Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Yaşa ya da Öl kitabıyla 1967’de Pulitzer Ödülü’ne değer görülen Anne Sexton, 20. yüzyıl Amerikan şiirindeki gizdökümcü akımın en önemli temsilcilerindendir. Sexton’ın şiiri depresyon, psikoz, intihar, ruhsal travmalar, kürtaj gibi o zamana kadar tabu sayılan temaları “kadın cephesinden” gören cesur yönelimiyle çağdaşları arasında farklı bir yer edinmiştir. Sexton’ın sıklıkla kullandığı metaforik dil onun şiirini doğrudan kişisel deneyimlerin aktarıldığı bir anılar tutanağı olmaktan çıkarır. Gündelik dilin d
Tükendi
Hiç hilaf yok; bizim bir padişahımız var / Bir dağın ardında; o dağ Kafdağı’dır Onun adı Simurg’dur; kuşların sultanı / O bize yakındır; biz ondan çok uzakta Âşıklar arasında kuşlar vardır / Kafesten ecelden önce uçmuşlardır Hepsinin ayrı açıklaması vardır / Çünkü kuşların başka dili vardır Ne bir zalimin ekmeğini yedim / Ne kitabımı birine takdim ettim Beden, can gitti; canımdan, bedenimden / Dert, hayıflanma dışında yok nasibim
Tükendi
Marx’ın Avrupa’da dolaşan komünizm hayaleti gibi, Latin Amerika’nın ardından bütün dünyada ikonik bir hayalet dolaşıyor: Che Guevara hayaleti.Che Guevara üzerine çalışan ve hem Guevara’nın kendi kitaplarını hem de hakkında yazılan kitapları çeviren Arjantinli yazar Lucía Álvarez de Toledo’nun titiz bir arşiv çalışması yaparak kaleme aldığı bu eser, Ernesto “Che” Guevara de la Serna’nın 39 yıllık yaşamını okurlarla buluşturuyor. Che Guevara’nın sermayenin emperyalizm ve kolonyalizm bağlamındaki tarihsel biçi
Tükendi
Elinizdeki kitap, yirminci yüzyıla kadar felsefe tarihinde çok da önemsenmeyen, kenarda bırakılan hadise meselesine derin bir yaklaşım sunar. Beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan, âniden başa gelen, vukuundan sonra farkına vardığımız, öznelliğin tahakküm edemediği, bizi sarsan ve dünyamızı yeni baştan kuran hadiseler… Geçmişte genellikle nesne veya olgu kategorilerinde düşünülmüş ve bu şekilde kendilerine özgü fenomenlikleri yok sayılmıştır. Son yüzyılda Nietzsche ile başlayarak birçok düşünürün elinde çağd
Tükendi
Çağımızın önde gelen sosyologlarından Ritzer bu kitapla, öğrencilere ve sosyoloji hakkında fikir sahibi olmak isteyen herkese, toplumsal dünyaya sosyolojik bir perspektifle bakabilme fırsatı sunmaktadır. Kavramların ve teorilerin içini boşaltmadan, herkesin rahatça anlayabileceği şekilde sadeleştirilmiş bir dille okurun rahatlıkla sosyoloji alanına “giriş” yapmasına imkân vermektedir. Kitap boyunca verilen bilgiler, okurun kişisel ve toplumsal deneyimleriyle sorgulatılarak interaktif bir öğrenme süreci yaşa
Tükendi
Mohammed Harbi genç yaşta Kurtuluş Savaşına katılmış, mücadele içinde olgunlaşmış, geniş vizyonlu, özyönetimi, antikapitalizmi ve enternasyonalizmi savunan bir devrimciydi. Boumedien onları durdurduğunda dünya çapında Ulusal Kurtuluş hareketleriyle yakın ilişkileri olan insanlardı. Harbi 1973’te yeniden özgürlüğüne kavuşup fikirlerini ifade etme olanağına kavuşunca yenilgiyi zafere dönüştürmeyi bilmiş, Cezayirlilere kendisinin de oyuncusu olduğu çağdaş tarihlerini bütün açıklığıyla kazandıran en büyük tarih
Tükendi
Güney Afrika özgürlük hareketine getirilen yasaklamalar kalkınca gerilla rolüne sahip David Dirkse’nin düşünmek için bolca zamanı olur. Kendi adının kara listede geçtiğini öğrenir ve etnik kökenlerini araştırmak için yola çıkar. İhanete uğradığının ve gözetlendiğinin farkına varması ona “ırksal olmayan” demokrasi mücadelesindeki rolünü, yan yana durduğu yoldaşlarının sadakatini ve kendi özgürlük anlayışını yeniden sorgulatır. David’in etrafını saran sesler bazen birbiriyle bağlantılı olup hikâyeyi aydınlatı
