Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 70 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
"...Melih Ergen'in "Fotoğrafın Arka Yüzü" adlı kitabından kazandığı haklı övgüden sonra bile, yazdıklarına hala bir yabancı gözüyle dışarıdan bakabiliyor olması; beyaz kağıt karşında hala duyduğu o korku; onun bundan sonra yazacakları konusunda umutlarımı ve merakımı dipdiri tutuyor." -Mehmet Hç Doğan-13.11.1987 - Cumhuriyet Kitap Eki "Melih Ergen bu kitabında da ölümü kaçmadan, sakınmadan, saklamadan anlatmış; anlamaya çalışır gibi değil, çoktan anlamış ve gizini çözmüş olarak. (....) Ölüm üzerine düşünme
Tükendi
Melih Ergen uzun bir sessizlikten sonra çıkıp geldi "Sağır Bellek" adını taşıyan yeni romanıyla. Bundan önceki yapıtlarında olduğu gibi yine ölüm evreninde geziniyor. Diğer yandan çoklu kuşak çatışmasının keskin, kırılgan izlerini takip ediyor. Bu romanda ölüm, intihar, bellek, unutma, anımsama, iktidar, gelecek kavramları yan yana duruyor, zaman zaman da iç içe geçiyor bu kavramlar. Kaotik, bilinç akışına dayalı sıçramalarla çoklu okumalara açık, göndermeleri derin ve psikolojik yoğunluğuyla okur-yazar-r
Tükendi
Çiğdem y Mirol Kuartet'in ilk parçası olan Yüzüm Kitap, yazası gibi, türlere ve türcülüğe karşıyken, yazarın gelmiş geçmiş gelecek kitapları gibi çok (kül)türlülükten yanadır. Öte yandan yazarı, onun kendi icat ettiği bir şey olan "kitaperformans" olduğunu ileri sürerken onu belki de çok yeni ve pek biricik bir türün ilk örneği yaptığının farkındadır. Bu durum sadece fâni değil metinsel bir paradokstur da. Yazarında dediği gibi anlaşılacak bir şey yok bu durumda, önemli olanda keyif almak, kendini olduğun g
Tükendi
...Dışarısı ıslaktı, yağmur yeni dinmiş olmalıydı. Elleri cebinde, bir an durup geçen arabalara baktı... onu görmüş müydü? Görse yanına gelmez miydi? Gelse ne diyecekti, üzerine kaç yılın yağmuru, karı yağmış bir aşk için? Pişmanlık mı bekliyordu, gözyaşları mı? Af dileyen, hüzünlü bir Hümeyra mı, yoksa...
Tükendi
"Korkuluk dilin olanaklarını gündelik hayatın içinden alıp, gündelik dilin dışına çıkartarak, gerçeği gerçeküstü hallerle buluşturuyor. Böyle olunca da gerilim ve korku unsurlarını öyküde kullanmaktan çekinmeyen, fantastik arayışlara ve indirgemeci tutuma yönelen, çağdaş bir öykü diliyle karşılaşıyoruz. Ne anlattığı kadar nasıl anlatıldığını öne çeken öyküler... Okurunu düşündürüyor, geriyor ve boşluklarda olasılıklara davet ediyor."
Tükendi
"Kış boyu süren, hiçbirini kaçırmadığım Cem Törenleri'nde adını sıkça duyardım. Deyişlerde, sohbetlerde sevgiyle, muhabbetle söz edilirdi onlardan. Dertli öter, dertleri deşerlerdi. Hazreti Pir'in avazı, yalnızca onlardaydı. (Arka Kapak)
Tükendi
"Olayların İçinden" başlıklı bu kitabın temel amacı, bir kamu kuruluşu olan TRT Haber Merkezi'nin, benim de içinde bulunduğum dönemde, kamuoyunu nasıl ve ne biçimde bilgilendirdiğini sergilemektir. Özetle söyleyelim: Elinizdeki kitap, devletin sözde "tarafsız" tek yayın organının, nasıl habercilik yaptığını anlatmaya çalışmakta, bu konuda tarihe kısa notlar düşürmektir.
