Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 421 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
"He" harfinin söylenişi, göğüsten ciğerlerden gelen nefes ile çıkar. Her nefes, bir "He" harfidir. Güzel He'ye, Vav harfinin bir ek olarak getirilmesiyle oluşan "Hû" sesi, "o" anlamına gelir. Her insan, her nefeste farkına varmadan Allah-u Teâlâ'yı bu ismiyle anmaktadır. Soluk almak, Allah'ı anmak olunca; Allah anılmadığı surette hayat bitiyor demektir. Esmâ-i Hüsna serisinin beşincisi olan bu kitapta, Allah-ü Teâlâ'nın 7 güzel ismini öğrenirken bir yıldızla arkadaşlık edecek, Mikrop Hayati'nin başına gelen
Hoca Ahmed Yesevî; Türk milletinin İslam dini ile müşerref olup kendini bulmasına; İslam'ın, gönül enginliği, ilim, hikmet, hizmet, fazilet, güzel ahlâk, vatan-millet sevgisi, toplumsal dayanışma ve kaynaşma, barış, sevgi ve kardeşlik, Allah ve Peygamber aşkı çizgisinde içselleştirilip, kadim Türk töre ve geleneklerinin, İslam'ın çizdiği yol üzere harmanlanıp, İran'dan Turan'a, Turan'dan Anadolu'ya, Anadolu'dan Balkanlar'a ve dünyanın bilcümle muhtelif coğrafyalarına taşınmasına önderlik eden yüce bir şahsi
Keyifli keyifli ıslık çalarak, odanın öbür ucundaki kabine doğru yürüdü. Evet, keyifliydi. Henüz bir saat kadar önce şahit olduğu katliamı unutmuştu bile. Küçük sığınağına indiğinden beri farklı bir zaman diliminde gibi hissediyordu kendini. Bütün o vahşet ve baskı çok geride kalmıştı. Birazdan şu daracık kabine girecek, kapağı kapatacak ve uyuyacaktı. Kaç yılını dondurulmuş şekilde geçireceğine dair en ufak bir fikri yoktu. Emin olduğu yalnızca iki şey vardı. Bunların ilki, beklediği devrimin eninde sonund
Çad'a, Maarif Vakfı Okulları Müdürü olarak giden İbrahim Halil Er'in gezi notlarından oluşan bu çalışma, üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Çad Devleti hakkında genel bilgileri ve belgesel nitelikli yazıları kapsamaktadır. İkinci bölüm ise doğrudan gözlem ve gezi notlarından oluşmaktadır. Üçüncü bölüme gelince, Çad'da FETÖ okullarını alma süreci ve mücadelesi, bizzat yaşanmış tecrübelerle birlikte anlatılmaktadır. Böylece okuyucu, hem ülke hakkında doyurucu bir bilgiye sahip olacak ve hem de sahada ya
METİN KAPLAN 1974 yılında Malatya'da doğdu. Malatya Yüzüncü Yıl İlkokulu, Atatürk Ortaokulu ve Malatya Lisesini bitirdi. 1997'de İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Uzmanlık eğitimini 2004 yılında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Da- lı'nda tamamladı. 2011 yılında doçent, 2016 yılında profesör oldu. Hâlen aynı anabilim dalında öğretim üyesi olarak çalışmaya devam etmektedir. Şiirleri, Yolcu ve Yedi İklim dergilerinde yayınlandı. Sırtında toz bulutları bir ömür
Sadık Başkaya'nın, Çanakkale Savaşları dönemini anlatan bu eserinde; aziz milletimizin emsali görülmemiş kahramanlığını, kâh dönemin gazetelerini okuyup, kâh dönemin insanlarının sûretine bürünerek an be an yaşayacaksınız. Çanakkale'de yaşanan bu keşmekeşe şahit olurken, 1915'lerin İstanbul'unda aşkı yaşayacak; Haliç'te kayık, Üsküdar'da fayton sefası yapacaksınız.Küçücük yaşına rağmen ailesinin geçimini üstlenip, gazete satarak rızkını kazanan bir çocuğun; babasını Yemen'de, abilerini Balkanlar'da kaybetme
Küçük Sisi ormanda kaybolunca, tüm köylü onu aramak için yollara düşer. Ancak Sisi'yi kimse bulamaz. Bu sırada yalnızlık ve korku içinde kalan Sisi, yorgun ve bitkin düşer. Sığındığı yosunların arasında sızarak uyur. Sabah kalktığında, bir anda karşısında maymunları bulur ve şok geçirir. Maymun sürüsü, Sisi'yi sahiplenir ve yanına alır. Çok korktuğu için belleğini yitirmiş olan Sisi, geçmişiyle ilgili hiçbir şey anımsamaz. Yeni doğan bir bebek gibidir. Onun için hayat yeni başlamaktadır. Simen Dağları'nın v
