Bu çalışma farklı zamanlarda yazdığımız makalelerin bir araya getirilmesi ile ortaya çıktı. Makaleler gözden geçirilerek ekleme ve çıkarmalar yapıldı. Böylece başlangıçtan son dönem divan şairlerine kadar geniş bir yelpazede aşk kavramının izi sürüldü. Kâinatın yaratılışını aşka bağlayan bir anlayışın mensubu olan divan şairleri, âşık olmasalar bile şiirlerinde öyle görünmek isterler. Bu sebeple divanlarda aşk konulu gazellerin önemli bir yer tuttuğu görülür. Şairler, gelenek çerçevesinde aşktan, aşkın acı
İşte bu sebeplerle ben de Dîvân Şiirinde İstanbul'u hazırlarke intihab etdiğim eserlerde o zamanın İstanbul'undaki hayat ve hususiyetleri canlandırmış olanları seçmeye bilhassa itina ettim. Edebi kıymet belki de ikinci derecede kalmış olabilir. Bu parçalarda, bilhassa Nedim, Vasıf, İlhami (Sultan Üçüncü Selim)'in şarkılarında devirlerinin zevk ve rengini, mehtap ve Boğaziçi âlemlerini, bazı kasîde girizgâhlarında ve manzum tarihlerde yangınları, büyük kışları, çarşı pazarları, meşhur kasırgalarla köşklere â
Husrav u Şirin mesnevisi 12. yüzyılda İran edebiyatının önemli şairlerinden Genceli Nizamí tarafından Farsça yazılmış bir mesnevidir; eserde Sasani hükümdarı Hüsrev ile Ermeni kraliçesi Şirin'in aşkı anlatılmaktadır. Mesnevi tarzında yazılan 5700 beyitlik bu eser, aruzun mefâîlün, mefâîlün, feûlün vezninde yazılmış ve 14. yüzyılda Kutb mahlaslı bir edip tarafından Harezm lehçesine adapte edilmiştir. Adapte edilen eser 4733 beyittir. Harezm lehçesinin önemli eserlerinden biri olan eserin metninin tamamı şimd
A. Kadir, tasavvuf ehli, büyük şair Mevlânâ Celâleddin'in şiirlerini bugünün diliyle söylediği bu derlemede, günümüz okuyucusunun esas olarak şairin şiirlerinden zevk almasını, manevi dünyasının derinliklerine girmesini sağlamayı gözetiyor. Kitap, divan şiiri formunda yazılmış bu şiirlerin sadece günümüz diline aktarılmasını değil, bugünün diliyle ve şiir tekniğiyle yenilenmesini hedefliyor. Elinizdeki derlemede Mevlânâ'nın 36 gazeli ile 8 rubaisi yer alıyor.
Mesnevî ile yüzyıllardır insanımızın manevi dün
Dostlarla gıyabında her andığımızda 'bir güzel derviş' derim. Şiiri yakışıyor ona. Kiminde eğreti durur ya, öyle değil. Kal ile hâli bu denli ayıran bir çağda umutlanıyorum her selamını aldığımda. Modern zamanların hız ve haz ikliminde gürültüsüz, pazarlıksız, sade, mütevazı bir dost. Ama asla iddiasız değil. Yüreğinde süre giden bir yangın ve kanaatimce cam bir kâsede, sadmelere karşı her dem korunaklı ve yerli yerinde iddiası..." -Ömer Karaoğlu'nun giriş yazısından.
