Dünyada klinik olarak öldüğü kabul edilen ve uzun ya da kısa bir süre sonra yaşama geri dönen milyonlarca insan vardır. Bu deneyimi yaşayan insanlar ölüme gidip gelme süreçlerini değişik şekillerde anlatırlar. Herkesin merak ettiği ve soru işaretleriyle dolu bu konuyu tarihte ve günümüzde değişik din, etnik köken, kültür ve milletten insanların deneyimleri, yabancı kaynaklardan çeviriler yaparak, Türklerle yüzyüze konuşarak, bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar, bu olguyu kabul edenlerin ve karşı çıkanla

"Babam Sultan Bayezid Han zamanında seferler az olup asker ve ocaklıya rehavet gelmiştir. Benim zamanım ise sefer zamanı olacaktır. Seferlerde güçlük, yorgunluk; kan ve can vermek vardır. Beni peşinen bu şart ile kabul ederseniz edin. Yoksa rahatınızı isterseniz kardeşlerimden birini tercih edin, ben de sancağım olan Semendire'ye döneyim. İşte devlet, işte padişahınız ne eylerseniz eyleyin. Ama bugün benim söylediklerimi kabul edip yarın muhalefet edene aman vermem." Yavuz Sultan Selim dönemin en çalk

Son Peygamber,Nebiler Nebisi,Hatemül Enbiya Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizin hayatını anlatmaya çalıştık.Bugüne kadar şairler,yazarlar,edibler,tarihçiler hep O'nu anlatmaya çalıştı.Çünkü O'nu yani Hz.Muhammed Mustafa'yı anlatmaya çalışırken maksat kalemin,kağıdın O'nun Mübarek ismiyle şereflenmesiydi.Yoksa O'nu anlatmak 2 satır yazıyla,1 kitapla olacak şey değil.Bizde bu şereften nasiplenmek istedik ve yavrularımıza dilimizin döndüğünce,kalemimizin gücünce O'nu anlatmak istedik.....

Esmâ-i Hüsna hikâyeleri serisinin bu yedinci kitabında, Allah-u Teâlâ'nın dokuz güzel isminin günümüze yansımalarını bulacaksınız. Bir yavru kurdun internet fenomeni olma sürecine, Doktor Durmuş'un acayip seyahatlerine, gerçeklerin peşindeki bir Kızılderili'nin büyük değişimine tanıklık edeceksiniz. Son hikâyede ise dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs'ü, insanî taraflarıyla ve Müslümanca bir yaklaşımla yeniden değerlendireceksiniz. "Ey, gelecekteki okuyucularım! Söyleyin bana: ‘Dünya yeniden eski günlerine d

Hoş kokulu çiçeklerin dört mevsim açtığı bir orman varmış. Bu ormanda hiçbir şeyden memnun olmayan Alacalı adında bir tilki yaşarmış. Alacalı, mutluluğun hep çok uzaklarda olduğunu düşünürmüş. Bir gün yola düşüp, dünyayı gezip dolaşmış. Ama yine de mutluluğu bulamamış. Bunu öğrenen Aslan Kral, Alacalı'yı saraya davet etmiş. Onu çok güzel ağırlamış ve öğütler vermiş. Böylece Alacalı, gerçek mutluluğun çok uzaklarda olmadığını anlamış. Asıl mutluluğun, tatlı dilli ve güler yüzlü dostların yanında olduğunu ö

Gagiş, alaycı bir kargadır. Ormanda karşılaştığı hayvanlarla dalga geçmeyi alışkanlık hâline getirmiştir. Orman sakinlerinin uyarıları umurunda bile değildir. Nasılsa onun çok güvendiği kanatları vardır ve o, bu kanatlarla istediği yere kolaylıkla gidebilmektedir. Oysa şu hayatta Gagiş'in kanatlarından daha değerli olan şeyler de vardır. Gagiş, bu değerlerden birini öğrendiğinde bakış açısı değişir ve orman sakinleri ile dalga geçmeyi bırakıp yararlı işler yapmaya karar verir.

