Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 186 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1
Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkışından itibaren kongreler ve Kurtuluş Savaşı'nı, Lozan Konferansı ve saltanatın kaldırılmasını, TBMM'nin açılışı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu, CHP'nin oluşumu ve Terakkiperver Fırka'nın kapanışını, kısacası 1919-1927 arasında Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş tarihini anlattığı büyük bir eserdir. Milli Mücadele'nin ve devrimlerin hangi koşullarda yapıldığını, farklı görüşlere ve tartışmalara da dikkat çekerek, bütün açıklığıyla ortaya koyan Atatür
“Bu sözlerimle, milli hayatı son bulmuş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilimin en son ilkelerine dayanan, milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım.” İşgal edilmiş bir ülke, direniş ve milli mücadelenin örgütlenmesi, kongreler, Misak-ı Milli, Büyük Millet Meclisi’nin açılışı, isyanlar, muharebeler, zafer, barış, Cumhuriyet’in ilanı, devrimler, fikir ayrılıkları ve muhalefet… Milli Mücadele’nin aşamalarını ve sonuçlarını belgelerle birlikte kronolojik bir
Tükendi
"I landed at Samsoon on the 19th of May, 1919..." Thus begins A Speech, the renowned address on The Turkish War of Independence. The speech was given by the founder of the Turkish Republic, Mustafa Kemal Atatürk in The Grand National Assembly of Turkey between the 15th and the 20th of October, 1927 and first published in Turkish in 1927. This English edition is a facsimile of the English translation published in Leipzig, Germany in 1929, by K.F. Koehler.
Tükendi
Gençler, sizlere emanet edilmiş Cumhuriyetimiz hangi mücadeleler sonucunda kuruldu? Her tarafı işgal edilmiş güzel ülkemiz bağımsızlığını nasıl kazandı? Kurtuluş Savaşı’nda kazandıklarımızı hangi antlaşmalarla güvence altına aldık? Bilimin yol göstericiliğinde modern bir ülke olabilmek için öncelikle hangi devrimler yapıldı? Tüm bu soruların cevaplarını Atatürk’ün kendi sözleriyle ve onun kaleminden günümüz Türkçesiyle okuyacaksınız.
Tükendi
Gençler, sizlere emanet edilmiş Cumhuriyetimiz hangi mücadeleler sonucunda kuruldu? Her tarafı işgal edilmiş güzel ülkemiz bağımsızlığını nasıl kazandı? Kurtuluş Savaşı’nda kazandıklarımızı hangi antlaşmalarla güvence altına aldık? Bilimin yol göstericiliğinde modern bir ülke olabilmek için öncelikle hangi devrimler yapıldı? Tüm bu soruların cevaplarını Atatürk’ün kendi sözleriyle ve onun kaleminden günümüz Türkçesiyle okuyacaksınız.
Tükendi
"Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz." Sevgili Çocuklar, Nutuk, siz gelecek nesillerin tarihimizi öğrenip geleceğe daha güçlü ilerlemeniz için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün size bıraktığı, geçmiş ve geleceğe ışık tutan eşsiz eserdir. Ülkemizin ve milletimizin devamlılığı sizlere emanettir
"Nutuk"; "Bütün ümidim gençliktedir!" diyerek tüm umutlarını, devrimlerini, ‘Türkiye Cumhuriyet'ini, geleceği gençlere emanet eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, 15-20 Ekim 1927 tarihleri arasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde, milletvekilleri ile aralıklı olarak altı gün (toplam otuz altı buçuk saat) süren konuşma metnidir. Mustafa Kemal Atatürk'ün, 19 Mayıs 1919'da Kurtuluş Savaşı'nın hangi koşullarda yapıldığını, "Cumhuriyet"in nasıl kurulduğunu, bugünlere nasıl ve hangi koşullarda gelindiğini i
Tükendi
"Büyük Atatürk'ün Nutuk eserinin gençler için çizgi roman halinde sunulma fikri güzel. Nutuk, Mustafa Kemal Atatürk'ün 1927'de İstiklal Savaşı ve Cumhuriyet'in kuruluş yıllarını Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine altı gün boyunca okumasından meydana gelen bir ‘res gestae', bir otobiyografidir. Geniş kitlelere tavsiye edilir. Konulara giriş ve başlangıç için bu tür yayınlar gereklidir." İlber Ortaylı "Nutuk Kurtuluş Savaşı'mızın ve Cumhuriyet'in en önemli belgesidir. Çocuklarımız bu metni okuyarak büyü
Tükendi
"O, Samsun'a çıktığı zaman, üstü başı yırtık, postalları patlamış, silahsız bir er gördü. Yüzünün rengi bakıra dönmüş, bir deri bir kemik kalmış bu Türk askeri ağlıyordu. Ona sordu: ‘Asker ağlamaz arkadaş, sen niye ağlıyorsun?' Er irkildi, başını kaldırdı. Bu sesi tanıyordu ve bu yüz ona yabancı değildi. Hemen doğruldu ve Anafartalar'daki komutanını çelik yay gibi selamladı.‘Söyle niçin ağlıyorsun?' İç Anadolu'nun yanık yürekli çocuğu içini çekti: ‘Düşman memleketi bastı, hükümet beni terhis etti. Silahımız
