Ben mi? Mahalle kedilerine dağıtmak için mutfaktan çaldığı reçelli ekmeklerin kırıntısı yanağına yapışmış, bayram yerinde kaybolmuş, göz çukurları taştı taşacak yaşlarla dolu, yaramazlığının cezasını çekmeye hazır sümüklü bir kız çocuğuydum belki de... İçinden zaman geçen yazılarıyla Pınar Demir gülümsetiyor, düşündürüyor, şiirleriyle öpücükler bırakıyor anların ve anıların yüreğine. Kirpik vebalinden sonra bilmem ne vakit Düş açlığım dövmüş bağrımı Baldırı çıplak bir hayal değilim ki Mineleri düşmüş bonc

Arkadaşım ve dostum Allah... Huzur, üzerinde düşünülmesi gereken çok önemli bir kavramdır. İnsan, gönlündeki iç huzuruna kavuştuğunda Allah'la arkadaşlığının ve dostluğunun işaretini almış demektir. Kişinin iç huzuru dış faktörlere bağlıysa, o kişi daha dinginliğini ve gerçek huzur kavramını yaşamamış demektir. Her bir yağmur damlası, yukarıdaki buluttandır ama bulut değildirler. Yağmur bulutu, bünyesinde trilyonlarca yağmur zerresini taşır. Ne zaman ki bu zerreler yoğunlaşıp buluttan ayrılır, o zaman yağmu

Ambarlar arasında badem bahçesi Çiçeklenir bahar gelince Çiçeklenir dağlarımız. Güneş, altın bir portakal olur Çoğalır her gün bahçelerde. Irmakları akar ağaçların altında Bir cennettir Antalya. Demrede bin yıllık zehre ambarı İçemedim lukkalardan ayranı Marketlerde aradım tarhanayı Yolumuz gurbete gitti gideli.

karların üzerinde öylece beni bekliyordu MOR balonlar sözcükler hükmünü yitirmiş gölgelerin dünyasına bürünmüştü eski bir tanış gibi dokundum her birine sevdim başka sevdim hem de yanağıma süzülen yaş sendin dükkân vitrininde kendini seyretmek gibi gölge düştü bedenime bedenim balona sözüm cümleme dudaklarıma asılı kalan cümleme hem de hiç bitmemiş hasretin oysa deli esen rüzgâr silip süpürdü seni ıssızlığıma

AŞK... ADAM gibi güven, ÂDEM gibi toprak, HAVVA gibi kadın kokmalı. Yesen de yasak meyveden; cennetten kovulmaya da alınmaya da yüz bırakmalı...

Biz rahat yaşayalım diye canlarını, bedenlerini, organlarını Bedel olarak ödedi onlar... Kimisi zalim bir dağ başında çarpışarak şehit düştü. Kimisi hain bir kurşunla hayattan koptu. Kimisi düz bir asfalt yolda kahpece kurşunlanarak sakat kaldı. Korku dağları onları sürekli kayalara çarparak canlarını acıtsa da, bu korkularına canları pahasına yenik düşmediler... Ölümün kaçınılmaz olduğu çatışmalara ölümüne koştular. Vatan için; gözlerini, bacaklarını ve kollarını verdiler. Bedenlerine, bir ömür boyu iyi

Şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap, diğer birçok kitapta olduğu gibi bir yolculuk aslında... Sizi zaman ve mekânlar arasında seyahat ettirecek bir yolculuk... Gülnihal, bu yolculukta size yol arkadaşlığı yapacak yol arkadaşınız... Kendinizi; bazen Gülnihal'in peşine takılıp asırlar öncesinde güllerin en güzelini koklarken, bazen de Gülnihal'in taşıdığı mektubu muhatabına ulaştırırken bulacaksınız. Tan vakti, ufukta Güneş'in doğuşunu seyre daldığınız bir günde, kendinizi karlı dağlarda avcılardan kaçarken bu

