Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 205 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
"Her şeyden önce ülkede topraksız çiftçi bırakılmamalıdır. Bundan daha önemlisi de bir çiftçi ailesini geçindirebilecek toprağın - hiçbir nedenle ve biçimde - bölünemez hale getirilmesidir. Büyük çiftçi ve çiftlik sahiplerinin işleyebilecekleri toprak genişliği, söz konusu toprağın bulunduğu bölgenin nüfus yoğunluğuna ve toprağın verimine göre sınırlandırılmalıdır." (Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1937 Meclis'i Açış Konuşması) 1945 yılına kadar ülkedeki toprak dağılım dengesizliğini ortadan kaldırmaya yöne
Tükendi
İlaç sektöründe verilen her kararda, bir çeşit tahmin söz konusudur. Gelecek ayın üretim programından gelecek on yılın pazar tahminlerine kadar her türlü öngörü yapılırken aynı süreçten geçilir. Bu kitapta yazar ilaç sektörü için tahmin araçlarını ve yöntemlerini anlatıyor. Bunların, pazar dinamiklerini paydaşlara anlatmakta nasıl kullanılabileceğini ortaya koyuyor. Tablolar, grafikler ve örneklerle zenginleştirilen kitabın sonundaki genişletilmiş vaka incelemesi okuyuculara bilgilerini test etme imkanı da
Tükendi
Güncel Ekonomik Sorunlar adı altındaki dizini ilk kitabı Dünya Ekonomisiydi. İlk kitap 2007 yılının Kasım ayında yayınlandı. Biz 2007 yılının Ekim ayı başında yazılarımızı tamamlamıştık. Kriz henüz başlamamıştı. Burada yaşanabilecek krizi önceden belirttik. Keşke biz haklı çıkmasaydık... Bu kadar insanın işsiz kalması, gelir dağılımının hızla bozulup işini kaybetmesi gerçekleşmemiş olsaydı da biz de önceden bir şeyleri görmemiş olsaydık!... O dönemde ekonomistlerin büyük çoğunluğu böyle bir krizi beklemey
Tükendi
Resmin en görünür kısmında bakan babalar, onların gölgesinde hızla beliriveren çocuklar vardı. Onlar, günümüz iktidarının işadamı olmuş çocuklarıydı... O çocuklar, haklarında hayali ihracattan toplu gümrükkaçakçılığına, sahte fatura düzenlemekten vergi kaçakçılığına kadar birçok suçlama bulunan büyüklerinden işleri devraldılar. En küçüğü 12, en büyüğü 30 yaşında olan, çoğu da 1980den sonra doğan girişimci çocuklar, ilk AKP hükümetinin kuruluşundan bugüne değin on sekiz şirketkurdular! Aralarında oyun çağ
Günümüzün dinamik ortamında gerek bireyler, gerek işletmeler ve gerekse devletler, sürekli krizlerle iç içe yaşamak zorunda kalmaktadır. Bu durum,özellikle işletmeler için kriz yönetiminin önemini arttırmaktadır. İşletmeler, örgütsel ve yönetsel olarak sistemini krize karşı hazırlamak durumundadır. Kriz yönetimi literatüründe sorun (ya da gündem) yönetimi ve acil durum yönetimi gibi, çoğu zaman birbiri yerine kullanılan kavramlar yer almaktadır. Her ne kadar birbiri yerine kullanılsalar da yine literatürd
Tükendi
İktisat sistemimiz krize girmiştir. Buna dair belirtilerden biri de toplum genelinde var olan güvensizliktir. Dikkate değer yenileştirme çabalarına ve büyük çaptaki komünikasyon harcamalarına rağmen daha fazla büyüme ve daha güçlü yurtiçi talebini karşılamak, giderek zorlaşmaktadır. Buna karşın iyi ekonomi tasarımı olarak Etik Ekonomi hazırlanmaktadır. Yaklaşmaya başlayan istikrarsızlığın manevi ve maddi nedenleri araştırılmaktadır. Buradan ahlaki pazarlamanın sürümünü devamlı uyaran yeni bir değer yaratma
