Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48
Tasavvufun Mahiyeti Şifau's-Sail
Tükendi
Türk Edebiyatının temel eserlerinden biri olan Dede Korkut'un okunuşu ve anlaşılması üzerine çok şey yazılmış ve çeşitli yorumlar yapılmıştır. Bu kitap dili, yazıya geçiriliş dönemi ve yazım özellikleri nedeniyle çok yönlü güçlükleri bulunan bu önemli metnin doğru okunması, anlaşılması üzerine yapılan yeni ve kapsamlı bir çalışmadır. Kitap iki ciltten oluşuyor. Giriş ve Notlardan oluşan 1. Ciltte şu başlıklar yer alıyor: Giriş bölümünde Yazma Eserlerin Okunma Sorunları, Dede Korkut Metninin Okunma Sorunlar
Tükendi
Eserdeki yazılar doğrudan ya da dolaylı olarak Türk tasavvuf edebiyatı ile ilgilidir. Makale, bildiri ya da ansiklopedi maddesi formatında olan ilk bölümdeki yazılarda, tasavvufun mahiyeti; Arap, Fars ve Türk edebiyatlarına etkisi; Tekke edebiyatı olarak adlandırılan bu bilim dalının adlandırılma sorunu, türleri, nazım şekilleri gibi konular ele alınmıştır. İkinci bölümde Nesimî, Aziz Mahmud Hüdayî, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Hâşim Baba, Nigârî gibi sufi şairlerin yanı sıra tasavvufi terimleri şiirlerinde yoğ
Tükendi
Bir züppe ruhunu, aklını, cüzdanının ve kişiliğinin tüm kabiliyetlerini, kıyafetlerini akıllıca ve uygun biçimde taşımaya kahramanca adamış bir kişidir... Özellikle erkek giyimi üzerine ihtisaslaşmış en lüks mağazaların bulunduğu yer olarak hâlâ ününü koruyan Londra'daki Jermyn Caddesi'ne 2002 yılında artık herkes tarafından bilinmeyen, George Bryan Brummell isimli bir beyefendinin heykeli dikildi. Ünlü şair Lord Byron'ın onun hakkında söylediği birkaç ünlü sözden biri şöyledir: "Çağımızın üç büyük insa
Tükendi
Homeros'un destanları edebiyat ve düşünce değeri olan ilk yazılı kültür kaynaklarıdır. Eğer bu destanlar olmasaydı, önce Yunan kültürü, sonra Latin kültürü yeterince gelişemezdi, modern dünyanın kültürü bugün bildiğimizden çok daha gerilerde kalabilirdi, diyebiliriz. Biz Homeros'un destanlarını ancak yirminci yüzyılda ve çok gecikmiş olarak tanıdık. Elinizdeki bu kitap ise ilk kez destanlar üzerine kapsamlı bir incelemeyi bize sunuyor. Okuyucu bu kitapta aynı zamanda Yunan mitolojisini bulacak, bu kitabı ok
Tükendi
Suriye'de, hikâyenin doğuşunu hazırlayan öncü çalışmalar, ondokuzuncu yüzyılın ortalarından itibaren, Batı ile karşılaşmanın sonucu olarak, modern Batı edebiyatından etkilenerek ortaya çıkmıştır. İlk öncü çalışmalardan sonra, yirminci yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren, türün, Batı edebiyatındaki örneklerine yakın olan çalışmaların verilmeye başlamasıyla, Suriye'de modern hikâyenin doğuşu görülmüştür. Bağımsızlıkla (1946) birlikte artan bir ilgi gören ve romandan önce gelişme gösteren hikâye yazıcılığı, i
Tükendi
"Her kadın, kadın olmasının utancı altında ezilmelidir." İskenderiyeli Klement Kiliseden çok daha öncesinde, Aristoteles zamanında bile kadın, herhangi bir niteliğe sahip olmayan bir varlıktı. Zira tarih boyunca, sadece erkeklerin nitelikli varlıklar olabileceğine inanıldı. "Cinsilatif"in paradoksu da tam burada ortaya çıktı: Kadının hoş görünüşü, yalnızca zayıf karakterini gizleyen bir maskeydi. Daha sonra, kadının güzelliği eş ve anne oluşuna bağlandı. Bekâr, entelektüel, feminist, eşcinsel ve toplumun y
Tarihsel olanın, iktisadi değişimlerin, toplumsal dokudaki dönüşümlerin, kültürdeki farklılaşmaların izlerini edebiyatta, daha geniş olarak düşünüldüğünde sanatta sürmek mümkün müdür, yoksa edebiyat ya da sanat ?dilediğinde? böyle kaygılardan azade, özerk bir faaliyet alanı mıdır? Edebiyat eleştirisinin, özellikle bu sahadaki Marksist geleneğin en önemli temsilcilerinden Terry Eagleton yukarıdaki sorudan yola çıkıyor ve dünya edebiyatının nevi şahsına münhasır karakterlerinden Brontë Kardeşleri ele alıyor.
