Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 79 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Gerek düşünce-eylem bütünlüğü, gerekse tefekkürün doğrudan gelenekten alınması ve geleneksel irfani sözlüğün yeniden üretilmesi bakımından Bediüzzaman, Guénon'un 'okunarak olunamayacağı'nı söylediği arif-i billahlardandır. Arif-i billahtır çünkü, Risale-i Nur, bize, insanın bireysel doğasının sınırlarından nasıl kurtulup İlâhî Akl'a nasıl bağlanabileceğini anlatır. Kâinatı niceliksel bakımdan değil, işari anlamıyla inceler. Kozmosun ilkelerine ilişkin bizi, doğrudan Yaratıcı'ya bağlar, tabiatı gözümüzde say
Tükendi
"Hayır hayır, olamaz! Gerçekten daha gerçekti gördüğü. Güneş gibi apaşikar, aya gibi pırıl pırıl pırıldı... Eşiğine fırlattı bedenini, `Ey yazgımın gülü! Ey alnımın ak yazısı!` diye bağırdı, `Söyle bana hangi bağın gülüsün sen?` Peri dile gelerek, seslerin en güzeliyle, `Ey yüreğimin sancısı!` dedi, `Keşiş dağının gülü, İriskin bağının sümbülüyüm ben. Sen be söyle bana, hangi rüziğar arttı seni buralara?` Şehzade, anka kuşunun kanatlarına binmişti sanki; `Ey nergis bakışlım! Ey hilal nakışlım! Gönlüm
Tükendi
Sinemanın bana uzak anlamlarda tartışıldığı bir dünyada Rüya Sineması yorumunu önemserim ve de samimi bulurum. İnsanların sinema üzerine, tartışılabilir de olsa saf ve çıkarsız yorumlar yapması beni her zaman sevindirir. Sadık Yalsızuçanlar'ın Rüya Sineması kitabında Said Nursi'nin bir sözü bu çerçevede beni etkiledi." -Zeki Demirkubuz- "Yalsızuçanlar, heyecanla eğildiği konuda, kendi geleneğimizden olduğu kadar, dünya sinemasının mistik-metafizik yönelişlerinden de yararlanmaya çalışıyor." -Mustafa Kutlu-
Tükendi
Yüz katlı bir yükseklikte, yüzüncü makamdasın. Çamdağında sessiz, kimsesiz, sadece Onunla mısın? Mecazlara emanet edilmiş bir yer değil orası. Söz de değil, ses de. Bir hal, bir melaldesin, hissediyorum. Bu perdeler bir aralansa Geride ne var bir görünse Bir açılsa Bir cilvelense Bir görsem Bir anlasam Bir bilsem Bir tatsam efendim Bir tadabilsem O huzuru bir nebze tadabilsem İman nurdur diyorsun Nur nedir ki Hikmet nedir Bunun hikmeti nedir Senden öğrendim bunları Bu kelimeler sana ait Sana ait olan bir şe
"Orada gördüm yalnızlığı. İnsana benziyordu. Ondan sonra hep insanı da yalnızlığa benzettim durdum. Bazen dururdum sokağın bir yerinde, boşluğa bakardım. Başımı bir el kaldırırdı, göğe bak derdi, oradan geldin sen, yurdun orasıdır, oraya layık bir ışığa gir. Bunu nasıl yapacağım? İlmini ölmeyen diriden al, ölüyü ölüden alma. Bu sesi duymuştum. Bütün sırların yazıldığı defterim ben, o defterin tamamıyım demiştim." Sadık Yalsızuçanlardan, Harakanlı bilge Ebul-Hasanın yaşamına ilişkin çarpıcı bir anlatı. Kar
Tükendi
"Kapı, Yılan, Gerçeği İnciten Papağan çarptı beni. Bir Türk Kafka'sıyla karşılaştığımı duydum. Borges'i düşündüm. Benzersizliğinin sürmesini çok isterim. Kısa öykülerinin çarpıcılığı ağırlık kazandırıyor." -İlhan Berk- "Yalsızuçanlar, hikmetli üslubu ile tasavvufi bir söyleyiş yakalamaya çalışıyor ki ben de uzun süredir düşünüp dururum bunu. Zor, ama imkânsız değil." -Mustafa Kutlu- "Zifiri karanlıkta etrafı görebilen birkaç kişiyle karşılaştım, Sadık Yalsızuçanlar onlardan biri. Yarısı vergidir. Öteki ya
