Batman'da Hasankeyf'te ya da ismi, dili yasak o kadim topraklarda; yani savaşın, törenin, işgalin, umutsuzluğun, fesatlığın, kıskançlığ, eğitimsizliğin kolgezdiği buralarda yaşamdan kopmak/koparılmak, sonra da 'sütten çıkmış ak kaşık misali' kendini "temiz" , mağdurları "kirli" görmek, göstermek kampanyalarında sergerdelik yapmak, ne acı şey! Tıpkı Hasankeyf misali tüm kalıntıları ve görkemiyle yaratılan tarihten koparılmak gibi! Uzun süren savaşın yarattığı virane yerler, çökertilmiş ruhlar, dilenci yaşam

Aşka, insana, doğaya, topluma, kendine ve geleceğe tutkun olanlara!

Nivisandina biranin, serpehati yan şahidiya buyeran, bi gelemperi ji bo her neteweyeki u bi taybeti ji ji bo me kurdan gelek giring e. Di ware li du xwe hiştina tişten niviski de, mixabin em kurd gelek jar u paşvemayi ne. Ji ber ve, em ne tecrubeyen xebaten xwe ji nifşen li peş xwe re dihelin u ne ji ji bo lekolineren ku di derbare diroke de bigire heta be bigihije diyardeyan jiyna siyasi, civaki, abori u hwd. yen ku ew li ser wan di nav legerin u lekoline de ne. Le ez bi hevi me ku em e ji ve merheleye ji

Türkiye, tıpkı yakalandığı fırtınaya karşı koyamayıp karaya oturma tehlikesi geçiren bir gemi gibi, geçmişle yüzleşme ve geçmişin hesabını görme konusunda bu kadar çok yalpalayıp dururken, aile kökleri Girit'te olan, İzmirli Zeynep Tozduman'ın yazıları doğrusu insanın yüreğine su serpen cinsten yazılar... Geçmişin yalanlarına kanmaya devam edenlerin, Zeynep'in bu yazılarını okumalarını isterim. Çok eskilerde yazılmış yazılar değil bunlar. Henüz zamana yenilmek gibi bir sorunları da yok aslında. Çünkü Zeyn

... 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun egemenliği altında bulunan geniş coğrafyada sürüp giden yaşamla ilgili bugün elimizdeki en önemli kaynaklardan biri, Osmanlı tarihçiliğinin en popüler ve en verimli figürlerinden Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'dir. On cildi dolduran bu muazzam bilgi yığını içinde, birbirine kilometrelerce uzaklıkta, kimi zaman birbirlerinden bir haber yüzlerce kent ve topluluk hakkında bilgi o zamanın Kürdistanı'nda süren gündelik yaşamı ve toplumsal koşulları merak edenler için

Kürtlerde, anı yazımı hep cılız kaldı. Dünyada az yaşanan ve belki de bizde hep yaşanan şeyler oldu. Fakat başka yerlerde yaşandığında tüyler ürperten duyarlılıklara ve karşı çıkışlara vesile olurken, Kürtler günlük yaşıyor oldukları için kanıksıyor oldular, oluyorlar. (Arka Kapak)

Ahmed Bamerni ile 22 yıl önce Irak Kürdistan'ında karşılaştım. Bizi Mam Celal (Celal Talabani) tanıştırdı. Her zaman sanki ve bilge kişiliğiyle tanıdığım bu eski peşmerge, yeni diplomat ile dostluğumuz hiç kesilmedi. Ya Paris'te, ya Türkiye'de, ya da Irak Kürdistanı'nda görüştük. (Arka Kapak)

Kürtler asırlardır esaret altında tutuluyorlar. Soykırım, tehcir, tecavüz, köle pazarında topluca satılma Kürtlere karşı defalarca tekrarlanmış insanlık suçlarından sadece bir kısmıdır. Halife Ömer bin Hattab zamanında 15 bin Kürt'ün Cizre'den Bağdat'a kadar belirli aralıklarla çarmıha gerildiği tarih kitaplarında anlatılır. Osmanlı komutanı Murat Paşa'nın "Kuyucu" lakabı 80 bin kürt'ü kazdırdığı kuyulara doldurtup üzerlerini toprakla örtmesine istinaden verilmiştir. Alman generali Moltke, Kürtlerin kaynay

Egemenlerin kürt trajedisindeki stratejisi: "Sen önce kendini yarala, ben sonra seni öldürürüm!" -Av. Osman Aydın- Kürt tarihinde gölgede kalmış pek çok olay bulunmaktadır. Bunların günışığına çıkması kadar önemli olan bir diğer husus da bu olayların doğru biçimde bilince taşınmasıdır. Kürt toplumu, hem tarih bilinci örselenmiş olma olgusunu hem de tarih bilimiyle donanmış tarihçilerinin kısırlığını bütün ağırlığıyla yaşayan bir toplumdur. Kürt tarihinde gizli kalmış, ortaya çıkarılması ve açıklanması gere

