Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 170 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
köktin tüşer tengridem hua çeçekler bulgaşu olgurak erki inimizning etözin titmek belgüsi gökten düşüyor tanrı gibi güller ve çiçekler bunlar acaba kardeşimizin bedenini feda belgeleri mi Göktürklerin blok taşlara oyulmuş, Uygurların ise kitaplara dönüşmüş bir görkemle varlığımızı kucaklaması basit bir rastlantı mıdır? Yoksa tarihsel gelişimin basitten karmaşığa, ilkelden moderne uzanan çizgisinin gerçek anlatımı mı? Bu sorunun cevabı Türk kültürünün gelişim doğrusunun olduğunca, Türk şiir se
Tükendi
DOĞDUKLARI GÜN ÖLÜRLER İNSANLAR Herkesin bir katili var. Bu yaşama getiren. Bir de meleği vardır. Bu yaşamdan götüren. Benim Katilim Meleğimin yüreğinde
Tükendi
Anlamı öne çıkaran, şiir öğelerini göz ardı etmeyen şiirleri arar olduk son yıllarda. Şiiri salt imgeye indirgeyen, müzik ve içeriği neredeyse yadsıyan mantık, sanatı azınlığın hizmetine vermekten başka bir işlev taşımaz. Bu işlev, anlamsızlığın içinde anlam aramak adına yapılan çözümlerin teorik(!) bataklığında insanları boğmak içindir. Bahrem Yıldız, şiir yolculuğunda bu sorumluluğu taşıyarak şiirin yatağına girme cesaretini göstermiştir. Arayıp, bularak ve yaşamın somutunu soyutlayarak devrimci bir s
Tükendi
Kız Hatçe şu güğümleri doldur, ben bir koşu Senem´i yoklayıp geliyorum. Senem iyileşmiş be abla, iş çok, ellerim morardı valla, sırtım sucuk gibi, bu dağ taş çamaşır biter gibi değil, sen de el atsaydın.
Tükendi
Maskeli balolardan sonra doğurdum doğuracağım, baba arıyorum, bulacağım. Küpelerimin takıldığı geceydi onu nerden bileceğim. Sosyal Fabric (kumaş) panellerinden bıkmıştım, ooh çok iyi oldu, kalıp yuvalardan kurtuldum. Yuvamı çizeceğim plana göre örülecek.
Tükendi
İnsana ve insanın yaşadığı coğrafyanın İnsansızlaştırılmasına dairdir Tahsin Duman´ın şiirleri ve öyküleri. Yazar yaşadığı anı insani temellerle içselleştirerek sunuyor okura. Sunmakla kalmıyor, okuru da çekiyor şiirin ve öykünün içine... (Arka Kapak´tan)
Tükendi
İnsan yaşam ve hallerinin, sanatsal bağlamda sözdeki yoğunlaşmış en küçük ortak paydası olan şiir, kendisine olan bağlılığı unutmaz. Emek, karşılığını arayan en canlı kavramıdır yaşamımızda. Bu canlılık şiirde daha görkemlidir. Ve görüyoruz ki zaman, "Korkunun Ayaklanması"ndan (1990), "Ateş Değirmeni"ne (2004) şiirden yana çalışmış bir has emektir. İşte bu emek arayıcılarından biri olan Ali Narçın, Toplumcu Gerçekçi şiir damarının sürdürücü olarak "Ateş Değirmeni´yle yeniden "merhaba" diyor bizlere.
Tükendi
Hayatı anlamlandırmaya dair zihnimizde yer etmiş ve edecek olan tüm kavramlar, yaşamın kendi diyalektiğinden öğrendiğimiz temel gerçekler bizi yanıltmıyorsa eğer, zor durumlarda imdadımıza yetişecek can simitleridir aslında. Ama günümüz dünyasında karşılaştığımız yaşam koşulları, kimi zaman bu cansimitlerini es geçmemizi sağlamaktan öte, bazen denizin dibini boylamamıza da neden olabiliyor. Bu kitapta, bir öğretmenin oldukça zor koşullarda yaptığı yaşam mücadelesini ve bu mücadelenin kimi safhaların
Tükendi
"Şiir yazanın değil, ihtiyaç duyanındır" diyordu bir ünlü şair. Aslında olumsuzlukların bu denli kol gezdiği günümüz dünyasında, belki de en fazla ihtiyaç duyduğumuz şeylerin başında gelmeli şiir. Ama yaşadığımız olumsuzluklar bizi tüm içsel değerlerden kopardığı gibi sanat ve edebiyattan da koparmış durumdu. Konuşmaya geldiğinde, birkaç şairin ismini sayarak ne büyük şairler olduğunu anlatır dururuz. Bir de bunlar gibi şairlerin bir daha dünyaya gelemeyeceğini. Nazım´ın, Hasan Hüseyin´in, Yılma
Tükendi
1966 yılından bu yana Kanada´da yaşayan Tülin Erbaş´ın ilk yapıtı ´Kanada Rüzgarları´ (Winds From Kanada), 1970´de İstanbul´da yayınlandı. Çeşitli yazıları Washington, New York, İstanbul ile Ankara´daki gazete ve dergilerde yer aldı. Canadian Council tarafından seçilerek yayınlanan şiirleri, 1971 Volvox, 1973 Prisme International, 1974 Polished Pebbles ve 1975 Canadian Poetri´de toplandı. Erbaş´a 1972-74´te Kanada yazarları tarafından yılın özel ödülü verildi. O zamanki Başbakanlar Pierre Elliot Trudeau ve