Pırpır, tek kanatlı bir kelebektir. Yaşadığı şehirde kaplumbağalar, böcekleri sürekli rahatsız etmektedir. Böcekler, kaplumbağalara direnir, fakat yine de başarılı olamazlar. Herkesin ümidini yitirdiği bir anda Pırpır bir öneri sunar. Pırpır'ın önerisiyle hareket eden böcekler, bu kez kaplumbağaları alt ederler. Ardından, şehirlerini engellilere göre yeniden düzenlemeye karar verirler. Böylelikle kaplumbağalar ile böcekler yeni bir hayata adım atarlar. Peki, Pırpır'ın sunduğu öneri nedir, bunu öğrenmek

‘Günlük Ateşler'de Necat Çavuş nesrinden kırk yedi adet gazete yazısı ilk defa bir arada. Duygularının rüyâlarının temizliği, hayâllerinin ve düşüncelerinin berraklığı ile düne, bugüne ve yarına bakan yazılar. Hayata, siyasete, hadiselere, dünyaya ve insana, kendine has şiirsel dikkatiyle yaklaşan yazar, bu kitapta okuyucuyu kelimelerinin samimi iklimi ile buluşturuyor. Köşe yazılarından oluşan kitabın hiçbir köşeye sıkışmayan açık ufukları, bazen heyecanlı, bazen de atılgan bir tavrın renklerini sunar. Oku

Doğu Anadolu'daki Zaza halkı ile ilgilidir. Bu halk Doğu Anadolu'nun yerli sakinleridir. Dünya çapında toplam 1.500.000 Zaza bulunabileceği tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklara göre, çivi yazılı kil tabletlerinde (M.Ö. 3100'den Sümerce) Zaza halkının Van Gölü çevresinde ikamet ettiği tasvir edilmiştir. I. Darius dönemine (M.Ö 515) tarihlenen eski Farsça Behistun Yazıtı Zaza halkının Van Gölü'nün kuzeybatısında bir bölgede yaşadığı belirtiliyor. Belirgin bir şekilde, Zerdüşt müritlerinin kutsal yazıtlarından

Pınar Hiresoğlu Sanık ayşe yılmaz hakimin masaya vurmasıyla irkildi.az sonra hakimin ağzından çıkacak cümlelerin ne olduğu umurunda bile değildi.hatıraları birer birer gözğünde canlanıp onu tahkir ediyordudüşündüğü tek şey kızı efsundu.göğüs kafesinden çıkıp giden nefes yalnızca bedensel bir yaşam belirtisiydi.oysa ruhen yaşama dair hiç birşey kalmamıştır içinde.hakim bir kez daha masaya vurdu bu kez daha şiddetliydi.ayşe dolu gözlerini hakimin dudaklarına dikmiş ağızından çıkacak cümlelere odaklanmıştır.o

Elinizdeki "Levâmi-ul Ukûl" adlı ilmi çalışma, "Râmûz-ül Ehâdîs" kitabının açıklamasıdır. O Allah'a hamdolsun ki, her şeyi içinde toplayan büyük âlemin gerektirdiği hususları kendinde bulunduran insanı, âlemin küçük bir kopyası olarak yarattı ve dilediği kimseyi yüce Rabbi'n elçisine hizmet etmek için kandilini yakarak, sünnet nurlarından aydınlatıcı nurla nurlandırdı. Ona, ilmi eserler hazinesinin her şeyi açan anahtarını lütfetti. Râmûz-ül Ehâdîs şerhi ile muradımız, onda gizli kalanları mey­dana çıkarma

Alperen, bu kez tarihte bir yolculuğa çıkıyor. Yanında tabii ki Anka Kuşu da var. Bu macerasında Alperen, Büyük Selçuklu Ülkesi'ni ziyaret ediyor. Anka Kuşu ile zamanda yolculuk ederek, Selçuk Bey, Çağrı Bey ve Tuğrul Bey dönemlerinde bulunuyor, Malazgirt Zaferi'nde Sultan Alparslan'ın cesaretine hayran kalıyor. Büyük vezir Nizamülmülk ile arkadaş oluyor. Melikşah döneminde ülkenin en parlak dönemine; savaşlara, barışlara, isyanlara, suikastlara bizzat şahit oluyor. Hükümdar ve vezirlere eşlik ederken, bir

