Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4
Can Yılmaz'ın öykülerinde okuduğumuz cakasız, sossuz, çalım atmaya çalışmayan bir tanıklıktır. Bu öykülerde yazarın sesini duymayız. Az ama öz konuşan bir ağırbaşlılıktan söz ediyorum. Grandiyöz bir tutumdan itinayla kaçar. Bize büyüklük taslamaz. Ne gördüyse onu söylemektedir. Bir geleneğe yaslanmanın yazarın işini kolaylaştıran yanı da işte buradadır. Dilimiz, şakamız, acımız Can Yılmaz'la ortaktır. O yüzden birdenbire tanış olur, bize lafın tamamını söylemesini beklemeyiz. Kolay olduğu kadar zor, bas
İnsan ahlakının evrimi iki adımda gerçekleşti. Başlangıçta doğa koşulları nedeniyle, ilk insanlar işbirliğine gitmezlerse yok olacaklarını gördü ve bu işbirliğini düzenli hale getirmek için yeni bilişsel yetenekler geliştirdiler. Riskleri en aza indirmek için her koşulda birlikte hareket edip, güven, saygı ve sorumluluk üzerine kurulu ikili ortaklıklar yarattılar. İnsan grupları kalabalıklaşıp işbölümü daha karmaşık bir hal aldığında ikinci adım atıldı. Üyelerinden sadakat, uyum ve kültürel aidiyet bekleye
Yazarların en önemli ve hassas noktaları yazı odaları... Buralara girmek herkesin harcı değil. Bu odalar korundukça ve kollandıkça, yazarlar büyürler. Bu odalar son yıllarda şeffaflaşıyor yazarların iradesi dışında. Yazmanın bir okulu yoksa ve yazı sanatının damarlarından hala kan akıyorsa ustadan çırağa gerçekleşen bu miras yazı sanatının bütün özelniteliklerinin devamı anlamına geliyor. 40 çağdaş yazar kendi odalarını bütün okurlara ve yazarlara açtı NASIL YAZIYORLAR ile: Ali Teoman - Aşkın Güngör -
Tükendi
"İkinci Yeni anlam itibariyle kapalı bir şiirdir." Peki ama neden bu kadar anlaşılmaz görülür? Anlam itibariyle kapalı olduğu kanısı, söz konusu şiir söylemini açıklamaya yönelik yeterli bir bilimsel etiket midir? Şair ve şiir metni arasındaki ilişkide, onu bu kadar anlaşılmaz yapan kullandığı dil midir, yoksa çağın sundukları mıdır? Oysaki İsmail Habib yıllar önce Edebî Yeniliğimiz'de şunu söylemişti: ‘Edebiyat kat'iyyen yalnız edip olacaklar için değildir. Edebiyatta iki unsur var. Birisi edebiyatı yarat
Tükendi
Postmodern edebiyat kuramı XVIII. yüzyıl sonu Romantik geleneğinden beslenir. İki akımın kesiştiği en önemli nokta, edebiyatla edebiyat kuramının iç içe geçmiş, giderek birbirine dönüşmüş olmasıdır. Tıpkı romantiklerin yaptığı gibi postmodern edebiyatçılar da sürekli edebiyat meselesinin bizatihi kendisiyle uğraşırlar. Bu da bizi "edebi mutlak" kavramına götürür. Edebi yaratılar hakkında yargıda bulunmaya soyunan edebiyat kuramı arasındaki ayrım ortadan kalkarken edebiyatın mutlağın ayırt edici özelliği hen
Tükendi
Sevim Kantarcıoğlu tarafından tercüme edilen Philip Stevick'in bu eserinde batılı edebiyat bilimcilerin roman hakkındaki görüşleri, teorileri üzerinde durulmaktadır.
