Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 607 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2
Nüzûlünden bugüne kadar âlimler Kur’ân’ı doğru bir şekilde anlama ve yorumlama gayesiyle ona yönelmişlerdir. Bu yönelimler neticesinde muhtelif temayüller ortaya çıkmıştır. Bu temayüllerden biri de antroposentrik okuma biçimidir. Bu yaklaşım, tarihî ve toplumsal olayları, tabiî hadiseleri içinde akıp gittikleri, kendilerini kuşatan içtimaî yahut tabiî nedenler zinciri içinde açıklayan bir okuma biçimidir. Teosentrik yaklaşım ise bir olguyu, bir durumu Tanrı merkezli okuma, anlama, anlamlandırma ve değerlend
Kur'an'ı Anlamada Usül (Kur'anü'l Mecid), Kur'an tarihi ile ilgili araştırmaları içermesi bakımından özgün bir eser, Kur'an'ı anlamanın ideal yöntemini içermesi ve Derveze'nin tefsir metodolojisini aktarması bakımından da 'Nüzul Sırasına Göre Kur'an Tefsiri' (Tefsirü'l Hadis) isimli çalışmasına bir mukaddime niteliğindedir. Derveze, bu eserinde Kur'an'ın cem'i, tedvini, yazımı, çoğaltılması ile ilgili spekülatif bilgiler taşıyan rivayetlere
Ebû Mansûr el-Mâtürîdî(ö. M. 944), Ehl-i sünnet kelâmı ile dirayet tefsirinin kurucusu ve Hanefî fıkhının geliştiricisidir. Günümüze ulaşan ilk dirayet tefsirinin müellifidir. İmam Mâtürîdî, Te'vîlât'ında, sahabe, tâbiîn ve tebe-i tâbiîn neslinden intikal eden açıklamaları da nakletmiştir. Böylece, muhtemel anlamları akıl yürüterek belirlemeye çalışmak suretiyle te'vil yöntemini uygulamıştır. Eserde, itikadî mezheplere dair bilgilere yer verildiği gibi, fıkhî mezheplere, özellikle Şafiî fıkhına ilişkin bilg
TEFSİR TEFSİR DERSLERİ KURANI KERİM MEAL KURAN KUR'AN KUR'AN DERSLERİ
Tükendi
İslam ulemâsı, dini ilimlerdeki her bir alana dair özel bir literatürün oluşmasına binaen alanlarla ilgili terimleri tanımlama ve açıklama gayreti içerisine girerek ta‘rîfat, hudûd ve mustalahât türü eserler vücuda getirmişlerdir. Bunlardan bir kısmı genel nitelikli bir kısmı ise özel nitelikli, tek bir ‘ilmî saha ile sınırlıdır. Sözgelimi Seyyid Şerif el-Cürcânî’nin et-Ta‘rîfât’ı genel nitelikli iken Kalkandelenli Fakîrî’nin Risale-i Ta‘rîfât’ı tek bir bilim dalı ile ilişkilidir. Elinizdeki çalışmada, t
Yaşadığımız asrın insanına anlayacağı bir dil ve üslupla Kur'ân'ın hidâyetini sunmak isteyen son dönem İslâm âlim ve aydınları, eski usûlleri de tetkik etmekle beraber, yeni yöntem arayışlarına yönelmişlerdir. Bu yöntem arayışları çerçevesinde, konuları Kur'ân bütünlüğü içerisinde işlemeyi hedefleyen ve bunu yaparken de Kur'ân'ın genel ilke ve prensiplerini devamlı olarak göz önünde bulunduran yeni bir tefsir metodu ortaya çıkmıştır. Bir kısım düşünür ve araştırmacıların, Kur'ânî/İslâmî araştırmaların istik
Bunlar İslam ümmetinin Kur’an’ı anlamada bir takım yanlışlara düşmesine, aslı olmayan hurafelere gerçekmiş gibi inanmasına sebebiyet vermiştir. Dolayısıyla bu alıntılarla, bunların geçtiği eserlere dikkat çekilmesi ve müelliflerin büyük bilginler olmasına aldanarak eserlernide zikrettikleri her bir şeye inanılmaması gerekmektedir. Dolayısıyla bu alıntılarla, bunların geçtiği eserlere dikkat çekilmesi ve müelliflerin büyük bilginler olmasına aldanarak eserlerinde zikrettikleri her bir şeye inanılmaması gerek
