"Doğru değil mi ama? Şu dünyayı adamakıllı görmeden, dünyanın ne olduğunu adamakıllı anlamadan buradan gidecek olduktan sonra ne diye buraya geldik sanki? Yaşadığımızın farkına varmayacak olduktan sonra ne diye yaşıyoruz?"
"İyiyi kötüden ayırmak külfetini okuyucuya bıraktığım için özür dilerim."
Sabahattin Ali'nin bu nahif ön sözüyle başlayan Değirmen, yazarın şiirden öyküye geçiş evresini yansıtan ilk öykülerini kapsıyor. Her ne kadar yazar, iyiyi kötüden ayırma külfetini okura bıraktığını söylese de se
Sabahattin Ali'nin, karanlık siyasetin bireyler üzerindeki baskısını, zamanın sözde aydınlarının yozlaşmış
ve çelişkili yönlerini incelikle ortaya koyduğu bir roman, İçimizdeki Şeytan. İnsanın sorumluluktan
kaçma çabası, iradesizliği ve aczini gözler önüne sererken, "İnsanı, kendi davranışlarının sorumluluğunu
taşımaktan alıkoyan nedir?" sorusuna derin sorgulamalarla çarpıcı yanıtlar veriyor.
Sabahattin Ali'nin "Kuyucaklı Yusuf" romanı, yayınlandığı tarih olan 1937'den bu yana güncelliğini hiç
kaybetmemiş ve edebiyat tarihimizde bir kilometre taşı olmuştur. "Kuyucaklı Yusuf"un önemi yalnızca
başarılı bir roman olmasından ileri gelmez, öncü bir yapıt olması da ona tarihsel açıdan bir önem
kazandırır; çünkü bu yapıt daha önceki Türk romanından iki bakımdan ayrılır ve yeni bir yol açar.
Kürk Mantolu Madonna, Türk Edebiyatı'nın öncü yazarlarından biri olan Sabahattin Ali'nin
başyapıtlarından biridir. Yazar kitapta Raif Efendi'nin içsel yolculuğunu aşk ile sarıp sarmalayarak
okuyucuya sunmuştur. Okunduğunda uzun süreli izler bırakan, mutlaka okunması gereken bir kitap ve
aynı zamanda psikolojik tahliller, betimlemeler açısından çok tatmin edici.
İlk kez 1947'de yayımlanan ve kısa süre sonra toplatılan Sırça Köşk, Sabahattin Ali'nin düzeni ve iktidar
sahiplerini eleştiren öykü ile masallarını bir araya getirir. Sabahattin Ali'nin öyküleri bugün hâlâ aynı
derecede sarsıcı ve anlamlı...
"Bu eser muharririn şimdiye kadar roman sahasında bastırmış olduğu iki eserini gölgede bırakan bir kuvvet ve mükemmellik taşımaktadır. Sıkılgan, kendi içine kapanmış, pısırık denebilecek bir adamın hayat macerasını anlatan bu eserde, müellif şaşılacak bir psikoloji kuvveti göstermiş ve bize, unutulmayacak bir insan portresi çizmiştir."
-Varlık, 1943
"Gayyur ve olgun romancı Sabahattin Ali'nin en son çıkan bu romanı, daha çok muharririn karakter tahlilindeki hünerinin güzel bir örneğidir. Kürk Mantolu Mado
İhtiyarlığımda çekilmez bir adam olacağım hakkındaki iltifatına teşekkür
ederim. Ama bu tahminin doğru çıkmayacak sanırım. Çünkü ihtiyarlayacağımı kim söyledi. Hep genç kalacağım.
Kitapta, Sabahattin Ali´nin ailesine, arkadaşlarına ve iş ortaklarına yazdığı mektuplarla , Sabahattin Ali´ye ailesi, Nazım Hikmet, Esat Adil Müstecaplıoğlu, Mehmet Ali Aybar, Mehmet Ali Cimcoz, Aziz Nesin, Melahat Togar, Ayşe Sıtkı İlhan, NihalAtsız, Cemal Kutay, Samim Kocagöz başta olmak üzere arkadaşları ve öğrencile
Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan romanında Ömer ile
Macide'nin aşkını anlatırken bu ilişkinin çevresinde Türkiye
aydınlarının dramını da anlatır. Bu dramı bireysel
boyutlardan çıkararak toplumsal bir sorun olarak ele alır ve
eleştirel gerçekçi bir bakışla yorumlar.
Pek çok felsefi gönderme içeren roman, toplumsal
olayların yorumlanışı açısından dönemindeki pek çok
eserle kıyaslandığında "ayrıksı" bulunmuşsa da yıllar
içinde özellikle sanat, felsefe ve insan ruhu açısından
yeni okumalara kapı aralamıştır.
Sabahattin Ali'nin daha önce toplu olarak yayımlanan ve zamana karşı koyan hikâyeleri şimdi ayrı kitaplar halinde okuyucunun karşısına çıkıyor. Bunlardan biri olan Sırça Köşk'te öyküleri Portakal, Katil Osman, Bahtiyar Köpek, Cankurtaran, Beyaz Bir Gemi'nin yanı sıra Bir Aşk Masalı, Sırça Köşk, Devlerin Masalı gibi masallar da yer alıyor.
