Padişahın kızı, herkesten daha üstün olduğunu
düşünüyor, kimselere yüz vermiyordu.
Koca saraydaki tek oyun arkadaşı, Koç Ali'ydi.
Günün birinde, Koç Ali'nin bir sözüne öyle çok
sinirlendi ki onu saraydan kovdu. Yapayalnız
kalmıştı padişahın kızı. Ne oyun arkadaşı vardı,
ne de sohbet edebileceği sırdaşı. Sonunda
hastalanıp yataklara düştü. İyileşmesinin tek
yolu Sevgi Masalı'ydı artık.
İran çocuk edebiyatının usta yazarı
Samed Behrengi, İtalya Bologna Kitap Fuarı'nda,
"Yılın En İyi Çocuk Kitabı Yazarı" seçil
Bir zamanlar, fakir bir köyün hemen yanında,
büyük ve yemyeşil bir bahçe, o bahçenin içinde
de çeşit çeşit meyve ağaçları varmış. Bu
bahçede, biri büyük diğeri küçük iki şeftali ağacı
yetişmiş. Ufak şeftali ağacı hemen hemen her yıl
bin çiçek açarmış ama bir şeftali bile vermezmiş.
Ya çiçeklerini dökermiş ya da şeftaliler
olgunlaşmadan sararıp dalından düşermiş.
Bahçıvan, elinden geleni yapıyormuş yapmasına
ama o küçük ağaç, tek bir şeftali vermiyormuş.
Peki, şeftali ağacı meyve vermemek için neden
direniyo
''Hayır, ana! Bıktım ben bu sarsak
dolaşmalardan. Çıkıp gitmek, başka yerlerde
ne olup bittiğini görmek istiyorum.
Sakın, 'Küçük Kara Balık'ın aklını çeldiler.'
deme, ana. inan bana... Uzun bir zamandır
düşünüyorum bütün bunları. Tabii
ki anlatılandan da bazı hisseler kapmışım.
Hele, boşuboşuna ömür tükettiklerinden
yakınan yaşlı balıklar var ya, beni en
çok da onlar düşündürmüştür... Hayat, sadece
bir avuç suyun içinde durmaksızın dolaşarak
zaman doldurmak mıdır
gerçekten? Ya da bir oltanın ucuna takılacağ
Akıl, sorgulama, inanç, cesaret ve özgürlük...
Ardından gelecek şeyler ise adalet ve eşitlik...
Dünyaca ünlü yazar Samed Behrengi'nin kaleminden,
her çağın ihtiyacı olan düşünceler,
çocuklar için bu küçük kitapta...
Bir zamanlar yoksul bir köyde büyük ve bakımlı bir bahçe varmış. Meyvelerle dolu bu bahçe o kadar genişmiş ki, bahçenin sonunu dürbünle bile görmek imkânsızmış. Bu olağanüstü̈ bahçede biri büyük, diğeri küçük iki şeftali ağacı varmış. Büyük ağaç her yıl sulu ve tatlı şeftaliler veriyormuş. Küçük ağacın durumu biraz farklıymış; her yıl dalları çiçeklerle dolar taşarmış ama meyveleri olgunlaşmadan kururmuş. Ta ki o iki çocukla karşılaşana kadar...
Samed Behrengi, çocuk edebiyatının unutulmaz klasiklerinden B
Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi (1939-1967), kısa süren yaşamı boyunca köy öğretmenliği yapmış, halk masallarını ve efsanelerini derlemiş, yeniden yorumlamıştır. Yazdığı çocuk hikâyeleriyle ise başka bir dünyanın mümkün olduğuna işaret etmiş, bu yönüyle çocuk edebiyatının niteliğini artırarak hem çocukların hem büyüklerin gönlünde taht kurmuştur.
Emekle, suyla, güneşle, sevgiyle beslenen, çekirdekten ağaca, oradan tekrar meyveye dönen, bir şeftaliden bin şeftaliye varan yolda küçük şeftali ağacını
Sevgi Masalı, padişahın güzeller güzeli kızı ile onun hizmetinde çalışan Koç
Ali'nin öyküsü. Kendisinden başka kimseyi beğenmeyen, kimseyle arkadaş
olmak istemeyen bu bencil prensesin tek oyun arkadaşı Koç Ali'dir. Günün
birinde Koç Ali'nin prensese söylediği bir şey güzel kızı öyle kızdırır ki Koç
Ali'yi saraydan attırır. Ondan sonra iyice yalnız kalır huysuz prenses ve
hiçbir şeyle avunamaz. Sonunda hastalanıp yatağa düşer. Babasının çağırdığı
hekimler prensesin hastalığına çare bulamaz. Tek çare, Sevgi M
"Tüm masal anlatanlar masalın sonunda, ‘Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine'
derler; ama ben eminim ki bu masal daha bitmedi, elbet bir gün bu masalın peşine
düşeceğim." Samed Behrengi
Çocuk edebiyatının duayen yazarı Samed Behrengi'nin Güvercinci Kel Çocuk adlı bu masalını,
yazarın hemşerisi, uzman eczacı, dilbilimci, bilim felsefesi ve tarihi doktoru Anooshirvan
Miandji Farsça orijinal baskısından dilimize çevirdi; Esra Uygun resimledi.