Harran Ovası sıcaktan cayır cayır kavrulurken, bir kamyon, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Osmaniye'ye doğru bağıra bağıra gidiyor. ... Kamyonun kasasında bir sürü insan, üç kuruş para kazanma derdinde... Aralarında çocuklar da var... Cansu ile Fırat, ilk kez ilçe sınırları dışına çıkıyorlar. Yeryüzünde başka dağların, ovaların, ırmakların ve insanların olduğunu gördükçe hayrete düşüyorlar... Çukurova'da, yeşilin tonları arasında, kar beyazı pamuk tarlalarına ulaştıklarında, artık işbaşı vakti gelmiştir. Günler
Tükendi
"Yazma Sanatı ve Yazma Teknikleri" adlı kitabında Selçuk Alkan, uzun yıllar boyunca edindiği yazarlık tecrübelerini, genç yazar adaylarına anlatıyor. Yazmanın bir sanat mı yoksa bir zanaat mı olduğunu ve yazmanın bir yetenek mi yoksa çalışmakla elde edilen bir maharet mi olduğunu eserinde irdeleyen Selçuk Alkan, yazma sanatını ve tekniklerini anlatırken, öncelikle "iyi bir okuyucu olmak" ön şartını ortaya koyarak,"okuma olmadan yazma olmaz" diye de genç yazar adaylarını uyarıyor. Yazmanın ve eser üretmenin
Şeref verip yükselten de, değersizleştirip alçaltan da Allah-u Teâlâ'dır. Her şeyi en mükemmel şekilde gören, duyan ve böylece kullarına, yaptıklarının karşılığını en âdil şekilde verecek olan yine O'dur. Çocuklar ve anne babalarının gözünde hep çocuk kalanlar, gönüllerimizin küçük padişahlarıdır. Onlara bu makamı verenin Allah -celle celâlühû- olduğunu öğretmenin yolu, Esmâ-i Hüsna'yı tanıtmaktan geçer. Sıra dışı kahramanlarımızın, Allah'ın güzel isimlerini öğreten maceraları; serinin 4 kitabında tüm hızıy
Kuşkusuz ki, yerkürede siyahîler var oldukça ve belki de en şiddetlisine onların maruz kaldığı ırkçılık zilleti sürdürüldükçe, Malcolm X adı da daima hafızalarda yer alacaktır. Her türlü değerin; yüksek binalar, yeşil dolarlar, dev fabrikalar ile ölçüldüğü sözde bir uygarlık asrının insanlık suçlusu bir ülkesinin, bir devrin esir tüccarlarının en edepsizinin maskesi, bu özgürlük savaşçısının çığlıklarıyla aralanmıştır. Malcolm X'in hem hayranı, hem akrabası ve hem de takipçisi olan Hakim Cemal de, ilk başta
"Bak arkadaş, kafanı kullanacaksın kafanı! Sade kol bacak kullanmak yetmez. Eşeğin aklı olsa yük taşır mı? Tilkiye yük taşıtabilir misin?" Usta kalem Sadık Yalsızuçanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye derin izler bırakmış engin kültür hazinemizden derlediği bin yıllık öykülerle sevgili çocuklarımıza sesleniyor. Bazen bir çocuk, bazen bir padişah, bazen yoksul bir adam, bazen bir aslan, bazen bir tilki dile geliyor ve hayatın gizlerinden devşirilen nezih hisseleri katre katre işliyor kalplere... Çocuklar
"Akşam beni öyle güzel misafir ettiler ki sorma Hüsmen Ağa. Ama gene de senin ekmeğini paylaşmanın zevki başka bir şeyde yok." Usta kalem Sadık Yalsızuçanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye derin izler bırakmış engin kültür hazinemizden derlediği bin yıllık öykülerle sevgili çocuklarımıza sesleniyor. Bazen bir çocuk, bazen bir padişah, bazen bir çiftçi, bazen bir aslan, bazen bir tavşan dile geliyor ve hayatın gizlerinden devşirilen nezih hisseleri katre katre işliyor kalplere... Çocuklar kadar yetişkinle
