Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 447 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Eğer bir ölü konuşuyor, bir hayalet ziyarete geliyor, bir köprü acı çekiyor ve bunların hepsi sıradan şeylermiş gibi gösteriliyorsa o zaman Kafka anlatıyor demektir. Kafka'nın dünyasını anlamak için romanlarından çok, öykülerine bakmak gerekir çünkü okur, yalnızlığı, yabancılaşmayı ve pasif direnişi en yoğun şekilde bu kısa metinlerde hisseder. Bu kitap, Kafka'nın hayattayken yayınlattıklarının yanı sıra, dostu Max Brod'dan yakmasını istediği tamamlanmış ve tamamlanmamış metinlerinden özgün bir seçki sunuyo
Franz Kafka'nın bir asır önce, ilk olarak "Die Wiessen Blaetter" adlı aylık dergide yayımladığı Dönüşüm adlı uzun öyküsü, hâlâ yirminci yüzyıl edebiyatının modern başyapıtlarından biri olarak kabul edilir. Kafka, Dönüşüm'de yüzyılın ilk çeyreğindeki küçük burjuva dünyasının yoz ahlakını, çekirdek aile yaşantısını sergilemekle kalmaz, yeni dünya düzeniyle kendine ve çevresine yabancılaşan bireyin izdüşümünü de okuyucuya usta işi bir monologla aktarır. Gezgin, işkolik satıcı Gregor Samsa'nın bir sabah yatağı
Tükendi
Kafka, Dönüşüm'ü 1912 yılının sonlarında yazdı; uzatmalı nişanlısı Felice Bauer ile ilk buluşma sonrası, yaratıcılık yönünden veriminin arttığı bir evreydi. Basılması ise 1915'i buldu. Kafka, "fevkalade tiksinç" olarak nitelediği, özellikle okunaksız bulduğu sonu yüzünden iyiden iyiye soğuduğu bu eserinden daha sonraları "benim küçük hikâyem" diye bahsedecekti. Ailesinin yanında yaşayan Gregor Samsa isminde bir seyyar pazarlamacının bir sabah uyandığında kendini böceğe dönüşmüş bulmasıyla gelişen olayları a
Franz Kafka en kişisel engellenmelerini, kaygılarını ve fantezilerini, zamanının çok ötesinde olan aşırı yaratıcı öyküleri ve romanlarına taşıyarak, şaşkın ve korkmuş yirminci yüzyıl insanlarının evrensel sözcüsü olmuştur. O, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun bir sömürge karakolu olan Prag'da yaşayan biri, Bohem dili konuşulan Prag'da Almanca konuşan topluluğun bir üyesi, Almanca konuşanlar arasında bir Yahudi, Yahudiler arasında da tam bir bireyciydi. Kendisi, içerisinde olduğu bütün azınlıkların konu
Franz Kafka'nın Dava adlı romanının bu çevirisi, yazarın 'Oxford Metinleri' diye adlandırılan el yazıları üzerinde Amerikalı ve Alman uzmanların yaptıkları son çalışmalarla oluşturulan metinden yapıldı. Dava, 'Korku Çağı' diye adlandırılan 20. yüzyılda insanoğlunun artık neredeyse kurtulunması olanaksız bir yazgıya dönüşmüş olan kuşatmalı yaşamının öyküsüdür. Bu çağa korku egemendir, çünkü insan, hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme o
Kafka'nın hikâye anlatma sanatının doruk noktasına ulaştığı romanı DAVA, başkarakteri Josef K.'nın bir sabah evinde tutuklanarak içine sürüklendiği absürd, anlaşılmaz, şeffaf olmayan dava sürecini konu alır. K. adlandırılmayan suçunu doğru anlamaya ve savunmasını yapmaya çabaladıkça sırrına bir türlü erişilemeyen yasaların, kâbus dolu bir yasama ve yargı mekanizmasının karanlığına gömülür. Kafka'nın DAVA'sı; "sıradan insan"ın izinde "mahkeme aleyhinde bir dava" olarak okunma cesaretini hak eden, yapıtıyla
