Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62
Altı yıl, hele kişinin yetişkinlik dönemine denk gelen altı yıl çok uzun bir süre. 12 yıllık siyasal göçmenliğin tam altı yılını Frankfurt sokaklarında taksi şoförlüğü yaparak geçirmek... dile kolay. "Frankfurt'un bütün sokakları, önemli adresleri yani yaşamda bir daha hiç kullanmayacağım bir sürü ‘çöp' bilgi belleğimde hâlâ canlı ve silinmiyor. Altı yıl benimle birlikte Hessen Eyaleti'nde dört dönen özel para çantam ve şoför gocuğum da evde duruyor." Frankfurt kentinde insan taşımaya yetkili sürücü belges
Tükendi
Bu kitap, modern edebiyattaki en dikkate değer dostluk ilişkilerinden birinin kaydıdır. Yeats'in ilk kez Joyce'un bir eserini Pound'un dikkatine sunduğu 1913 yılı ile 1920 yılları arasında yoğun ve devamlı bir mektuplaşma trafiği yaşanmıştır. Pound bu süreçte Joyce için yayıncı arayışına girmiş, ona parasal yönden destek olmuş, onu sansüre karşı savunmuş hatta ona kıyafet bile yollamıştır. Pound'un Joyce'a gönderdiği altmıştan fazla mektup günümüze ulaşmıştır. Joyce'un Pound'a gönderdiği mektuplar ise Vikin
İskilip doğumlu Vehbi Bey, 1914'te lise son sınıfta okurken, Harbiye'ye alınıp hızlı bir eğitimden geçirilerek yedek subay olarak orduya katıldı. Sarıkamış'ta Ruslara esir düşerek Sibirya'nın Krasnoyarsk şehrinde bulunan esir kampına gönderildi. Sekiz ay sonra Avusturyalı bir subay ile birlikte büyük maceralarla kaçtı ve binbir zorlukla Anadolu'ya geri dönüp orduya katılarak savaşmaya devam etti. Vehbi Bey'in esaret sonrası yazdığı anıları, Zonguldak Gazetesi'nin sorumlu müdürü olduğu sırada, 192
Tükendi
Her tayinleAnadolu'nunbirşehrindendiğerinesavrulanbirbankamüdürü,biranasınıfıöğretmeniveçocuklarının, günlükyaşamlarınınizlerinisürmeküzerebiryılönceçalışmayabaşladığımızda, şöylesöylemiştisevgiliAytenSelamoğlu; "Ben ne herkesintanıdığıbiriyim, ne de yazarım. Nasılolacakbuiş?" Hepimizinanlatmayaveokunmayadeğerbirgeçmişiolduğunaiknaetmemvakitaldıysa da bunadeğdi; öncebirerikişer, sonrakoşaradımsökünettianılar. Sorularsorularıkovaladı, aileüyelerieksikleritamamladı, albümlervekutulardolusufotoğraftarandı, son
Tükendi
Bakma sen! benim zırhlarımı kuşanıp deli yel gibi esip savurduğuma sen gel de beni... gizli köşelere sinmiş, saçları yoluk yoluk küçük kıza sor. Bakma sen! kocaman kocaman konuşup yedi düvele kafa tuttuğuma sen gel de beni... gözümün daldığında gittiğim yerlere sor. Bakma sen! yorulmaz-yenilmez gibi göründüğüme sen gel de beni... kırk fırın dolaşıp, ekmeksiz kaldığım günlere sor. Bakma sen! benim gülümser hallerime sen gel de beni... küllenmiş yangınlara kirpiğinden su içiren gözlerime sor.
Tevazu sahibi, görmüş geçirmiş, derviş insanlara eski dilde "Babayani" derlermiş. Nebil Özgentürk de bu kitapta, çok sevdiği "babayani"leri anlatıyor. Ayrıca ilk defa bu kitapta kendi öyküsüne, ilk gençlik yıllarından ilginç anekdotlara, dikkate değer aile öykülerine, şaşırtıcı tanıklıklarına ve yaşarken ayakta kalmaya dair ipuçlarına yer veriyor. ___ "Nebil Özgentürk, Türkiye'nin ‘masumiyet çağı'nın belgeselcisidir. O, ‘kültür tarihimize kayıt düşen adam' olarak anılmayıçoktan hak etti." Zülfü Livaneli
Tükendi
Aptallığın en büyük kanıtı, aynı şeyi defalarca deneyip farklı bir sonuç almayı beklemektir. Albert Einstein Karakterinde isyankarlık vardı. Belki de zihnini çalıştıran, onu bir deha haline getiren şey ruhundaki yaratıcılık ve özgürlük tutkusuydu. Gençliğinde olduğu gibi hayatının ileri dönemlerinde de sıkıntılı günler yaşadı. Babalık görevini yerine getirmekte güçlük çekiyordu, iş bulamıyordu. Her şeye rağmen Einstein başkalarının sormaktan çekindiği, uğraşmak istemediği ve hatta sıradan gördüğü her şey
Tükendi
Venüslü Kadınların Serüvenleri Sevgi Soysal'ın TRT'de çalıştığı dönemde yazdığı oyun, makale ve yazılarını bir araya getiriyor. 1965 ila 1971 yılları arasını kapsayan bu dönem, aynı zamanda Soysal'ın 12 Mart'ı izleyen yıllarda yazarlık çizgisini belirleyecek olan siyasi ve feminist hattın da filizlendiği bir süreç. Yazar farklı edebi türlerde kaleme aldığı metinlerinde kadınlık meselesi, geleneklerin toplum üzerindeki baskısı gibi temaları işlerken, dudağının kenarına yerleştirdiği gülümsemeyle okurlarını i