Tükendi
"1929'da yayımlanan 835 Satır'ın Türk şiirinde bir bomba gibi patlaması, öncelikle biçim alanında yarattığı devrimden, bir de ses tonundan kaynaklanmıştır. Türkiye'de toplumsalcılık bilinmeyen bir öğreti değildi. Toplumsalcılar Osmanlı İmparatorluğu yönetimi altındayken de parti kuruyor, dergiler çıkarıyor, düşüncelerini savunuyorlardı. Örnekse Tevfik Fikret bazı şiirlerini bir toplumsalcı olan Nüzhet Sabit'in dergisinde yayımlamıştı. Salt Marx'çı, Lenin'ci düşünceleriyle bir şair böylesine güçlü bir etk
Tükendi
Lanetli yazar ve düşünür, kitapları yüzyıllar boyu kütüphanelerin "cehennem" bölümünde kilit altında tutulmuş Marquis de Sade, 20. yüzyıl başında yeniden keşfedilmiş, bütün bir yüzyılboyunca dünya edebiyatına ve felsefi düşünceye damgasını vurmuştur. 1700'lerde insan ruhunun karanlıklarını ve derinliklerini eşeleyip, şiddeti, erotizmi vepornografiyi yüzümüze vuran, aklı ve aydınlanmayı mantıki sonuçlarına dek vardırarak toplumsal konformizmimizi, ikiyüzlü ahlakımızı yere çalan Sade'ın bu 20. yüzyılda, insan
Sen merdüm-i çeşman-ı Muhammedsin efendim Sen hulk-ı Muhammedle mü'eyyedsin efendim Kenz-i hafi sırrına mümeccedsin efendim Sen sırr-ı ?Ali varis-i Ahmedsin efendim Sıddik-neseb al-i Muhammedsin efendim Feyz-i nebevi mazhar-ı sikkendeki himmet Tennure-i ?aşkında nihan sırr-ı hamiyyet Zıll-ı ?arakıyyen Kafa ?Anka-yı hakikat Sen sırr-ı ?Ali varis-i Ahmedsin efendim Sıddîk-neseb al-i Muhammedsin efendim Lev lake lema sırr-ı seri zatın içün tac Didar-ı Huda dide-i ma-zagına amac Mansür-ı zaman gavs-i cihan feyz
Tükendi
Tüm zamanların en çok satan yazarlarından Stephen King, sizi neyin korkutacağını herkesten daha iyi biliyor. Ölüm Dansı'nda kendisi dışında hangi yazar ve yönetmenlerin bu konuda iyi olduğunu örnekleriyle açıklıyor. Edebiyat ve sinemada korkuyu incelediği bu farklı kitabında King, korkunun balo salonundaki gezisine sizi de davet ediyor. Elini tutun ve dans başlasın!.. "Dehşeti en güçlü duygu olarak görüyorum ve okuyucuyu dehşete düşürmeyi hedefliyorum. Dehşete düşüremeyeceğimi fark ettiğim zaman korkutmaya
Tükendi
Gagavuz kimliği, Oğuzluk ruhu ve Ortodoks Hıristiyanlık inancının karışıp kaynaşması. Karadeniz'in kuzeyinden Balkanlar'a akan Hunların, Bulgarların, Kumanların, Peçeneklerin ve Uzların tarihî hatıraları. Selçuklu tahtından Dobruca'ya sürülen Keykavus. Balkanlar'ın azizi, evliyası Sarı Saltuk ve bir uzak ülkede halden hale yoldan yola evrilen yol arkadaşları. Balkanlar'ın ve Anadolu'nun yeni sahibi Osmanlı, dilde ortak, dinde farklı kardeşlerini keşfediyor. Bir yanda Gagavuzlar öbür yanda Karamanlılar.
