Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 112 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Philip Turetzky, bu kitapta zaman felsefesinin Antik Yunan'dan Batı felsefesindeki çağdaş yaklaşımlara kadar Avrupa düşüncesi içindeki gelişimini takip ediyor. Zaman felsefesinin tarihine odaklandığı ilk kısımda, antik ve modern felsefe içinde geliştirilen zaman teorilerini Aristoteles'ten Nietzsche'ye kadar uzanan kronolojik bir sıra içinde sunuyor. İkinci kısımda ise, yirminci yüzyıla damgasını vurmuş üç büyük felsefe geleneğinin bakış açılarını zaman felsefesi temelinde karşılaştırıyor. McTaggart ve Mell
Tükendi
Dersim Aleviliğinde, beden reddedilmesi gereken, günahlarla ve günahkarlarla kaynayan bir zindan değildir. Beden bir cennettir, öz, can v beden birbirinden razı gelirse, ölümsüzdür. İçine haramileri sokmamak için canımızı dişimize takıp uğraşırsak, cenneti yeryüzünde yaşarız, ki Dersim Aleviliğinde dünyanın ötesinde bir cennet yoktur, cennet de cehennem de buradadır. Birbirinden razı bedenlerin ve canların muhabbeti için, dostluğu için, varlığı için bu sözleri konuşmalıyız, yazmalıyız, tartışmalıyız. Bu ki
Tükendi
Feminizmin ne anlama geldiği, kapsamı ve geleceğine dair sorular, hem teori hem de politikanın her alanına gittikçe daha fazla sirayet ediyor. Bu yüzden, son yıllarda önde gelen birçok feminist yazar, günümüz feminizminin ne olduğu -ve olmadığı- ve bu hareketin 21. yüzyıla nasıl taşınacağı üzerine özellikle düşünme ihtiyacı duyuyor. Politik olanla gündelik yaşamın keşişiminde, bugüne ve geleceğe dair nasıl feminist ittifaklar kurulabileceğini araştırıyor, çeşitli toplumsal, felsefi, politik ve maddi sorunsa
Tükendi
Hegel de Bergson da, her felsefenin Spinozacılıkla başladığı ya da her filozofun aslında, bir kendisinin bir de Spinoza'nın olmak üzere, daima iki felsefesi olduğu konusunda hemfikirdir. Robert Misrahi, bu sözlükte bize yalnızca Spinoza'nın kelimelerini değil, onun felsefe tarihi kadar uygarlık için de taşıdığı bu mutlak değeri keşfetmemize yardımcı olacak bir haritalandırma sunuyor. Spinoza'nın Etika'sının sıkıca örülmüş ağını kendine model alarak, kelimeler arasında katedebileceğimiz farklı güzergâhlar ön
Tükendi
Deleuze, dostu Michel Foucault'nun ölümünden sadece bir yıl sonra Vincennes Üniversitesi'nde verdiği derslerde onun düşüncesinin sistematik bir yeniden değerlendirmesine girişti. Deleuze'ün Foucault'nun düşüncesini başından sonuna kadar bilgi, iktidar ve arzu olmak üzere üç eksenli bir düşünce olarak okumayı önerdiği bu dersler, 1985 yılının Ekim ayında başlayıp 1986 yılının Mayıs ayına kadar sürdü. Deleuze'ün önerisinden yola çıkarak "Bilgi" başlığını verdiğimiz bu ilk sekiz ders, Foucault'da bilginin iki
Cadı olduğu varsayılan kadınların avlanıp yakılmasının üzerinden beş yüz yıldan fazla zaman geçti. Kapitalizmin şafağında ilksel birikim sürecinde kapatılan, emek gücünü üreten mekanik bir bedene indirgenen ve tüm ortak olanların çitlenmesine direnişi ile korku salan kadın bedeni, ibretlik işkencelerin deneme tahtası yapılıp itibarsızlaştırıldı. Bugün kadına yönelik giderek artan şiddet ve hatta yeni cadı avları geçmişin izlerinden yürüyor. Topraklarına el koymak için yaşlı komşusunu veya akrabasını asılsız
Tükendi