"Yorgunum, tek istediğim yüzümü kucağına koymak, ellerini başımın üzerinde hissetmek ve sonsuza kadar öyle kalmak." Franz Kafka, Milena Jesenská ile bir arkadaş ortamında tanışır. İlişkileri, Milena'nın onun öykülerini Çekçeye çevirmesiyle başlayıp zamanla bir aşka dönüşür. Milena'nın, "Giyinik insanlar arasında çıplak biri" diye tanımladığı Kafka, sadece bu aykırı kadına yazdığı mektuplarda kendini ifşa eder. Kafka'nın tutkulu aşkının ürünü olan Milena'ya Mektuplar, çaresizlikle, endişe ve korkularla sarm
Tükendi
"Gregor Samsa bir sabah yatağında sıkıntılı rüyalarından uyandığında, kendini dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu." Dönüşüm çağdaş dünya edebiyatının en çok tartışılan başyapıtlarından biridir. Kafka, ailesiyle birlikte yaşayan bir gencin sabah uyandığında kendini bir böceğe dönüşmüş olarak bulmasını öyküleştirmektedir. Bu öykü aynı zamanda günlük yaşamın tekdüzeliğine karşı bir başkaldırıdır. 20. yüzyıl insanının mkıstırılmışlığını, toplumsal çalkantılar içindeki bunalımını olanca içtenliğiyle duyumsatan
"...Şimdi aynı öfke karşısında çocukluk dönemindekinden daha az korkup titriyorsam, çocukken duyduğum o katıksız suçluluk duygusunun yerini, her ikimizde de gördüğüm bir çaresizliğin almasındandır..." Franz Kafka'nın diğer eserlerindeki karakter ve olayların daha anlaşılır olması bakımından Babama Mektup önemli bir yere sahiptir. Uzun bir süreçte kaleme alınan bu mektuplar, Kafka'nın hem acılarının yaratıcılığını hem de acılarından beslenerek ortaya çıkan yazar yaratıcılığını atfettiği babası Hermann Kafk
Gezgin satıcı "Gregor Samsa bir sabah huzursuz uykusundan uyandığında kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş bul[ur]." Henüz ilk cümlesinde okuru kendi önyargı bariyerleriyle karşı karşıya bırakan Dönüşüm öyküsünde Kafka insan duyarlığına bütünüyle yabancılaşmış insanların dünyasına çekirdek ailenin duvarları içinden bakmayı dener. İlk kez 1915'te yayımlanan, hacmini aşan gücüyle –tıpkı Ceza Sömürgesi gibi– tek başına ayakta durabilen Dönüşüm geride sert kabuklu sorular bırakan, ‘acı gerçekçi' bir Kaf
İlk kez 1915'te "Die Weissen Blaetter" adlı aylık dergide yayımlanan Dönüşüm, Kafka'nın en uzun ve en tanınmış öyküsüdür ve yayımlanmasının üzerinden nerdeyse bir asır geçmesine rağmen hâlâ tüm dünyada en çok okunan kitaplar arasındadır. 17 Ekim 1912'de Felice Bauer'e gönderdiği mektupta Kafka Amerika romanı üzerinde çalıştığını, ilerleyemediğini görünce sıkıldığını ve yataktan kalkamaz hale geldiğini, bu nedenle bir öykü yazarak ara vermek istediğini yazar. Dönüşüm işte böyle ortaya çıkar. Kumaş pazarlam
FRANZ KAFKA'NIN ESERİ "BABAYA MEKTUP" RAFLARDA YERİNİ ALIYOR Üstelik de herhangi bir itirazda bulunamazdım çünkü senin aklına yatmayan bir konuda veya sen açmadığın sürece meseleyi daha en başından sakin bir şekilde ele almak mümkün değildi, senin otoriter mizacın buna müsaade etmez. Bu durumu son yıllarda kalbindeki rahatsızlıklara yorar oldun, oysa senin farklı olduğun bir zamanı hiç anımsamıyorum, bu kalp rahatsızlıkların olsa olsa sert mizacını daha da katılaştırmana yarayacak bir araç olabilir, bunun d
"Hep değişen kalıcı ve samimiyetten uzak insani ilişkiler'' "Ancak o nasıl Gregor olabilir ki? Gregor olsaydı, insanların kendisi gibi bir hayvanla birlikte yaşamasının imkânsız olduğunu çoktan anlar ve çekip giderdi." "Müzik onu böylesine etkilediğine göre, ona bir hayvan denebilir miydi?" "Tekrar eski yerine döndü. "Sabahları erken kalkmak yok mu," diye düşündü. "İnsanı aptallaştırıyor." "Kafka'nın kendisinin de bu öyküyü "hiçbir zaman aşamayacağını, çünkü Dönüşüm'ü aşabilecek bir şeyin olmadığını, bütün
