"Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk
yıl kadar önce, 3 Türk Dil Kurultayı'ndan
hemen sonra 1936-1937 yılı kış aylarında
Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle
yazmıştır.
1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni,
Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman'ın
yanına katarak Beyoğlu'ndaki Haşet
Kitabevi'ne gönderip uygun gördüğümüz
Fransızca geometri kitaplarından birer tane
aldırttı. Bunlar Atatürk'le birlikte gözden
geçirildikten sonra, yazılacak geometri
kitabının genel tasarısı çizildi. Bir süre sonra
ben ayrıldım v
"Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl
kadar önce, III. Türk Dil Kurultayı'ndan hemen
sonra 1936-1937 yılı kış aylarından Dolmabahçe
Sarayı'nda kendi elliyle yazmıştır. 1936
sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem
Müdürü Süreyya Anderiman'ın yanına katarak
Beyoğlu'ndaki Haşet Kitabevine gönderip
uygun gördüğümüz Fransızca geometri
kitaplarından birer tane aldırttı. Bunlar
Atatürk'le birlikte gözden geçirildikten sonra,
yazılacak geometri kitabının genel tasarısı
çizildi. Bir süre sonra ben ayrıld
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyettini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahlarm olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitiııi düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok nâmüsait bir mahiyette teza
2 Kasım - 7 Aralık 1935 tarihleri arasında Ulus
gazetesinde isimsiz çıkan Güneş-Dil Teorisi'ne ilişkin
makaleler hakkında Afet İnan, Mustafa Kemal'e bir
mektup yazar;
"Ulus gazetesindeki dil yazıları sizin bulduklarınıza
benziyor".
Makalenin yazarını merak eden Afet İnan, Mustafa
Kemal'den gelen mektuptan yazıların bizzat O'na ait
olduğunu anlar.
"Ben bildiğin gibi dil ile meşgul oluyorum. Sen
giderken basılmış olan ilk broşürü tashih ve tadil
ettirerek yeniden bastırttım. Bunun bir de ufak
özetini broşür h
"19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktım. Ülkenin genel görünüşü şöyleydi:
Osmanlı Devleti'nin birlikte savaştığı devletler yenilmiş, Osmanlı ordusu her tarafta ezilmiş, koşulları ağır bir anlaşma imzalanmış. Savaş sonunda millet yorgun ve fakir bir durumda..."
Yapı Kredi Yayınları, Mustafa Kemal Atatürk'ün Milli Mücadele'yi ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihini birinci ağızdan anlattığı ölümsüz eseri Nutuk'u bu kez gençler için hazırlanan özel bir baskıyla sunuyor.
Ana hatlarıyla günümüz Türkçesine aktar
Atatürk'ün yakın tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ünlü eseri Nutuk, yıllar sonra Arap harflerinden bir kez daha çevrildi. Uzun soluklu bu çeviri süreci, eserin 1934 baskısında var olan ve günümüze ulaşan çeşitli hataları da ortaya çıkardı.
Yapı Kredi Yayınları, bundan sonra araştırmacılar, bilimadamları ve her zaman Nutuk okuyacaklar için, ilerde Yapı Kredi Yayınları baskısı diye anılacak bir yayın yapmış oluyor.
SİVAS KONGRESİ GÜNLERİ
"... Vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler
muhakkak iflasa mahkûmdur."
Sivas Kongresi, memleketin bütünlüğü ve bağımsızlığının korunması için izlenecek
politikanın saptanması ve belirlenen bu politikaların ülkenin bütününde icrasına karar
verilmesi bakımından son derece önemlidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk de Nutuk'ta bu Kongrenin önemi üzerinde durmuş ve
Kongrede yaşananları detaylı şekilde anlatmıştır.
Selma Günaydın ve Yusuf Turan Günaydın'ın Nut
Kitap Tanıtım Yazısı : Arka Kapak Yazısı
"Küçük hanımlar, küçük beyler!
Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa
boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek
ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz."
Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas, ancak
tam istiklâle malik olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa olsun,
istiklâlden mahrum bir millet, medeni insanlık dünyası karşısında uşak olmak
mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık görülemez.
