Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4
Geçmiş... bıraktığın yerde mi hâlâ? Amin Maalouf'tan unutulmayacak bir "eve dönüş" romanı. Amin Maalouf'un merakla beklenen yeni romanı Doğu'dan Uzakta, kaderin ve tarihin acımasızlığında terk ettikleri yurtlarına dönen bir grup arkadaşın hikâyesini anlatıyor. Doğu'dan Uzakta, bir yüzleşmenin romanı: Gençliklerinin en güzel dönemlerini bir arada geçiren, ülkelerinde patlak veren iç savaştan sonra farklı yerlere dağılan ve yıllar sonra, eski arkadaşlarından birinin cenazesi için tekrar ülkelerine
Galip, çocukluk aşkı, arkadaşı, amcasının kızı, sevgilisi ve kayıp karısı Rüya'yı karlı bir kış günü İstanbul'da aramaya başlar. Çocukluğundan beri yazılarını hayranlıkla okuduğu yakın akrabası gazeteci Celâl'in köşe yazıları, bu arayışta ona işaretler yollayacak ve eşlik edecektir. Okuyucu, bir yanda her bacası, her sokağı, her insanı başka bir esrarlı âlemin işaretine dönüşen İstanbul'da Galip'in araştırmalarını ve karşılaştığı kişileri izlerken, bir yandan da bu araştırmaları değişik işaretler ve tuhaf h
Dostluk... Üç farklı yaşam tarzının birleştiği bir nokta Orta yaşı geride bırakmış, tüm yaşamları Beyoğlu'nda geçmiş üç arkadaş; Selim, Kenan ve Nihat. Selim'in ağzından dinlediğimiz hikâyede üç arkadaşın, Kenan'ın ölüm deneyiminin ardından değişen hayatları ele alınıyor. Hayatını –yeniden– anlamlı kılmak için çırpınan Kenan, içine girdiği çukurun farkında değildir. Beyoğlu'nda bir gayya kuyusu Beyoğlu Rapsodisi yıllarca çekilmiş birçok fotoğrafın üst üste geçmiş bir hali adeta, sürekli kendini ye
Çok uzak olmayan, fazlasıyla tanıdık bir gelecek, nüfusun büyük çoğunluğunun yaşadığı bir metropol: Mevcut bütün yeraltı ve yerüstü kaynaklarını tüketen, kalan birkaç ağacın koruma altına alındığı Şehir’de Agnes, hava kirliliği yüzünden sağlığını kaybeden birçok çocuktan biridir. Görünürdeki tek çözüm, yeni başlayan bir araştırma kapsamında son el değmemiş doğa parçasına, Yeni Yaban Eyaleti’ne yerleşecek ilk insan topluluğuna katılmaktır. Ancak aralarında Agnes ve annesi Bea’nın da bulunduğu bu yeni avcı-to
21 yazarın katkısıyla ortaya çıkan İncelikler Tarihi, ortak bir Gülten Akın kitabı. Kitabı hazırlayan şairler Asuman Susam’la Duygu Kankaytsın’ın üç bölümde topladığı yazılarda Gülten Akın şiiri tüm yönleriyle ele alınıyor. “Gülten Akın’da Şair Oluş” başlıklı ilk bölümde Necmiye Alpay, Saliha Paker, Mahmut Temizyürek, Sevilay Çelenk, Olcay Akyıldız ve Metin Celâl kişiliği ve şiirimizdeki yeri çerçevesinde şaire yaklaşıyorlar. “Gülten Akın’ı Okumak” başlıklı ikinci bölümde Cevat Çapan, Haydar Ergülen, Roman
Tükendi
“Hayır, ana! Bıktım ben bu sarsak dolaşmalardan. Çıkıp gitmek, başka yerlerde ne olup bittiğini görmek istiyorum. Sakın, ‘Küçük Kara Balık’ın aklını çeldiler.’ deme, ana. İnan bana… Uzun bir zamandır düşünüyorum bütün bunları. Tabii ki anlatılanlardan da bazı hisseler kapmışım. Hele, boşu boşuna ömür tükettiklerinden yakınan yaşlı balıklar var ya, beni en çok da onlar düşündürmüştür… Hayat, sadece bir avuç suyun içinde durmaksızın dolaşarak zaman doldurmak mıdır gerçekten? Ya da bir oltanın ucunda takılacağ
“… Tatlı-hoş bir söz, kökleri sağlam ve dalları göğe doğru uzanmış güzel bir ağaca benzer ki o ağaç, Rabb’inin izniyle meyvesini, yemişini her zaman verir… Sevimsiz, kem-çirkin bir söz de yerden koparılmış ve hiçbir sebatı-kararı olmayan kötü bir ağaç gibidir.” (İbrahim Suresi: 14/24-26) Göğe doğru uzanan o dallar meyvelerini vermeye devam ediyor. Ama biz onların gölgesinde serinleyip meyvelerini tatmadan geçiriyoruz ömrümüzü. Klasik şiirimizden günümüze bir esinti getirebilmek muradımız. Daha çok o vesiley
“… Tatlı-hoş bir söz, kökleri sağlam ve dalları göğe doğru uzanmış güzel bir ağaca benzer ki o ağaç, Rabb’inin izniyle meyvesini, yemişini her zaman verir… Sevimsiz, kem-çirkin bir söz de yerden koparılmış ve hiçbir sebatı-kararı olmayan kötü bir ağaç gibidir.” (İbrahim Suresi: 14/24-26) Göğe doğru uzanan o dallar meyvelerini vermeye devam ediyor. Ama biz onların gölgesinde serinleyip meyvelerini tatmadan geçiriyoruz ömrümüzü. Klasik şiirimizden günümüze bir esinti getirebilmek muradımız. Daha çok o vesiley
