Vicdan; kendi kendimizi suçlayabilme, sorgulayabilme, direnebilme ve gerektiğinde kendimize bile savaş açabilme, kendimizi kendimize tanık edip, kendi kendimize ceza kesme üstünlüğüdür. Bizler, akıl ve vicdanımızın bize gösterdiği yol ile egomuzun ve dizginlenememiş duygularımızın istekleri arasında zaman zaman seçimler yapmak, çatışmalara göz yummak durumunda kalırız. Çoğu zaman da egomuzu ve duygularımızı kaydırmak gibi bir alışkanlık içinde olmaktan da geri kalmayız. Oysa bedeniz ile aklımıza ne den

Herhangi bir tarih kitabı ya da araştırmayı ele aldığınız zaman , onun doğruluğunu, gerçek olup olmadığına güvenmeniz için dayandığı kaynak ve belgelerin olması önemlidir. Mustafa Kemal Atatürk Hanri Benazusun hazırladığı bu kitap, 1919 Osmanlının son dönemlerinden başlayarak 1929 yılına kadar Cumhuriyetin kuruluş sürecini ve ülkenin kalkınma hamlelerinin yapıldığı yılları gerçek belgelerle gözler önüne seriyor. İki Ciltlik bu eserin en önemli özelliği, gelecek nesillere kalacak önemli bir belgesel olma

Teknolojinin yarış halinde olduğu, iletişim araçlarının akıl almaz şekilde çoğaldığı ve medya gücünün sınırları aştığı çağımızda, aldatmalar kolaylaşmış ve aldatma biçimleri çeşitlenmiştir. İşte tam bu dönemde aldandığımızın ayırdında olarak veya olmayarak hergün bir şekilde aldnmaktayız. Çoğunlukla farkında bile olmadan beynimize işlenen düşünceler bizi egemenliğe almakta ve yaşamımızı ele geçirmektedir. Ve biz birilerinin isteiği şekilde düşünmekte ve yaşamımızı onların öğretileri doğrıştusunda s

Cehennem olsa gelen, göğsümüzde söndürürüz./ Bu yol ki Hak yoludur, dönme bilmeyiz, yürürüz;/ Düşer mi tek taşı sandın harim-i namusun, /Meğer ki harbe giden son nefer şehid olsun... Milletlerin geleceklerine yön veren önemli şahsiyetleri vardır. Bunlardan birisi de hiç kuşkusuz İstiklal Marşının yazarı, milli şair Mehmet Akif Ersoydur. Mehmet Akifi Anlamak için bilinen söylemleri tekrarlamak doğru değildir. Eğrisi doğrusuyla ve yaşadığı dönemin özelliklerini de kapsayacak şekilde tüm yaşamını ele almak,

Bu satırlar beyaz bir kâğıda kömür gibi bir kalem ile karalandı... Bu satırlara yağmur çiseledi ve bu satırları rüzgâr kuruttu... Bu satırlar ince bir kiraz dalında olgunlaşmış bir meyveye tadını verir gibi, küçük bir çocuğun avuçlarında gelecek olur gibi, çekirdeğiyle yeni bir yaşama filizlenir ve güneşe doğru uzanmak için bulutlarla iş birliği yapar gibi duygularda anlam kazandı... Bu satırlar saçak altında çektiğimiz toprak kokusu gibi berrak... Bu satırlar çatı kenarlarında erimeyi bekleyen sarkıklar g

Onlar seslerini kendilerine ve başkalarına duyurmak için hiç kimsenin bilmediği bir ölümle yok olup gittiler. Geride rüzgarın sesi kaldı. Mehmet Komşu, özgürlük uğruna verilen onurlu ve erdemli savaşımların romanını yazmış. Shakespeare, kaygılarımızın kışının geldiğini duyurmuştu bize. Komşu,bunu yaşayan bir kuşağı atıflarla tanıtıyor Rüzgarın Sesi, ilkçağlardan bu yana duymayı bilenlere ulaşan bir ses. İyi de yazılmış

Türkler dibe vurduklarında bile vazgeçmemiş, umutsuzluğa kapılmamış, küllerinden yeniden doğmuş ve dünyaya egemen olmuş tek millettir. Tarih bunu defalarca yazmıştır. Bu kitap, özellikle son yıllarda Türklerin onuruyla alay eden, aşağılayan, aciz ve zavallı görenlere karşı, tarihi hatırlatmak ve Türklerin dünyaya yeniden egemen olabilmesinin imkansız olmadığını herkesin görmesi için yazılmıştır.