Demek ki meyve olarak kalmayacaktım. Önemli olan meyveyi besin olarak diğer canlılara sunmak, onları beslemeye yardım etmekti. Çekirdeğim ise toprağa girecek yeni bir şeftali fidanı yeşerecekti. Fidan ağaca dönüşecekti. Meyve olarak ölecektim, ama fidan olarak büyüyecektim. Ben tek bir şeftaliydim. Çekirdeğim ağaç olunca yeni meyveler verecektim. Bir şeftali, bin şeftali verecekti.
Dinçtim. Kendimi güçlü hissediyordum. Büyük bir değişim geçirmiştim. Çekirdekken filiz olmuştum. Değişerek yaşamayı sürdürüy
Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, geleneksel anlatıları modern temalarla harmanladığı eserleriyle çocuk edebiyatındaki sarsılmaz yerini çoktan aldı. Onun masalları, öyküleri yıllardır çocuklara insan olmanın düşünmek ve sorgulamakla başladığını, mücadele etmeden, adaletin ve özgürlüğün peşinde koşmadan insan kalınamayacağını anlatıyor.
Puna Haeri'nin Farsça aslından özenli ve titiz çevirisi, çiçeği burnunda çizerimiz Ece Büşra Eryılmaz'ın incelikli suluboya resimleriyle Behrengi'nin çağlar boyunca
Dede Korkut Hikâyeleri, Azerbaycan'ın günümüze miras kalan eski bir
hikâyesidir. Bu masallar eski Türk boylarından olan Oğuz Türklerini anlatır.
Oğuzlar geniş bir boydu, birçok yiğidi ve kahramanı vardı. Dede Korkut bir
Oğuz Boyu büyüğü olup, onların iyi ve kötü günlerinde yanlarında yer almış,
başlarından geçenleri hikâyelere aktarmıştır.
Bu kitapta da Oğuz Boyu'nun yiğitlerinden biri olan Deli Dumrul var. Onun
hikâyesinde ölüme ve Azrail'e karşı insanın savaşı anlatılıyor.
Ben bu efsaneyi özgün metninden
Bu kitapta Samed Behrengi'nin üç öyküsü var:
Kar Tanesinin Serüveni, Pancarcı Çocuk,
Turunç Kabuğu.
Çocuklar Pancarcı Çocuk ve Turunç Kabuğu'nda yaşıtlarının
acı hayatlarının öykülerini okuyacak, Kar Tanesinin Serüveni'nde ise
masum bir macera bulacaklar.
Bu öykülerde hak, adalet, özgürlük ve emek gibi konular
yazarın kendine özgü anlatımıyla öne çıkıyor. Behrengi Öğretmen toplumsal
sorunlar hakkında çocukları düşündürmeyi ve hayat dersi olarak kalplerine
işlemeyi amaç ediniyor.
Hayat küçücük bir yerde yüzüp durmaktan mı ibaret, yoksa dünyada başka türlü yaşamanın bir yolu
var mı?
Bu soruların cevabını bulmak istiyorum.
İşte böyle söylüyor Küçük Kara Balık ve kafasına koyduğu dünyayı keşif macerasına gözünü kırpmadan
çıkıyor. Cesaretin, azmin ve dayanışmanın açabileceği kapılar, bu balığın başından geçen maceralarda
saklı. Küçük Kara Balık, dünyayı keşfetmenin yolunun korkmadan yeni ufuklara yelken açmak
olduğunu anlatan duygu dolu bir hikâye.
Bir varmış bir yokmuş... Bir zamanlar bencil mi bencil, kimseleri beğenmeyen bir Padişah kızı ile uşağı
Koçali varmış. Koçali, Padişah'ın kızına saf ve temiz bir aşkla bağlıymış. Bir gün artık dayanamayıp
aşkını itiraf ettiğinde, kız onu bir daha görmemek üzere saraydan kovdurtmuş.
Ancak bu karşılıksız aşk hikâyesi burada bitmeyecektir. Uykusunu bir güvercine emanet eden kızın
Sevgi Masalı'nı dinleyene kadar gözlerine uyku girmeyeceği söylenir. Dinleyelim bakalım Sevgi
Masalı'nı, görelim şifa olup olmayacağ
Annesiyle birlikte bir derede yaşayan Küçük Kara Balık'ın hikâyesini duydunuz mu?
Bakın anlatalım: Bu sevimli Küçük Kara Balık'ın en sevdiği şey, ay ışığının evlerinin üstüne
vurmasıymış. Küçük Kara Balık, her gün, sabahtan akşama kadar, annesiyle birlikte derenin
içinde yüzermiş. "Anneciğim, burada daha fazla kalamam ben, gitmeliyim!" demiş bir gün Küçük
Kara Balık. "Gitmek istediğine emin misin?" diye sormuş annesi.
"Evet," demiş Küçük Kara Balık. "Bu derenin ucunun nereye çıktığını gidip görmek istiyorum
Cansu Taştan'ın olağanüstü çizimleriyle, 645 çocuk Samed Behrengi öykülerine bir yenisini ekliyor.
İç ısıtan öyküsü ve çizimleriyle Uykuda ve Uyanık 24 Saat.....
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.