“… Tatlı-hoş bir söz, kökleri sağlam ve dalları göğe doğru uzanmış güzel bir ağaca benzer ki o ağaç, Rabb’inin izniyle meyvesini, yemişini her zaman verir… Sevimsiz, kem-çirkin bir söz de yerden koparılmış ve hiçbir sebatı-kararı olmayan kötü bir ağaç gibidir.” (İbrahim Suresi: 14/24-26) Göğe doğru uzanan o dallar meyvelerini vermeye devam ediyor. Ama biz onların gölgesinde serinleyip meyvelerini tatmadan geçiriyoruz ömrümüzü. Klasik şiirimizden günümüze bir esinti getirebilmek muradımız. Daha çok o vesiley
Bu roman; aziz vatanın üzerindeki kara bulutları dağıtıp milletimizi aydınlık yarınlara taşıyanların, bağımsızlık güneşinin yurdumuz üzerine yeniden doğmasını sağlayanların, “Alperenler, akıncılar, kahramanlar, serdengeçtiler, yiğitler nerede?” denildiğinde, “Burada!” diyen destanları yazılamamış gizli kahramanların, şehit çocuklarına babalık yapan ve “Yetimlerin Babası” olarak anılan Karabekir Paşa’nın hikayesidir. Bu roman; savaşta babası ölen kimsesiz Ermeni çocuklarına da sahip çıkıp onları himaye eden
Son kale ile son darbe indi üstlerine. Melih, omuzlarında son kalenin yüküyle bir yandan geçmiş acılarını unutmaya çabalarken, mücadele ettiği kirli örgüt babasından sonra şimdi de onu ortadan kaldırmak istiyordu. Basit gibi görünen bir operasyonun ucu yerin yedi kat altına uzandığında neler olacaktı? İşlerinin ne kadar ciddi olduğunu anladıklarında geri dönülmez bir yola girmişlerdi artık. Coğrafyasını, kardeşini ve ekibini kederli günler beklemekteydi. Kırmızı ve mavi hesaplaşırken, moru bir seçim bekliyo
Çocuklar merak içinde! Kulübe, her gün biraz daha dikkatlerini çekiyor. Üfürseniz yıkılacak kadar bakımsız bu küçük evde, bir ışık dolaşıyor. Bazı geceler, binicisiz bir at dörtnala gelip sonra sır oluyor. O atın yükü ne acaba? Korkunç bakışları, saldırmaya hazır köpeğiyle gelip giden adam kim? Uzaktan kulübeyi gözlüyorlar. Merakları her geçen gün büyüyor. Büyükler sessiz kalsa da çocuklar kararlı! Bu kulübenin sırrını çözecekler!
Öldürdüğünü düşündüğü genç kızın hayalini kendine yakın arkadaş edinen Sirap, sırlarla dolu olduğunu keşfettiği hayatına tutunmaya çabalar. Özlemle beklediği ilk bebeğinin doğumuna iki hafta kalmıştır. İnsanların karanlık yüzünü ısrarla görmezden gelen Sirap, sırlar açığa çıktıkça yumduğu gözlerini aralamak zorunda kalır. Lanetli olduğuna inanan genç adam, gerçekleri öğrendiğinde bu karanlığın içinden çıkabilecek midir? Osmanlı İmparatorluğu'nun kültürel yapısını ve sıradan hayatları aniden değişen cesur in
Tükendi
Sevgili Katilim, sizleri karanlık bar ortamlarından aydınlık müzelere, kan kokan morglardan kitap kokan kütüphanelere, zaman boşluğunda kalarak bedene bürünememiş ruhlardan farklı evrenlere astral bir seyahate çıkmaya davet ediyor. Bu seyahati gerçekleştirirken psikoloji, sosyoloji, astronomi ve metafizik ile bütünleşerek hem kahvehane kültürünü hem de bir psikiyatristin bilimsel çalışmalarını işliyor. Ölüm ile yaşamın bir arada ne kadar dengeli olduğunu anımsatırken ölümsüzlüğe meydan okuyor.
Tükendi
“Gönül yarası öyle kılıçla kesilen yaralara benzemiyordu. Acısı daha fazlaydı. Kılıç yarası iyileşiyor ancak aşk yarası iyileşmiyordu.” Dilden dile dolaşan aşk hikâyelerinden biri olan Arzu ile Kamber birbirlerini kardeş sanarak büyüyen iki gencin hüzün dolu aşklarını anlatmaktadır. Arzu ile Kamber oldukça acıklı bir aşk hikâyesidir. Eser birçok açıdan Fuzuli mesnevisi olan Leyla ile Mecnun’a benzemektedir. ‘Hak âşığı’ olarak bilinen Kamber, saz çalıp şiir söylemeye başlar ve dağlara düşer. Arzu ile Kamber
Nesilden nesile günümüze kadar gelmiş olan Tahir ile Zühre, anonim halk hikâyesidir. Hikâyede vezirin oğlu Tahir ile padişahın kızı Zühre’nin ölümle son bulan aşkı anlatılır. Yaşamları boyunca âşıkların birleşmesi birçok kötü tarafından engellenir. Tahir öldüğü zaman Zühre bu acıya dayanamaz ve kendi yaşamına son verir. Sonrasında kabirlerinde büyüyen iki gül fidanı ve aralarında biten karaçalı adeta yaşam boyu çektikleri sıkıntıları temsil eder. Nâzım Hikmet’in bu hikâyeye atıfta bulunduğu “Tahir ile Zü
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 48-64 / Aktif Sayfa : 4