Hep, olamazlar, uzaklıklar, sonsuzluklar peşinde koşarken bu anın coşkusu ile dopdolu en yakınımızı, içimizi, kendimizi, «Ben»i nasıl göremediğimi anladıkça şimdi gerçekten çok daha fazla hayıflanıyorum Fakat ulaşılması çok zor olan böyle bir hedefe nasıl bir çaba, ne tür bir yol ve tempo ile ulaşabileceğiz?... Eğer, tüm bu çabaları, ısrarları ve hatta inadı, bize aklımız ve düşüncemiz üretip sundu ise; emin olun, pek ümitsiz bir vaka değilizdir Yok, bunu herhangi biri, bir ısmarlama gibi bize kabu

Her insan başarılı olmak ister fakat isteğine ulaşabilmesi için rasgele yapılacak olan girişimler zaman kaybının yanısıra hedeflenen mutlu sona da götürmeyecektir. O halde gerçek başarı için çok gayret ve çalışmanın yanında, bu çalışmaları yaparken dikkat edilmesi ve çok iyi bilinmesi gereken hususlara da önem verilmelidir. Bunlar; amaçların açık olarak belirlenmesi, zamanı verimli kullanma açısından plan-program yapılması, çalışma ortamının uygun şekilde düzenlenmesi, derse hazırlık ve tekrarın nasıl yapı

Kaygı, sınava girecek herkesin yaşadığı psikolojik bir durumdur. Önce kaygı oluşturan durumun algılanması, fark edilmesi, anlaşılması ve bilinçlenmesi söz konusudur. Bu süreç kaygıyı bilinçlendirir. Başka bir deyişle, kaygı oluşturan durum karşısında takınılacak tutum ve yapılacak davranışta bilinçli hareket imkânı doğar. Bu süreçte kaygı oluşturan nesneyle bilinçli olarak başa çıkmak için duygu, bellek, düşünce, akıl yürütme gibi yetilerin işlevinden yararlanılır. Kişiliğin kendisini ve çevreyi gerçekçi ol

Bu kitapta yazanlar bir film senaryosu değil de gerçekse Bizler vatandaş rolünde figüranları oynuyoruz. Bu kitapta yazanlar gerçekten senaryo ise biz niye bu filmi sinemalarda değil de ana haber bültenlerinde izliyoruz. Kitap bu açmazı hemen çözüyor, cevabı veriyor ve sizi yakaladığı gibi her sorunuzun cevap bulduğu bir paralel evrene götürüyor. Müthiş bir yolculuk yapıyor, zehir zemberek bir zeka sayesinde her şeyin aslını anlıyorsunuz ama ne fayda... Odada kocaman bir yılan var! Panzehir de kitapta, say

Bir zamanlar halkın tek eğlencesi siyah beyaz televizyonlar vardı. Belli saat aralığında yayın yapar, saat 24.00ü gösterdiğinde haberlerin ardından istiklal marşıyla kapanırdı. O siyah beyaz televizyonu renklendiren öyle bir isim vardı ki, Eğlence programlarının arasında skeçleriyle bizi kahkahaya boğardı. Halkın Sevgilisi Enver Demirkan Namı değer Virgül Bu Kitap ünlü tiyatro ustası, Yeşilçam emekçisi Virgülün yani Enver Demirkanın anılarından oluşuyor. Aşkla yola çıktığı uzun yolculukta verdiği yaşam müc

Uçuşan kuşların kanatlarında mı? Yoksa yemyeşil ovalara inat heybetle yükselen boz dağların yamacına mı gizlenmişti bu adına Mutluluk dediğimiz şey? Kim bilir gelinlik çağına gelmiş bir güzelin mahcup pembeliğiyle gülümseyen yanaklarında gizlenmiştir. Belki de, umursamaz kahkahaların nedensizce savrulduğu bir mekanda, varlığı ile bir gönüle tutsak düşmüştür Mutluluk. Şöyle bir düşündüğümüzde şu Mutluluku aramak için ne kadar çok zaman tükettiğimiz aklımıza geliyor da, adeta çıldıracak gibi oluyoruz.

