Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 900-920 / Aktif Sayfa : 46
ERICH VON DÄNIKEN'İN FİKİRLERİNİN EFSANEVİ BİR ÇEKİCİLİĞİ VAR." James A. Herrick, Christianity Today Kitapları çoksatanlar listesinden eksik olmayan yazar Erich von Däniken, çağdaşlarının gözden kaçırdığı gerçekleri ortaya çıkarma yeteneğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Von Däniken görünüşte birbiriyle ilişkisi olmayan yüzlerce antik metni dikkatle inceledikten sonra, insanlık tarihinin hiç de dünya dinlerinin iddia ettiği gibi olmadığını duyurmaya hazır. Üstelik elinde kanıtlar var! Von Däniken, Tar
Mustafa Sagir Efendi, zamanın adıyla, Hindistan'ın Peşaver şehrinde doğmuş, adı gibi kendi de sahte olan bir kişiliktir. Adının haricinde İslamlıkla hiçbir ilişkisi olmayan, ünlü bir İngiliz casusudur. İngilizlerin devşirme çocukları içinde en ünlüsü olan Sagir, döneminde tüm gittiği bölgeleri karıştıran bir karakterdir. Özellikle Avrupa, Afganistan, İran ve Hindistan başta olmak üzere Orta Doğu ve bilakis Mısır'da tam bir casusluk rolü oynamıştır. Mustafa Sagir incelendiğinde, İngilizlerin nasıl casus yet
Tükendi
Yaz tatilinde Kaya'ya Atatürk Devrimleri'ni araştırma ödevi verilmişti. Kaya bu ödevi çok iyi yapamayacağını düşünüyordu. Neyse ki o yaz ziyarete gelen dayısı ona yardım etmeye söz verdi. Her gün bahçedeki çardağa geçtiler, Atatürk Devrimleri'ni detaylarıyla konuştular, incelediler. Gökova'nın güzel doğasının tadını çıkarırken eğitim, kültür, hukuk, ekonomi ve yönetim alanındaki yenilikler hakkında sohbet ettiler. Cumhuriyetin getirdiği yenilikleri örneklerle keşfettiler. Siz de bu yolculuğa katılmak ister
SadreddinzâdeTelhisî Mustafa Efendinin 1711-1735 yılları arasında düzenli olarak tuttuğu günlüğü, Doğu dünyasında bu tarzın ya da hatıratın olmadığı yönündeki yaygın görüşü sarsan bir tarihi belge. Osmanlı tarihinde, özellikle de Yeniçağ başlarında bilinen günlük sayısı az olsa da, Sadreddinzâdenin eseri bu tarz üzerine önemli ipuçları sunuyor. Bu çalışma, günlüğü hem Osmanlı geleneği içinde hem de farklı ülkelerdeki çağdaşlarıyla birlikte inceleyerek mercek altına alıyor. Günlük tutanların ruh hallerinden,
Tükendi
Bu çalışmada 1908-1920 yılları arasında Ermeni-Kürt ilişkilerinin Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinde nasıl seyrettiği ele alınmış ve bu ilişkilerin, Osmanlı'nın Doğu politikası üzerindeki etkileri ile bu politikanın bölgesel yansımaları ortaya konulmuştur. Çalışma; Erzurum, Van ve Bitlis gibi Ermeni ve Kürt nüfusun bir arada yaşadığı üç vilayette, iki unsurun ilişkilerini geniş bir perspektiften incelemek suretiyle alana katkı sağlama iddiasındadır. Bu iddianın başlıca dayanağı, çalışmada Osmanlı arşiv b
Tükendi