Tükendi
Kemâlüddîn Abdürrezzâk Kâşânî, Horasan erlerinin büyüklerindendir. Pek çok eserler kaleme almıştır. Bütün büyük sufîler gibi zahirî dünya hayatı hakkında bilinenler pek azdır. Bugün İran sınırları içinde bulunan Kâşân şehrinde doğduğu, İlhanlı hükümdarlarından Olcaytu Han (1304-1316) ve Ebu Said Bahadır Han (1317-1335) dönemlerinde yaşadığı, o devirde hemen bütün İslâm coğrafyasını dolaştığı, Hicaz ve Irak’da zamanının ünlü sufileri ile görüştüğü, nihayet doğduğu yere dönerek 1335’de Kâşân’da vefat ederek o
Tükendi
Besâiru’l-Kur’ân Tefsiri Kur’ân-ı Kerîm’i, Çağımızda yaşayan Dünya toplumunu ve özellikle de Müslümanları merkeze alarak ictimâî tefsir usulüyle yorumlayıp anlatmaya çalışan 12 ciltlik eser. Kur’ân ayetlerini getirdiği örneklerle, temsillerle, aklî ve fikrî mukayeselerle anlayıp anlatmaya çalışan Ali küçük hoca Kur’ân’ın her bir ayetinin evrenselliğini; zamansal, mekânsal ve kişisel anlamda pratik olarak ortaya koymaktadır. Ayrıca ayetlerin tefsiri esnasında getirdiği temsil ve örneklerini evimizin salonund
Tükendi
Esbâb-ı nüzûlü yani Kur'ân'dakiâyet ve sûrelerin iniş sebeplerini bilmenin Kur'ân'ı anlamada büyük faydaları vardır. Bu açıdan tefsirde nüzûl sebeplerini bilmek âyetlerin açıklanması yönünden son derece önemli ve gerekli kabul edilmiştir. Gerek İslâm tarihindeki belirli olayların bilinmesi gerekse de âyetlerden kastedilen manaların net olarak anlaşılması bakımından esbâb-ı nüzûlü bilmek zorunludur. Bu yüzden başlangıçta tefsir ilmi büyük ölçüde nüzûl sebeplerini bilmekten ibaretti. Hz. Peygamber sallallahu
Tükendi
Amme Cüzü Tefsiri
Tükendi
Hamd, alemlerin “Rabbi”, “Müdebbiri” ve “Hakimi” olan Allah’a; salat ve selam, müminlerin önderi, rehberi ve en güzel örneği olan Rasulullah’a, O’nun ehli beytine, ashab-ı kiramına ve kıyamete kadar O’nun yolunu takip eden müminlerin üzerine olsun. Evlerinize ve gönüllerinize baharı getirmesi duasıyla, “Kur’an Mevsimi” adını verip rengarenk çiçekler ile süslediğimiz bu çalışmadan daha çok istifade edebilmenizi sağlayabilmek adına şu birkaç maddeye dikkat etmenizi hatırlatmak istiyoruz:
Tükendi
İbn Cüzeyy el-Kelbî (v. 741/1340) Endülüs coğrafyasında sekizinci asırda yetişen nadide âlimlerden birisidir. Akideden fıkha, tefsirden kıraate farklı ilim dallarında kıymetli eserler kaleme alan el-Kelbî’nin eserleri arasında en meşhur olan çalışma et-Teshîl li-‘Ulûmi’t-Tenzîl’dir. Elinizdeki kitap ise müellifin zikri geçen tefsirine mukaddime olarak yazdığı iki bölümün çevirisinden oluşmaktadır. Tefsire Giriş adıyla çevrilen iki bölümün ilkinde müellif, Kur’ân’ın harekelenip noktalanması, cem‘i, kısımlar
Tükendi
İslam irfan geleneğinde hadis yorumu, “zâhir”e karşılık “bâtın”a, “ibare”ye karşılık “işaret”lere “ibret” ve “i‘tibar”a, “hükümler”e karşılık “hikmet”lere dayanır. Her şeyden önce irfanî/tasavvufî yorum söyleneni değil, söylenmek isteneni temel alır. İslâm irfanında görünenden görünmeyenin bilgisine ulaşma arzusu, en genel anlamda zâhire karşılık bâtının temel alınması yorumculuk bakımından kayda değerdir. Ârif ya da sûfî doğrudan metin ya da ibarede görünmeyen ancak saklı bulunan bir bilgiyi arama ve onu y