Tükendi
(...) Yaşam boyunca yaptığımız, gördüğümüz, ya da duyduğumuz her şey, o zaman diliminde bir belge değeri kazanmaktadır. Çoğu zaman kaydedilmeyen, yazılmayan, "nakledilerek" zaman içinde değişime uğrayan, hatta giderek unutulan bu yerel bilgi, aslında "Yerel Tarih"tir. ... Sevgili dost ve hemşehri Halil Değertekin'in "Bir Ev, Bir Sokak, Bir Şehir" * kitabını bir çırpıda okuyup bitirdiğimde; Martin Luther King'in çok sevdiğim bir cümlesini anımsadım. Diyordu ki o büyük hak savunucusu; "Eğer sizden sokaklar
Tükendi
Birçoğunu kamuoyuna yansıttığım, okurken o günleri yaşadığım bu kitabın yazılmış olması çok önemli. 1999 depremi sonrası enkaz altında kalan Kızılay'ı kurtarabilmek için çoğu kez tek başına mücadele eden insanın çilesi... Kitapta köklü bir hayır kurumunun işlevini yeniden kazanabilmesi için verdiği büyük mücadeleye tanık olacaksınız... Uğur Dündar
Tükendi
dik durduk zaman aktı içimizde testeresi geçti dallarımızdan yasalarının devrildik güneşin toplu şiirine düştük toprak doldu ağzımıza tanık olduk ve orada dünyanın neresindeki annenin gözünde uçuş düşüne gömüldük gömüldük gömüldük
Tükendi
bu sebeptendir hep eylülde âşık olurum kışın yürürüm karlı kaldırımları hesapsız kitapsız ölürüm mayıs dağlarında ilkbahar bu sebepten Ankara yasemini sever sen dönüp bakacaksın ya diyorum köşe başları ondan güzeldir
Tükendi
"Diğerlerinden çok farklı bir yoldan gittim ben. Bu yol beni ben yapan ve bugün ki kimliğimi oluşturan yoldu. O yol da yalnız benim ayak izlerim vardı. Çocukluğumdan, bu yıllara uzanan. İçinde farklı yaşanmışlıkların, dönme düşlerinin, dönem kitaplarının, türkülerinin ve elbette o zaman dilimine denk düşen insanların olduğu bir yol. Ve bu yol düz olmadı hiçbir zaman.
Tükendi
Bu yapıt uzun ve ayrıntılı bir çalışma sonucu ortaya çıktı. Verilen emeğe yakından tanıklık eden birisi olarak, böylesine bütünlüklü ve neredeyse tüm öykü tarihimize odaklanan çalışmanın bir ilk olduğunu sanıyorum. Öykücülüğümüz üzerine yapılan çoğu çalışmaların dönemsel olması nedeniyle, öykü serüvenimizi ayrıntılarıyla ele alan bir yapıta ciddi anlamda gereksinim vardı.
Tükendi
'Üç erkek sesi karanlık gökyüzü ile ondan da koyu yeryüzü arasında sıkışmış, karanlığı yırtmaya çalışıyordu. Kimi zaman annesini kaybetmiş enik sesi gibi titrek ve ürkek, kimi zaman da kapana sıkışmış vahşi bir aslan kükremesi kadar yırtıcı ve meydan okuyucuydu. Bütün ton değişikliklerine karşın uyumu kaybetmeme, birlikteliği bozmama çabasındaydılar.'
Tükendi
"Yeterince eğitim görmemiş, güçlenememiş, gerçekçi aydınları taşınamayacak kadar çürümüş, değişik yerlerin kültürlerini taşıyan insanların, kadın satıcılarının, kumarbazların, hovardaların ve namuslu küçük ailelerin bir arada kalmak zorunda kaldıkları gizemli bir oteldir, "Otel Atlantik." Nazmi Bayrı, içinde yaşadığı, yakından tanıdığı geniş bir yelpazeden, Doğu'dan, Çukurova'dan, Mersin yöresi insanlarının yaşamlarından çıkarıyor öykü konularını. Her gün her yerde, kalabalık caddelerde rastladığımız küçük
Tükendi
Fütüristler ortaya çıkışlarıyla, o güne kadar oluşmuş tüm toplum değerlerini yıkmayı hedeflediler. Bunu yapabilmek için de sistemin ağır aksak işleyişine karşı, hız ve hareketliliği temel öğe olarak önerdiler. Hız ve hareketlilik, yönetim biçimlerindeki otoriteye karşı ileriye, yarına özgürce taşınabilme duygusundan kaynaklanır. Zamanın gelip geçişinde, zamanla yarışmak, eskime ve yok olmaya karşı mizahi bir tepki de sayılabilir. Fütürizm kendini açıkladıktan sonra, sadece Fransa, Almanya, İngiltere, İspa
Tükendi
Ayfer Öneysan Yapıtları 1. Beş kısa Özgün Oyun 2. Beş Kısa Çeviri Oyun 3. Küçük Afacan 4. Köşkün Yeni Sahipleri 5. Akort Anahtarı 6. Apenninler'den And Dağları'na 7. Bana Güvenmeni İstiyorum 8. Melek 9. Garip Bir Şenlik 10. Kısacık Oyunlar
Tükendi
Doyumlu evreler... Tırtıllıktan kelebeğe. Dar zamanlar. Kısıtlı ömür. Amacın zaptı. Uçuşun huzuru... Ve ölüm! Bitiş anı. Amacı ulaşmışlık. Görev tamamlanmış. Boşuna yaşamamış. Gerçekleştirmiş isteneni. Lavrayken irileşmiş. Yumurtasını çatlatmış. Tırtılken uçmuş. Kelebekleşmiş. Yine özenmezdim. Taklit etmezdim. Olmak istemezdim. Yalnızca kıskanırdım. Zamanı değerlendirmesini. Uçmak istemezdim. Kelebek olmazdım. Sürünmek istemediğimden! Tırtıl olacağımdan, kelebek evresiyle. Mucize olmazdım. Mucizeyi sevmedi
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 70 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3