Tükendi
Popüler Sinema’nın Mitolojisi’ne eklediğimiz ikinci halka, geçen yüzyılın en kitlesel sanatsal dışavurum aracı olan yedinci sanatın suçla imtihanına bir bakış atma denemesidir. Olgunun doğuşundan 70’li yıllara kadar geçen dönemin masaya yatırılması anlamına gelen “Suç Filmleri”, türün bütün yapısal problemlerini, tasnif edilme sorunlarını, zaman içinde birbirinin içine giren, dağılan ve farklı isimlerle, bakış açılarıyla yeniden bir araya gelen tür / alt tür karmaşasını bünyesinde barındırmaktadır. “Western
Tükendi
Lela merdivenlere kadar gitmiş, orada kalakalmıştı. Sağında bir pencere vardı. Uzaklarda komşu ağaçların tepeleri görülebiliyordu. Yurt bahçesini çevreleyen duvar gözükmüyordu bile. Bir kez daha ama bu sefer ilkinden çok daha güçlü bir şekilde, daha önce sanki hiç yaşamamış olduğu hissine kapıldı kız. İnsan yalnızca bu çözüme ulaşma hissine sahip olduğunda, yalnızca aslında orada değilmiş de bambaşka bir varlığa karışıvermiş gibi olduğunda tamamlanabiliyordu. Merdivenleri indiğinde yeniden yalnızca Lela ola
Tükendi
Deleuze ve Guattari, makinesel bir asamblaj içinde “bedenlerin zorunlu, kaçınılmaz ya da izin verilen alaşımını düzenleyen şeyin, her şeyden önce bir beslenme rejimi ve cinsellik rejimi” olduğunu ileri sürer. Bu görüş, neoliberal simgesel düzende şef figürünün merkeziyeti açısından argümanımıza katkıda bulunmaktadır. Bedenlerin birbirine karışmasının benliklerin birbirine karışmasıyla ayrışmaz bir şekilde ilintili olduğunu göz önünde tutacak olursak, çağdaş beslenme rejiminde kilit bir role sahip sahip olan
Tükendi
Kimsin!Sen… Sen, evet… Bu kitabı elinde tutan… Hayatının rutin işlerle örülü olduğunu düşünen. Kötülükten korkup hayatın kıyısında köşesinde yaşayan. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın derken yılanlarla aynı yatakta yatan. Sen, bakıp da görmeyen, duyup da düşünmeyen, hayatı yiyip içtiklerinin toplamı sanan. Ruhun inceliğini zayıflık, iyileri aciz gören. Kendi özünü sistem içinde eritip kaybeden. Yüzleşmeye hazır mısın?Sen, kadınlığınla ve erkekliğinle, annenin rahmine düştüğün yalnızlığınla, karanlıktan gele
Tükendi
Etki ve sonuçlarıyla bir dönemi ve kuşağı ifade eden 1968, dünyadaki örneklerinden farklı olarak Türkiye’de öğrenci gençlik, öğrenci gençliğin eylemleri, önderleri, militanlarıyla anılmakta. Oysa aynı dönemde öğrenci gençlikle benzer biçimde uyanış, aydınlanma ve politikleşme sürecini yaşamış, hak arama, dünyayı değiştirme mücadelesine girişmiş, bir de işçi kuşağı var. Bu kitap, anti-emperyalist gösterilerden, fabrika işgallerine, grevlere, direnişlerle, 15-16 Haziran’a, DGM Direnişine, kitlesel 1 Mayıs kut
Tükendi
Karl Marx: Felsefe ve Devrim, modern düşünceye yaptığı entelektüel katkılarla Karl Marx’ın yaşamının yeni bir keşfini sunuyor. Filozof, tarihçi, sosyolog, iktisatçı, güncel olaylar gazetecisi ve editör olarak Karl Marx (1818-1883) modern tarihin en etkili ve devrimci düşünürlerinden biriydi; ne var ki kendisi nadiren Yahudi bir düşünür olarak ele alınır ve onun Yahudi düşünürü arka planı ya gözden kaçırılır ya da yanlış tanıtılır. Bu kitapta seçkin bilim insanı Shlomo Avineri, Marx’ın Yahudi kökenlerinin
Tükendi
