En güzel varlık Allah'tır. En güzel isimler de Allah'ındır. En güzel insan Hz. Muhammed (sav)'dir. Adı da kendi de en güzeldir. En güzel kitap Kur'an-ı Kerim'dir. En güzel ve ebedi hayat cennet hayatıdır. En güzel şehir Mekke'dir. En güzel bina ve mekân camidir. En güzel gün cumadır. En güzel çağrı/söz ezandır. En güzel su zemzemdir. En güzel varlık insandır. En güzel zirve, imanın zirve noktası olan ihsandır. En güzel görev imamettir. En güzel insan da bu güzelliklere mazhar olan imamdır. Çünkü imam

Akşemseddin Hazretleri zamanının eşsiziydi. Sanki bir güneş gibiydi. El emeğine saygı duyar, geçimini değirmencilik, doktorluk ve tıbbi ilaçlar üzerinden temin ederdi. O, hiçbir zaman maddenin esiri olmamış, şöhret ve ihtirasın peşinden asla koşmamıştır... Büyük sûfî Akşemseddin Hazretleri, bu önemli eserini, sûfîlere özellikle Bayrâmiyye tarikatına hücum eden kişilere cevap vermek amacıyla kaleme almış, ifade edilen tenkitlere birer birer cevap vermiştir. Uzun bir aradan sonra, bu eşsiz eser okuyucuyla bul

1911 yılından bu yana gün yüzüne çıkmamış, yazıldığı dönemde ses getirmiş bir kitaptır. Hilal dergisinin çağrısı üzerine (Şubat 1899), kurulması tasarlanan Mısır Üniversitesi'nde İslam tarihi dersi için, evrensel kültürü Mısır ortamına taşıma çabaları dolayısıyla Corci Zeydan önerilmiş ve bu derste "Osmanlı Mısır'ı" konusunun da ele alınması kararlaştırılmıştı. Zeydan'ın, bu derste okutmak üzere hazırladığı kitap, üniversite idaresince ödüllendirilmişti. Ancak, öğretim yılı başlamadan, bu teklif, "İslam tar

elveda cantanem elveda gözbebeğim elveda dönmeyeceksin biliyorum bu gidişin olacak bana son veda özlem dolu beklerken yollarını gelmeyeceksin biliyorum kapattın kalbinin kapılarını bana elveda cantanem elveda dönmeyeceksin biliyorum kapattın kalbinin kapılarını bana bu son veda bu son bakışımdı sana bakayım son kez gözlerine doya doya gidişin bitirdi beni söyleyemedim sevdiğimi anlatamadığım aşkınla paramparça kalbim şimdi elveda cantanem elveda dönmeyeceksin biliyorum bu gidişin olacak bana son veda

Aşk... sonsuz bir huzurun tek adresi... Aşk... dertlerin dipsiz kuyusu... Aşk taban tabana zıt duygu ve durumların sınırsız diyalektiği... Bir aşk vardır... yağmur yağmadığı için, susuz kalan bir dere gibidir. Ama bir aşk daha vardır ki toprağın bağrından çıkan bir pınar gibidir. İlki insani aşktır. İkincisi ise metafiziğin ışığıyla aydınlanmış olanıdır aşkın... Bazen yalnızlıktır aşk... Sonsuz kalabalık içinde bazen yalnızlığı aşmaktır, yanında tek bir kişi bile olmaksızın... Aşka yalvarmak gerek bazen, "E

Mütareke yılları İstanbul'unu daha yakından tanımak isteyenler için önemli bilgiler içeren bu kitap, 1915 yılında Kûtül-Amâre'de Türklere esir düşerek Bağdat, Musul, Halep, Mersin, Ankara yolunu izleyerek Kastamonu'ya, oradan da İstanbul'a getirilip, Anadolu'da esirler karargâhı olan Afyonkarahisar'a nakledilen, bütün bu dolaştığı yerlerde halkı tanımaya çalışan Harold Armstrong adlı bir İngiliz subayının anılarından oluşuyor. Yazar daha sonra Mütareke yıllarında, işgalci güçler içindeki İngiliz Askerî Ataş

