Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 295 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Bir dükkanın önünde üç öğrenci çocuk ellerinde çantaları ile vitrindekilere bakıyorlardı.Ben de arkalarında durdum. Taranmış saçları çok hoş kokuyordu. İstemsiz şekilde birisinin ensesini kokladım. Çocuk arkasına dönerek beni şöyle bir süzdü, sonra öfke ve nefretle benden uzaklaşıp gittiler. Uzaklaşırken birinin diğerlerine "ne kadar da kötü kokuyordu!" dediğini duydum. Yürürken dükkanın camından kendime şöyle bir baktım. Saçlarım o kadar uzamış, perişandı ki kulaklarım görünmüyordu. Sanki çok tüllü bir şa
Tükendi
Behrengi'nin eserlerinde, büyüklerin dünyası küçükler aracılığıyla anlatılırken, toplumsal sorunlar da en temel noktalarıyla işlenmiştir.
Tükendi
Arkadaşlık, dayanışma ve özgürlüğün değeri üzerine unutulmaz bir öykü... Ulduz, yalnız ve sıkıcı günlerini annesinden kalan bez bebeğiyle oynayarak geçirmektedir. Bir gün yine üvey annesinin yaptıklarına ağlarken bebek dile gelir ve onunla konuşmaya başlar! Ulduz ile tek dostu Yaşar'ın yeni bir arkadaşları vardır artık; onları büyülü dünyasına davet edip hayatlarına güzel renkler katan bir arkadaş. Peki ya üvey anne, Konuşan Bebek'ten şüphelenip onların dostluğunu bozmaya çalışırsa? Usta yazar Samed Behreng
"Böylece benim geçici olarak telaşım bitmişti ve toprağın altında tatlı ve hoş bir uykuya daldım. İlkbahara hazır olmak, daha güçlü uyanmak, yeşermek, topraktan çıkmak ve Polat ile Ali için bol meyveli bir ağaç olmak için uyudum." Bir Şeftali Bin Şeftali, bir şeftali çekirdeğinin ağaca dönüşmesinin öyküsüdür. Polat ve Ali köyün zalim ağası ve aç gözlü bahçıvanından gizlice yetiştirirler şeftali ağacını. Şeftali ağacı, meyvelerini onu besleyen, koruyup, kollayan arkadaşları için tüm gücüyle yetiştirmeye çalı
Tükendi
Bir zamanlar, tepelerden akıp gelen suların oluşturduğu cılız bir derenin içinde, annesiyle birlikte küçük bir kara balık yaşarmış. Anne Balık'la yavrusu sabahtan akşama kadar bu derede yüzer, birbirlerinin peşinden bir aşağı bir yukarı gidip gelirlermiş. Ancak bir gün Küçük Kara Balık, aynı derede yüzüp durmaktan çok sıkılmış. Derenin sonunda ne olduğunu çok merak ettiği için bir yolculuğa çıkmış...
Merhaba çocuklar, ben Ulduz Hanım'ın konuşan bebeğiyim. Ulduz ile Kargalar isimli kitabı okuyan herkes beni ve Ulduz'u gayet iyi bilir. Aslında Ulduz ile benim öyküm kargaların öyküsünden daha önceydi. O zaman Ulduz'un analığı geleli henüz bir iki yıl olmuştu. Ulduz ise daha dört beş yaşlarındaydı. O zaman ben de konuşmayı bilmiyordum. Ulduz'un annesi beni eski bir başörtüsünden yapmış ve saçlarını göğsüme, karnıma, el ve ayaklarıma doldurmuştu. Bir akşam Ulduz beni karşısına aldı ve benimle uzun uzun konuş
Tükendi
Birkaç yıl önce köyün birinde öğretmenlik yapıyordum. Okulumuz sadece tek bir odadan ibaretti, tek pencereli, tek kapılı bir oda. Köye yaklaşık yüz metre kadar uzaklıktaydı. Otuz iki öğrencim vardı. Bunlardan on beşi birinci sınıf, yedisi ikinci sınıf, altısı üçüncü sınıf, dördü de dördüncü sınıf öğrencisiydi. Sonbaharın sonlarında gönderilmiştim bu okula. Ben gelmeden önce çocuklar iki üç ay kadar öğretmensiz kalmışlar. Geldiğimde sevinçlerinden havalara uçtular. Dört beş gün boyunca sınıfı tam olarak topl
Tükendi
Tahran'da başıma nelerin geldiğini tümüyle anlatmaya kalksaydım, sanırım ciltler dolusu kitap olurdu ve siz o kitapları okurken yorgun düşerdiniz. Bu nedenle sadece son yirmi dört saatte yaşadıklarımı anlatacağım. Babam birkaç aydır işsizdi. Sonunda annemi ve kardeşlerimi geride bırakarak, elimi tuttu ve beraber Tahran'a gittik. Babam da ne yapıp edip kendine bir tahta manav arabası bulmuş ve seyyar satıcılığa başlamıştı. Soğan, patates, salatalık ve daha başka sebzeler satıyordu. Ancak sadece karnımızı doy
