Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 69 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Yirminci yüzyılın felsefe sahnesindeki en büyük atılımlarından birinin varoluşçuluk olduğu yaygın biçimde kabul gören bir kanı. Savaş sonrası dönemde bireyin sadece bu büyük yıkımın getirdiği doğrudan ve dolaylı sonuçlarla değil, var olmanın yarattığı hiçlik ve boğuntuyla da verdiği savaşımın en göz alıcı dışavurumlardan biri varoluşçuluk. Elinizdeki kaynak çalışma, akımın temel öncülleri ve başlıca kuramcılarıyla ilgili bir başvuru aracı olmasının yanında, konuyu derinleştirecek okumalara zemin hazırlama a
Tükendi
Bilim tahihi iki biçimde tanımlanabilir: Birinci anlamda, özel bilimlerin tarih içindeki gelişimi söz konusudur. Bu bilim tarihi, Matematiğin, Fiziğin, Biyolojinin, Kimyanın ve diğer alanların geçmiş içindeki konumunu ele alır. Bu kitabın içindeki örnekler bu bağlama aittir. İkinci anlamda, Bilim Tarihi, terimi disiplinin kendisine ve bu özel tarihler ele almaya girişildiğinde ortaya çıkan felsefi ve epistemolojik sorunlara gönderme yapar. Bu kitabın konusunu ikinci anlamıyla bilim tarihinin oluşturduğunu b
Tükendi
Bergson, yaşadığı çağda bütün dünyada olduğu gibi Türk fikir hayatında da derin bir iz bırakmıştır. Pozitivist felsefe-bilimin hâkim olduğu bir dönemde daha dinamik ve düalist bir felsefe anlayışını savunmuş, sonradan sezgicilik denen felsefi akımın kurucusu olmuştur. Yaratıcı Tekâmül ismiyle Mustafa Şekip Tunç'un dilimize kazandırdığı bu eser, Bergson'un kavram dünyası ve felsefi sistemi açısından en önemli çalışmalarından biridir.
Tükendi
"Camus'nün sözünü biraz değiştirerek şöyle söyleyebiliriz: Gerçekten önemli olan tek felsefe sorusu 'insan nedir?' sorusudur. Aslında, bütün felsefe tarihi boyunca yanıt aranılan temel soru budur. Bütün olarak felsefi uğraş, insanın kendini tanıma çabası, insanın evrendeki yerinin ne olduğunu öğrenme isteği ve yapıp etmelerine, yaşamına bir anlam verme uğraşıdır. Diğerleri bu uğraştan doğan türevsel sorulardır; 'dünyanın üç boyutlu olup olmadığı, düşüncenin dokuz mu, yoksa on iki ulamı mı bulunduğu, sonra g
Tükendi
Aydınlanma nedir? Aydınlanmayı bir ideoloji olarak mı yoksa bir süreç veya birtakım düşünsel ya da pratik süreçler bütünü olarak mı görmek gerekir? Onu yaşanan bir deneyim diye mi, yoksa bir entelektüel projeler listesi olarak mı yorumlamak doğru olur? Aydınlanmayı modernitenin altyapısını meydana getiren bir fikirler öbeği, modernliğin kaynağını oluşturan bir problemler ve tartışmalar dizisi olarak mı, yoksa esas, Fransız Devrimi'yle başlayan totalitaryen hareketlerin altyapısı olarak mı okumak gerekir? Ay
Tükendi
"Eflatun, hem dini mistiklerin hem de felsefenin, dolayısıyla bilimin fışkırdığı duyun başıdır. Hayatın bu iki yüce vechesi onun nazarında zıtlık halinde değildir. Tam tersine, Kutsal Bütünlük'ün (Kosmos) birbirini tamamlayan iki asli görünümüdürler. Bu iki görünümden birini kendisine esas alıp onu temelde kutsallıksışı düzlemde işleyerek sistemli yapıya kavuşturan Eflatun'un Akademiadaki seçkin öğrencisi Aristoteles'tir. Onun kendine esas aldığı görünüm felsefedir. Bunu, o hocasının tutumundan farklı bir
Tükendi
Putların Alacakaranlığı'nı 1888 yazında Nietzsche Sils Maria'da tatildeyken yaklaşık bir haftada yazılmıştır. O günlerde Nietzsche'nin popülaritesi Almanya ve Dünya çapında artarken, felsefesine bir giriş niteliğinde bir yazı gerektiğini düşünüp bu çalışmasını hayata geçirmiştir. Nietzsche, dünyada görünenden çok daha fazla put olduğunun altını çiziyor ve bu küçük kitabın büyük bir savaş ilanı olduğunu haykırıyor.