Farsça şiir, yüzyıllar boyunca üzerinde yaşadığımız coğrafyada hep ilgi konusu olmuştur. Bu ilgi bugün de sürmektedir. Bununla birlikte, ilgiye konu olan şiir daha ziyade klasik dönemle sınırlı kalmaktadır. Hal böyle olsa da ilgimiz eskisi kadar canlı ve içeriden değildir. Tanzimat'la birlikte Türkiye'de Farsça şiire olan ilgi nispeten azalmış ve Batı şiiri Türkçe yazan şairlerin yeni ilgi odağı haline gelmiştir. Bundan dolayı, Farsça şiirin tanınırlığı azalmaya yüz tutmuştur. Eski Farsça şiir nispeten tanı
Çalışma konusu belirlenirken yapılan araştırmalarda, birkaç yerde tekrarlanan âşık şiirinde "şekil ve tür" konusunun henüz açıklığa kavuşturulmadığı ve türlerin tam olarak araştırılmadığına dair ifadeler, çalışmanın hareket noktası olmuştur. Çoğu araştırmacı, eserlerinde monografi çalışmalarının yapılmasının bir ihtiyaç olduğunu vurgulamışlardır. Bu nedenle çalışmanın konusu olarak henüz ölçü bakımından heceli mi yoksa aruzlu mu olduğu belli olmayan her kaynakta farklı bir tasnifin altında bulunan ve şimdiy
Kamus-ı Aşk'ta Divan Şiirindeki sevda sözcükleri saptanmış,
İçerisinde bu sözcüklerin geçtiği Mevlana'nın türkçe beyitlerinden, Yunus Emre'nin aruz ölçüsüyle yazdığı şiirlerden başlayarak Yahya Kemal'e kadar,yedi yüzyılı kapsayan bir dönemin büyük ustalarının gazellerinden örnekler alınmıştır. Kitap 15 yıllık bir çalışmanın
ürünüdür.
Batı'da "Muhteşem ",Doğu'da ise adaletli yönetimine atfen "Kanuni"olarak bilinen I.Süleyman (1494-1566) Osmanlı Devleti'nin 10. Padişahı ve 89. İslam halifesidir. 1520'den 1566'daki ölümüne kadar 46 yıl padişahlık yapan ve bu süre zarfında 13 kez sefere çıkan Kanuni, saltanatının 10 yılını seferlerde geçirmiştir.
1520 yılında, babası I.Selim ölümünün ardından tahta çıkan I.Süleyman; Batıda Blgrad,Rodos,Boğdan ve Macaristan'ın büyük kısmını imparatorluk topraklarına kattı. 1529 yılında Viyana'yı kuşatsa da
Türk Halk Şiirinden Seçmeler başlığını taşıyan bu kitapta, anonim halk şiiri, dinî tasavvufî halk şiiri, âşık tarzı halk şiirinden örnekler sunulmuştur.
Türk Halk Şiirinden Seçmeler, özellikle öğrencilere yardımcı kitap olması amacıyla yayımlandığından, içerik ve yöntem olarak orta ve yüksek öğretim ders programları göz önüne alınarak hazırlanmıştır.
Kitap Türk halk şiiri hakkında genel bilginin verildiği giriş kısmından sonra üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde anonim Türk halk şiirinden, iki
Söz zevki canımı kan etti,
Istırap, yolu parıltılarla aydınlık etti.
Aşktan konuşmak için dudak açtım.
Lakin sır perdesini daha sırlı etti.
Etti sonunda firar, ilim sahibi akıldan.
Heves düşkünü gönlü kanattı aşktan.
Ne sorarsın İkbâlden şu dönen feleği,
Nüktedan bilgemizin aklı gitti başından.
yeniden ve en usul yerinden yaklaşırdım hayata başlardı yeniden, günün başladığı yerinden sıkıntının dokusunda kırçıl renkleri dokunuşun masal çoğaltırdı kılıç ve ney; hayat durgun, derin, doğulu
ölümü yedeğinde hep taşıyan
ve hep ölümünü yüzünde taşıyan bu geniş zaman
bu gece, bu zamanın elmas
elmasın kanlı vuruşları gene, içinde
boğulduğum daralan an
uzun bir hikâye olan tarihin bütün
güzelliklerinin koynuna milatsız almaktadır beni
boynuna
boyuna açık sevgilerle çağrıldığım hayat, yeniden ve en usul yerl
Türk kamuoyu tarafından devrimci kimliğiyle tanınan İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu
Ayetullah Humeyni'nin Türkçeye çevrilen divanı, devrimci bir önderin görmeye alışık
olmadığımız duygusal yönlerini ve günümüze kadar gölgede kalmış iç dünyasını gün
ışığına çıkarmaktadır.
Bu eser, resimlerinden ve haberlerdeki görüntülerinden çatık kaslarıyla, ağırbaşlı ve vakur
duruşuyla tanıdığımız dinî bir önderi, ilk defa olarak yumuşak çehresiyle, gönül dünyasıyla
ve duygularıyla görmemizi mümkün kılmaktadır.