Bu kitabın amacı, Türk e-ticaret giyim perakende sektörünün fırsatlarını ve zorluklarını özel markalı ürünler stratejisi açısından keşfetmektir.Araştırmanın veri toplama aşamasında Türkiye'deki farklı yedi çevrimiçi şirketle yapılan görüşmeler ve birçok kamuya açık rapor kullanılmıştır. Özel markalı ürünler stratejisi üzerine yapılan görüşmeler ve farklı araştırmalar, elektronik giyim perakendecilerinin Türkiye'de güçlü bir tedarik zinciri yönetimi sağlayabilmeleri için onlara yön verebilecektir. Böylece T

Bir örgüt var, adı ELÂLEM. Her şeyinize o karar veriyor. Nereye gidilir, nereye gidilmez, ne giyebilirsin, ne giyemezsin. Bazen kolları evleneceğin kişiye kadar uzanıyor. Düşünsenize ailenizi; içme elâlem ne der kızım, gece çıkılır mı elâlem ne der? O eteğin boyu ne elâlem görse ne der? Oğlum o kızla olur mu hiç, elâleme nasıl gelinim diye tanıştırırım onu? Bir düşün. Bir insanın doğuşundan çocukluğuna; gençliğini, aşkını, evlenmesini, işini gücünü ve çevresini, elâlem denilen örg

Bu kitap, Güneydoğu'nun bir köyünde yaşanan gerçek bir olaydan esinlenerek yazılmıştır. Köyde meydana gelen bir tecavüz olayından sonra haksız yere suçlanan ve cezaevine düşen bir adam ve geride kalan babası, kardeşi, gelinler, hanımı ve oğlunun; bulundukları yerden soyutlanarak, köy dışında yaşamaya mecbur bırakılmaları ve bu süreçte yaşadıkları... Bu ortam içinde bir çocuğun; bir kuş, bir at ve bir köpekle olan dostluğu konu ediliyor... Kerim Baydak'ın incelikli betimlemeleriyle, kendinizi âdeta o mekânla

Bir insanı zafere götürenin yalnızca çalışmak ve pes etmeden denemek olduğunu söyler büyüklerimiz. 999 kere yanılsan da, 999 kere yenilgiye uğrasan da bininci denemeyi yapmaktan geri durmamanın gerektiğini anlatırlar bizlere. Ancak bu şekilde ulaşmak istediğimize ulaşabileceğimizi öğütlerler. Her denemeden bir ders çıkararak, her birinden bir şey öğrenerek, her yenilgideki hataları fark ederek yola devam edenler zaferi ve başarıyı göğüslerler. İşte Asım Kopuz'un hatıralarından oluşan bu yazıların arasın

Bir adım geri atmadan Bir damla aşkım azalmadan Bir başka göze bakmadan Can veririm gözlerine Biran teretdüt etmeden Ömer Faruk Yıldız'dan hayata, aşka dair şiirler. Uzak Yüreğim sizi şiir dolu bir dünyaya davet ediyor.

Bazen aşk ateştir, çırpınırsınız etrafında ışığa uçuşan kelebekler misali. Gönül sıcaklığını hissederken ne yaklaşabilirsin ne de uzak durabilirsin. Uzatırsın bir an elini gönlün yanar, lakin çeksen ruhun alev alev olup içinde kanar. Ne gönül bırakmak ister sevdiğini ne de bir yolunu bulup dil söyleyebilir kendini. Ne gidebilirsin ne de onsuz olabilirsin. Anladım ki aşk, daima yanmaktır, kelebekler gibi kalbin ışığında dönüp dönüp sevdiğini anmaktır...