Tükendi
Sanat yapıtlarının çokluğu ve olağanüstü çeşitliliği, yarattığı içinden çıkılmaz kavram karmaşası kadar, onları tarihsel bir bağlam içine yerleştirmede de türlü güçlüklere yol açar. Bu küçük başvuru kaynağı, çağdaş sanat kavramının felsefi ve estetik öncülerini tanımlama girişiminin ötesinde, temelde Çağdaş ve Modern ayrımı üzerine kurulan terminolojik bir ikiliği de açıklamaya çalışıyor. Sanat çevreleriyle ürünleri alımlayan kitle arasındaki ilişki, sanatçıların ticari ve kurumsal bağlanımları ve sanatın k
Tükendi
Stoacıların Paradoksları adıyla Latinceden Türkçeye aktarılan bu yapıtta Marcus Tullius Cicero, tarih boyunca insanların farklı anlamlar yüklediği, fakat hiçbir zaman üzerinde uzlaşmaya varamadığı, onur (honestia), erdem (virtus), mutluluk (beatitudo), eşitlik (aequitas), özgürlük (libertas), bilgelik (sapientia) ve zenginlik (divitiae) gibi kavramları ele alır. Cicero, stoacıların felsefe okullarında tartıştıkları bu kavramları halkın anlayabileceği sade bir dille tartışmaya açmayı amaçlayarak şu altı para
Eşine ender rastlanır üstün zekâsıyla tanınmış, yenilmez İngiltere Kralı 8. Henry ile Kastilya'nın yüce prensi birkaç yıl önce ciddi şekilde bozuşmuşlardı. Bu konuyu görüşmek ve çözüme kavuşturmak üzere o tarihte beni elçi olarak Felemenk'e yollamıştı. Yanımda iş ve yol arkadaşı olarak eşsiz insan Cuthbert Tunstall vardı. Kral o sırada kendisine, herkesin alkışları arasında, Canterbury başpiskoposluğunu vermişti. Burada onu övmeye kalkmayacağım. Bunun nedeni; onu övmemin başkaları tarafından yaltaklanma ola
Tükendi
Anksiyete ve kaygı kavramlarının ruhbiliminde sahip olduğu ağırlıklı yer, bu kavramların temel olduğu bir çözümlemenin psikanalitik incelemelerde de merkezi bir role ve işleve sahip olmasından ileri geliyor. Freud ve Breuer den Lacan a dek birçok önemli bilimadamı ve kuramcı, özellikle çocukluk yıllarında yaşanan travmaların ve edinilen kimi deneyimlerin yaşamın ilerleyen yıllarında yol açtığı kaygı ve buhranlarda belirleyici olduğunu gözlemlemiştir. Söz konusu kavramların süreğen ve kalıcı etkilerinden sem
Tükendi
Melekle Kukla: Asıl seyir işte o zaman. / O zaman bir araya gelecek varoldukça / Aralıksız böldüğümüz. (Rilke). Gündelik yaşamımızda yapacağımız işlerle meşgulüzdür. Yapacağımız işleri aklımızda, farkında olmadan ardı ardına, birbirini izleyen bir sırayla önceden tasarlar, anlarız. Bu belli belirsiz anlayış, bir zaman çizelgesi gibidir. Yapacağımız işler de birer süre içinde anlamlıdırlar; onları birer süre olarak tasarlar, sıraya koyarız. Bu nedenle gündelik yaşamı anlayış aslında sayıştır. Söz gelimi önce
Tükendi
Felsefe tarihi açısından Akılcılık, 17. yüzyılın büyük Akılcı filozoflarının Descartes, Spinoza ve Leibniz'in ortak felsefi eğilimlerine verilen addır. Aklın deneyden bağımsız, a priori, zorunlu bilgiler ortaya koyabileceği savını temellendiren felsefi görüştür. Temellendirilebilir, doğrulanabilir, sınanabilir bilginin diğer bilme türlerinden, inançtan, imandan ayrılarak kendi başına bir şey olmasında dayanağın akıl olması da bu gelenekle başlatılabilir. Gerçi teknik anlamda Akılcılığın akla verdiği konumu
Tükendi
Akıl insanıyla sezgi insanının yan yana bulunduğu çağlar vardır; biri sezgiden ürker, öteki soyutlamalarla alay eder; ikincisinin akılsız olduğu ölçüde birincisi sanatsızdır. Her ikisinin de arzusu hayata hâkim olmaktır. Biri, belli başlı dertlere ihtimam, akıllılık ve düzenlilikle çare olmayı bilirken öteki "pek şen kahraman" olarak, o dertleri görmeyerek ve yalnızca görünüşe ve güzelliğe yönlendirilmiş bir hayatı gerçek sayarak. Friedrich Nietzsche