Bu şii
İlk gençlik heyecanlarıyla okunan kitapların etkisini, o ilk okumanın verdiği benzersiz hazzı unutmak mümkün mü
İletişim ve bilgi edinme imkânlarının son hızla arttığı bir çağda, gençlerimizi ve çocuklarımızı kitapların dünyasıyla buluşturmak eskisi kadar kolay olmasa gerek. Bu anlamda, Millî Eğitim Bakanlığının ilköğretim ve ortaöğretime yönelik 100 Temel Eser seçimi; öğrencilere, velilere ve öğretmenlere, kısacası kültür dünyamıza katkıda bulunacak herkese yararlı olacak niteliktedir.
Enel-Hakk sadâsını çıkaran Mansûr değil sensin. Erinî niyâzı ile Tûrda feryâd eden sensin. Tecellî eden nûrun sahibi de tâlibi de sensin. Bir taraftan Yûsuf şivesiyle kendini ayân edersin, bir taraftan Yâkup kıyafetiyle Yûsufa nazar edersin. Önce âlemde her güzelin güzelliğiyle cilve edersin, sonra âşık gözüyle onları seyredersin. Güzelliğinin cilvesi şekilden uzaktır. Fakat cümle şekillerde tecellî etmek hikmetin, kudretinin îcabıdır. Âleme zerreler sûretinde tecellî ederek gâh hûri ve gâh beşer şeklinde g
Divan şiirini anlamak için mazmunlarını, şiirde bir kelime, bir terkip ile atıfta bulunulan hikâye, efsane ve menkıbeleri bilmek, bunların yanında klasik şiiri besleyen Kuran, hadis-i şerif ve tasavvuftan biraz anlamak, İran edebiyatının önemli eseri Şehnâme'yi, Tâberî Tarihini bilmek, orada geçen kahramanları tanımak gerekmektedir.
Çalışmamızda bu noktalara ve ayrıca şiirlerin yazılmasında günümüz imlasına uygunluğa dikkat edildi. Şiirlerde geçen anlaşılması zor kelimelerin, ıstılah ve terkiplerin bütün a
Bu eser, mütefekkir millî şairimiz Mehmed Âkif Ersoy'un 1924 ilâ 1928 ve 1933'te ayrı ciltler halinde yayınladığı Safahat'inin son baskıları esas alınarak hazırlanmış, ancak bunlarda çokça bulunan matbaa yanlışlıkları ve noksan olan bazı mısralar, daha önceki yayınlardan istifade edilerek düzeltilmiş ve tamamlanmıştır.
M. Ertuğrul Düzdağ tarafından bir yıl süren titiz çalışma sonucunda meydana çıkan işbu tıpkıbasım, eski baskılarından çok daha güvenilir ve yedi kitabı tek cilt içinde toplayan ilk yayındır
"Tövbem, yıllanmış bir şarap tadı gibi, ismimi farklı şekilde telaffuz eden dudaklarının arasında. Kalbim ise bayramlık bir kurban sanki yanında, akşamın koyu ve karanlık anında. Ve senin olduğun her yer bayram aslında. Sesini dönüp dolaştırıp bir melodi gibi kulağımda gezdiren o rüzgar, nasıl üşüttüyse bedenimi, işte öyle zerk etti içimi ısıtan sesini. Bir İstanbul gecesiydi, ve adın bana bahşedilen en güzel isimlerden biriydi. İnsanlık savaşından sonra, şehrin ortasında umutsuzca bekleyen bir çocuğun söz
biriktir
kurcalanıp kırılmış radyoları
yolculuklar sessiz kalır biraz da
kıtalararası, şehirlerarası, sevişmelerarası
sonunda hep aynı şarkı duyulur sokağın başından
yaşamak
çal seyyah, çal gitsin
güneşin asfalta düşen kirpiğini
en güzel elbisesinden bir parça gecenin
çıplaklığını gözyaşlarıyla süsleyen
ekmeğin kavgası
yaşamak için çalmak senin ayıbın değil
(Arka Kapak)
Toplam 70 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 40-60 /
Aktif Sayfa : 3
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.