Amme cüzü namazlarda çokça okunan ve birçok Müslümanın ezberlediği cüzlerdendir. Bu cüzde akideye, genel ahlaka, davet usûlüne ve müşriklerle mücadeleye ilişkin hakikatler vurgulanmaktadır. Geçmiş ve muasır alimlerden Amme cüzünün tefsirine ilişkin telifte bulunan birçok alim vardır. Her bir müfessirin kendine has yolu, yöntemi, üslûbu ve okumaları vardır. Akıl ile naklin, rivayet ile dirayetin arasını cem etmek suretiyle Kur’ân’ı Kur’ân ile tefsir etmeyi ilk önceliğim kılarak her sûrenin başında o sûren
Kur'ân'ıArapçasındanokuduğumuzkadarmealinden de okuyupanlamayaçalışmalıyız. Hatim, Arapçasındanyapıldığıgibimealinden de yapılır. ÜstelikKur'ân'ıanlayarakokumakdahasevaptır.ÇünküKur'ân, anlaşılmakiçingönderilmiştir. Bu mealde, konularveyaterimleruzunuzadıyaizahedilmemiş, çokzorunluolmadığısüreceparantez de kullanılmamıştır. Açıklanmasınıistediğimizveyaokuyucununihtiyaçduyduğunudüşündüğümüzmeseleler, dahaönce 21 cilthalindeyayınladığımızYeniBirAnlayışınIşığında KUR'ÂN TEFSÎRİ adlıeserimizdentakipedilsindi
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski dekanlarından rahmetli Prof. Dr. Hasan Onat, fakültemizde gerçekleştirmiş olduğu konferansın akabinde 2010 yılından beri Mefkûre Kulübü’nün yapmış olduğu faaliyetleri önemsediğini ve devam ettirilmesi gerektiğini, ancak bu çalışmaların daha da geniş kitlelere ulaştırılmasının ehemmiyetini ifade etmiştir. Bu bağlamda -değerini yeni yeni anlamaya başladığımız- ilmin, ehlinden talibine ulaşmasının önemi vurgusunu bizlere hatırlatan rahmetli Prof. Dr. Hasan Onat hocamı
Endülüs, İslam tarihinde önemli bir yere sahiptir. Endülüslü âlimlerin İslam ilim ve kültür mirasına büyük katkıları olmuştur. Mekkî b. Ebî Tâlib (ö. 437/1045), Ebû Amr ed-Dânî (ö. 444/1053), İbnü’l-Bâziş (ö. 540/1145) ve Şâtıbî (ö. 590/1194) kıraat ilmi sahasına katkıda bulunan âlimlerden yalnızca birkaçıdır. Bunların yanı sıra, Kur’ân mesajının anlaşılmasını kolaylaştırmak amacıyla yazdıkları tefsirlerle İbn Atiyye el-Endelüsî (ö. 541/1147) Ebû Bekr İbn Arabî (ö. 543/1148), Kurtubî (ö. 656/1258) ve Ebû Ha
Müslümanların sünnet anlayışlarının şekillenmesinde sahabe ve tâbiûn nesliyle onları takiben ortaya çıkan mezheplerin büyük rolü olduğu şüphesizdir. Biz, neyin sünnet olup olmadığını, sünnet ise, hangi ölçüde bağlayıcı olduğunu onların bakış açıları ve değerlendirmeleriyle öğrendik. Çoğu kez Hz. Peygamber’in kendisinin olumlu ya da olumsuz bir fikir serdetmediği, kanaat izhar etmediği bir davranışının farz mı, vacip mi, ya da mendûb mu olduğunu onun dışındakilerden öğrendik ve bu değerlendirmelerin Hz. Peyg
Ülkemizde yazılmış 300'ün üzerinde meal bulunurken, yeni bir meal daha yazmak için önemli bir gerekçemiz olmalıydı. Hazırlamış olduğumuz bu meali diğer meallerden ayıran nokta, verdiğimiz dipnotlar aracılığıyla, bir ayetin konuyla ilgili benzer diğer ayetlerle birlikte kolayca okunmasını sağlayacak sistematik bir ağ barındırmasıdır. Kur'an ayetleri bizzat Yüce Allah tarafından açıklandığı için bize düşen görev, hangi ayetin hangi ayeti açıkladığını bulmaya çalışmaktır. Bu amaçla bütüncül bir tefsir çalışma
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 607 kayıt bulunmuştur Gösterilen 20-40 / Aktif Sayfa : 2