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür ed
Tükendi
Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardır çekilen ulusal felaketlerin yarattığı uyanışın ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu, Türk gençliğine emanet ediyorum. Atatürk, Nutuk'ta Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı hangi zor şartlarda, ne gibi sıkıntılara göğüs gererek kazanmaya çalıştığımızı anlatmıştır. Atatürk'ün çağdaş bir ulus devletinin kuruluşuyla devrimlerin önemine vurgu yaparak ulusal varlığın, yurt bağımsızlığının, yaratılan eserlerin gelecek nesillerce nasıl korunması gerektiğ
Mustafa Kemal Atatürk'ün 1922-1924 yılları arasında verdiği kısa nutuklardan kitapçık hâlinde yayımlanan beş eseri bir araya getirdiğimiz bu çalışma, Harf Devrimi (1928) öncesi yayımlandıkları için eski harflerle basılan bu nutukları tarih sırasına göre bir araya getirme çabasının bir sonucudur. Bu nutuklardan ilki Millî Meclis'in üçüncü seneidevriyesi münasebetiyle 1 Mart 1922'de; ikincisi Büyük Zafer'e dair Büyük Millet Meclisinde 3 Ekim 1922'de; üçüncüsü Meclisin dördüncü içtima senesinin açış nutku olar
Tükendi
"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyet
"Saygıdeğer efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve detaylı nutkum, nihayet geçmişe karışmış bir devrin hikâyesidir. Bunda milletim için ve gelecekteki evlatlarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek bazı noktaları belirtebilmişsem kendimi mutlu sayacağım. Efendiler, bu konuşmamla, milli varlığı sona ermiş sayılan büyük bir milletin, bağımsızlığını nasıl kazandığını, bilim ve tekniğin en son esaslarına dayanan milli ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım. Bugün ulaştığımız sonuç,
"Ben icap ettiği zaman en büyük hediyem olmak üzere Türk milletine canımı vereceğim." Mustafa Kemal Atatürk'ün Osmanlı topraklarında görevde olduğu günlerden başlayarak cumhurbaşkanlığı yaptığı yıllara kadar kaleme aldığı mektupları ve cumhuriyetin ilanından sonra gerçekleştirdiği röportajları derlediğimiz bu kitapta, cepheden cepheye koşan sadık bir askerin anılarına, ileri görüşlü bir liderin keskin sözlerine ve bir babanın manevi kızlarına duyduğu şefkat ve sevgiye tanık oluyoruz. Osmanlı cephelerinde
"Bu kitabı Atatürk, ölümünden bir buçuk yıl kadar önce, 3. Türk Dil Kurultayı'ndan hemen sonra 1936 -1937 yılı kış aylarında Dolmabahçe Sarayı'nda kendi eliyle yazmıştır. 1936 sonbaharında bir gün Atatürk beni, Özel Kalem Müdürü Süreyya Anderiman'ın yanına katarak Beyoğlu'ndaki Haşet Kitabevi'ne gönderip uygun gördüğümüz Fransızca geometri kitaplarından birer tane aldırttı. Bunlar Atatürk'le birlikte gözden geçirildikten sonra, yazılacak geometri kitabının genel tasarısı çizildi. Bir süre sonra ben ayrı
Ey Büyük Ata, Varlığımızın en kutsal temeli olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyetinin sonsuz bekçisiyiz. Bu karar, değişmez irademizin ilk ve son anlatımıdır. İstikbâlde, hiçbir kuvvet bizi yolumuzdan döndürmeyecektir. Bizler, bütün hızımızı senden, ulusal tarihimizden ve ruhumuzdaki sönmez inanç ateşinden alıyoruz. Senin kurduğun güçlü temeller üzerinde attığımız her adım sağlam, yaptığımız her atılım bilinçlidir. En kıymetli emanetimiz olan, Türk İstiklâl ve Cumhuriyeti, varlığımızın esası olarak, eğilmez baş
?Söylev" yaşanmış bir efsanenin, bugüne ve yarına ışık tutan bir öyküsüdür. Her aşaması belgelenmiş, duygulara değil akla seslenen bir öyküdür bu. ?Tek adam"ın giderek bir ulusla bütünleşmesinin ve evrenselle buluşmasının adım adım izlenilen bir öyküsüdür. Geçmişten bugüne tutulan bu ışık niçin hâlâ güçlü? Niçin belki eskisinden de anlamlı ve önemli? Bunun iki temel nedeni var: Birincisi, zamanla birlikte belleklerden uzaklaşan bir geçmişin bugün için de çok önem taşıyor olması. İkincisi ise değişen dünyan
1927 baskısı esas alınarak çeviri yazıya aktarılan Nutuk, daha önceki birkaç bakımdan farklıdır. Daha önceki basımlarda ana metinde numaralandırılarak işaret edilen vesikalar hep ayrı bir cilt şeklinde veya ana metnin hemen devamında verilmiştir. Kopernik basımında ise vesikalar, aslî numara sırası korunarak ana metnin içinde dipnota çekilmiş ve çoğu zaman müracaat edilmesi külfet gerektiren Vesaik cildi, metnin içine yerleştirilmiştir. Nutuk metninde bulunmayan ana bölüm başlıkları ve ara başlıklar k
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 186 kayıt bulunmuştur Gösterilen 1-20 / Aktif Sayfa : 1