İstanbul ve Los Angeles arasında bir karmaşa Çocukluk döneminde tanık olduğu bir kaza ile obsesif ruh halinden kurtulamayan Girayın, aynadaki suretini tanımayacak hale gelene kadar yaşadıkları En masum duygusu Ceyline ihaneti ve unutmak istediği ne varsa sürüklendiği esareti Hava kapalı olduğu için günün saati belli değildi, şimdiye dek sabah erkenden şirkete giderdi, şoföre: Saat kaç? diye sordu. Sağdan soldan araç gelmediğinden emin olduktan sonra şoför kolundaki saate bakarak: 15.30 efendim dedi Hav

Bütün yollar kapalı, sonun başına döndüm Yanardağ zirvesinde, gözyaşı aktı, söndüm Çelik gibi kaviydim, kuru gül olup sündüm İlkbahar yaz değilim, karakışım güz benim Gâh ateşim gâh suyum kanatlı kelebeğim Aşka âşık bir kulum; ne ağayım, ne beyim Devasa bir bedende, ağlayan bir bebeğim Gecelerce yaş döken, acı çeken göz benim

Ünlü halkbilimci Hamit Zübeyir Koşay'ın ifadesiyle; "Mekteb-i bahriyede talebeliği zamanından beri hürriyet için çalışmış, iki defa idama mahkum edilmiş, bir sürgünden öbür sürgüne gönderilmiş bir zabit"; "Meşrutiyet'i müteakip devletin mühim idare vazifelerinde bulunmuş bir memur"; "Afrika'daki Büyük Çöl'ü (Sahra-yı Kebir'i), o zamana kadar kimsenin geçmediği bir yoldan geçerek ismini coğrafya tarihine geçirmiş bir Türk seyyahı" ve "Türk sanat eserlerini korumayı vazife edinen bir müzeci ve koleksiyoncu" o

Yürek, günlük hislerle renklenip, zamanı yaşamadan sürecini tamamlıyor sadece. Günlük yaşamımızda etkilendiğimiz hislerin etkisi, yüreğin istekleri, düşlerin göstergesi, düşlerin armonisi, onların arasında sıkışan hayatın sesidir. EFRUZLU NOTLARI elinize aldığınızda AY YÜZLÜ MEHLİKA nın günlük notlarında kendi hislerinize yakın çok şey bulacaksınız. Anlık duyguların satırlarında renkli bir yolculuğa çıkacaksınız. Kaybolan sevgilerin güzelliğinde demlenen hayallerin kelimelerinde mutlu olacaksınız.

Yürek, günlük hislerle renklenip, zamanı yaşamadan sürecini tamamlıyor sadece. Günlük yaşamımızda etkilendiğimiz hislerin etkisi, yüreğin istekleri, düşlerin göstergesi, düşlerin armonisi, onların arasında sıkışan hayatın sesidir. Şiirlerde bu sesin rengidir. ŞAİR BAKIŞLI KALEMLER ANTOLOJİSİNİ elinize aldığınızda bir çok yüreğin dizelerinde ve notlarında kendi hislerinize yakın çok şey bulacaksınız. Anlık duyguların satırlarında, imgelerinde renkli bir yolculuğa çıkacaksınız. Kaybolan sevgilerin g

Tam 200 yıl evvelinden bugüne uzanan büyüleyici bir Mısır metni. Baş döndüren sahra âlemleri. Maalesef, son vakitlerde, üzücü ve en mühimi de insanlık için endişe-verici hâdiselerle gündeme gelen bu Papirüs'ler, esrarengiz Sfenks'ler, gaddar Firavun'lar diyarının yakın tarihinde olan-bitene göz atmak isteyenler için bulunmaz bir fırsat. Zengin tasvirler, dönüp dönüp bakılacak resimler, bilgilendirici ve ufuk açıcı notlar. Nil'in Çocukları sizi çağırıyor. Bu çağrıya kulak tıkamak haksızlık olur Bu eser Osma

Şiir; sağnak haline gelmiş aşkın gözyaşlarıdır Şiir duyguların çağlaması değil; yüreğin ağlamasıdır.. Bazen bir şiir çok şey anlatır anlayacak olana... Bazen de bir roman bile fazla seni duymayana... Düşüncelerin birikip imbiğimizden damlamasıyla fikir; duyguların birikip yüreğimizden çağlamasıyla şiir oluşur Şiir; aşkın sözcüklerde görülme halidir

