolculuğuna başlayan. İnsan ilkbahardır kimi zaman, sabah kuşlarını iç cebinde taşıyan. Kimi zaman da yazdır öğle sıcağında Asr'a tutulan, dehrinde unutulan, bir garip vakti hazan. Ve hitamında kıştır insan bütün yaşanmışlıkları, hayalleri eksik ve yarım bırakarak yolculuğunu noktalayan. Bir yaz sabahı indirmişimdir başımı göçerlerin dengine, siyah benekli kuzumla, yo
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 93 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4