Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 80 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
Ahlak Felsefesinin Sorunları, Adorno'nun 1963 tarihinde Kant'ın ahlak felsefesinden hareketle verdiği on yedi dersi bir araya getiriyor. Adorno'nun sağlığında yayımladığı kitaplarının dışında, Almanca'da 90'lı yıllarda yayımlanmaya başlamış, ders notlarından, teyp kayıtlarından ve yazılarından oluşan geniş bir külliyatı vardır. Bu külliyatın ciltlerinden biri olan Ahlak Felsefesinin Sorunları, bir yandan Minima Moralia'nın yazarının "Bugün doğru hayat mümkün müdür?" sorusu etrafındaki araştırmasını, diğer y
Tükendi
Ünlü seri katil Ted Bundy de bir zamanlar bebekti, şiddet karşıtlığıyla tanınan Mahatma Gandhi de... Peki, bebeklerden sosyopatlar yaratan 'karanlığın' ya da empati ve merhamet duygularıyla dolu insanlar yaratan 'aydınlığın' kökenleri nerede aranmalı? İyiliği ve kötülüğü içimizde eşit biçimde mi barındırıyoruz? Paylaşımcılık, eşitlikçilik, fedakârlık gibi olumlu özelliklerimiz ve acımasızlık, saldırganlık, kıskançlık gibi olumsuz özelliklerimiz doğuştan mı gelir, sonradan mı edinilir? Onlara doğrudan zararı
Tükendi
Etik, ahlak alanıyla ilgili düşünme, sorgulama, analiz, bilinçlenme ve temellendirme disiplinidir. Ahlak ise, tıpkı sanat ve din gibi, bir değer alanıdır. Ahlak, aynı zamanda, bir 'insan olma' sanatı, ve 'erdemlerin nasıl kazanılacağını inceleyen bir ilimdir. Dolayısıyla etiğin bir düşünceye, alana, tutuma, davranışa, mesleğe dâhil olması o konuda ahlaksal değer üretmeyi beraberinde getirir. Bu yüzden kitaba Etik Değer Açısından... başlığı konuldu. Etik sözcüğü ve etikle ilgili kavramlar çokça kullanılıyor
Tükendi
Türklüğün kuvveti, geçmişindeki müktesebatından kaynaklanır. Elbette insanı vezir eden de rezil eden de hayatı kavrayışı ve yaşayışıdır. Dün cihana vezir olan Türkler bugün niçin rezil durumdadır? Zihinlerimizde ne türden değişimler vuku buldu da biz bizlikten çıkar olduk? İçine düştüğümüz makûs talihten kurtuluşun ilk adımı, dünü fark etmek, fark edileni keşfetmek, keşfedileni de yeniden inşa etmektir. Bu iş, öncelikle sosyal bilimcilerin, hassaten de felsefecilerin işidir. Bizde felsefe, birçok alanda o
Tükendi
"Mekteb-i Sultani'de ahlak dersi acizane sorumluluğuma bırakılmıştı. Ahlak bilgisi kitaplarında natık nefsden söz etmek gerekli olduğundan ve ders vermede esas aldığım Ahlak-ı Alai adlı güzel kitapta ruh ve natık nefs bahsi mevcut olduğundan derslerde natık nefs ve psikolojiye dair öncekilerin ve sonrakilerin incelemelerini özetleyerek tespit etmiş ve yazmıştım. Bu kadar zahmet ve araştırma ile topladığım felsefi eserlerin unutulmaya terk edilmesini uygun bulmadım. Buna mantık ve münazara ilminin özetini d
Tükendi
İnsanın sosyal ve bireysel sorunlarına çözüm arayışı sadece günümüzün meselesi değildir. Fakat günümüz insanı, neredeyse çözüm önerilerini de görmekte zorlanır hâle gelmiştir. Bu eser; bu önerilerden birini okuyucuyla buluşturmak niyeti ile hazırlanmıştır. İnsanın problemlerinin insanla çözülebileceğine işaret eden bir düşünürün, Yeni Dünyanın verimli filozoflarından biri olan Josiah Royce'un, samimi ve pazarlıksız olarak ortaya koyduğu çözüm önerilerinin irdelendiği bu eser, Royce'un ahlâk anlayışının teme