Tükendi
Rekabetçi Piyasa Ekonomisi kitabı, küresel ekonomikkrizin yaşandığı, devlet ve piyasalar arasındaki ilişkilerinyoğun biçimde yeniden sorgulandığı bir dönemde,rekabetçi piyasaların geliştirilmesine yönelik kamumüdahaleleri konusunda Türkiyede yaşanan günceltartışmalara uluslararası deneyimler ışığında kuramsalaçılımlar getirmektedir. Piyasa ekonomisinin etkili işleyişinisağlamaya yönelik kamu müdahalelerinin, AvrupaBirliği ekseninde Türkiyenin rekabet politikalarının,rekabet ve iktisadi büyüme ilişkisinin, ö
Tükendi
Kapitalizmin yeni bir küresel krizinin içinden geçiyoruz. Bu kriz, 21. yüzyıl sınıflar mücadelesinin ve güç ilişkilerinin yeniden kurulacağı bir dinamiği taşıyor. Küresel kapitalizmin bu krizi, unutulmuş olan Marx'ı çağırıyor ve emeği şenliğe davet ediyor. Fakat Türkiye devrimci hareketi, kapitalizmin bu krizi karşısında teorik ve politik bir kriz yaşıyor. Genel anlamda söylersek, devrimci hareket kriz karşısında yaşama ajitasyon çeken propaganda dilinin ötesine geçemiyor. Geleneksel olarak Türkiye devrimc
Tükendi
İlaç, silah ve uyuşlurucudan sonra dünyanın en kârlı sektörü! Şeytanın aklına dahi gelmeyecek ilaç pazarlama taktikleri, yapılan gizli reklâmlar, "´ical edilen" yeni yeni hastalıklar kârlılığı her daim yüksek seviyede tutuyor. Tabii ilaç firmalarıyla noter onaylı anlaşmalar yapan, "plaj lıbbı"nda uzmanlaşan doktorları da unutmamak la/ım! Üstüne "safra kesesi ameliyatı olana apandisit bedava" türünden hastane promosyonlunu da ekleyin. İşte size tıp sektörünün röntgeni! Diyelim ilaç firması-doklor-hastane tr
Günümüzün sanal vurgulu dünyasında, hammaddeler, elle tutulur olan şeyler, günlük emeğin teri, şaşaalı adlarla sunulan uluslararası antlaşmaların ardında yatan hesaplar, pazarlıklar hep gözlerden ırak kalıyor. Oysa dünyada olup bitenleri anlamanın tek yolu belki bu ayrıntılara yeniden yaklaşmak, yakından bakmak. Pamuk Ülkelerine Yolculuk, pamuk üreticilerinin, sanayicilerinin, lobicilerinin, tüccarlarının peşinden Mali´den ABD´ye, Fransa´dan Çin´e, Brezilya´dan Mısır´a, Özbekistan´a dünyanın dört bir yanına
Tükendi
Türkiye, gelmiş geçmiş en büyük yıkımlardan birini yaşamaktadır. Ulusal varlıklarımız, yer altı ve yerüstü kaynaklarımız yabancı sermayeye, yabancı madencilik şirketleri pazarlanabilmektedir. Emperyalist Avrupa Birliği´nin dayattığı "uyum" adı altındaki yasalarla Türkiye, topraklarını, madenlerini ve zenginliklerini "işletme hakkı", "mülkiyet hakkı" gibi tartışmaların konusu haline getirebilmiştir. Türk mühendisleri, Türk şirketleri her türlü yerli çaba desteksiz bırakılmakta ve yabancı şirketlerin kapitali
Tükendi