Tükendi
Şemsi Belli´nin bu dizelerle son bulan "Anayasso" şiiri, edebiyat dünyasında yarattığı depremin yanısıra, metropollerde kendi içine dönük yaşayan kozmopolit burjuva yapının da yüzünü bir anlığına da olsa, Hakkari´ye, Tunceli´ye, Siirt´e çevirmesine neden oldu. Bu şiirle birlikte ortaya çıkan; Hasso´ların Mamo´ların dramı, ulusal basında olduğu kadar, dış basında da yankı buldu ve tartışıldı. Bu kitabın yeniden yapılanmasının nedeni ise aradan geçen otuz küsür yılın, bu coğrafya gerçeklerinde yaşanan küçük d
Tükendi
Türkülerle bezenmiş bir yaşam özlemi... Yüreği taşma noktasına gelmiş bir memleket duyarlılığı... Yitirilen değerler toplamına övgü... Halk şiiri geleneğinin çağdaş yaşamla bütünleşmiş çığlığı... Kent yorgunluğunun verdiği, kentte kaybolmuşluğun acıtan duyguları... Tüm bunlarla sarmaş dolaş şiirler toplamı... Zihinde kalan memleket ve yaşam izlerinin güne çağrılmasıyla oluşturulan derin sevdalar, sıkıştırılmışlığın ve bunaltılmanın sevdaları karasevdaya dönüştürmesi... Kısaca, bir memleket v
Tükendi
Şemsi Belli adı, Anadolu insanının yüreğine her ne kadar "anayasso" şiiri ile çakılmış olsa da onun edebiyat dünyasında fırtına gibi estiği yıllarda ürettiği diğer şiirler gibi, yaşamının son döneminde toplumsal duyarlılığının bir sonucu olarak ortaya koyduğu şiirler de en az "anayasso" kadar etkileyici ve yaşama dairdir. Yaşadığımız ülkenin dinamiklerini bir şair duyarlılığıyla dile getiren ve toplumsal dokuyu zedeleyecek nitelikte yolsuzlukların ve ahlaksızlıkların meydana getirdiği problemlerin yansım
Tükendi
son dönemde Doğu Karadeniz´le ilgili yapılan tüm tartışmalarda öne çıkan bir kavram var; PONTUS... Doğu Karadeniz´in etnik yapılanları içerisinde Pontus´un yeri nedir ve önemi ne ölçüdedir? Bu sorunun cevabı, o bölgedeki diğer etnik yapılanlar bilinmeden asla verilemeyecektir. Kitap bir bütün olarak Pontus´u içermiyor, M.Ö. 5000´den başlayarak Anadolu´da, özellikle Doğu Karadeniz´de bu güne kadar oluşan tüm etnik yapılanmalarla ilgili tesbit ve değerlendirmelerde bulunuyor.
Tükendi
"Geleceğin yaşam biçiminde, insanlığın ve insanların kabul edebileceği ortak bir bütünlüğü aramak, bulmak ve bunu gerçekleştirerek işlerliğe koymak; herkesin arzusu ve vazifesi olmalıdır. Bilim ve teknolojinin getirdiği gelişmeler, zorunluluklar sonucunda, büyükten küçüğe, rahata, pratiğe doğru bir akım başlamıştır.
Tükendi
Duygularınızı nasıl ifade edersiniz? İsteklerinizi, kırgınlıklarını ve kızgınlıklarının nasıl ortaya koyarsınız? Kendinizi nasıl anlatırsınız insan soyuna? Bunları yaparken, kırıp döktüklerinize acıdığınız, geriye dönüp baktığınızda pişman olduğunuz olur mu? Olumsuz gibi görünen olayların gücü karşısında direnciniz kırılır, zihniniz bulanır mı? Umudunuzu kaybeder misiniz? Tüm bu sorulara cevap vermek için gereken en değerli doneler belki de gençlik yıllarımızdaki algılamalarımızda yansımalarımızda g
Tükendi
Kemiklerimde Kulaklarımda Başımda Sallanan biri var İçimde Dışımda Kaçan biri var Gelen Giden Aldanan biri var Bakan Duyan Susan biri var
Tükendi
Sevgiyle uzanan ele, Burcu burcu kokan güle, Bilmeyene söyle hele, Biz sevgiyle anlaşırız Sevgi olsun ki aşımız, Eğik durmasın başımız, Sevgi dağımız taşımız, Biz sevgiyle anlaşırız. Gönülden verirsen ele, Kendini hisset ki köle, Sineye çekilen çile, Biz sevgiyle anlaşırız.
Tükendi
Orhan Süreyya artık yaşamıyor. Aslında o bildiğimiz anlamda hiç yaşamadı. Ama bizim bildiğimiz yaşam boyutlarından ayrılışı, bilmem kaçıncı intihar şiirini yazdıktan sonra, şakağına dayadığı bir Baretta´dan çıkan 9 kalibrelik bir merminin patlamasıyla oldu. Başkası olsaydı mutlak kurtulurdu bu ölümden, ama o kurtulamadı. Yaşamının hiçbir döneminde pozitif ya da negatif hiçbir olumsuzluktan kurtulamadığı gibi... Hiçbirimiz gibi yaşamadı, hepimiz gibi öldü. Öldüğünde arkasında sadece bu ki
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 170 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8