Türkiye'nin Rus uçağını vurmasıyla birlikte öfkeden çıldırmış olan Yoldaş, kahvesini içerken aldığı bu haber dolayısıyla elindeki fincanı gayri ihtiyarî olarak eliyle sıkmış ve fincan Yoldaş'ın bu avuç gücüne dayanamayıp kırılmıştı. Yere dökülen kahvenin büyük bir bölümü de Yoldaş'ın o gün için özel olarak giydiği potinlerinin üzerine dökülmüş, derisini yakmış ve kuruduktan sonra da kirli bir leke bırakmıştı. Yoldaş, o akşam bu potinleri çıkarmış ve şöyle demişti: ?Eh Reis! Ben de sana İstanbul'da bu poti

Kitap Tanıtım Yazısı : Yol bir yere gitmez O bir durma biçimidir Yol yoluyla gidebilir yare Yoldan çıkabilir apansız Ve ömür bitebilir yoldan önce Ama yol bir yere gitmez O bir durma biçimidir Yaşamak Hızlı bir ölme biçimidir

Kitap Tanıtım Yazısı : ?Her ne yaşadıysak ve de yaşayacaksak daima gelişerek yaşamalıyız ki olumsuzu bile olumluya dönüştürüp mutlu olalım ve mutluluk dağıtalım." Düşünceler geleceğinizi şekillendirir, sözler yaşamınızı değiştirir. Hilmiye Küçüktuna, başarıya ve mutluluğa giden yolda, kişisel gelişim deneyimlerinin dimağında bıraktığı tatları, sözcüklere dökmüş. Her satırı âdeta olumlama içeren bu kitap, okuyucusuna yaşam yolunda umut aşılarken, umudun asla veda etmeyeceğinin de kanıtı gibi. ?... Adım a

Yüz yıllık bir dramın izini süren genç bir kadının hüzünlü, etkileyici ve aynı zamanda sarsıcı romanı... Amerika'dan başlayıp Mezopotamyanın gizemli coğrafyasında son bulan, kimi zaman tarihsel sorgulamalarla ve kimi zaman aşkın ve tutkunun en vurucu hissiyatı ile bizi adeta sonsuz bir okyanusa sürükleyen bir roman! "Kördüğüm" sizi bambaşka bir yolculuğa sürükleyecek...

Ne İstanbul ne Ankara Mutluluk getirmez para Urfa'sız dünya kapkara Giden gitsin ben gitmezem Sana karşı artar sevdam Vatansız yaşar mı adam Bana yeter kerpiç bir dam Giden gitsin ben gitmezem Sabri söz vermiş Allah'a Canım kurban sana raha Ben sana doymadan daha Giden gitsin ben gitmezem

Çocuklar yürek devletinin krallarıdır. Onların bu büyüleyici krallığında tek geçer akçe ise sevgidir. Sevgi ise daha çok kelimelerle ve renklerle dile gelir. Elinizdeki bu eser, çok özel çocukların, çok özel krallığına davet ediyor sizi. Onların kelimeleriyle ve onların renkli çizimleriyle sevgiyi yeniden öğreniyoruz onlardan... En saf ve katıksız sevginin el emeğiyle nasıl buluştuğuna tanıklık etmek mi istiyorsunuz? Hattâ, eskilerin ?kuş dili' dediği ?sevgi dili'ni öğrenmek mi istiyorsunuz? Ya da, sanatı

Türkiye'nin en küçük yazarları, yüreklerinden gelen kelimeler eşliğinde  yazdıkları ile karşınızdalar. Hayatın tüm güzelliklerine dair tertemiz kalpler eşliğinde yazılan bu satırları okudukça, çocukluğun eşsiz evrenine harika bir yolculuk yapacaksınız.  İşte nefis yazılarıyla 35 küçük yazarımız: Cemre Işık - Selin Ezgi Çoban - Fulya Türüt Erdem Gözcü  - Açılay Bülbül  - Buket Perili Ali Batuhan Erkan - Baran Akyıldız - Doğukan Ofluoğlu Ege Arifoğlu - Enver Kalender - Eren Cavit Yılmaz  Ezgi Türüt - M