Demokrasi en iyi yönetim şekli midir? Özgür olmak ne anlama gelir? İnsanlar her anlamda eşit olmalı mıdır? Adil bir toplum yapısı nasıl ortaya çıkarılabilir? Mülkiyet hakkının doğurduğu adaletsizlik giderilebilir mi? Devlet yönetiminde etik yaklaşımlar göz ardı edilebilir mi? İnsan doğuştan iyi midir, kötü müdür? Kapitalizm, sosyalizm, faşizm nedir, kimlere hizmet eder?Yazar Pete Woodcock, siyaset teorisinin bu temel sorularını geçmişten günümüze dünya düşünce tarihine yön vermiş filozofların yaklaşımları ç
ilerledikçe, her şeye başladığımız o yeşil mezarlığa aşkımızı gömeceğimizi biliyordum. “Aşkımızı gömmek ve mezarlık…” Sözcüklerin, hislerin ve mekânların tuhaf denk gelişini düşündüm Aysel ile yürürken. Yanımda yürüyen bu güzel kadının, terk edilişim karşısında gösterdiğim kayıtsızlığa nasıl sinir olduğunu görüyordum.1908 yılında hizmete açılan Haydarpaşa Garı’nın yakın zamanda geçirdiği dramatik dönüşümü, bundan böyle trensiz ve insansız bırakılacağı projeyi odağına alıyor Başar Öztürk. Haydarpaşa’nın Son
Tükendi
1995 yılında Fransız bir film yapımcısı Nâzım Hikmet ile ilgili bir sinema filmi yapmamı önerdi. İspanyol roman yazarı Jorge Semprun ile senaryo çalışmalarına başladık. Bir ara Moskova’ya gidip, 2 ay kadar Nâzım Hikmet’in eşi Vera Tulyakova ile senaryo için konuşmalar yaptım. Nâzım Hikmet’in Moskova’daki Andrey Voznesenski ve diğer arkadaşlarının tanıklıklarını dinledim. Ayrıca Nâzım Hikmet’i çok yakından tanıyan Müzehher Vâ-nû, Avni Arbaş, Mehmet Ali Aybar ve Nail Çakırhan ile de görüştüm. Bazı nedenlerle
Tükendi
Siyah Sanatlar Hareketi’nin kurucuları arasında yer alan Sanchez, kişisel ve kolektif tinsel bölünmüşlüklerden sınıfsal çatışmalara, Vietnam Savaşı’ndan AIDS kurbanlarının dramına, yağmur ormanlarının katledilişinden küresel ısınmaya kadar birçok sorunu şiirlerinde, oyunlarında ve caz müzisyenleriyle gerçekleştirdiği sahne performanslarında cesurca işledi. Haiku, doğrudan sözellik, blues, balad, teatral epik gibi farklı şiirsel biçimler altında geniş okur, dinleyici ve izleyici çevrelerinin dikkatini üzerin
Tükendi
Suriye’de henüz barış hâkim. İtalya’nın Şam Büyükelçiliği’ne zeytinyağıyla dolu bir fıçı getiriliyor, fıçının içinde bir kardinalin cesedi var. Vaka komiser Barudi’ye veriliyor Roma’dan ona yardım etmesi için gönderilen meslektaşı Mancini arkadaşı oluyor. Kardinal hangi gizli misyondaydı? Kardinal, kendisini İsa’ya dayandıran Müslüman Dağ Azizi ile nasıl bir ilişki içerisindeydi? İki komiser soruşturmalar sırasında silahlı İslamcıların eline düşüyor. Rafik Schami’nin yeni romanı inanış, aşk, batıl inanç ve
Tükendi
Bu kitapta Freire’nin biri Ezilenlerin Pedagojisi’nden önce diğeri sonra yazdığı iki makalesi yer alıyor: “Özgürlük Pratiği Olarak Eğitim” ile “Verme mi İletişim mi?” İlk makalede Freire, eğitim denmeyi hak eden bir eğitimin, evcilleştirmeye, kitleleştirmeye nasıl karşıt olduğunu Brezilya ve Şili’deki deneyimlerinden örneklerle ortaya koyuyor. Bu sadece pratikten örneklerle desteklenmiş teorik bir açıklama değil. Tam tersine, Brezilya tarihinde sınıfların ve diğer eşitsizliklerin şekillenişi zemininde, “dem
Tükendi
Marksist teoriye getirdiği farklı yaklaşım üzerinden 20. ve 21. yüzyıl edebi eleştiri yöntemlerine damga vuran Jameson’ın edebiyat, felsefe, kültür, ekonomi ve politika ekseninde ortaya koyduğu görüşler bugünün dünyasına ilişkin kapsamlı bir manzara sunar. Fredric Jameson’ın 1961 yılında kaleme aldığı Sartre: Bir Üslubun Kökenleri’nden 2014 yılında yaptığı çalışmalara dek geniş bir alanı kapsayarak bütüncül bir yaklaşım sunan bu eser, Jameson’ın tüm eserleri üzerinden kurguladığı “diyalektik eleştiri projes
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1