Bülent Tekin; 1954 yılında, Mardin'in Derik ilçesinde doğdu. İDMMA ( Galatasaray) Kimya Mühendisliği ve ODTÜ (Gaziantep Kampusu ) İnşaat Mühendisliği mezunudur. Edebiyatçılar Derneği, BESAM, TYS ve PEN üyesidir. Gırgır Dergisi Yazarıdır. Yayınlanmış Eserleri : " Kızıldan Sarıya " (şiir) , " Tarih Tarih Olsun" (şiir) , " Sevdamla Yaşayacaksan" (şiir), " Kral Situ'nun Hiyayesi " (roman), "Barışla Güzeldir Sevdam" (şiir), " Feyyo'nun Felsefesi " (roman) " Ölümü Vurmak Güneşi Öpmek" (şiir), " Bir Türkiye Çıkm

Heyani dema salen 1980'yan hejmara romanen kurdi yen bi diyalekta Kurmanci belku ji tiliyen destan derbas nedibun. Cara yekemin Erebe Şemo di sala 1934an de li Ermenistana dema Sovyete bi nave "Şivane Kurd" starta romana Kurdi da. Le paş ve berheme him bi hejmari him ji weki novela ter u tiji bi gori pewisti u daxwaziya wejeya netewi ya kurd berhemen balkeş heya salen 1980yi zede nehatin afirandin. Roman bi peşketina zimen ve giredayi ye. Ango roman zimani, ziman ji romane ber bi peş dixe. Standardizabuna

Welhasil, ez bi nivise hissiyam, dive min binivisiya. Ez bi ziman hissiyam, dive min kevaneyen zimane xwe vekira. Ji xwe ev xebata piçuk u nazik, bi hin kevaneyen jiyana min pek hatiye. Kevaneyan vedikim, diçim ser kendalen wan, ji jor li naverokan dinerim. Tişte ku dibinim peşkeşi we dikim. Li ser deven kendalan deng didim. Gelo hune min bibihissin? Nizanim! Le eger min nenivisiya, belki ez biketama, di kurahiyen kendalan de winda bibuma. Le edi ne xeme. Eger ketina min hebe ji di peş de, hune bizanibin ka

...Ev berhema ku di deste we de ye ji xebaten wi yen folklorik en ku ji dema zaningehe de dest pe kirine pek te. Berhem bi şeweyeke mizahi hatiye hunandin. Ev mizaha belko di nava kurdan de taybet e. Daku her gotine raste rast diyar dike. Ev weke tomet u şern naye nirxandin. Le dive her pirs di cihe xwe de xere bibe. Belko ev pekenokada di rojen şine de neyen gotin. Le di dem u rewşeka şadi u henekan de, di navbera miroven ku salen xwe neziki hevin de ev vegotinen mizahi peşkeşi hev dikin u didin ken u laqi

Elinizdeki kitap; ailesinden, halkından, doğduğu ve çocukluğunun şekillendiği topraklarından koparılıp mülteciliğe itilen bir Dersim'linin hazin Öyküsüdür. Mülteci'ye reva görülen, hatta kader yapılan baskıyı, horlanmayı bir solukta okuyacak, mültecinin şahsında, ait olduğu halkın mültecilikteki acı dramını; zor karşısında ihanet edeni, buna karşılık, Eski Yunan sütunları benzeri dik durup başını eğmeyeni, sevgiyi, güzelliği, dostluğu, insan kalmayı göreceksiniz. Mülteciliğin acı vatanında Kürtler arası çat

Marx sınıflı toplumu anlatırken, insanın insanı kendi alçaklığının kölesi yaptığını söyler. İnsanın kendi kendisini ve ötekileri ötekileştirmesi de insanın insana yaptığı bir alçaklıktır. İnsanın insana yaptığı bu alçaklığı, egemen çoğunluğun sinir uçlarına dokunmadan anlatmak mümkün olmadığından, bu sinir uçlarına dokunmaktan imtina etmedim; çünkü, sömürgeleştirmenin kendisi önemli oranda ruhsal, zihinsel, sosyal, fiziki şiddet içermektedir. Ki bu şiddetin bulaşmadığı ne bir değer ne de bir insan vardır. S

Elinizdeki kitap, dünyanın tarihsel gelişimine bir kuşbakışıdır. Ortadoğu'dan dünyaya açılan insanlığın bitmeyen çilesindeki nedenlerin özetidir. Son üç yüz yıllık modernitenin gelip dayandığı noktanın tarihsel bakımdan açıklanmasıdır. Toplumların gelişmesinde ilk başta ilerlemeye tekabül eden modernite, feodalizmi/köylülüğü çözerek, birey olmayı ve bireysel özgürlüğü sağladığı için tarihi geliştiren bir konumda iken, sonrasında siyasal gericiliğin ve krizlerin önemli nedeni haline gelmiştir. Kitap bu minva

Bugün her ne kadar sosyal bilimciler "ırk" kavramını pek sevimli bulmuyor olsalar da, XIX. yüzyılın ikinci yarısından XX. yüzyılın son çeyreğine dek bu durum hiç de böyle değildi. Yakın zamana dek "ırk" kavramı, yeryüzünde ayşayan insan toplumlarını sınıflandırmak, adlandırmak veya araştırmak üzere sıklıkla ve çoğunlukla hoyratça başvurulan bir kavram olageldi. Bugün ise gerek sosyal bilimler literatüründe, gerekse de gündelik dilde bu kavramın etkisi kadar güvenilir olmadığı yolunda genel bir uzlaşının olu