Duygu, etkileme ve etkilenme gücüdür. Dünyaya açıklığın bir ifadesi olan bu basit tanım, bir dünya soruya açılıyor. Etkilemek ve etkilenmek karşılaşmada olmaktır, karşılaşmada olmak ise maceraya çoktan atılmış olmak. Duygu, bir öznenin içselliğinde kapalı kalan bir hissediş olmak bir yana, dünyanın olaylarına dolaysız bir katılımı içerir. Duygu deneyimin yeğinlikleriyle ilgilidir. Peki ya politika? Politika, karşılaşma maceralarından başka ne olabilir? Karşılaşmalar, ilişki maceraları değilse nedir? İşte bu
Kadınlar, kadın oluşlar, feministler, translar, göçebeler, lezbiyenler, geyler, siborglar, ötekilerin ötekileri, hilkat garibeleri, yoldan sapanlar yani kısacası bir-olmayanlar, farklar… Başka bir felsefeyle başka bir feminizm… Rosi Braidotti geldiğimiz noktada, kavramsal yaratıcılığa vebilen özne hakkındaki geleneksel inançlardan nostaljik olmayan, sağlıklı bir kopuşa ihtiyacımız olduğunu iddia ediyor. Bu kitapta yer verdiği üç makalesinde, feminizmi, fark felsefesinin özcü olmayan materyalist neşesiyle ok
"Bir olay tam olarak bir farklılığı kurar ve ikamet ettiğimiz dünyada birdenbire belirerek dünyanın egemen güçleri açısından olanaksız gibi görünen şeylerin yolunu döşer; mevcut duruma karşın bir yenilik olanağını açığa çıkarır... Olay ve fark, siyasi mücadelelerde yeniliğin yaratıcı gücüdür." Aralarındaki tüm farklılıklara rağmen, Michel Foucault, Antonio Negri & Michael Hardt, Alain Badiou, Jacques Rancière, Jacques Derrida ve Jean-Luc Nancy'nin düşünceleri, değerini özgürleşmeden alan bir siyaset üzerin
Tükendi
1969'da tanıştığı Gilles Deleuze ile birlikte yazdıkları Kapitalizm ve Şizofreni'nin tartışmasız etkisi hâlâ sürerken, Félix Guattari'nin kendi özgün çalışmasına bir bakış bize ne sunabilir? Ali Akay, Guattari'nin kendi yöntem-kavramlarının dinamik oluşumunu gözler önüne serdiği bu derslerde, öznelliği onun düşüncesinin merkezi problemi olarak ele almayı öneriyor. Guattari'nin kişiliğinin birbiriyle çeliştiği, en iyi durumda birbirinden apayrı olduğu düşünülen militan, terapist ve felsefeci yönleri, aslınd
Tükendi
Franco "Bifo" Berardi, bu kitapta kahramanlık fikri ve bunun günümüzdeki tezahürleri üzerine düşünmeye davet ediyor bizi. Yazara göre böyle bir düşünmenin ilk adımı kuşkusuz antik ve modern çağlardaki kahramanlıkla "finans kapitalizm çağındaki" kahramanlık arasındaki ayrımı yakalamaktır. Zira ancak bu ayrım bize kahramanlığın günümüzde nasıl bir patolojiye dönüştüğünü gösterebilir. Epik kahramanlığın cesaret, irade, müdahale ve "kötülükleri" bertaraf etme gücüne atfedilen kuruculuğu ile günümüzdeki kahraman
Buharin Felsefi Arabesk'i Moskova'daki Lubyanka hapishanesinin karanlığında yazdı. Ailesinin de öldürüleceği tehdidi karşısında, ihanet suçunu kabul etmek zorunda kaldıktan sonra idamını beklerken sayfalarca yazdı. Buharin'in Kasım 1937'de, Ekim Devrimi'nin 20. yıldönümünde tamamladığı bu metne, Kremlin'deki bir mahzende ancak yarım yüzyıl sonra ulaşılabildi. Hapishane yazıları arasında Buharin en çok Felsefi Arabesk'i önemsiyordu. Ona göre, öncekilerle karşılaştırıldığında, başından sonuna diyalektik olan
Nedir sosyal medya? Nasıl bir toplumsallık kurar? Bizi nasıl özneleştirir ya da ne tür öznellikler yaratır? Bilginin üretilmesi ve yaygınlaştırılmasında ne gibi bir işlev üstlenir? Herkes sosyal medyaya özgürce erişebilir mi? Bu anlamda sosyal medya, yeni bir demokratik ufuk açabilir mi? Yoksa sosyal medya ile hayatımıza giren erişilebilirlik, açıklık ve yeni toplumsallık biçimleri, henüz yaşamımızda hissetmediğimiz ama belli ki yakın gelecekte kaçınılmaz olacak yeni bir tahakkümle ilişkilendirilebilir mi?
