Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Prof. Dr. Oğuz Onaranı bilenler bilir, sinema alanında hocaların hocasıdır, yıllardır birçok öğrenciye emeği geçmiştir. Bugünün hocaları, dünün öğrencileri Oğuz Hocaları için bir kitap hazırladırlar. Oğuz Onaranın en önemli özelliği verdiği derslerle yüzlerce öğrenciyi yetiştirmiş olması ve Ankarada her festivale özveriyle destek vermesi. Kitaptaki yazarların çoğu Oğuz Hocanın öğrencileri. Hocanın sevdiği filmleri öğrencileri onun için çözümledi. Bu filmler arasında klasikler olduğu gibi yeni filmler de var
Tükendi
Film Sanatını filmin kolejlerde ve üniversitelerde düzenli bir inceleme konusu halinde geldiği 1977 yılında yazmaya başladık. O dönemde sinemayla ilgili giriş niteliğinde birkaç ders kitabı mevcuttu, bunlar bize aşırı basitleştirilmiş ve net bir organizasyon anlayışından yoksun görünüyorlardı. 1960lardan bu yana sinemayı incelemenin ve Madisondaki Wisconsin Üniversitesinde bir sinemaya giriş dersi vermenin ardından, öğrendiklerimizi bir araya getirmeye çalıştık. İki amacımız vardı. Birincisi, temel sinema t
Tükendi
Marksizm ve sinema en azından ortak bir konuyu paylaşır: ikisi de kitlelerle ilgilenir. Doğrudur, sinema kitlelere daha düzenli olarak hitap eder, bu nedenle de sinema; sermayenin kurumsal altyapısı ve (devletin serbest pazar denen o hayalete inancını açıkça söylemesine rağmen) devlet desteğiyle, iletişimin menzilini artıran ve genişleten teknolojiyle ve büyük ölçüde dolaşımda olan (melodramdan müziğe, anlatıdan özel efektlere kadar) çok çeşitli öykü anlatma ve estetik stratejilerini birleştiren sinemasal b
Tükendi
Weimar Cumhuriyetinin zengin sinemasal tarihinin artık klasikleşmiş bir incelemesi olan Caligariden Hitlere Princeton Üniversitesi yayınları tarafından ilk olarak 1947de yayımlandı. Walter Benjaminin ve Theodor Adornonun entelektüel çevresinden ve önde gelen bir film eleştirmeni olan Siegfried Kracauer sinema estetiği, Weimar döneminde Almanların yaygın psikolojik durumu ve bu dönemin gelişen toplumsal ve politik gerçekliği arasındaki bağlantıları incelemede yeni bir zemin oluşturuyor. Kracauerin hem Dr. Ca
Tükendi
Frankfurt Okulu'nun Türkiye'deki düşünsel seyriyle ilgili bu kapsamlı çalışmada, Frankfurt Okulu üyelerinin Türkiye'deki çalışmaları ve bu çalışmalara katkısı olan isimlerin bir değerlendirmesinin yanı sıra bu katkıyı yapan isimlerle yapılmış önemli görüşmeler de yer almaktadır. Bu da Okul'la ilgilenen pek çok okuyucuya; Okul'un düşünsel seyrinin ondan etkilenen yazarlar açısından, onların düşünsel gelişimiyle nasıl bir paralellik taşıdığını görme şansını da vermektedir. Kitap ayrıca Okul üyelerinin Türkiye
Tükendi
Neden sinemayı hiç ciddi bir şekilde düşünmeyiz? Çoğu insan bunu yapmaz. Filmler yaşamlarımızda görünüşte ciddiye almaya gereksinim duymadığımız şeyler arasındadır. Eğlenmek, korkmak, iğrenmek, anlamak, zaman geçirmek ve sonrasında tartışacak bir şeylere sahip olmak için filmlere gideriz. Ancak çoğunlukla filmleri duygusal ve entelektüel yaşamlarımızın ciddi bir parçası olarak düşünmeyi, hatta onları diyelim spor ya da politikayı tartışırken sahip olduğumuz ciddiyetle ele almayı istemeyiz. Bir sinema okul
Tükendi