Tükendi
Kapı, Yılan, Gerçeği İnciten Papağan çarptı beni. Bir Türk Kafkasıyla karşılaştığımı duydum. Borgesi düşündüm. Benzersizliğinin sürmesini çok isterim. Kısa öykülerinin çarpıcılığı ağırlık kazandırıyor. İlhan Berk Yalsızuçanlar, hikmetli üslubu ile tasavvufi bir söyleyiş yakalamaya çalışıyor ki ben de uzun süredir düşünüp dururum bunu. Zor, ama imkânsız değil. Mustafa Kutlu Zifiri karanlıkta etrafı görebilen birkaç kişiyle karşılaştım, Sadık Yalsızuçanlar onlardan biri. Yarısı vergidir. Öteki yarısı için çal
Tükendi
Sadık Yalsızuçanlar, yeni romanı Birdenbire'de bir üniversite hocasının, Mustafa'nın yolculuğuna eşlik etmeye davet ediyor okuru. Bugünle geçmiş arasında durmadan devam eden bu seyahat aynı zamanda içsel bir yolculuk. Bu geliş gidişlerde bir taraftan hayatımızın parçası olan, yakından takip ettiğimiz güncel olayları görüyoruz diğer taraftan Mustafa'nın çocukluğunun geçtiği Kızılcabölük'e gidiyor, onun büyük arayışına tanıklık ediyoruz. Sadık Yalsızuçanlar'ın tüm kitaplarında olduğu gibi birçok yol, yolculu
Tükendi
Sadık Yalsızuçanlar Harakanlı bilge Ebul-Hasanın yaşamını çarpıcı bir dille anlattığı yeni kitabı Cam ve Elmas ile yeniden okuyucusuyla buluşuyor. Karstaki Harakani dergâhında geçen olaylar, kente bir belgesel filmin çekimleri için giden ekipteki kameramanın gözünden daha doğrusu, kalbinden- anlatılıyor. İki epigraf ile açılıyor Cam ve Elmas; biri Ebul-Hasan Harakaninin ta kendisinden: Yeryüzünde yolculuk edenin ayağı; gökte yolculuk yapanın ise kalbi su toplar. Aynı Harakanlının kendi hayatı gibi. İkinc
Sadık Yalsızuçanlar, ilk romanı Yakazada bir taşra kasabasında sıkışmış hayatları, parçalanmış benlikleri, Türkiye tarihinin kırılma noktalarında savrulan dünyaları anlatıyor. Uyku ile uyanıklık arasında gidip gelen ruhların geride bıraktıkları aşklar, kırılmış umutlar, kendi içinde yolculuğa çıkan kahramanın hikâyesinde gün yüzüne çıkıyor.
Tükendi
Sadık Yalsızuçanların bütün öyküleri Sadık Yalsızuçanların ipek kadar hafif ve ince dilinden, gerçek kadar ağır ve yoğun öyküler bu kitapta bir araya geliyor. Sırlı Tuğlalar, Garip, Ayan Beyan ve Güzeran. Her biri birden fazla baskı yapmış, okuyan herkesin ruhunda, zihninde iz bırakmış bu öyküler bir araya geliyor ve Sadık Yalsızuçanların tüm öykülerini toplayacak üç cildin biricisinde okura ulaşıyor. "Yalsızuçanlar'ın hikayelerinin temelini oluşturan masal/tasavvuf/sürrealizm üçlüsü ve metafizik arayış ger
Tükendi
Anadolu coğrafyasında yüz-yüz elli yıldır büyük acılar yaşanıyor.Ülkenin güneydoğusu sürekli kanıyor. Onlarca ayaklanma, geride, on binlerce ceset bıraktı. İnsanlar şapka giymediği için darağacında sallandırıldı, tutuklandı, işkence gördü. 12 Eylülden itibaren Diyarbakır Askeri Cezaevinde binlerce insanın insanlığına kıyıldı, Kürtlerin ve dolayısıyla Türkiyenin vicdanı kirletildi, muazzam bir yara açıldı. On dokuz-yirmi yaşındaki gençler kendilerini astı, yaktı ve insanlıklarını mazgalların ardında bıraktı.