Recaizade Mahmut Ekrem Bey'den bahsedilirken "sanatkâr" sözcüğünün kullanılması yazar için bir tercihten öte zorunluluk durumunun ifadesidir. Monografi çalışmalarında üzerinde durulan ismin hemen daima edebî türlerden birine olan bağlılığı araştırmacının inceleme nesnesine şair, yazar, romancı, tiyatrocu gibi sözcüklerle hitap edebilmesine imkan tanır. Ancak monografisi yazılan isim Recaizade Mahmut Ekrem ise bu hitap şekillerinin çalışma boyunca pek çok kez birbirine karıştırılması mukadder bir hüviyet kaz
Tükendi
Orijinal adı Hulâsetü'l-Beyân fî Ba‘dı Meâsiri Mevlânâ es-Sultân Abdilhamîd es-Sânî ve Ecdâdihî Âli ‘Osmân olan elinizdeki risâle, II. Abdulhamid Han döneminde Beyrut Hukuk Mahkemesi'nin kadısı olan Yûsuf bin İsmâil en-Nebhânî tarafından yazılmış ve hicrî 1312 / miladi 1894'de Beyrut'ta el-Matba‘atu'l-Edebiyye'de basılmıştır. Osmanlı hânedânının ve özellikle Sultan II. Abdulhamid Han'ın İslâm'a ve Müslümanlara yönelik yaptığı hizmetleri anlatan kitap, o dönemde başlayan hilâfet aleyhtarı söylemlere karşı en
Hans-Lukas Kieser, Talat Paşa, İttihatçılığın Beyni ve Soykırımın Mimarı'nda, etno-milliyetçilik ve siyasal İslâmla güç kazanan, radikal "çözüm"lere ve şiddete açık bir adamın dönemini anlatıyor. 1908 Jön Türk Devrimi'ndeki rolünden, sürgüne ve orada öldürülmesine kadar uzanan bir aralıkta hayatını ele alıyor, Talat'ın önceden fark edilmemiş gücüyle imparatorluğun fiili lideri olma yolunu izliyor. Savaş dönemi İstanbulu'nu yansıtmanın yanı sıra Talat'ın başvurduğu yöntemlerin nasıl felaketle sonuç
Tükendi
Adeta Cumhuriyet kurulmadan önce, kurulacak Cumhuriyet için doğmuş bir kadın Afet İnan. Birçok duraktan geçerek Makedonya'dan Ankara'ya seyreden bir hayat. Dağılmaya yüz tutmuş imparatorluğun son günlerine ve yeni kurulacak cumhuriyetin ilk ekilen tohumlarına bizzat tanık olmuş bir figür. Savaş yıllarında yaşanan çocukluk ve gençlik, "kuruluş" döneminde alınan birbirinden önemli roller. Mustafa Kemal'in manevi çocuklarından, bilim insanı, Cumhuriyet'in ilk kadın tarihçisi Prof.Dr. Afet İnan. Atatürk'ün meşh
Tükendi
Elinizdeki kıymetli eser Osmanlı Devleti'nin yıkılma sürecinde Şeyhu'l İslâm olan, ilmî çalışmalarının yanında, Batılılaşmanın çok yoğun olduğu, ulemânın etkisinin tükendiği ve nihâyet İslâm'ı devletten ayırarak Türkiye'nin laik bir düzene geçtiği dönemde mücadelesini bütün imkanlarıyla sürdürmüş, kendisinden sonra gelen nesillere güzel bir örneklik bırakmış olan Şeyhu'l İslâm Mustafa Sabri Efendi (rahmetullâhi aleyh)'e aittir. Kendisi vatanından ayrılıp Mısır'a gittiğinde en azından el-Ezher gibi köklü bir
Elinizdeki eser Mısırlı fikir adamı Enver el-Cündî'nin son hilâfet devleti Osmanlı'nın yıkılma aşamasında cihan devletini 33 sene daha ayakta tutmaya muvaffak olmuş olan cennetmekân 2. Abdulhamid Han'a dâir yazdığı kıymetli bir kitaptır. Kitap Müslümanların tarihe bakışı konusunda önemli yönlendirmeler yapmakla birlikte Osmanlı'nın yıkılışı ve sonrası dönem hakkında da ufuk açıcı bilgiler vermektedir.
