Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 186 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyett
Tükendi
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait b
Tükendi
"Muhterem efendiler, sizi günlerce işgal eden, uzun ve ayrıntılı açıklamalarım, en nihayet mazi olmuş bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlatlarımız için dikkat ve uyanıklığı davet edebilecek bazı noktalar gösterebilmişsem, kendimi bahtiyar sayacağım. Bu açıklamalarımla, milli hayatı sona ermiş varsayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son temellerine dayanan, ulusal ve modern bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün vardığı
"Askerlerimizin ruhunu kazanmak, bizim için bir görev olduğu gibi; öncelikle onlarda bir ruh, bir amaç, bir karakter yaratmak Allah'tan ve Medine-i Münevvere'de yatan Cenab-ı Peygamber'den sonra bize düşüyor. (...) Şüphe yok ki bizim milletimizin karakteri de bütün karakterler gibi yücelmeye, istenilen değişime uygundur. Fakat kendi kendine, içimizde olmak şartıyla... Eğer bizim karakterimize dışarıdan, bizim karakterimizden başka karakterdeki etkiler tarafından bir şekil verilmek istenirse, bundan sabit ve
Tükendi
Nutuk, Mustafa Kemalin, 15-20 ekim 1927 tarihleri arasında ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının salonunda milletvekillerine hitaben yaptığı, aralıklı olarak altı gün ve toplam otuz altı saat süren konuşma metnidir. Gazi bu uzun ve ayrıntılı konuşmasıyla, 19 Mayıs 1919da başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımızın hangi koşullar içinde yapıldığını, Cumhuriyetimizin nasıl kurulduğunu anlatır ve sayısız belgeye dayandırdığı bu tarihî konuşmasının sonunda, elde edilen başarıyı Türk gençliğine emanet eder. Nutu
Tükendi
NUTUK, M. Kemal Atatürkün yazdığı ölümsüz ve destansı bir kitaptır. Nutukta, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Emperyalist devletler tarafından işgal edilmek istenen yurdumuzun, Ulusal güçler tarafından nasıl kurtarıldığını ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin nasıl kurulduğunu anlatır. Yüz Temel Eser kitapları içinde değerlendirilen Nutuk, ilk ve ortaöğretim öğrencilerinin okumaları için kısaltılarak, yalnız öğrencilerin değil, herkesin kullanımına sunulmuştur. Kısaltılmış olarak yayına hazırlanan bu Nu
Tükendi
10 Ağustos 1915 Conkbayırı Taarruzu - Conkbayırı Tepesi askerlerimizin eline geçtikten sonra düşman karadan ve denizden yönelttiği seri ve yoğun topçu ateşleriyle Conkbayırı'nı cehenneme çevirmişti. Gökten şarapnel, demir parçaları yağmur olup yağıyordu. Büyük çaplı deniz toplarının tam isabetli taneleri yerin içine girdikten sonra patlıyor, yanımızda, kenarımızda büyük çukur giderleri açılıyordu. Bütün Conkbayırı yoğun dumanlar ve ateşler içinde kaldı. Herkes kaderine razı olmuş, tevekkül içinde akıbetini
Tükendi
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazınendir. İstikbalde dahi seni bu hazıneden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu ımkân ve şerait. çok namüsait bir mahiyette tezahür
Tükendi
Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, milletimizin karanlık günlerden aydınlığa çıkmasının öyküsünü Atatürk'ün cümleleriyle aktarıyoruz. Ulu önderimizin yaşadıkları, sıkıntıları, sevinçleri ve asla yılmayan özel kişiliğini en iyi bu satırlarda anlatılmıştır. Bilinçli, ulusal değerlerine sahip çıkan bireyler olmamız için paha biçilmez bir anlatım...