"Yahu koca eğeri vermiş, bir avuç sarımsak almış!" dedi yabancı adam. Yaşlı adam, "İyi etmiş... Sarımsaksız çılbır bir şeye benzemez ki!" diye cevap verdi. Usta kalem Sadık Yalsızuçanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye derin izler bırakmış engin kültür hazinemizden derlediği bin yıllık öykülerle sevgili çocuklarımıza sesleniyor. Bazen bir çocuk, bazen bir padişah, bazen yaşlı bir adam, bazen bir fare, bazen bir tilki dile geliyor ve hayatın gizlerinden devşirilen nezih hisseleri katre katre işliyor kalple
"Oğlum, istediğin şeyleri elde etmek için güçsüz insanlara zulmetmen, adalet ve insafa sığmaz. Senin bir isteğin için diğer insanların gönlü kırılmamalıdır." Usta kalem Sadık Yalsızuçanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye derin izler bırakmış engin kültür hazinemizden derlediği bin yıllık öykülerle sevgili çocuklarımıza sesleniyor. Bazen bir çocuk, bazen bir şehzade, bazen yaşlı bir teyze, bazen bir kuş, bazen bir tilki dile geliyor ve hayatın gizlerinden devşirilen nezih hisseleri katre katre işliyor kalp
"Bak arkadaş, kafanı kullanacaksın kafanı! Sade kol bacak kullanmak yetmez. Eşeğin aklı olsa yük taşır mı? Tilkiye yük taşıtabilir misin?" Usta kalem Sadık Yalsızuçanlar, doğudan batıya, kuzeyden güneye derin izler bırakmış engin kültür hazinemizden derlediği bin yıllık öykülerle sevgili çocuklarımıza sesleniyor. Bazen bir çocuk, bazen bir padişah, bazen yoksul bir adam, bazen bir aslan, bazen bir tilki dile geliyor ve hayatın gizlerinden devşirilen nezih hisseleri katre katre işliyor kalplere... Çocuklar
"O'nun bilgisi ve cömertliği bizi çepeçevre kuşatmıştır." Kim bir Müslüman'ın ayıbını örter, kusurunu bağışlarsa, Allah da kıyamet gününde onun kusurlarını bağışlar. Bizim Allah'a karşı kusurlarımız, insanların bize karşı işledikleri kusurlardan çok daha fazladır. Bununla birlikte yaptığımız küçücük iyilikler, belki Allah'ın, günahlarımızı bağışlamasına vesile olur. Çünkü Allah; ilmiyle, gücüyle, verdiği nimetlerle, affı ve bağışlamasıyla etrafımızı çepeçevre sarmıştır. "Esmâ-i Hüsna Hikâyeleri" serisini
Eserlerini millî hassasiyetle yazan merhum Cavit Ersen hocamız; BAŞBUĞ isimli yapıtında da Türk milliyetçiliğini, "Ülkü" yolunu, İslam ahlâk ve erdemini bir arada değerlendirerek Türk milletinin ruh yapısını akıcı bir üslûpla kıymetli okurlarına sunmuştur. Cavit Ersen'i anlamak, onun fikirlerini kabul etmek, Türk milletinin ihyâsını istemek demektir. Bu fikirler, Türkeş'in sonsuz mücadelesi sonucunda gelişmiş, "Türk olmaktan şan ve şeref duyan" büyük bir gençlik kitlesi yetişmiş; bu gençlik, Başbuğ'unu aya
Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimiz yemesinden, giyim kuşamına, oturup kalkmasından alışveriş yapmasına, dünya görüşünden ahiret bilincine, ibadet hayatından ahlakına, çevre duyarlılığından estetik anlayışına; çocuk, genç ve yaşlılarla olan ilişkisinden aile hayatına varıncaya kadar neler yaptığı, en nadide ve en güzel örnekleri sunar insanlığa... Elinizde tuttuğunuz bu eser; Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hayatından bize yansıyan on binden fazla hadis-i şerif ışığında hazırlandı. O'nun (s.a.v.) izini sürmek,
Bu masalımsı hikâyeler; anlatımlarda bahsi geçen ülkenin usta saray yazarları tarafından, hükümdarlarını övmek amacıyla yazılmıştır. Dedemin eski konağının tavan arasında, asırlık bir sandık içinde bulunan bu hikâyeler, dillere destan, eğlenceli ve heyecan dolu anlatımlar içermektedir. Hikâyeler ilk bulunduğunda, eski Türkçe dediğimiz Arapça harflerle yazılıydı. Bir bilenle günümüz Türkçesine çevrildikten sonra dilimize kazandırıldı. İyi okumalar çocuklar! Masalcı Dede (Cemalettin E. Kavaklıgil)
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 421 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6