"Her gün daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor; rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Son derece naif, iyi huylu ve içine kapanık bir adam olan Raif Bey ile Almanya'da tanıştığı Maria Puder arasındaki aşkı merkeze koyan Kürk Mantolu Madonna, bu ilişki dışında çeşitli
Sabahattin Ali masallarında "Bir Aşk Masalı", "Devlerin Ölümü", "Koyun Masalı", "Sırça Köşk" doğa, insan, hayvan sevgisiyle birlikte hayata dair iyimser bir bakışı konu edinir. İnsana, insanlık durumlarına dönük birer mesel, kıssadan hisse olarak da alınabilir her bir masal. İyiyle kötü, sevgiyle sevgisizlik, umutla umutsuzluk, güçle güçsüzlük hayatın birer gerçeği olarak masallarında yer eder. Bunların her birini de bir olay/durum anlatıp, yer yer de göstererek açıklayan anlatıcı okura çağrıda bulunur. Oku
İnsanın binbir yüzünü tanımak...
İşte, Sabahattin Ali...
Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf gibi ölümsüz eserleriyle tanıdığımız Sabahattin Ali'nin seçme üç öyküsü Yapı Kredi Yayınları'nın Doğan Kardeş dizisinden yayımlandı.
Bize insanın binbir yüzünü anlatan, edebiyatımızın en önemli yazarlarından ve hep genç kalan Sabahattin Ali'yle tanışmak için üç etkileyici öykü: Arabalar Beş Kuruşa, Ayran ve Sırça Köşk...
Sabahattin Ali'nin bu gerçekçi ve hüzünlü öyküleri Sedat Girgin'in resi
Büyük sıkıntıların yaşandığı çalkantılı dönemlerde bile ailesinin sorumluluğunu taşıyan bir yazarın eş ve baba olarak portresini çizen bu mektuplar, Sabahattin Ali'yi yakından tanımamızı sağlıyor.
"Bundan sonra hiç kimse sana benim kadar yakın olmayacak. Beraber Almanca öğreneceğiz, ben İngilizce öğrenmek istiyorum, beraber İngilizce dersi alacağız, ben kitaplar tercüme edeceğim, bunları beraber okuyacağız, neşeli ve kederli olacağız, ne olursa olsun, bütün bunlar hep beraber, hep ikimizin iştirakiyle ola
"Son üç yıl içinde ve küçük hikâyeci sıfatıyla haklı bir isim kazanan Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf 'la birlikte ilk romanını veriyor. Güzel, şiirli ve sürükleyici bir eser ki, muharririn hem müfrit romantizminden, hem müfrit realizminden aynı zamanda müstefit ve mutazarrır olmaktadır."
-Nahit Sırrı Örik, 1937
"Kuyucaklı Yusuf, Türk romanında ufuk açan girişimlerden birini haber vermektedir. [...] Denebilir ki bütün bundan sonraki Anadolu romanlarının yapısında Kuyucaklı Yusuf 'tan mutlaka bir şeyler va
"Bu eser muharririn şimdiye kadar roman sahasında bastırmış olduğu iki
eserini gölgede bırakan bir kuvvet ve mükemmellik taşımaktadır. Sıkılgan,
kendi içine kapanmış, pısırık denebilecek bir adamın hayat macerasını anlatan
bu eserde, müellif şaşılacak bir psikoloji kuvveti göstermiş ve bize,
unutulmayacak bir insan portresi çizmiştir."
(Varlık, 1943)
"Gayyur ve olgun romancı Sabahattin Ali'nin en son çıkan bu romanı, daha çok
muharririn karakter tahlilindeki hünerinin güzel bir örneğidir. Kürk Mantolu
Madon
Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf adlı eseri bez ciltli kapakla Koridor Yayınları'nda!
Sabahattin Ali'nin Aydın'da cezaevinde yatarken tanıştığı Yusuf'un yaşadıklarından yola çıkarak kaleme aldığı Kuyucaklı Yusuf ilk kez 1937'de basılmıştır. Adı ile okuyucusuna bir destan vadetmesine rağmen kahramanının tereddütlerinin ve zayıflıklarının aktarıldığı romanda, sadece Yusuf'un yaşamı ve duyguları değil, 1910'ların Anadolu'sundaki toplumsal yaşam da canlı bir şekilde anlatılmaktadır.
“İnsanlara pek güç meram anlatıyordu; yarım saat uğraşarak bir kelime çıkarabiliyor, etrafındakileri güldürmese bile sıkıyor, daha fazla da kendisi sıkılıyordu. Deniz ona oldukça mükemmel bir arkadaştı. Başaltındaki kirli yatağında, geminin burnuna çarpan dalgaların uğultusunu dinler, onları uykusunda bile duyardı.
Zaten sıkmadan uzun uzun anlatmasını bilen yegâne geveze, denizdir. Ömürlerinin dörtte üçünü denizde geçiren ihtiyarların arasında bile suların sesini sıkıcı, yeknesak bulan, bu sesten bıkan b
"Hiçbir telkin; hiçbir nasihat beni biraz olsun
sükûnete getiremezdi. En akıllıların sözlerinde bile
zayıf ve alay edilecek taraflar bulmakta büyük bir
maharet sahibi idim. Halbuki bu genç kız, bana bir
tek kelime ile böyle bir şey teklif etmediği, bir tek
tavrıyla benden böyle bir şey istemediği halde onun
mevcudiyeti beni sakinleştirmiş, ağırlaştırmıştı. Beni
asla anlamadığı muhakkaktı; ben de onu pek anlamış
değildim. Birbirimizi anlayan bir tarafımız herhalde
vardı. Fakat bu, biz farkında olmadan işini
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.