Tükendi
Eski zamanların birinde bir padişahla altı yedi yaşlarında bir kızı vardı. Bu kızın çok sayıda cariyesi ve hizmetçileri vardı. Koç Ali adında kendisinden biraz büyük bir de uşağı vardı. Yemek esnasında kızın peçetesi yere düşse, Koç Ali hemen alıp ona verirdi. Top oynarken top eğer uzaklara gitse, Koç Ali gidip getirirdi. Bazen kızın canı çelik çomak oynamak isterdi. Onun çelik çomağı ise altın ve gümüştendi. Kız uyuduğunda cariyelere, hizmetçiler, uşaklar gelip bir şey sormasın ve kızı rahatsız etmesin diy
Tükendi
Kuraklık ve fakirlik içerisinde olan köyün hemen yanında büyükçe bir bağ vardı. Bu bağ gayet sulaktı ve içeresi meyve ağaçlarıyla dolu olan bir bağdı. Bağ o kadar büyük ve ağaçlıktı ki hatta dürbünle bir ucundan diğer ucuna bakılsa sonu görülemeyecek kadardı. Bu kurak ve çorak köyün ağası birkaç yıl önce tarlaları köylülere bölüp satmış, sulak ve ağaçlık olan bağı kendisine ayırmıştı. Ancak köylülerin tarlaları hem düz değil hem de ağaçsızdı. Üstüne üstlük tarlalarda su da bulunmuyordu. Vadinin ortasında i
Tükendi
Selam çocuklar, benim adım Ulduz. Farsçası ise Sitâre. Bu yıl on yaşımı doldurdum. Bu okuyacağınız öykü, benim başımdan geçen bütün serüvenimin sadece bir parçası. Behreng bey bir zamanlar bizim köyümüzde öğretmendi ve bizim evde yaşıyordu. Bir gün serüvenimi ona anlattım. Behreng Bey serüvenimi beğenmiş olacak ki "Senin kargalarla olan serüvenini öykü yapıp kitap haline getirmek istiyorum" dedi bana. Ben de birkaç şartla onun bu güzel teklifini kabul ettim. Birinci şart, öykümü sadece çocuklar için yazacak
Tükendi
Dünyaca üne sahip Küçük Kara Balık'ın yazarı Samed Behrengi'nin Yıldız ile Konuşan Bebeği adlı bu kitabını, yazarın hemşerisi, uzman eczacı, dilbilimci, bilim tarihi ve felsefesi doktoru Anooshirvan Miandji Farsça orijinal baskısından dilimize çevirdi; Biğkem Karavus resimledi.
Tükendi
"The Little Black Fish", living in a small lake with thousands of fish like him, is an adventurous fish wondering what is beyond the small lake. Despite of his mother's begging and other fish trying to stop him, this little hero goes on to a fearless journey and makes friends he never thought he could have, and enemies as well. The story of this little curious fish who does not accept to be imprisoned within its borders will give you warm feelings.
Tükendi
Birden aklıma geldi. Devem bu gece beni sırtında dolaştıracaktı.Yerimden fırladığım gibi koşmaya başladım.Oyuncakçı kapatmış ama ben oyuncakların gürültüsünü kapı arkasından işitiyorum.Lokomatif çuf çuf ediyor düdüğünü öttürüyordu.Kocaman ayı mitralyözün başına geçmiş, yaylım ateşi açmış. Ama bu yaptığı güzel ve sevimli bebekleri korkutacak!...Maymunlar kah bu köşeden öbürüne sıçrıyor, kah devenin kuyruğuna asılıyorlar. Deve kızıyor, onlara ağız dolusu sövüyor. Karakaçan dişlerini gıcırdattıktan sonra anırı
Tükendi
Balık Nine, çevresini saran on bin mini minnacık balığa masal anlatıyordu: Sevgili yavrularım, bu masalı can kulağıyla dinleyin. Kulağınıza küpe edin. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde sizler gibi küçük bir balık vardı. Bu balığın adı Küçük Kara Balık'tı. Annesiyle birlikte bir derede yaşıyordu. Küçük Kara Balık bir gün annesine ?Bu küçük derede sıkıldım. Büyük sularda yüzmek, oralarda yaşamak istiyorum. Buradan gideceğim. Uzaklarda neler olup bittiğini öğrenmek istiyorum. Anladım ki dünya, bu kara kay
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 295 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4