Elinizdeki ez-Zaferu'l-Hamîdiyye fi İsbâti'l-Halîfe adlı kitap, ilk olarak Hindistan'da hicrî 1315 senesinde neşredilmiştir. Yazarı Mevlevî Hâfız Abdulcemil Efendi, Osmanlı hilâfetine bağlılıyla bilinen Hindistanlı bir âlimdir. Kitap, Osmanlı Hâriciyesi'nin isteğiyle yazılmış, Hindistan ve etrafındaki ülkelerde İngiliz sömürgecilerin hilâfet aleyhine yaptıkları propagandalara set çekmek hedeflenmiştir. Çünkü o günlerde İngiliz emperyalizmi Asya'daki Müslümanlara çok baskı yapıyordu ve Müslümanlar
Tükendi
Karadeniz kuzeyinden Doğu Avrupa ve Balkanlara ilerleyen Türk boyları karakterlerine uygun olarak yazılı değil sözlü geleneği benimsemişlerdir Bu da onların isimleri, kimlikleri, kültür ve sosyo ekonomik hayatları hakkındaki bilgilere ulaşmayı hayli güç kılmaktadır. Ancak tüm bunlara rağmen eldeki veriler, Gagauzların bir Türk topluluğu olduğunu, bölgeye göç eden Hun, Ogur, Avar, Kıpçak, Peçenek, Oğuz, Selçuklu ve Osmanlı Türklerinden meydana geldiğini, kendi içlerinde Dobruca, Besarabya, Bucak, gibi Romany
Tükendi
Kafkasya'nın önemli bölgelerinden biri olan Ahıska, Osmanlı Devleti'nin serhad şehri olmuştur. Osmanlı hâkimiyeti döneminde bölgede siyasî, sosyal ve kültürel açıdan merkezî bir statü kazanmıştır. Bu süreçte Osmanlı vakıf geleneğine bağlı olarak Ahıska'da İslam medeniyeti ve kültürü büyük gelişme kaydetmiştir. Ahıska'da vakıflar alanında en büyük hizmetleri Ahıskalı devlet adamları yapmıştır. Vakıfların inşa ettiği medeniyetle Ahıska tam bir Osmanlı şehri olmuştur. Ahıska'da vakıflar camiler, medreseler, kü
Tükendi
Hem Latin harfleriyle hem de Osmanlıca tıpkı basımını sunduğumuz "Türk'ün Yeni Amentüsü" isimli kitap "Sâfî" imzasıyla 1928 yılında Ankara Hâkimiyet-i Milliye Matbaası'nda basılmış, gelirinin de "Türk Tayyare Cemiyeti"ne ait olduğu belirtilmiştir. Kitap hakkında bir değerlendirme yapmak yerine, sadece tanıtmakla yetineceğiz. Kitap hakkındaki değerlendirmeyi siz okuyucularımıza bırakıyoruz. Kitabı yazan kişinin kesin olarak kimliğini belirleyemesek de bir çok araştırmacı kitabın yazarının Kemalizm ideologlar
Tükendi
Bu kitapta asker kökenli bir 68'linin ordu içindeki devrimci örgütlenme çalışmalarını, Kartal Maltepe'deki 2. Zırhlı Tugay'da görev yaptığı süreçte Mahir Çayan ve arkadaşlarının askeri cezaevinden kaçışına yardımcı oluşunu okuyacaksınız. Yine o dönemde Türkiye işçi sınıfı tarihinin önemli olayları arasında yer alan 15-16 Haziran 1970 olaylarındaki rolüne, 12 Mart 1971 muhtırası sonrası üsteğmen iken emekliye sevk edilip askeri cezaevine gönderilişine ve orada Yılmaz Güney'le olan arkadaşlığına şahit
Tükendi
Orta Asya'nın bozkırlarında başlayıp üç kıtaya, "Cihan İmparatorluğu"ndan "Hasta Adam"a, genç Cumhuriyet'in atılımcılığından demokrasiyi askıya alan darbelere uzanan bir serüven... Türklerin ve Türkiye'nin tarihini hamasetten uzak, tamamıyla tarihsel ve sosyolojik bir gerçekçilik içinde değerlendiren Klaus Kreiser ve Christoph K. Neumann, uzun yılların ve kapsamlı bir çalışmanın ürünü olan bu kitapta, Orta Asya'da kurulan ilk Türk devletlerinden Selçuklulara, Osmanlı İmparatorluğu'ndan modern Türkiye'ye kad
Tükendi
Elinizdeki kitabın özelliği, 1946-1960 dönemine sistem sorunu açısından bakmasıdır. Türkiye 1950'de çok partili hayata geçti fakat otoriter siyasi kültürle ve kuvvetler birliği sistemiyle... Başta Celal Bayar olmak üzere DP iktidarı kuvvetler ayrılığına dayalı yeni bir anayasa yapmayı reddetti! Kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı, bağımsız anayasa mahkemesi ve hukukun üstünlüğü kültürü olmadan 1950 yılında girilen çok partili dönemde olaylar nasıl gelişti? Siyaset darbe felaketine giden yolda nasıl y
Tükendi
Anadolu'nun bir kasabasında dünyaya gelmişti. Daha çocuk yaşlarında iken yapılara dikkat ediyor, taşla örülen duvarları uzun uzun seyrediyordu. Camilerin, köşklerin nasıl yapıldığını kendi kendine anlamaya çalışıyordu. Sokakta oynarken tahtadan evler yapıyor, ufak taşlar toplayarak kum üzerinde küçük binalar yapmayı deniyordu. Artık kafasına koymuştu; ileride mimar olacaktı. Yavuz Sultan Selim tahta geçince Osmanlı Devleti Anadolu'dan da çocukları toplama kararı aldı. Henüz on yaşlarında idi. Bir gün kasa
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 900-920 / Aktif Sayfa : 46