Eski kuramların dikkatle değerlendirilmesi, yeni kuramların formüle edilmesi için gerekli olan hazırlık çalışmasının bir parçasıdır. Tıpkı sinema sanatının geçmişin çalışmalarının yeniden incelenerek canlanması gibi, sinema kuramları da geçmişteki düşüncelerin yeniden incelenmesiyle canlanabilir. Eski kuramların sınırları ve zayıflıkları kaçınılması gereken yolları gösterir, tıpkı onların başarılarının, ilavelerle genişleyerek, yeni bir kuramın dikkate almak zorunda olduğu sorunları ve öğretileri gösterdiği
Tükendi
20. yüzyılın ikinci yarısı, hakikatin politik iktidar için konuşmaya başladığı yıllar olarak tanımlanmış, rasyonelleşme ve (veya) profesyonelle şme temelinde politikanın yeniden biçimlendirilmesi sürecinde uzmanları öne çıkarmıştır. Sıradan insanların sahip olamadığı bilgiler ve kendi meslek pratiklerinde edindikleri deneyimler sayesinde toplumu yönlendiren politik kadrolarla yakın ilişkiler içerisinde bulunan bu uzmanlara günümüzde yeni profesyoneller denilmektedir. Bürokrat, teknokrat ya da parti görevlil
Tükendi
Gündelik hayat adeta nereye bastığımızı görmeden yürüdüğümüz dar ve engebeli bir patikadır. Muazzam bir sıkışıklık hissi, iktidar oyunları, entrikalar ve ufak tefek hesaplar eşliğinde, ardı ardına eklenen yirmi dört saatler boyunca yürüyüp durduğumuz bu patikada yine de istisnasız gökkuşağına da, ateş böceklerine de rastlarız. Hiç beklenmedik zamanlarda ufka düşen gökkuşağını ya da yanıp sönen ateş böceklerini yeniden görebilme umudu, bu dar ve engebeli patikayı mütemadiyen yeniden yürünebilir ve katlanılı
Tükendi
"Eserin sanatçıya kaynak olmasına göre, sanatçının esere köken olması ne kadar gerekli ise, başka bir tarzda da olsa, sanatın sanatçı ve eser için köken olması o oranda gereklidir. Sanat kaynak olabilir mi? Sanat nerede ve nasıl vardır? Sanat, gerçek herhangi bir şeyin tekabül etmediği bir sözcüktür. Bu, gerçekten sanattan olanları yani eser ve sanatçıları içerisine koy-duğumuz bir çerçeve tasarımı olabilir: Eğer sanat kavramı çerçeve bir tasarımdan daha fazla şeyler anlatıyorsa, sanat kelimesiyle anlatılan
Tükendi
Antonioni, Fellini ve Bresson gibi auteurlerin önemli filmlerine yeni bir ışık tutan ve bir dizi önemli ama az bilinen filmi gölgelerden çıkaran Modernizmi Seyretmek Avrupa sanat sinemasının II. Dünya Savaşı sonrasındaki altın çağının ilk kapsamlı incelenişidir. András Bálint Kovácsın 1950lerden 1970lere uzanan bu ansiklopedik çalışması sinemadaki modernizmin az sayıdaki stile ve temaya sahip birleşik bir hareket değil, tersine modern sanatın temel ilkeleri üzerine hayrete düşürücü bir çeşitlemeler alanı ol
Tükendi
Kitap özellikle 1990 sonrası Hollywooda odaklanmaktadır. Bunun nedeni özellikle son yirmi yılda Hollywoodda anlatısal, biçimsel ve endüstriyel bir takım dönüşümlerin gerçekleşmesidir. Birçok yazar ve eleştirmen bu durumu Yeni Hollywood ya da Post-Hollywood olarak adlandırır ama üzerinde tam olarak uzlaşılmış bir kavram yoktur. Çalışma ve incelemelerdeki genel kanı, Yeni Hollywood gibi tek, basit bir tanımlama yapılamayacağıdır Ancak kesin olarak tespit edilen iki durum söz konusudur. Birincisi Hollywoodda d
Tükendi
Derviş Zaim çok katmanlı, sembollerin birbirine örüldüğü, kahraman olamayan kahramanları ile tarihin üst üste binmiş katmanlarındaki ortak anlara ve o anın zaafına dayanan öyküleri üzerinden diyalogu amaçlayan; aslında öykü anlatmayan ya da anlatılan öykünün filmin gösterdiği ve tartışmak istediği şeylerin arkasında kaldığı öyküler anlatıyor. Ama en ayırt edici ve Zaimin sinemasını bugünün gerçekliği içinde kendine has ve aykırı kılan, geniş tarihle kişisel tarihin karşılaşma anlarına ve o an içerisinde zay
