Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 944-960 / Aktif Sayfa : 60
Profesör Stephen Westaby kalp cerrahisinde sınırları zorluyor. 35 yıllık mesleki hayatında 12.000 ameliyat gerçekleştiren Profesör birçok hastasını ölümden döndürdü. Westaby anılarında okuyucuları şaşırtmaktan bir saniye bile geri kalmıyor. Sayısız kalp krizi geçiren altı aylık bir bebek, "kilitli kalma" sendromundan mustarip genç bir kadın ve sekiz yıl boyunca hayatı pile bağlı olan bir adam... Güçlü, önemli ve akıl almaz derecede etkileyici bir kitap Asla Pes Etme! Bize kalp cerrahisinin özel mi özel, h
"Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyet Devleti'ne geçilirken yapılan devrimler muvacehesinde, özellikle yazının değiştirilmesi neticesinde "tu kaka edilen" devasa Osmanlı kültürüne mukabil, giydirme bir şekilde halka dayatılan, Garp kültürü, gayet kısıtlı bir çevre dışında, beklendiği kadar rağbet görmemiş, dolayısı ile hazım da edilmemiş, edilememiştir. Kör bir Garp savunuculuğu, yaktı yıktı, kırdı geçirdi, mevcut olan her şeyi. Çünkü Garb'ın hem tadı, hazzı, yapısı, hazmı, bize ait değildi. Ancak Garp san'atla
Tükendi
Orhan Pamuk'un yeni kitabı Hatıraların Masumiyeti, bir film kitabı. Kitap Pamuk'un bu film için yazdığı metinleri, konuşmaları ve filmden seçilmiş kareleri içeriyor. 2012 yılında İngiliz yönetmen Grant Gee ile Orhan Pamuk, Masumiyet Müzesi, İstanbul ve Pamuk'un dünyasını kapsayan bir belgesel için çalışmaya karar verdiler. Sonuçta ortaya 72. Venedik Film Festivali'nde eleştirmenlerin yoğun övgüsüyle karşılanan bir belgesel film Hatıraların Masumiyeti çıktı. ? Türkiye'de 25 Mart'ta sinemalarda gösterime g
Hıfzı Topuz bu kitabında çocukluk ve gençlik yıllarındaki Nişantaşı'nı anlatıyor. Nişantaşı'nın 40'lı 50'li yıllarından konaklar, sokaklar, pastaneler, ünlü sakinler, renkli sosyal ilişkiler, akşam turları, göz aşinalıkları ve belki de yaşam boyu anımsanacak aşklardan buruk anılar...
Kemal Gökçe Kimdir? İşgali yaşamış bir çocuk... Anamla birlikte hiç yiyecek almadan, kağnılara yüklenmiş mermi kutuları üzerine oturarak yola çıktık. Yakın tarihimizin tanığı... Gazi Paşa geldi, tam önümde durdu. Gözlerine bakmak istedim, bakamadım. Zaten hiç kimse bakamazdı. Her iki Erzincanlıdan birinin öldüğü büyük depremin mağduru... Yalnız olsaydım herhâlde evi bulamazdım. Kararlı bir asker... Harp vardı ama durum henüz kurtlu fasulye yiyecek kadar da kötü değildi. "Dökün!" dedim. Parlak bir a
Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatı Bölümü'nün emeritus profesörü, hayata gülerek bakan, asla hocalık taslamayan Oya Başak'tan sanat ve hayat dolu bir ders! Oya Başak: Kahkahanın Derinliği, İzzeddin Çalışlar'ın deneyimli kalemiyle yazılmış, tiyatroya, edebiyata, şiire, Shakespeare'e yani sanata ve hayatı yaşamaya yönelik kışkırtıcı bir anı kitabı. Daha da fazlası; idealist bir eğitimcinin "Öğretmen nasıl olmalı?", "Üniversite nasıl olmalı?" hatta "Hayat nasıl yaşanmalı?" gibi zor soruları, kaza
Bu kitabın okurlarından asıl talebi, başkalarıyla birlikte yerinde yaşadığım büyük hadiseleri tarafımca bir araya getiren haberlerin toplamı olarak bilinmesidir. Ancak kitabın içeriği, görevimin daha ciddi bir özelliğe sahip olması nedeniyle diğer Dünya Savaşı anlatımlarından farklıdır. Görevim sadece savaşa ait olayların haberini yazmak değildi. Bunun yanısıra Türkiye'nin kendisi için ateşten bir sınav olan bu savaştaki ekonomik durumu hakkında da bilgiler vermekti. Ve bu tabutun altına hep birlikte, Türk
"Erbakan Hoca'yı rüyamda gördüm. Bana ‘Ne yapıyorsun?' diye sordu. Ben daha cevap vermeden Recai Kutan Bey ‘Hocam! Ertan şimdi hayatını kamera- ya anlatıyor sonra bunu kitaplaştıracak.' dedi. Bunun üzerine Erbakan Hoca ‘Üç şey önemli! (Hayattayken de bir şeyi hep maddeler halinde söylerdi.) Bi- rincisi; hayatı yazılacak olan şahsın kendisi. İkincisi; anlattığı olayların önemi. Üçüncüsü de; bunu eser haline getirecek olan kimsenin mahareti. İnşallah hayırlı olur devam et!' dedi ve uyandım. Gece yarısı civar