Tükendi
Çift Barkod010072245=>Tasavvufi HikmetlerHatalı Barkod=>9789756611630
Bir Türkiye'de lise ve üniversitelerde okutulan edebiyat dersleri, metin tahliline dayanan bir programa göre yürütülmektedir. Ancak ilmî usullere göre metin tahlilinin nasıl yapılacağını örnekleri ile gösteren, öğretmen ve öğrencilere rehber olabilecek kitaplar yok denecek kadar azdır.Prof. Dr. Mehmet Kaplan memleketimizde bu sahada çalışan ilim adamlarının başında gelmektedir. 1952 yılında yayımladığı Şiir tahlilleri kitabı bu sahada yapılmış ilk ciddi araştırmadır. Yayınevimiz bu çalışmaları "Tanzimattan
"Ben, benden evvel, daha evvel, evvelden evvel; benden sonra, daha sonra, daha sonradan sonra... Ya Rabbim ne kadar korkunç hesap... Hep aynı boşluk... Aynı boşluğun ıstırapla, acıyla, beyhude ümitle dolması... Takvimler zamanın hakiki çehresini verirler. Asıl orada ölümü tanırız. Fakat daha korkuncu var. Ölüme rağmen, öleceklerini bile bile insanların birbirine düşman olması... Ve bunun bir zaruret gibi görünmesi..." Tanpınar'ın gazete ve dergilerde kalan yazılarının derlenmesinden oluşan bu kitap; yazarın
Eski Türklerde Yazı, Kâğıt, Kitap ve Kâğıt Damgaları, Prof. Dr. Şinasi Tekin'in İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde verdiği konferansların ürünüdür. Şinasi Hoca'nm hem Türkoloji alanındaki derin bilgisiyle hem de muazzam üslubuyla, yazının ve kâğıt yapımının Eski Türklerden itibaren süregelen macerasına tanık oluyoruz. Bu kitapta daha pek çok başlıkla karşılaşabiliyoruz: Kâğıdın ortaya çıkışı, Anadolu Türklerine gelişi, yazının ve kâğıdın kültür değişimlerindeki rolü ve baskı sanatı bunlardan yaln
Ahmet Hamdi Tanpınar edebiyatımızda daha çok şair, hikâyeci, romancı ve edebiyat tarihçisi olarak tanınır, eleştirmenliği ise pek fark edilmez. Oysa eleştirmen olarak bilinen çağdaşı yazarlardan türünde daha başarılı ve işlevseldir. Ahmet Hamdi Tanpınar, eleştiride bir düşünceyi ispat etme ya da benimsetme çabasına girmez. Elindeki malzemeyi yeni eleştirilere açık kapı bırakacak tarzda yorumlar. Böylece eleştiriye süreklilik niteliği katar; kendinden öncesi ile sonrası arasında bir köprü kurmaya çalışır. On
Tükendi
Şiddete karşı duran İslami demokrasi uzun zamandır Tunuslu siyaset du?şu?nu?ru? ve aktivist Raşid Gannuşi ile özdeşleştiriliyordu. Fakat Azzam Tamimi'nin bu eserine kadar, Avrupa du?nyası Gannuşi'nin du?şu?nce du?nyasının derinliği (demokrasinin siyasi varsayımları ile İslam'ın ahlaki otoritesinin birleşiminden oluşan zenginlik) ile muhatap olamamıştı. Birincil ve ikincil kaynakları özenle harmanlayan Tamimi, Mu?slu?man du?nyasının en verimli aynı zamanda en çok tartışılan siyasi aktivistlerinden birini oku
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 940-960 / Aktif Sayfa : 48