Yabancı bir devletin himaye sahipliğini kabul etmek, insanlık vasıflarından mahrumiyeti,
acz ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Hakikaten, bu seviyesizliğe düşmemiş
olanların, isteyerek baş
"Efendiler, yalnız şahsımı düşünseydim sulh olur olmaz, 'Ben tarihi ve milli vazifemi yerine getirdim' der ve gider, hoşuma giden bir yerde otururdum. Bu tarzda hareket şüphesiz kendi nam ve hesabıma en iyi bir hareket olurdu. Mücadeleye devam eden bir insanın yıpranması muhakkaktır. Yeniden ve daha esaslı işe başlamak mecburiyetindeyiz ve bütün elde etmeyi arzu ettiğimiz neticeleri yeniden işleyerek teyit etmek gereklidir. Bunun mücadeleden kaçınarak sağlanmasının mümkün olacağını zannetmiyorum."
Gazi Mus
"Sizler,
Yani yeni Türkiye'nin genç evlatları!
Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz..
Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar.
Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür
Tarihin henüz yazmadığı gibi, insanlığın da aklından ve hayalinden geçirmediği bir şiddet ve dehşetle devam eden, dünyanın yazgısına egemen olan, büyük ulusların ve hükümetlerin geleceğini belirleyecek bir nitelik kazanmasından dolayı asıl amaca varabilmek için, bugünkü ilerlemelerin en son mucize gösteren eserlerden yararlanma fırsatı kaçırmayan, tarafların bilim ve sanattaki gerçek güçlerini de insanlığa gösterecek bir biçim alan, Dünya Savaşı´nın evrelerini gerektiği gibi saptamak ve gelecek kuşaklara de
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti mü-dafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahü
Elinizdeki Kitapta
Atatürk'ün devrim, devrimler ve devrimcilik konularında söyleyip yazdıkları ilk kaynaklarından yorumsuz olarak bir araya getirilmiştir.
Atatürk'ün devrimciliği yalnız kaleminde değildir; hayatı devrimcidir.
Her vatanseverin devrimci olmak zorunda olduğu bir çağda hayata gözlerini açtı, o zor koşullarda büyüdü, Manastır İdadisi'nden son nefesine kadar devrimci olarak yaşadı, dünya ölçeğinde değeri olan bir devrime önderlik etti.
Devrimci Atatürk'ün hayatı bir örgütçünün hayatıdır.
Hay
"Benim anladığım gençlik inkılabın fikirlerini ve ideolojisini benimseyip gelecek nesillere götürecek kimselerdir."
Bu kitapta
Atatürk'ün gençlik üzerine ve gençliğe yönelik söyleyip yazdıkları ilk kaynaklarından yorumsuz olarak bir araya getirilmiştir.
Atatürk, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmeyi birinci vazife olarak verdiği Türk gençliğine güvenmekte ve ona seslenmektedir.
Bağımsızlık ve çağdaş uygarlık yolunda her zaman yol gösteren Atatürk'ün söyleyip yazdıklar
Nutuk, çok değerli bir tarihsel belge olmasının yanı sıra, nutuk (söylev) türünün de en seçkin örneklerinden biridir.
Büyük önder, bu söylevinde sadece tarihsel bilgi ve belgeleri sıralamakla kalmıyor, kurduğu Cumhuriyet'i emanet ettiği biz gençlere, o büyük değere sahip çıkabilmenin yollarını da gösteriyor.
Bu nedenledir ki NUTUK, sadece okunacak bir eser değil, aynı zamanda bir başucu kitabıdır.
Kitap arkası yazıdan...
Hazırlayan Hakkında:
Tamer Topaloğlu 1969 Ordu doğumludur. 1997 yılından itibaren eğit
Dede Korkut diye biri gerçekten yaşamış mı bilemiyoruz, ama adını taşıyan öykülerde, Kafkaslar ve dolaylarında yaşayan Türklerin en büyük kavimi olan Oğuzlar'ın kahramanlıkları anlatılır. Bu öykülerle Oğuzlar'ın çevre halklarla mücadeleleri ve toplumsal yaşamları gözler önüne serilir. Korkut Ata, düğün gibi günlerde sazı eşliğinde hem eski cengaverlikleri anlatır, hem de gençlere öğütler verir. Gerçeküstü varlıklar da çıkar bazen karşımıza bu öykülerde; devler, ejderhalar...
Onlardan birini bulacaksınız
Daha çok ilk ve ortaöğretim öğrencilerinin yararlanması amacına yönelik olarak hazırladığımız "NUTUK," Kurtuluş Savaşını ilk ağızdan anlatan ve aydınlatan en güvenilir kaynaktır.
Eğitimci ve araştırmacı yazar Yılmaz Yavuz'un sadeleştirmesiyle yayına hazırlanan Atatürk'ün Söylevi, öğretmenlerin ve öğrencilerin etkinliklerinde kullanabileceği bir kitaptır.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.