Hz. Peygamberin Söz ve Davranışlarında İnsan Kazanma Sanatı

Evliya-yı Seyyah Evliya Çelebi, gezip gördüğü diğer pek çok yere ek olarak Kahramanmaraş ve çevresini de gezip görmüş ve Anadolu hakkında önemli bilgiler veren ve pek çok konuda tek yerli kaynağımız olan Seyahatnamesinde kendine özgü tarz, üslup ve yöntemiyle Kahramanmaraş yöresini tasvir etmiştir. Örneğin Maraş adının nereden geldiğinden tutun demografik ve kültürel yapısına kadar pek çok konuda bilgiler vermekte, yorumlar yapmaktadır. İşte bu kitapta, her ne kadar devlet memuru olsa da aslında asıl mesleğ

Bu kitap, Afganistan-Pakistan ekseninde cihada katılmış Türkiyeli bir mücahidin tuttuğu cihad günlüklerinden oluşmaktadır. Neredeyse günü gününe tutulan notlarda, cihad ortamı bütün cepheleriyle tasvire çalışılmıştır. Cihad amacıyla yola çıkıldığı andan itibaren çekilen zorluklardan başlanarak; muaskerde eğitim, ekonomik ve coğrafi şartların ağırlığı, mücahid grupların menşei, cihad-ibadet bütünlüğü, şerî ilimlerin öğrenilmesi, ibadet ve fikrî tutarlılık gibi birçok konu yeri geldikçe işlenmiştir. Mücahidle

Hayat, hiç ummadığınız bir anda, hiç ummadığınız bir şekilde karşınıza çıkar ve şöyle seslenir: -Yaşadıkların ve yaptıkların senin olsun, bana ederini söyle!.. İşte bu kadar Bu kitapta birbirinden farklı hayatların sevindiren, hüzünlendiren ama en çok da can acıtan öykülerini bulacaksınız Birçoğu yaşanmış olan bu öyküleri okuyunca size ne kadar da tanıdık olduklarını görecek ve şaşıracaksınız Çünkü bu kocaman evrende her olay bir öncekinin kötü bir tekrarı sadece Gördüklerimiz ve yaşadıklarımız, unutulmak i

İşkenceci askerin küfür dolu bağırmaları bütün hücrelere bir kötü ruh karartısıyla yayılır. Ardından bir kırbaç şaklaması duyulur. Ve bir çığlık... Bir küfür daha ve yalvaran bir başka ses. Yalvarışlar hiç bitmez. Kahkahalara karışan yeminler ve yalvarmalar. Sonra bir kırbaç sesi... İşte bir çığlık daha... Bu kitap, dost ve kardeş ülke Pakistan'a araştırma amacıyla giden bir yazarın başına gelenlerin yanı sıra şahit olduğu sıra dışı gerçeklerin hikâyesini anlatmaktadır. Sebepsiz yere tutuklanıp altı ay

Politika, Aristoteles'in siyaset felsefesiyle ilgili eseridir. Aristoteles'in tarihsel açıdan en önemli eseri olan Politika, Yunanistan'daki kent devletlerinin anayasalarının açıklandığı bir kaynaktır. Aristoteles, bu amaçla, ilk olarak tüm kentlerin anayasalarını bir araya toplamıştır. Filozof bu eserinde devlet topluluğunun nasıl biçimlenmesi gerektiğini anlatır. Mutluluğa, en yetkin toplum olan sitede erişebileceğine inandığı için, aileden başlayarak tüm insan topluluklarını inceler. Ardından çeşitli an

Yerleşim yerleri ait oldukları medeniyetlerin bir nevi kimlik kartı gibidir. Medreseler başta olmak üzere özellikle camiler, beldenin ait olduğu medeniyetin tapu belgesi işlevini görürler. Bu anlamda Adilcevaz ve Mimar Sinanın muhteşem eserlerinden biri olan ve örneği sadece Bursada bulunan Tuğrul Bey Camisi bütün Anadolunun aynı değerleri temsil ettiğinin, ortak kimliğin ve ortak ruhun taşa işlenmiş halidir. Geçmişte Anadolunun kopuş ve çözülüş sürecinde Evliya Çelebinin ifadesi ile Adilcevaz ileri karakol