Tükendi
Her alanda iyiye, güzele ve mutluluğa ulaşmak için yeniden bir ahlak inşasına harç karmaya gerek vardır. Bu konudaki biri¬kimleri bir araya getirmek ve toplumların ortak yararına sonuçlar üretmek için kullanabilmek gereklidir. Bu yeniden ahlak inşası için insanlığın kavramsal birikim eksikliği yoktur. Büyük umut¬lar bağlanan iktisadi teorilerin bir kısmı çeşitli nedenlerle başlan¬gıç iddialarının bir kısmına ulaşamamıştır. Örgütlerin işleyişinde ahlaki öğretilerden yeteri kadar yararlanmak gerçekleşmemiş ak
"İnsan, Sartre'ın dediği gibi, 'tarihin arabasına hayvanca koşulmuş, savaşı ve ölümü bekleyen bir varlık' mı, yoksa bir hak ve yükümlülüklere muhatap özbilince sahip bir kişi midir? Yükümlülüğün kaynağı, karşılıklı ilişkiler midir? İnsan nasıl hem yükümlü hem de yükümlülüğün kaynağı olabilir? Doğal olarak insan sorumluluk ve aynı zamanda bir hak varlığıdır. Kişi olmak, özbilinçli ve rasyonel olmaya bağlı görünmektedir. Bunlara sahip olmayan insanın, ahlakın tanımlamaya çalıştığı kişi olması mümkün değildir.
Tükendi
Tolstoy'un tüm dünyada yankı bulan düşüncelerine en çarpıcı biçimde dile getirdiği bu eseri, yazılışının üzerinden 100 yılı aşkın bir zaman geçtikten sonra nihayet Türkçe'ye çevrildi. 1893'te tamamlanan kitap, ancak yazma kopyalar şeklinde gizlice çoğaltılıp dağıtılırken aynı yılın sonunda ve 1894 başında Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere'de peş peşe basıldı. Kitabın yayınlanmasıyla birlikte din ve devlet otoritelerinden gelen yoğun tepkilerle karşılaşan Tolstoy, 1901 yılında Rus Ortodoks Kilisesi tarafı
Tükendi
Çağdaş fenomenolojiye etik alanından yaptığı katkıyla öne çıkan Emmanuel Lévinasın 1975-76 akademik yılında verdiği derslerden oluşan Ölüm ve Zamanda, felsefe tarihinin Aristoteles, Platon, Kant, Hegel, Bergson gibi figürlerini okumasına ve özellikle Heideggerin Varlık ve Zaman adlı eseriyle bir hesaplaşmasına tanık oluyoruz. Heidegger bir yandan saatlerin ölçtüğü varsayılan nesnel bir zaman anlayışına karşı getirdiği eleştirilerle, Bergsonun süre kavramında olduğu gibi, varoluşun kendine özgü zamansallığ
Tükendi
Nikhomakhosa Etik, Aristotelesin temel ahlak kitabıdır. Bu kitabı Jules Tricot çevirisinden dilimize aktardık. Tricot, Aristoteles ve Antik Çağ Felsefesi uzmanıdır; Nikhomakhosa Etikin sadece metnini çevirmekle yetinmemiştir; kapalı kavramları, örtük ifadeleri dipnotlarda açıklamıştır; anlaşılması zor bölümleri yorumlamıştır; imaların referanslarını belirtmiştir; metinde gerekli gördüğü kelimenin, kavramın, açıklamanın ve doktrinin okuyucu tarafından izinin sürülmesini sağlamıştır. İz sürme hareketi, düşey,
Parerga ile Paralipomena adlı bu kitap dizisi. A. Schopenheuer'ın (1788-1860) en önemli, en büyüleyici yapıtlarının Türkçedeki tek tam çevirisidir.