Tükendi
Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaş-ı Veli, Niyazi-i Mısri, Fethi Gemuhluoğlu, Necip Fazıl, Hasan Ali Yücel, Mehmed Akif, Yahya Kemal, Cemil Meriç, Sezai Karakoç, Kemal Tahir, Nazım Hikmet, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Oğuz Atay ve diğerleri... Sadık Yalsızuçanlar, Bilgelik Kulesi'ne sırlı tuğlalar koyan isimlerin kendi iç dünyasındaki yansımalarını paylaşıyor. Dinin daha çok irfan, irfanın ise bilgi değil aşk olduğunu kavradığında bir kavşakta idi Cemil Meriç. Kronolojinin, aptalların tarihi olduğunu zaten önceden bi
Tükendi
Man does not know the mystery of being or its substance, no one knows why or how, although everyone mutters endlessly no one knows the value of its essence omar khayyam I was not something that was called to mind in a moment of eternity. This is how my story started. In those times, grapes had not been created yet, but I was already drunk. I say, in those times, because time was a moment. In those times, I didnt know that a moment was infinitely divisible. A friend told it to me. A friend who had accompani
Tükendi
"İnsan kelam ve nazarla mayalanır. Maya, dönüştürür, özü koruyarak, katıldığı şeyi yeni bir hale getirir. 'Güneşin doğduğu yer' anlamına gelen Anadolumuz, yüzyıllardır, erenlerin kudsî nefesiyle mayalanmaktadır. Anadolu mayası, Muhammedî mâyenin bizatihi kendisini ima eder. Bu topraklar, çokluktan kinaye, yetmişbin evliyanın nefesiyle döllenmiştir. Anadolu'yu Mayalayanlar, bu mâcerânın dününe, bugününe ve geleceğine ilişkin bir özeti sunuyor. Alanında yetkin birçok ilim ve irfan erbabı, araştırmacı ve yaz
Tükendi
Dem
Yüz katlı bir yükseklikte, yüzüncü makamdasın. Çamdağında sessiz, kimsesiz, sadece Onunla mısın? Mecazlara emanet edilmiş bir yer değil orası. Söz de değil, ses de. Bir hal, bir melaldesin, hissediyorum. Bu perdeler bir aralansageride ne var bir görünsebir açılsabir cilvelensebir görsembir anlasambir bilsembir tatsam efendimbir tadabilsemo huzuru bir nebze tadabilsemiman nurdur diyorsun...nur nedir kitılsımdan söz ediyorsunmuammadan hikmet nedir bunun hikmeti nedirşimdi, kırk yedi yaşımdaodamdayımbilgisayar
Tükendi
The Traveler "A pearl from the East, a narrative that demands tranquility" The Traveler represents the door of contemporary Turkish literature opening to the West... One of the first mystical novels to be translated into a Western language, The Traveler has been published in Germany by Literaturca Verlag as Der Wanderer. The English translation of the book is in progress. The Traveler tells the story of a universal saint, which is also the story of the spiritual life of Ibn Arabi, a well-known Muslim scho
Tükendi
Yeryüzüne sığmayan gönlüyle dört duvar araısna hapsedilen Mem derin bir mutsuzluk kuyusuna düşmüştü Orada günlerce haftalarca aylarca umutsuz bir halde kalınca anladı İbrahim(as) gibi batınca kaybolan sevgiliye gönül vermemek gerektiğini Acı o denli büyüdü o denli büyüdü ki artık küçücük bir keder hissetmemeye başladı Samed`in aynası olan Kalb`i gittikçe saflaştı arındı ....
Tükendi
Haklısın Ömer Çelik, sevgimizin olduğu yerdeyiz. Birbirimizle konuşurken aslında kendimizle söyleşiyoruz. Karanlık bir günün ortasında aydınlık bir geceye benziyor yüzümüz. İsa (as) doğru söylüyor: Rüzgar nerede isterse orada esiyor. Nietzsche´nin benlik putunu kıramadan dokunduğu çalgı da binbir renkli mutlulukla şakıyor. Duyan oldu mu, diye sorarken trajiğini yitiriyor. En soyla acılar, geleceksiz kelimelerin ağlarına takılarak berheva oluyor. Ne denli trajik olursa olsun, aşk, tüm bağları çözdüğü gibi a
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 79 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4