Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
Hayatım ve Hatıralardan ibaret olan bu kitaba Bir Varmış, Bir Yokmuş adını koydum; çünkü kendileriyle hatıralarım olan yüzlerce kişiyi düşündüğüm zaman, sanki masal kahramanlarını düşünüyordum; hepsi dünya âleminden yok olup gitmişlerdi, bırakın ebediyeti, fani dünyanın ömrüne nispetle bile ömürlerimiz bir nokta kadar değildi; sanki bir vardık, ama kesin olarak ve uzun zaman bir yokuz. Gök kubbede bir hoş sadâ bırakanlara ne mutlu! Bu bir noktacık ömrümüzün boyu kısa olsa da değeri, ebedi saadeti elde ede
Tükendi
'Valideciğim! 4 asker doğurmakla müftehir şanlı Türk annesi! Nasihatimiz mektubunu Divrin Ovası gibi güzel, yeşillik bir ovacığın ortasından geçen derenin kenarındaki armut ağacının gölgesinde otururken aldım. Tabiatin yeşilikleri içinde mest olmuş ruhumu bir kat daha güçlendirdi. Okudum, okudukça büyük dersler aldım. Tekrar okudum. Şöyle güzel bir vazifenin içinde bulunduğumdam sevindim. Gözlerimi biraz sağa çevirdi. Güzel bir yamacın eteklerindeki muhteşem çam ağaçları kendilerine mahsus bir sada ile be
Tükendi
Sürgün, 1930'lu yıllarda Doğu Anadolu'ya düzenlenen askeri harekâtlar çerçevesinde yerlerinden edilen Bitlisli Toroslar ailesinin hikâyesini konu alıyor. Akrabalarının çoğunluğu öldürülen aile, bölgede yaşayan yüzbinlerce insan gibi, İskân Kanunu çerçevesinde Batı illerine sürgün edilir. Uzun yıllar boyunca zor şartlar altında yaşamak zorunda bırakılan Toroslar ailesi her fırsatta atalarının topraklarına dönmenin bir yolunu arasalar da sürgün fermanı yazılmıştır bir kere... Ailenin büyük oğlu Ferman Torosla
Tükendi
Gızannam! Diye haykırdı Fadime Efe... "Hindi siperleden çıkıveriyoz biyo, yaneşiyoz Yunan'a. Çalımlı ateşlenizi görem de şaşırdalım cavırın eneğini.. Bize ateş etmeye bile hürset bulumasın cavır! " Der demez siperlerinden birer sincap gibi fırlayan köy kadınları, ortalığı gümbürdeterek tetik basıyor, her yanı duman bürüyordu. Barut kokularından coşan Fadime Efe, kızanlarının önünde adeta bir dişi kaplan gibi fırlıyordu.
Tükendi
10. asırda görkemini kaybeden İslam medeniyeti, Selçuklu restorasyonu ile yeni bir döneme kapı aralamıştı. 12. asır Müslümanların beklenmedik misafirleri Haçlılar ile yüzleşme çağıdır. Bu yüzleşmenin kahramanlarından biri de Selahaddin'dir. İmadeddin'in kurduğu temeller üzerinde oğlu Nureddin ile, bütün Müslümanlar arasında cihad sistemli bir politika hâline gelecek ve Selahaddin ile zirveye çıkacaktır. Nureddin, en büyük silahı olan tecrübelerini seferber edebilecekken erken bir yaşta vefat etti. Kuşkusu
Tükendi
Nefeslerimizi tuttuk beklemeye başladık. İçimizden İnşallah askerler duymaz" diye dua ediyorduk. Ama öyle olmadı; çok geçmeden nöbetçi askerin sesini duyduk: Kimdir o!" Osman Ağa, 1670'lerin başlarında, günümüzde Romanya'nın batısında yer alan Temeşvar'da dünyaya geldi. Asker bir babanın çocuğu olması nedeniyle kale muhafız birliğinde görev aldı ve kısa zamanda yükselerek genç yaşta birlik zabitleri arasına katıldı. Daha on sekiz yaşında genç bir odabaşı iken 1688 senesinde Avusturyalılara esir düştü.
Millet Kütüphanesinin kurucusu Ali Emîrî Efendinin izinde bir kültür adamı olan Mehmet Serhan Tayşi, Millet Kütüphanesindeki memurluktan müdürlüğe uzanan serüvenine, ailesi ve çocukluğunu, Atatürkün muhafızlığını yapan polis babası Ahmet Râsihin hatıralarını ekliyor. II. Dünya Savaşı Adanasından, İzmir Bayındırın Melamî ve Nakşî iklimine, oradan da İstanbulun ilim ve kültür hayatına, Türkiyenin geçen yüzyılında kültür muhitlerinin gündemlerini, önemli şahsiyetlerinin çalışmalarını gözler önüne seriyor.