Tükendi
"2 Temmuz Salı – (...) Almanların bize memleketimizi İngiliz istilasından kurtarmada, yardımlarının derecesini mantıken meydana çıkarabiliriz. Benim bu hususta daima olumsuz sonuca varan kanaatlerim, Veliaht Hazretleri ile vuku bulan seyahatimiz münasebetiyle gerek İmparator ve gerek Hindenburg ve Ludendorf'la olan görüşmelerle pekişmiştir. Bir devlet adamı, kendi insani hislerine tabi olarak devlet meselelerini halledemez, o salahiyete sahip değildir. Memleket, kimsenin malikânesi değildir. Yalnız, biz Tü
Tükendi
Nutuk, Kurtuluş Savaşı ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurtuluşun gerçek öyküsüdür. Mustafa kemal, Nutuk'ta büyük Türk devriminin öyküsünü, 19 mayıs1919' da Samsun'a çıkmasından başlayarak kurtuluş savaşımızı cumhuriyetin kurtuluşunu ve 1927 yılına değin gelişen tüm olayları, ilk ağızdan, belgelere dayanarak anlatmıştır. Nutuk'ta; parçalanmış, çökmüş, yarı sömürgeleşerek bağımsızlığını yitirmiş bir devletin yıkıntıları arasından, halkın öz gücüne dayanarak bağımsız, Ulusçu, halkçı bir devletin nasıl kurulduğunu
Atatürk, Mazlumlar Dünyası'nın başarıya ulaşan ilk devrimine, Türk Milli Demokratik Devrimi'ne önderlik etmiştir. O'nun yaşamı, 1908 Devrimi öncesinden 1938'e kadar devrim süreçleriyle iç içedir. Bu gerçekler ışığında Atatürk'ü bilmek ve anlamak, 20. yüzyıl Türkiye'sini ve Dünya'sını inceleme ve açıklama çabasının ve hepsinden önemlisi 21. yüzyılın büyük devrimci atılımlarına katkıda bulunma amacının gereğidir. Nutuk, bu devrimin deneyimlerini yansıtan, dersler çıkaran ve yol gösteren en önemli belgedir.
Tükendi
"18 Kasım 1916 - Öğleden önce saat 10.00'da eş-Şeyhu't-Tani el-Hâlidî Muhammed en-Nakşibendî-i Küfrevî"nin Kızılmescit'teki türbesini ziyaret ettim. Küçük bir türbe. Şeyhin kabri ve yanında kardeşinin oğlu olduğunu türbedarın ifade ettiği bir zatın kabri vardır. Şeyhin kabrinin örtüsü sırma işlemeli, elmas, yakut gibi taşlarla süslü (Bu taşların elmas, yakut, zeberced / zümrüt olduğunu türbedar söylemişse de gerçek olmasa gerek). Diğer kabir de sırma işlemeli örtülü. Bu türbeye Ruslar ilişmemiş. Türbelerin
Tükendi
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhu-riyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atıl-mak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerai-tini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namü-sait bir mahiyette tezahür edebilir. İstik
"Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, 3. Türk Dil Kurultayı'ndan hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazmıştır. 1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman'ın yanına katarak Beyoğlu'ndaki Haşet Kitabevi'ne gönderip uygun gördüğümüz Fransızca geometri kitaplarından birer tane aldırttı. Bunlar Atatürk'le birlikte gözden geçirildikten sonra, yazılacak geometri kitabının genel tasarısı çizildi. Bir süre sonra ben ayrıldım
"...Efendiler, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tek niğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine, güvenle bırakıyorum."
Tükendi
"Conkbayırı'nın güneyindeki 261 rakımlı tepeden Conkbayırı'na doğru 27. alaydan sahilin gözlem ve ele geçilmesiyle görevli bir müfrezenin askerlerinin Conkbayırı'na doğru kaçmakta olduklarını gördüm. Bizzat bu askerlerin önüne çıkarak "Niçin kaçıyorsunuz" dedim. "Efendim, düşman!", dediler. "Nerede" dedim. "İşte"! diye 261 rakımlı tepeyi gösterdiler. Doğrusu düşmanın bir avcı hattı 261 rakımlı tepeye yaklaşmış ve rahat bir şekilde ileri doğru yürüyordu. O zaman bu kaçan askerlere bağırarak "Düşmandan kaçı
Sevr Antlaşması'yla Batı emperyalizmi "baklayı ağzından çıkarmış", Osmanlı İmparatorluğu (Türkiye) için düşünülen "nihai çözümü" netliğe kavuşturmuştu. Sevr gösteriyordu ki Batılıların hedefi kısa ya da orta erimde Osmanlı'yı tümüyle yok etmek, Anadolu'yu Yunanistan ile Ermenistan arasında bölüştürmek ve bir Kürt devleti kurmaktı. Türkler de bir şekilde etnik temizliğe uğrayacaktı. Atatürk, emperyalist Batı'nın Türkiye'ye saldırısını püskürtmenin ve Türk milletinin varlığını sürd
Tükendi
Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye halkının ulusal demokratik devriminin önderidir. O'nun hayatı, daha 1908 Devrimini öncesinden 1938'de hayata göz yummasına kadar toplumumuzun devrim süreçleriyle iç içedir. Atatürk, çağımızın iki büyük devrim dinamiğinden birini oluşturan Mazlumlar Dünyası'nın başarıya ulaşan ilk devrimine önderlik etmiştir. Bu nedenle, O'nun başında bulunduğu eylem, yalnız ulusal tarihimize damgasını vurmakla kalmamış, insanlık tarihinin yaratılmasına da önemli katkıda bulunmuştur. Kurtuluş S
Tükendi
"...Efendiler, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tek niğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. Bu sonucu, Türk gençliğine, güvenle bırakıyorum."
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 186 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4