Ali Kemal, edebiyat ve siyaset tarihimizin önemli simalarından biridir. İlk gençliğinden itibaren maceralı bir hayat yaşamış; eğitimi, arkadaşları, yurtdışı tecrübeleri, edebi ve siyasi tercihleri, edebi polemikleri, rejimle çatışması ve sürgün yılları, devlet adamlığındaki faaliyetleri, beklenmedik sonu ile hakikaten yazılmaya ve okunmaya değer bir ömür sürmüştür. Kendi de aynı kanaatte olmalı ki, hatıralarını Ömrüm adı altında kaleme almaya başlamış; lakin, değişen şartlar sebebiyle, ancak yirmiyedi yaşın
Evet, "Böyle Biliriz"... Her insan yazılmayı hak ediyor. Biricik çünkü. En çok da yüzümüzden ele veriyoruz kendimizi. Yüzümüz parmak uçlarımızdan daha özgün, daha ayırdedici. Tanıdığım dostlarım yüzünden okuma/yazma eyleminin bir devamı elinizdeki kitap. "İki Yüz"deki portrelerin devamı niteliğinde. Nasipse sürdüreceğiz. Değilse buraya kadar... Bana kendisini yazdıracak kadar sevdiren dostlarıma teşekkür ederim. - Mehmet Aycı, 20 Ekim 2016
Tükendi
Günlükler birer iç dökme metinleridir. Yazar kağıda yaza yaza yalnızlığını azaltırken yaşadığı zamana da tanıklık etmiş olur. Kuşkusuz bu iç konuşmalar arasına bazen bir yaşanmışlık, bazen bir gözlem, bazen de çatışmalar, sorgulamalar, karşı duruşlar girer. Bahçıvan eli değmemiş bir bahçenin doğal hali neyse bu metinler de o ölçüde doğallığa sahiptir diyebilirim. Neden yazıldığına gelince, akıp giden zamana tanıklık etme çabasından başka bir şey değildir. Belleğin hatırlama özelliği olduğu kadar unutma öze
Tükendi
Değirmenden Mektuplar Kargı'dan, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan ve Berlin'den yazıldı. Yok sayılanların, umudu tükenenlerin hikâyesi. Otuz altı yıl boyunca derin acıların iz bıraktığı vahşi bir hayatın özeti. İnsanlık tarihinin en büyük kiri paranın, dokundukça kanayan yara insanlığın hikâyesi... Belki de sizin hikâyeniz.
Tükendi
Çocukluk ve Gençlik Yazıları Küçük Muharrir elle yazılıp yakın çevreye okutulmuş bir öğrenci gazetesinin adı. Aynı zamanda Behçet Necatigil'in çocukluk yıllarında kullandığı takma adlardan biri. Birkaç yıl sonra, Akşam gazetesinin "Çocuk Dünyası" sayfasında da görülecektir "Küçük Muharrir" imzasıyla. Kastamonu'da ilkokul yıllarında başlayıp İstanbul'da Kabataş Lisesi'nde devam eden bu heveslerin kısa sürede bir edebiyatçının ayak seslerine dönüşeceğini dikkatli okur kolayca tahmin edecektir. Behçet Necat
Tükendi
Zan
70'li yılların tekinsizliğinden filizlenen "eli kanlı" bir büyüme hikâyesi. Siyasi gerginliğin had safhada hissedildiği, kutuplaşmanın keskin olduğu bir Türkiye. Nüfuzlu bir ailenin üniversite çağındaki oğlu İrfan, aşkın dönüştürücü gücüne kapılarak bilmediği sulara yelken açar. Kendisini ispat etmek için çıktığı yolda Ankara, Akçakoca, İstanbul üçgeninde sürüklenen İrfan'ın cüretkârlığının bir sınırı yoktur. Atmosfer yaratmaktaki ustalığıyla dikkat çeken Hasan Gören, ilk romanı Zan'da sürükleyici bir dil
Tükendi
Yüreğimden aşk geçerdi hep, İçinden aşk geçen karşıyaka'yla yeniden buluştum. Yüreğimden memleket geçerdi hep. İçinde memleket sevdalısı Mustafa Kemal ve anası Zübeyde Hanım'la buluştum. Yüreğimden özgürlük geçerdi hep. İçinde en özgür ruhlu insanlarla buluştum. Yüreğimden geçenleri içinde yaşayan ve yaşatan Karşıyaka'dan, Geleceğe selam olsun! "Yürüyelim arkadaşlar" Hüseyin Mutlu Akpınar Karşıyaka Belediye Başkanı
Uçarken dünya size ait. Yerden yüzlerce metre yukarıda. Gökyüzünün tam ortasında. Bulutların arasında. Çelikten kanatlarınızla biraz daha yükseleceksiniz. Yeryüzünden biraz daha uzaklaşacaksınız. Huzurun kucağında. Dünyadan uzaklaştıkça dünya daha çok size ait. Yaşamın en büyük deneyimlerinden birisi bu olsa gerek. Yıllarını gökyüzünde geçiren Adnan Koşcağız bu kitabıyla, Gökyüzü İmparatorluğunun sırlarını okuruyla ikinci kez paylaşıyor. Yılların deneyimini ve heyecanını içinde tutan bu kitabı okurken a
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 944-960 / Aktif Sayfa : 60