"1912 haziranında üç, temmuzunda beş Ermeni okulu bitirdik ve mülâzım-ı sânî [teğmen] rütbesiyle Osmanlı ordusunun hizmetine ilk Ermeni subaylar olarak girdik. O yılki mezunlarımız ordulara kurayla dağıtıldılar. Ben şanslıydım, 4. Ordu'yu, Erzincan'ı çektim. 1912 yazında, belime takılı kılıcım, parlayan düğmelerim ve apoletlerimle gururlu ve mutlu, memleketimde idim..." Kalusd Sürmenyan, II. Meşrutiyet döneminde Harbiye'den mezun olup Osmanlı Ordusu'nda muvazzaf subay olarak görev yapan Ermenilerden biriyd
Tükendi
...Bu kitap, vatanını saran tarihi dramla şaşkına dönmüş bir İsraillinin destansı kişisel hikâyesidir. Ulusunun öyküsünü inceleyen İsrail doğumlu bir bireyin zaman ve mekânda yolculuğudur. ...Hepimizin yüzleştiği üç İsrail sorusu şunlardır: Neden İsrail? İsrail nedir? İsrail olacak mı? Haaretz gazetesinde yazan ve dünyaca tanınan saygın bir gazeteci olan Ari Şavit, yıllar süren arşiv çalışmalarını pek çok ayrı kesimden yaptığı mülakatlarla birleştirerek, İsrail'i, işgal edilmiş toprakları, Filistin'i ve a
Tükendi
Türk halkbilimi araştırmalarının öncüsü sayılabilecek isimlerden biri olan Mehmet Halit Bayrı, askerlik görevini Birinci Dünya Savaşı yıllarında yedek subay olarak Çanakkale cephesinde yapmıştır. Bayrı, "Cephe Arkadaşı" adını verdiği günlüğünü, 4 Mayıs 1331 (1915) tarihinde yazmaya başlar. Henüz 19 yaşında bir genç olarak, İstanbul dışında yaşamın nasıl olduğunu bilmeyen Mehmet Halit biraz şaşkındır, yazdıklarından da anlaşılacağı üzere, savaş gerçeğinden çok haberdar değildir. Bu nedenle; her yıkıntı, yana
Tükendi
Sultan Abdülhamid Osmanlı Devletinin iç karışıklıklar savaşlar ve dış kışkırtmalarla geçen çalkantılı yıllarının son otuzbeş yılına damgasını vurmuş bir büyük isim. Kimilerine göre bir Ulu Hakan kimilerine göre bir Kızıl Sultan. Biz yargılama yapmıyoruz bu kitapta Sultan Abdülhamid tarafından kaleme alınmış hatıralarını okuyacaksınız. Kitabın ikinci bölümüne bu hatıraların daha iyi anlaşılabilmesi için Sultan Abdülhamid döneminin olaylarını ve onun yaşamının bir kesitini yerleştirdik. Bu kitabın Osmanlı D
Tükendi
Yargıtay Onursal C. Başsavcısı Vural Savaş'ın belgelere dayanan anıları, siyasal İslamcıların ve onlara destek veren kiralık kalemlerin maskelerini indirmekle kalmıyor; "28 Şubat süreci" dahil, karanlıkta kalan ve çok tartışılan bir devri gün ışığına çıkarıyor. Vural Savaş bu kitabı için, "Yarasalar karanlıkta uçmayı sever; 'Anılarım'ı aydınlık ufuklara kanat çırpmak isteyenler için yazdım" diyor... Satış Unsurları Atatürk'ün ilkelerine, onun kurduğu cumhuriyete sahip çıkan, ülkesi üzerinde dolaşan kara b
Tükendi
"Haçlılar dönemi müellifleri arasında çekici üslubuyla dikkat çeken bir sima daha görüyoruz: Üsâme İbn Münkız!.. Üsâme İbn Münkız´ın ayrıntılı, değerli ve güzel bir eser olan anılarına, Doğu´da bu alanda yazılmış tek kitap gözüyle bakabiliriz." M. Şemseddin Günaltay, İslâm´da Tarih ve Müverrihler "Üsâme´nin anıları Arap edebiyatının emsalsiz bir parçasıdır. Ortaçağ´a yepyeni ve geniş bir pencere açar. Arap kültürü ve bu kültürün Batı düşünce ve uygulamalarıyla ilişkisi hakkındaki bilgilerimize paha biçilmez
Tükendi
Jön Türkler'in 1897 senesindeki ünlü sürgün hâdisesi için bizzat bu sürgün alayının içinde bulunan iki kişi tarafından birer kitap yazılmıştı. Bunlardan birincisi Erkân-ı Harp Zabitleri'nden Silistreli Mustafa Hamdi tarafından piyes şeklinde yazılan Afv ile Mahkûm yahut Şeref Kurbanları (Mısır, 1907, 342+8 s) isimli eserdir. İkinci ve daha mühim bir kitap ise Feridun Kandemir'in babası ve bir sürgün olan ve birçok esere imza atmış olan ve Ağababa lâkabıyla yâd edilen Ali Fahri olmuştur. Ali Fahri'nin Emel Y