Tükendi
"Beden" nosyonu, günümüz feminist teori ve pratiğinde çokça tartışılıyor. Bu tartışma, hem psikanalizin hem de felsefenin beden imgelemlerinden besleniyor. Moria Gatens her iki yaklaşımın da kadın bedenini "eksiklik", "bağımlılık" ve "tutku", erkek bedenini ise "tamlık", "özerklik" ve "zihin" ile ilişkilendiren hâkim imgelemlerini sorguluyor. Zira Gatens'a göre, kadın ve erkek bedenine atfedilen bu farklı beden imgelemleri, kadınların ve erkeklerin "siyasi beden"le ilişkilenme koşullarını belirliyor. Kadınl
Politika ve yaşam arasındaki ilişkiyi bilinç, özne ve temsiller yerine, öznelliklerin yapabilecekleriyle yeniden düşünebilir miyiz? Materyalizmi, hayatı açıklamak ve düzenlemek yerine dönüştürmeyi arzulayan kuvvetlerin bir gücü olarak yeniden olumlayabilir miyiz? Bu kaygılardan yola çıkan bu kitap, Marksizme yeni bir materyalist görüş açısı kazandıran Otonomist Marksist geleneği bir tarih yazımına girişmiyor. Bunun yerine, bu geleneği, tutuculuğa düşmesine engel olan kendi başlangıç öncülüne, yani emeğin ku
Neden Açık Marksizm? Bu kitabı hazırlayanlar ve katkıda sunan yazarlar, Marx'ın düşüncesinin yapısallaştırılmasından ve analitik düşünme biçimiyle okunmasından muzdarip olduklarını dile getiriyor. Zira onlara göre Marx'ı dinamik ve güncel kılacak şey, onun yöntemini, kavramlarını ve temel kategorilerini belli bir düşünme içine hapsetmek değil, aksine yeni ufuklara ve anlamlandırmalara açmak, yaşama akıtmak ve onlarla radikal bir hemhal olma arayışına girmektir. Bu yeniden okumanın temel ekseni ise sınıf müc
Bugünden geçmişe bakma olanağı sunan, tersten bir öngörü kitabı Sermaye ve Duygular. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde ayyuka çıkan ekonomik ve politik krizin reçetesi olarak sunulan neoliberalizm ve küreselleşmenin, sonunda bir kâbus gibi dünyanın üzerine nasıl çöktüğünün izlerini sürmek mümkün bu kitapta. Kitap, krizlerle şekillenen bir geçiş dönemindeki dönüşümleri dışarıdan değil içeriden anlamayı öneriyor. Öyle ki bir kadının yerde bırakılmış çorapları her seferinde gidip yerine koyması kadar içeriden..
Deleuze ve Guattari, arzunun felsefenin uzun tarihi boyunca, ama en çok da psikanalizle birlikte bir "eksiklik" olarak kavranışında, ona yönelen bir "hıncı, zorbalığı ve bürokrasi"yi gördüler. Yaşama düşman olan bu nihilizm kuvvetlerine karşı, onlar arzuya öznesi ve nesnesi olmayan bir üretim fikrini dahil ettiler ve arzuyu bizzat yaşamın kendini olumlama kuvveti olarak yeniden değerlendirdiler. Arzu ister bastırılmak isterse özgürleştirilmek üzere sonradan toplumsal bir boyut kazanmaz, aynı sebeple etik ve
Tükendi
Videofelsefe, Maurizio Lazzarato'nun çağdaş kapitalizmde öznellik üretiminin koşulları üzerine halen sürdürdüğü çalışmalarıyla birlikte okunması gereken bir temel metin niteliği taşır. Çünkü videofelsefe, yalnızca videonun bir felsefesi değil, video ve dijital teknolojilerin ördüğü günümüz dünyası için bir zaman ontolojisidir de. Esas öğesi görüntü değil zaman olan video, varlığı gerçek ve imaj olarak ikiye bölen bütün bir temsil kuramını sekteye uğratır. Video sayesinde, imaj artık zamanın bir temsili yeri
Mitler ve mitsel figürler ne anlatır bize? Geriye, başlangıca, kökene gittiğimizde neyle karşılaşırız? Belki de ataerkil düzenin evrensel küstahlığının altında yatan ilk cinayet, ana katlidir karşımıza çıkan. İşte Cavarero bu kitapta tam da mitlerden ve mitsel figürlerden etkilenişimizin ufkunu, hem romantik bir nostaljiden hem de eril sembolik düzenin tek anlamlılığından koparıp, bambaşka bir mecraya, dişil sembolik düzenin çok anlamlılığına açıyor. Dişil figürleri bağlamlarından söküp çalıyor. Böylece ger
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 112 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2