Çevre, ekoloji ya da ‘‘yaşam savunusu'' olarak adlandırılan bu hareketlerin söz ve eylem kapasiteleri, uzun zamandan beri siyasetin gündemini işgal eden ‘‘kriz tartışmalarının'' satır başlarını oluşturan ‘‘temsiliyet, yatay örgütlenme, iletişim tekniklerinin siyasete etkisi, doğa- kültür/insan çatışkısı'' gibi konuların da daha içeriden tartışılmasını sağladı, sağlıyor. 90'lı yıllarda bir iki yayınevi, dergi ve bir iki dernekle sınırlıyken, 2005'ten sonra birçok yerel platform kurulması, ekolojik temalı sit
"Estetik nesne (sanat yapıtı) yoktur, sadece nesnelerin estetik yorumu vardır." Alexander Gottlieb Baumgarten'in 1750'de "hissiyat ve duyumsallık bilimi olarak" "icat ettiği" estetik kavramı, Aydınlanma dönemiyle birlikte pek çok durak ve konaktan geçerek modernizme büyük bir düşünce külliyatıyla geldi. Modern dönemin felsefesi, felsefecileri estetik üzerine düşünüp düşünce üretirken kültür, popüler kültür gibi aktüel mesele ve kavramlara da temas etti. Süreyya Su, serüveni heyecanlı ve mazisi uzun esteti
Şairlerle sıkı münasebeti, onlara verdiği ekonomik destek sayesinde onların Arap edebiyatında essiz eserler vermelerine ve daha verimli çalışmalar yapmalarına imkan oluşturmuştur. Hazırladığı bu imkânlar ve Arap edebiyatına yaptığı önemli katkılar karşılıksız kalmamış, döneminde ve kendinden sonraki şiirlere konu olmuştur. Bütün bunların yanında Me'mûn ile tercüme hareketi için ikinci ve önemli bir dönem başlamış ve bu vesile ile Yunan başta olmak üzere pek çok farklı kültürlerin bir araya getirmesin
Özellikle ‘genç' beyinlerin, kendi görüş ve iddialarını sorgulamalarına ve gündelik olaylara ilişkin akıl yürütmede en fazla karşılaşılan sorunların analizi temelinde bakış açılarını geliştirmelerine yardımcı olmak kitabın iki temel amacı olarak öne çıkıyor. Zaten eserin gücü de en hassas felsefi tartışmaları en somut örneklerle okuyucunun önüne getirmesinden kaynaklanıyor. Birinci bölüm temel kavramları açıklarken; ikinci bölüm eleştirel düşünmenin önündeki en yaygın engelleri tanımlıyor ve son bölüm ise b
Şehnâme, Firdevsî´nin (M. 934-1020) X. Yüzyıl´da kaleme aldığı, altmış bin beyitlik eserdir. Firdevsî, İran tarihiyle ilgili rivayetleri toplamış, bu eseri otuz yılda meydana getirmiş, "Bununla İran milletini yeniden dirilttim." diyerek eserinin değerini ifade etmiştir.Rivayete göre, Gazneli Mahmud, sarayında tarihî, efsanevî bir çok resimlerle, av ve savaş silahlarıyla süslenmiş mükemmel bir mekânı Firdevsî´ye tahsis etmiş, o da bunlardan esinlenerek, zümrüt kırlarda gezerek; çimler üzerinde ve serviler al
Thomas More 16. yüzyılda, zamana çalım atarcasına bilimsel sosyalizmin ayak seslerini müjdelemişti. Kimdi bu heybetli adam? İngiltere'nin yetiştirdiği en büyük hümanist, düşün ve siyaset adamı, sonradan İngiliz başbakanı... Buna rağmen o, Londra'da kurulan idam sehpasında can verecekti. More'u olağanüstü kılan, onun bundan tam 501 yıl önce Ütopya'da komünist bir toplum betimlemesi ve sunduğu çözüm önerileriyle günümüze de ışık tutmasıdır. Bu eser, yazın ve düşün tarihinde öylesine etkili olmuştur ki, İncil
İnsanlığın çevre sorunlarıyla mücadelesinin tarihi, sanıldığı gibi yeni değil, binlerce yıllıktır ve insani pratiklerin çevre açısından sürdürülebilir olup olmaması tarihi şekillendiren en temel unsurlardan biridir. Değişen insan-doğa ilişkisini dünya tarihini anlama çabasında merkeze koyan bu kitap, kapsamlı bir dünya çevre tarihidir; ekolojik krizlere insanların nasıl cevap vermeye çalıştıklarını, bunların devlet iktidarı ve maddi menfaatlerle ilgili meselelere nasıl bağlandığını ele almaktadır. Türkçede
Tükendi
İlhan Berk, bilinenlerin aksine, İkinci Yeni şiirine isim babalığı yapan, Muzaffer Erdost'a "İkinci Yeni" ismini öneren, İkinci Yeni şiirinin kurucu şairleri arasında akla ilk gelen isimdir. Bilgi birikimi ve deneyimlerini şiirlerine "aykırı", "cesur" ve "efendisiz bir acemilik" sayılabilecek uygulamalarla aktarmıştır. Şiir evreninin anlam ve imge rezervini genişletmiş, şiirin yeraltında saklı hazinelerine dalışlar yaparak, bulduğu dip suları ile şiir dilinin toprağını sulamış, ‘dilin sıfır noktası'na inere
Modern Afrika edebiyatının öncü isimlerinden, Kenyalı Postkolonyal düşünür ve romancı Ngũgĩ wa Thiong'o, Zihni Sömürgeden Azad çalışmasında Avrupa-merkezci düşünüş biçiminin yanı sıra dilin ulusal kültür ve kimlik oluşumundaki kurucu rolüne dikkat çeker. Ngũgĩ, çalışmalarıyla bir Frantz Fanon, Aimé Césaire, Albert Memmi gibi kolonyalizmin işleyiş biçimini, felsefesini, dahası kültürel ve edebi alandaki temsillerini göstererek yol göstericilik de üstlenir.