Acar Okan: Genç emekli subay, sonra Hukuk Fakültesi mezunu; matbaacılık, kitapçılık, gazetecilik, Baş Müfettişlik, Teftiş Kurulu Başkanlığı, Kültür Bakanlığı Müsteşarlığı, Türk Dünyası Koordinatörü Başbakan Başmüşavirliği, Avukatlık, siyaset ve cemiyetçilik yapmış, bolca konferans vermiş, çeşitli dergilere makaleler yazmış, 4 kitabı neşredilmiş, okumayı seven, "hiç kimseye bilerek kötülük yapmayanların Cennet'e gideceği" ümidini taşıyan, hala adam olmaya çalışan bir adam... 40 küsur yıllık hizmetten sonra ş
New York Times: Çarpıcı bir kitap... Karanlık bir baş yapıt. Washington Post Review: Akıcı, sürükleyici... okunması gereken bir kitap. The Independent: Slahi'nin hikâyesi geniş kesimlerce okunmayı hak ediyor. Ancak maruz kaldığı dehşetin üzerine ışık tutulduktan sonra Slahi'nin serbest kalacağını ve en nihayetinde adaletin yerini bulacağını umut edebiliriz. Guardian: Guantánamo Günlüğü'nü tutan Mohamedou Ould Slahi umutsuzluğun değil korkunun vakanüvisidir. "İşkence timi o kadar iyi eğitilmişti ki neredeys
Tükendi
Prof. Emine Gürsoy Naskali, Dr Burhanettin Onat, Kılıç Ali ve Celal Bayar'ın anılarını anlatıyor... Serbest Fırka'nın taşrada bulduğu desteği ve iktidarın tepkisini anımsamak açısından değerli bir kaynak... Serbest Fırka 12 Ağustos 1930'da kuruldu, 17 Kasım 1930'da kendini feshetti. Tek Parti yönetimini dengelemek, kontrollü bir muhalefet oluşturmak amacıyla Mustafa Kemal'in önayak olduğu bu siyasi girişim, halkın fırkaya gösterdiği tezahüratın etkisiyle çabucak son buldu. Serbest Fırka günlerine tanıkl
Tükendi
Malta, 1919 yılı başlarından 1921 sonlarına kadar, Osmanlı siyaset dünyasından pek çok kişi için sürgün yeri olur. İstanbul'daki İngiliz birlikleri asker, sivil ve aydınlardan toplam 145 kişiyi, farklı zamanlarda tutuklayarak Malta?ya sürer. İstanbul'un 16 Mart 1920'de işgalinin hemen ardından devam eden tutuklama dalgasında, son Mebusan Meclisi Karahisar mebusu Ali Çetinkaya da listede yer alanlardandır. 5 Nisan 1920'de evinden Meclis'e giderken tutuklanan ve 25 Ekim 1921'e kadar Malta'da tutulan Ali Çeti
Tükendi
Aman ya Rabbi! Nasıl anlatayım, şiddetli surette etrafta toprak bırakmadı. Başımıza geçirdi. Parçalar bir taraftan, mahfuz mahallerinden çıkamadık. Bizim yanımızda seri ateşlerin [topların] cephanesi ateşlendi. Düşmandan ziyade kendi cephanemizden korktuk. Akşam [alaturka] saat ikiye kadar Boğaz içerisinden gemiler çıkmadılar. Sabaha kadar top başında nöbette idik. Gece çıkıp gittiler. Dört zırhlı bir torpido[nun] yandığı her tarafa ilan olundu. 18 Mart 1915, Çanakkale Çanakkale?ye ilk ateş 3 Kasım 1914?t
Tükendi
Rauf Ahmet'in kaleme aldığı "Büyük Harbe Nasıl Girdik?" yazı dizisi 24 Şubat 1930 tarihinden başlayarak 38 bölüm olarak Milliyet gazetesinde tefrika edilmiştir. Rauf Ahmet'in tefrikaya ilişkin verdiği şu bilgiler, metnin önemini belirginleştirmektedir: "Milliyet'in neşretmekte olduğu tefrika tam mânasıyla tarihî bir eserdir. Her noktası resmî vesikalara, itimada şayan (lâyık) şehadetlere (şahitliklere) müstenittir (dayalıdır). Tearuz eden malumat (birbiriyle çatışan bilgiler) ve şehadetler tarih ilminin kab
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 214 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6