Bu kitapta, virüslü günlerde yaşanan maskeli hikâyeleri; düşündürücü, eğlendirici ve güldürücü bir şekilde bulup zevkle okuyacaksınız. Eminiz ki, ileride torunlarınıza anlatacak çok şeyiniz olacak... Haydi, şimdi başlayın sayfaları çevirmeye, Korona öykülerini okumaya... "Ben şehirden geldim. Orada maske takanlar da var takmayanlar da. Hatta maske takmadığı için üç bin liradan fazla ceza ödemek zorunda olanlar da var. Ama burada ineklere de maske takanlar oluyor. Sadık amcanın inekleri neden maskeli? Yoksa

Elinizdeki ilmihâli etkili kılan özellik, yazarın ihlâs ve samimiyeti olsa gerektir. Kendi yapmadığı hiçbir şeyi başkasına tavsiye etmeyi doğru bulmayan muhterem yazar, hatıralarında şöyle bir örnek veriyor: "İlmihâlde sıra unutma namazını yazmaya gelince, bu namazı hiç kılmadığımı ve uygulamasını yapmadığımı fark ettim. Bu namazın ezberlenecek hayli uzun sûreleri ve tatbik edilme süresi var. Ben de bu gerekleri yerine getirdikten ve faydasını kendi üzerimde gördükten sonra unutma namazı bahsini yazıp ekle

Bu tiyatro çalışması, Mehmed Âkif Ersoy'un büyük eseri Safahat'tan esinlenerek hazırlanmıştır. Özellikle gençlerimizin bu muazzam eseri tanımaları ve muhtevasındaki fikirleri zorlanmadan idrak edip benimsemeleri açısından Safahat'ta geçen şiirsel diyaloglar düzyazıya dönüştürülerek, daha çok Köse İmam ile Hocazâde'nin diyalogları şeklinde derlenmiştir. Yazarın ifadesiyle, "gençlerimizin, özellikle müsamerelerde oynayacakları bir piyese dönüştürme fikri" çerçevesinde, Safahat'taki şiirler, tiyatrolaştırılmay

İslam, Allah ile Peygamber arasındaki sınırı korumuş vahiye dayalı ve tüm ilahi dinlerin muhteviyatını kendi bünyesinde muhafaza edebilmiş hoşgörüye dayalı son dindir. Yüce Allah ile kulun arasına fetiş, put, peygamber, rahip, melek gibi bir şey girmemektedir. Fert hürdür, serbesttir. Doğrudan doğruya Allah'ı istemekte ve sadece O'na dua etmektedir. Nitekim kutsal kitabı Kur'an-ı Furkan'ın içerisinde Fatiha suresinin kalbinden şöyle seslenmektedir: ‘Ancak sana kulluk eder ve ancak senden yardım dileriz.' İs

Dinler Tarihinde ve yaşayan dinler arasında özel bir yeri olan Yahudilik, yaşayan ve ilahi olarak nitelendirilen dinlerin en eskisi ve mensubu en az olanıdır. Yahudilik inancını günümüzde benimseyenlerin sayısı 25 milyon civarındadır. Genel olarak Yahudiliğin sembolü Yedi Kollu Şamdan (Menora) ve Altı köşeli Yıldız'dır(Magen David). Magen David, İsrail'in milli sembolüdür ve Bayrakları'nda yer almaktadır. İbranice ‘Bet ha-Mikdaş' ve Arapça ‘Beytu'l-Makdis' olarak isimlendirilen Kudüs'teki Mabed Yahudiliğin

Bir teknik olarak Şamanizm; değişik ve farklı zamanlarda Kuzey ve Orta Asya'da, Eskimoların yaşadığı yerlerde, Orta Afrika ve Kuzey Amerika'daki ilkel kabilelerde görülmektedir. Bazı araştırmacılar, Sibirya'da görülen Şamanizm'i Psikopatolojik belirtiler olarak açıklanmaktadır. Yapılan bazı araştırmalar; günümüzde Amerikan Yerlileri/ Kızılderili Kabileleri ile Orta Asya Sibirya Türk boyları arasında yaşayan ‘Şamanizm'i, inanış ve yaşayış benzerlikleri, ortak yönleri ve değer verilen unsurları ortaya koymakt