Tükendi
15 Temmuz gecesiyle ilgili herkesin bir hikâyesi var. Meydanlara inmeyenlerin gerekçeleri, inenlerin gururla anlatacakları yaşanmışlıkları... Gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda o geceyi yaşayanların hissettiklerini, gazilerimizin, şehitlerimizin kahramanca mücadelelerini okudunuz, izlediniz. Ben de onlardan bazılarını buldum, dinledim, konuştum. Anlattıklarını, yaşadıklarını, o gece hissettiklerini, kahramanlıklarını hikâye üslubuyla sizlere ulaştırmaya, tarihe not düşmeye çalıştım. 15 Temmuz'un 15 Hi
Tükendi
Dünyaca ünlü sinema ustası ve yazar Elia Kazan, kendini bir Amerikalı ya da Yunan gibi değil, bir Anadolulu gibi hissederdi. Pek çok oyuncuyu da birlikte çalışmaya "Anadolu gülüşü" dediği yetenekle ikna ederdi. Bu yetenek onu, hayatı boyunca taşıyacağı "işbirlikçi" etiketinden kurtaramadı. McCarthy dönemindeki hataları, onu ömür boyu kovaladı. Üçüncü Oscar'ını bile üzüntüyle kaldıran Kazan, belki biraz avunmak ve arınmak için annesinin dizlerine koşan bir çocuk gibi, memleketi Kayseri'nin yollarına düştü. K
Bu kitap, Nevşehir Narköy'ün mütevazı bir kaya evinde doğup büyüyen ve hayatı boyunca dört çocuğuna iyi bir eğitim vermek için çabalayan, kendini ailesine adamış, bir türlü okuma yazma öğrenmeye fırsat bulamamış saygıdeğer bir annenin; Balkan ve Birinci Dünya savaşlarına katılan, İstiklal Madalyası sahibi, Türk ordusundan üsteğmen rütbesiyle emekli olmuş eğitim âşığı fedakâr bir babanın; üç kardeşinin de kendisi gibi üniversite eğitimi alabilmesi için ailesine büyük bir destek ve özveriyle katkıda bulunan ö
Tükendi
"Ben ne bir yazar, sanatçı, politikacıyım ne de yurdumuz içinde ya da dışında, çevremde ün salmış bir kişiyim. Yaşantım sonsuza dek olmadığı için bu anılarımı öteye göç ettikten sonra çocuklarım, özellikle torunlarım okusunlar, kötü yanlarımı atıp iyi yanlarımı örnek alsınlar diye yazdım. Bu anılar yaşadıklarıma ve dinlediklerime dayanır..." Salahattin Tanç, Osmanlı Imparatorluğu'nun son yıllarında başlayan hayatını bir Cumhuriyet askeri olarak sürdürdü. Bu hayatın dönüm noktalarını bizimle paylaştığı anıl
Tükendi
Latife Hanım... Tanıdığımızı sandığımız ama aslında birkaç kare resmin içine hapsedilmiş bir kadın. Çankaya'nın uzun süren sofralarından hiddetle kalkan, Köşk'e ve Mustafa Kemal'e nizam vermeye çalışan, "kiminle evli olduğunu bilmemek"le "suçlanan", baskın ve otoriter bir karakter. Oysa bu fotoğraf, Uşakizade Latife'nin sadece bir yönü. Yirminci yüzyılın başında beş dil bilen, Sorbonne'da hukuk ve siyasal bilgiler tahsil etmiş, Fransız gazetelerinden takip ettiği Milli Mücadele'ye inandığı için, Fransa'da
Diyanet Aylık Dergi "Din Görevlisinin Hatıra Defterinden" başlığı altında açtığı bir köşede 2008 yılından itibaren din görevlilerinin hatıralarını yayınlamaktadır. Öyle ki bu köşe zamanla derginin ilgiyle takip edilen bölümlerinden biri haline gelmiştir. Elinizdeki bu eser Diyanet Aylık Dergi'de yayınlanan bahsi geçen yazılardan derlenerek hazırlanmıştır. Her biri hayatın içinden hikâye tadında olan bu hatıraların yayınlanmasıyla din görevlilerinin tecrübelerini gerek birbirleriyle gerekse de diğer okuyucu
Mustafa Kemal Atatürk, "Cumhuriyet'in bilhassa kimsesizlerin kimsesi olduğunu" söyler. Ahmet Ayvaz'ın kaleminden kendi hayat hikâyesini okurken, Karadeniz'in yoksul bir köyünde başlayan yaşamının İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi savcılığına kadar yükselişine tanıklık edecek ve Cumhuriyet'in yarattığı değerler sistemini yeniden hatırlayacak, üzerine düşüneceksiniz. Ahmet Ayvaz, Cumhuriyet'in savcısı olarak ülkenin dört bir yanında adaleti tesis etmeye çalışırken, Türk insanını ve yaşayış biçimini çok yakın
Tükendi
"Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Don Kişotlara, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çhe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 976-992 / Aktif Sayfa : 62