Sevmeyi öğrendim.Sonra güvenmeyi...Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.İnsan tenini öğrendim.Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğ-rendim.Evreni öğrendim.Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmekGerektiğini öğrendim.Ekmeği öğrendim.Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.Sonra da ekmeği hakça üleşmenin,

Düşeş Sancılar yalnızca yazarının düşlerinden süzdüğü düşüncelerden ibaret değildir. Çoğul serzenişler, tüm insanların ortak sancılarının yansımasıdır. Yaşayıp geride bıraktığımız, içimizden bir türlü kalıntılarını kazıyamadığımız hislerimizin hepsidir. Hüzün ve mutluluk, aşk ve ayrılık; hayata dair ne varsa bütün eş sancılarımızın toplamıdır.

Muhsin AKIL, Türkiyede gündeme oturmuş olayları ilk duyuran gazeteci oldu. Uzmanlık sahası istihbarat, psikolojik harp, derin devlet, terör ve dış politika. Sayısız ölüm tehditleri aldı. İstanbuldaki işyeri kundaklandı/bombalandı! Uzun süre hastanelerde tedavi gördü. Bir kolunu kaybetmek üzere iken serçe parmağını feda ederek mucizevi bir şekilde hayatta kaldı. ABDye yönelik 11 Eylül Terörünü, 1983te Ankara Esenboğa Hava Alanındaki Ermeni Terörünü ilk yazan gazeteci. Ergenekon operasyonlarını daha başlama

Kızım dokuz yaşındaydı kanser teşhisi koyulduğunda. Ne kadar da hayat doluydu oysa. O daha küçücük bir çocuktu ve bu hastalığa yakalanmayı hak etmemişti. Bunca tedavi, bunca koşuşturmaca, İşte kaybettik onu Bir kuş gibi uçtu gitti. En sevdiğim, canımın parçası, biricik kızım bir daha dönmemek üzere sonsuz yolculuğa çıkarken, bir şey yapamamanın ve çaresizliğin ne kadar acı verdiğini yaşayan bilir ancak.? Hep iyi olacağını söylemişti doktorlar ona. Biz de hissettirmemek için özen gösterdik. Ama öleceğin

KIRATIN SON SÜVARİSİ NAMIK KEMAL ZEYBEK Yunus Hasanoğlu Biyografi Bizim Kitaplar Zeybeki en iyi devlet adamı kavramı tanımlar. Siyasetçi kimliği ve kişiliğine göre bu daha ağır basar. On yıl kaymakamlık ve genç yaşta müsteşarlık yapmış olması bu durumun gelişmesinde hiç kuşkusuz etkili olmuştur. Sonra Kültür ve Devlet Bakanlıkları Bazen ciddi ve bazen de sert ve otoriter görünen yapısının altında yumuşak, olabildiğince hoş görülü ama o kadar da kararlı ve ısrarcı bir kişiliği vardır. İyi bir hafızaya sahipt

Annem benim misafir yatağımı odadan attı, dedi Sofia. Doğrudur., dedi anneannesi. Zaten hiç sevmiyordu o yatağı. Son defa o yatakta uyuduğumda ağladım ve kulaklarımda gözyaşlarım vardı birden. Kulaklarında mı? Benim gözyaşlarım gözlerimde oluyor ben ağlayınca. Ama sırt üstü yatarsan gözyaşların kulaklarına akar. Öyle mi? Dene bak. Anneannesi sırt üstü yattı ve ağlamaya çalıştı ama olmadı. Üzücü bir şey düşünmelisin. Sen buradayken ben nasıl üzücü bir şey düşünebilirim ki? dedi anneannesi. Sofia güldü. O

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE GİZLİ OPERSAYONLAR TAİFTE ÖLÜM Mehmet Komşu İnceleme-Araştırma Türkiyede uzun yıllardır bir türlü ortaya çıkarılamayan kontrgerilla, Genelkurmayda devlet sırlarının saklandığı Kozmik Odanın aranması ile birlikte yakın tarihimizde meydana gelmiş darbeler, suikastlar, katliamlar, tertipler ve gizli operasyonlar yeniden tartışılmaya başlandı. Türkiye ve dünya tarihinin karanlık sayfalarında yer alan bu gizli operasyonların bir kısmı zamanla birlikte açığa çıktı; büyük bir kısmı ise hal