Tükendi
Sosyal sorunlarla uğraşan hemen herkes, hem kişiler arası, hem de gruplar arası ilişkilerde önyargı ve stereotiplerin önemine yakından tanık olmuştur. Bu nedenledir ki önyargı ve stereotipler, sosyal bilimler alanında temel araştırma konularından biri haline gelmiştir; doğaları, işlevleri, kaynakları ve dönüşümlerine ilişkin teorik bilgi, araştırmalar kadar, siyasal ve pratik amaçlı çalışmalar da teşvik edilmiştir. Dilek İmançer ve arkadaşlarının, stereotipleri çeşitli söylemler ve iletişim olguları çerçeve
Tükendi
Sosyolojik Düşüncenin Ustaları, fikirler sanki zamanın, mekânın, tarihin, top- lumun ve kültürün kısıtlılıklarından ve kışkırtmalarından bağımsız soyut zihinler- den ortaya çıkmış gibi yazılan herhangi bir başka sosyolojik fikirler tarihinden daha fazlasını sunmaktadır. Şüphesiz Profesör Coser sosyolojik düşüncenin her önemli modunun entelektüel öncülerini izlediği gibi, bir dereceye kadar bu düşün- cenin sonradan gittiği yolu da takip etmektedir. Fikirlerin soy ağacıyla ilgilenme- nin ötesinde, fikir
Tükendi
Robert Phillip Kolker çağdaş sinemayı inceleyen bu çalışmasında dünyayı değiştirmeyi olmasa da, ona bakışımızı değiştirmeyi amaçlayan modernist sinemayı irdeliyor. Savaşların, yoksulluğun, yabancılaşmanın olağan sayıldığı, aldırmazlıkla yaşanıp olumlanmak istendiği bugünkü dünyamızın, hayatımızın karşısında farkındalık kazandırmak isteyen bir sinema anlayışını inceliyor. Bu anlayış büyük ölçüde bugünkü tecimsel yanı ağır basan sinemayla hayatımızdan uzak tutulmak isteniyor. Kültürel, ekonomik ve siyasal ort
Tükendi
Ah imgesel ve simgesel olanın yoksulluğu, daima yarına ertelenmiş olan gerçek. [Sanat] ne bir benzeşim, ne bir imgelemdir, ama hızların ve bu dayanıklılık düzlemi üzerindeki etkilerin birleşimidir: bir düzen, bir izlence ya da bir çizelgedir []. Deleuze & Guttari
Tükendi
Tarihsel avangardlar modern sonrası estetik eğilimlerin "tarih öncesi"dir. Simgecilerin lirik dili, statik dramı, gerçeküstücülerin otomatik yazımı, kolaj metinleri, dışavurumcuların rüya sahneleri, dadacıların "burada ve şimdi" ilkesi modern sonrası tiyatroda da karşımıza çıkacaktır. Alıntının genelleşmesi, gösterenlerin özgürleşmesi, gündelik olanın estetikleştirilerek sanatın ortadan kaldırılması modern sonrası için belirleyici çabalar olarak görünmektedir. Metin ve alıntı arasındaki ayrım silinmekte, gö
Tükendi
Elinizdeki kitapta yer alan metinlerdeki tartışmalar öncelikle bize Türkiye sinemasında sanat filmi olarak adlandırılan filmlere ve sanat sineması yaptığı söylenen yönetmenlerin yapıtlarına, sanat sineması tartışmalarının ışığında daha tutarlı bir biçimde bakabilme olanağı sağlamaktadır. Dolayısıyla Türkiyedeki popüler film izleyicisinin zihninde genellikle sıkıcı, uzun ve bir şey anlatmayan film olarak yansıma bulan sanat filminin bu sıfatlara hangi özellikleri nedeniyle reva görüldüğü de bu tartışmalar ar
Tükendi
Antikçağdan bugüne, bastırılmış acıların imgenin trans gücüyle açığa çıkartılması, sanatsal bilinç tarafından da üstlenilmiştir. Derin ve içsel patlamalara neden olan kaosun söylenceleri, bu bilinçle belleğin çatlaklarından çıkartılmaktadır. Gövdesinde yalnızca imgeleri saklama hükmünde olan insanın, ertesi gün anımsayamadığı düşlerinin olması bu gerçeğin alacakaranlığında saklanan imgesi değil midir?
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 68 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2