Tükendi
Bu kitabın amacı, Hegel'in mutlak idealizmini felsefesinin bütünlüğü bağlamında ele alıp değerlendirmektir. İlk bölümün konusu, Platon ve Aristoteles'in felsefelerinde biçimlenen idealist anlayıştır. Bu genel olarak idealizmi anlamak açısından önemlidir. İkinci bölümün konusu, modern felsefeyle dolayımlı olarak Alman İdealizmi, Kant'ın transendental, Fichte'nin öznel ve Schelling'in nesnel idealizmleridir. İdealizmin felsefe tarihindeki temel uğraklarını kısaca konu edinen bu bölümlerden sonra, Hegel'in mut
Tükendi
Felsefe tarihini yönlendiren tüm akım ve öncüler, bir yandan bir kanıyı billurlaştıran, pekiştiren, öte yandan kabul görmüş inanç ve düşünceleri parçalayıp hükümsüz kılan bir tarihsel çevrimi anlatıyor temelde. Felsefe tarihinin bu özellikli ve nitelikli özeti, kimi okul ya da akımların olduğu kadar, insanın düşünme, kavrama ve anlamlandırma çabasının da tarihsel bir kesitini vermeyi amaçlıyor. Parmenides´ten Platon´a Descartes´tan Spinoza´ya, oradan Comte, Nietzsche, Bergson ve sonrasına uzanan bir klavuz.
Tükendi
Hıristiyan hacıların kutsal topraklara yaptığı seyahatlerde onlara eşlik eden, hac yolunun güvenliğini sağlamak üzere bir araya gelmiş gönüllülerin oluşturtuğu Tapınak Şövalyeleri, zamanla ülkelerin, imparatorlukların yazgısını belirleyen bir güce dönüştü. Kapalı bir cemaat yapısına sahip olmakla birlikte dünyanın birçok yerinde kök salan ve kapsayıcı bir etkiye kaynaklık eden tapınakçılar, dinsel bir örgütlenmenin yapısını ve amaçlarını aşan bir tahisel nüfuz alanı oluşturdu. O dönemi çözümleyen bu küçük k
Tükendi
Eleştirel Teori, 1930'lu yıllarda ortaya çıkan ve en başta Horkheimer, Marcuse, Benjamin ve de Habermas gibi tanınmış düşünürlerle ilişkili bir toplum felsefesi biçimidir. Eleştirel Teori'nin kavramları, varolanı tasvir edip olması gerekeni ve olabilecek şeyi önceden söyler. 20. yüzyılın ortalarından beri Eleştirel Teori her şeyden önce akıl, doğa ve kültür gibi kapsayıcı kavramların felsefi açıdan araştırmaya çalışmaktadır ki bu kavramlar, kapitalist modernlikte toplumsal rasyonelleşmenin çelişkili sürecin
Tükendi
Descartes bilimlerin felsefeden kopmaya başladığı o dönemlerde çalışmalarını sürdüren bilim adamlarının tersine, bilimi her zaman felsefi bir bakış açısı içinde bütünleştirmeye özen göstermiştir. Descartes, pek belirgin bir biçimde, çağının bilim adamlarının yalnızca teknik sorunlar çerçevesinde sınırlandığını görecek, onların tuttuğu yoldan daha değişik bir yol tutacaktır. Leibniz şöyle der: "Hep söylerim, Descartes'çı felsefe doğru bilgiye geçiş yeridir, bu yerden geçmeden doğru bilgiye varmak zordur."
Tükendi
Descartes kendi çağının bilinci olmayı başarmış filozofların en önemlilerindendir. O bir çağı kapatmış ve bir çağı açmış bir zaman diliminin zengin düşünce dünyasında hem bir bilim adamı hem bir felsefe adamı olarak büyük bir etki gücü yaratmıştır. Bağnazlığa karşı tek başına savaşmayı göze alacak kadar da istemli bir kişidir o. Descartes'ı ve benzerlerini büyük insanlığın kimsesiz savaşçıları diye nitelendirmek yanlış olmaz. Kimileri onu vakti geçmiş ve zaten yanlış bir filozof olarak nitelendirmeye kalkar
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 69 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2