...O, dünyanın özgür ve kendini güvende hisseden bir vatandaşıdır; çünkü o, dünyevi her yere ulaşmasını sağlamaya yetecek uzunlukta bir zincirle bağlanmıştır; ancak bu zincir hiçbir şeyin onu yeryüzünün sınırlarından ötesine çekmesine izin verecek kadar uzun değildir. Bununla birlikte, cennetin de özgür ve kendini güvende hisseden bir vatandaşıdır ve aynı şekilde benzer uzunluğa sahip göksel bir zincirle de bağlanmıştır. Yeryüzüne inmek istediğinde, gökyüzü zincirinin tasması boğazından çeker; cennete çıkma
Nazilerin "garip" bir ahlak anlayışı vardı. Bir yandan dünyanın en kapsamlı hayvan koruma kanunlarını yürürlüğe koyarken, diğer yandan on binlerce insanı toplama kamplarına sürüyorlardı. Berlin restoranlarında servis edilen ıstakozların çektiği acılar, Auschwitz- Birkenau'da yaşananlardan çok daha fazla ilgilendiriyordu Nazi önderlerini. Öyle ki, Alman Hava Kuvvetleri Komutanı Hermann Göring, hayvanlara kötü davrananları toplama kamplarına göndermekle tehdit etmekten bile geri durmayacaktı. Hayvanların bili
Tükendi
"Gregor Samsa bir sabah tedirgin düşlerden uyandığında, kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş buldu." Dönüşüm, edebiyat tarihinin belki de bu en müthiş cümlesiyle başlar... Ama bunun, anlatının en dokunaksız cümlelerinden biri olduğunu satırlar ilerledikçe anlarız. Samsa beklendiği gibi panik içindedir. Ama yaşadığı panik, sanıldığı gibi böceğe dönüşmüş olmasından değil, geç kalmasındandır. Çünkü işe geç kalması, işini riske atması demektir ve o, bu riski göze alamaz. Ailesi borç yükü altında ezilme
In the Penal Colony describes the last use of an elaborate torture and execution device that carves the sentence of the condemned prisoner on his skin before letting him die, all in the course of twelve hours. As the plot unfolds, the reader learns more and more about the machine, including its origin and original justification.  
Set İçerisindeki Kitaplar; - Dönüşüm (72 Sayfa) - Taşrada Düğün Hazırlıkları (40 Sayfa) - Bir Köpeğin Araştırmaları (64 Sayfa) - Bir Savaşın Tasviri (72 Sayfa) - Ateşçi (48 Sayfa) - Bir Köy Hekimi (48 Sayfa) - Aforizmalar (114 Sayfa) - Bir Açlık Sanatçısı (62 Sayfa) - Ceza Sömürgesi (42 Sayfa) - Babaya Mektup (88 Sayfa)
Dünya edebiyatında çok az kitap vardır, "yarım" kaldığı halde hem yazarının bütün eserlerini tamamlayıcı bir nitelikte olsun hem de onun göz ardı edilen "iyimser" yönünü ortaya koysun. Fransa ve Kuzey İtalya'ya yaptığı geziler dışında büyük gezilere çıkmayan Kafka, Amerika'yı hiç görmeden yazmıştır bu romanını... Güncesinde adını "Yitik" olarak andığı Amerika, onun sade ve insancıllıkla dolu yönünü eksiksiz ortaya koyan bir roman. Kahramanı Karl Rosmann ile Amerika aynı zamanda insanın yaşadığı toplumdaki y
Tükendi
"Dönüşüm'ün ilk cümlesini okuduğumda kendi kendime, birilerinin şeyleri bu şekilde yazabileceğini bilmiyordum dedim. Eğer bilseydim yazmaya çok uzun zaman önce başlardım." -Gabriel García Márquez İlk defa 1915 yılında yayımlanan Dönüşüm, Franz Kafka'nın anlatım sanatının doruklarına vardığı bir yapıttır. Küçük burjuva çevrelerindeki tiksindirici aile ilişkilerini en ince ayrıntılarına kadar irdeleyen anlatısında Kafka, aynı zamanda toplumun kalıplaşmış ve işlevini çoktan yitirmiş akışına bilinç düzeyinde
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 447 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3