Tükendi
Hürriyet kavramının bir tanımı yapılabilir mi? Elinizdeki eser bu soruya olumlu cevap verileceği düşüncesiyle yazıldı. Sözlüklerde hürriyet kelimesi karşısında birkaç tanım bulmak mümkündür. Mesela; zorlamanın yokluğu, tutuklu olmayan bir varlığın hali, bir eylemde bulunma veya bulunmama hali iktidarı gibi. Tanımların sayısı arttırılabilir. Yapılan tanımların hiçbiri, tam ve tümel bir tanım değildir. Sık sık kullanılan hürriyet kelimesi ile farklı anlamlar kastedildiği için herkes tarafından kabul edilebil
İnsanda ahlâk duygusu, koku ve dokunma duyusu gibi doğal bir yetenektir. Bu duygudan kurtulmak istesek bile beceremeyiz. İnsan için, dört ayak üstünde yürümek, ahlâk duygusundan kurtulmaktan daha kolaydır. Bu duygu, hayvanın evriminde, insanın dik durmasından önce gelir.gerçekleşebilecek eşitliğin peşinde koşan İnsanın ve insanlığın aczini gözler önüne seren Stirner, bu önemli eseriyle, kendi biricikliğimizin ve kudretimizin farkına varmamızın yolunu açıyor.
Tükendi
Yaşamakta olduğumuz tarihsel evrede kimileri, insanların ahlaki duygularının zayıfladığını, tüketim ve haz endeksli eylemlere yöneldiklerini düşünürken; kimileri de durumun aslında böyle olmadığını, ahlaksızlığın çağdaş toplumlara haiz olmadığını, geçmiş toplumlarda farklı şekillerde de olsa çeşitli türden ahlaki zaafiyetlerin olduğunu belirtirler. Kimilerine göre ise insanların etiğe yönelik tavırları, gün geçtikçe, daha da olumsuz bir hal almaktadır. Birbirlerini anlayan, birbirlerine yardımcı olmaya çal
Canavarlarla dövüşen kişi, kendisi de bir canavara dönüşmemeye dikkat etmelidir. Ve ne zaman bir uçurumun derinliklerine doğru bakarsanız, uçurum da sizin derinliklerinize doğru bakar.
Tükendi
Baska yolu yok: Kendini verme, en yakın için özveride bulunma duyguları, tüm kendini yadsıma ahlakı, acımasızca sorguya çekilip yargı önüne çıkarılmalı: Bugün, sanatın erkekliginin yok edilmesi için yeterince ayartıcı olan temiz bir vicdan olusturmaya yönelik estetigi ondan asagı kalmaz. Su, kendim için degil, bir baskası için duygularında çok fazla büyü ve seker var; bu noktada çifte kuruntulu olup sormaya gerek yok: Yoksa bunlar birer ayartma olmasın sakın?
Tükendi
"İnsanları yasa ve ceza ile yönetirseniz; onlar bir daha yanlış yapmayacaklar, ancak şeref ve utanma duygularına da sahip olmayacaklardır. İnsanları erdemle ve etik kurallar ile yönetirseniz; o zaman onlar hem utanma duygusuna sahip olacaklar, hem de doğruyu yapmaya çalışacaklardır." -Konfüçyüs-
Tükendi
Ortadan çekilip kaybolan ahlak nizamı, hepimizin, hatta bugünkü hayat şartlarının her türlü maziye nazaran daha mükemmel olduğunu kendilerine bir teselli gibi kullanmaya özenenlerin bile, için için yaşattıkları bir kahrın, bir derdin, bir acının en ufak devasını elimizde bırakmadı. Hayatımızı çekilmez bir yük haline koyan bu ahlaki sefaletin ta içimizdeki müthiş manzarasını nasıl anlatalım: Sanki korkunç ve şerir bir varlık, perdenin arkasındaki o iğrenç yüzlü ifrit etrafa saldırıyor. Gayzımız, isyanımız, s
oğumuz ahlaki görüşler hakkında epeyce eksik bir sınıflandırma yaparız. Belli türdeki davranışların ahlaken doğru olduğuna, belli türdeki davranışların ise ahlaken yanlış olduğuna inanırız. Bazı davranış türleri hakkında ise ne düşüneceğimizi bilemeyiz. Fakat nedenler sıralamamız gerektiğinde, bazen daha baştan kafa karışıklığı sergileriz. Bir mesele hakkında düşünürken, görüşümüzü genellikle bir ilkeye başvurarak desteklemeye çalışırız. Başka bir mesele hakkında düşünürken ise görüşümüzü farklı bir ilkeye
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 80 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3