Topraklarımız için çok değerli kompost malzemesini israf edip çöpe atıyoruz. Oysa bunları apartmandan bahçeye, otellerden fabrikalara, sanayiden tarlalara kadar kuracağımız basit ve ucuz sistemlerle ileri dönüştürebilir yani kompostlaştırabiliriz. Böylelikle çok kıymetli ve toprak için yaşamsal gübrenin en kalitesini elde edebiliriz. Kent bahçecileri, çiftçiler, belediyeler, sanayi tesisleri, oteller atıklarınızı kompostlaştırın, gezegene onarıcı bir katkı verin, üstelik gübreye verdiğiniz para cebinizde ka
Tükendi
Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında daha çok şair ve düşünür kimliği ile ön plana çıkan Necip Fazıl Kısakürek'in tiyatroları üzerine hazırlanmış en kapsamlı çalışma olan bu kitapta yazarın ikisi yarım kalmış ve biri vefâtından sonra yayımlanmış on yedi piyesi yapısal ve tematik olarak incelenmiştir. Ayrıca yazarın tiyatro yazarlığının tarihsel gelişimi, tiyatro hakkındaki görüşleri ve tiyatrolarının kaynakları da irdelenmiştir. "Ben ne yaptım? Bir hududu zorladım. Kendimin dışına çıkmak isterken, kendime r
Tükendi
Bence her şeyin değişir. Mesela kıyafetinden başla arkadaşlarından tut, her şey değişebilir futbolcu olursak. Modern bir insan oluyorsun sonuçta profesyonel bir futbolcu olduğunda. Adın duyuluyor mesela, onlar mesela mahallede oturuyor sen gideceksin zenginlerin oturduğu bir yerde oturacaksın. İlla ki arkadaş çevren değişecektir." M., Kocamustafapafla, 11 Yaşında Futbolcu olmak, dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Türkiye'de de bir sınıf atlama kaldıracı. Genç, hatta ergen futbolcu adayları için, bir ç
Tükendi
Bu kitap Ekim Devrimi'ni; 24 Ekim 1917 saat 15.00'ten 25 Ekim 1917 saat 18.00'e kadar geçen süreçle, resimlerle saat saat anlatmaktadır. "Yüz yıl önceydi. Köprülerde Kızıl Muhafızlar mevzilenmişti. Şehrin her yanından silahlı işçiler, devrimci askerler ve bahriyeliler Smolni Karargâhı'na gelmişlerdi. Savaş gemileri birbiri ardınca Neva Nehri'ne girmiş, demirlemişlerdi. Petropavlovsk Kalesi'nde toplar doldurulmuştu. Devrimin önderi Bolşevik Partisi Lenin başkanlığında devrim planı yapıyordu.
Tükendi
Güvenlik politikaları uzmanı Mete Yarar'dan ülke dinamiklerini yerinden oynatacak sarsıcı bir siyasi roman... Büyük İhanet... 2014 yılında kaleme aldığı 60 Yıllık İttifakta Son Gün adlı çok satan romanıyla iki yıl öncesinden 2016'da yaşanacakları akıl almaz bir kurguyla anlatan Mete Yarar, serinin ikinci kitabı Büyük İhanet'le Türkiye'nin merkezde olduğu büyük ve hain planın karanlık yüzünü yine sürükleyici bir kurgu ve yalın bir anlatımla romanlaştırıyor. Gerçekle kurgunun birbirine karıştığı Büyük İha
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 261 kayıt bulunmuştur Gösterilen 60-80 / Aktif Sayfa : 4