´Küreselleşme´, insanlığın refah, adalet ve barış çağı olarak ilan edilmişti. Peki, aradan geçen yıllarda ´küreselleşme´ nasıl bir seyir izledi? Pek çok akademisyenin saptadığına göre, ´küreselleşme´, 2000´li yılların başında bir kriz aşamasına girmişti. Bu geçici bir kriz olmadığı gibi, şu ya da bu uygulamadan değil, küreselleşme sürecinin kendisinden kaynaklanıyordu ve küreselleşmecilerin bu zorlukları aşabileceklerine dair bir belirti de yoktu. Bu olgulardan bazı sonuçlar çıkarılıyordu: Küreselleşme sade
Tükendi
Kayıt dişilik hakkında pek çok şey söyleniyor. Resmi açıklamalara göre bile ekonomimizin yarısı kayıt dışı dönüyor. Bu müthiş bir oran. Kaba bir hesap yaparsak 2008 yılında 520 milyar dolar olan gayrı safı milli hasılanın yarısının yani 260 milyar dolarlık işlemin "açıktan" yapıldığı anlamına geliyor. İyi de kayıt dışı işlemleri bu kadar büyük bir ekonomide bunları kimler alıyor, kimler satıyor ve kimler kazanıyor? Avrupa Birliği, bu kadar kayıt dışılıkla sizi aramıza alamayız diyor. Çağdaş dünya bu
Tükendi
Kimsenin bu krizle nasıl “başa çıkılacağını” ya da durduracağını bildiğini sanmıyorum. Etrafımızdaki evler yıkılırken doğaçlama yapmak gibi bir durum yaşıyoruz. Bu noktada çok sert bir dünya ekonomik krizinden kaçınılmasının hiç ihtimali yok; hedef 1930’lu yıllarda olduğuna benzeyen derin bir borç deflasyonundan kaçınmaya doğru kaydırılmış durumda. Kapitalizmin tarihindeki en büyük krizlerden birisiyle karşı karşıyayız: Büyük Bunalım’dan bu yana ileri kapitalist dünyada bu kadar berbat bir durum görülmedi.
Tükendi
Günümüzün yaşayan en önemli araştırmacı ve sosyologlarından Manuel Castells, üç ciltten oluşan Enformasyon Çağı: Ekonomi, Toplum ve Kültür adlı dizisinin üçüncü kitabı Binyılın Sonu’nda, dünya üzerinde 20. yüzyılın son çeyreğinde yaşanan yapısal değişim süreçlerini, enformasyon çağına damgasını vurmuş süreçler, yani küreselleşme, ağlar oluşturma, kimlik kurma, ataerkillik ve ulus-devletin krizi arasındaki etkileşimin bir sonucu olarak yorumluyor. Sovyetler Birliği’nin beklenmedik bir tarihi değişim olarak n
Tükendi
Ekonomik istihbarat alanında ülke uygulamaları incelendiğinde söz sahibi olanlar ile ülkemiz arasında geniş bir uçurumun olduğu rahatlıkla görülebilmektedir. Bu uçurum bilimsel ve teknolojik ilerlemeler ile paralellik göstermektedir. Her ne kadar günümüz dünya siyasal ve politik yapısı içerisinde tek taraflı ekonomik bağımlılıklar gelişmekte olan ülkeler için söz konusu olsa bile, sığ siyasi politikalardan kurtularak, ulusal güç unsurlarının kullanılmasıyla gerçek anlamda karşılıklı bağımlılıklara dönüştürü
Tükendi
Dünya ekonomisi her geçen gün artan oran ve önemde küreselleşen bir yapı kazanmaktadır. Bu yapının yansıması olarak makro planda ülkeler hızlı bir transformasyon sürecine girerken, ulusal ve/veya uluslar arası şirketler açısından da farklı yöntem, yaklaşım ve felsefelerle bu akım içerisinde varlıklarını kloruma-sürdürme mücadelesi verildiği görülmektedir. Ülkelerin ve şirketlerin bu yeni dönemde bölünme ya da entegrasyon tavrıyla bu dönemi karşılamaktadırlar. Bu karşılama devresinde ortaya çıkan tartışma ko
Tükendi
Ülkelerin gelişmişlik düzeyini ne ile ölçersiniz? Günümüzde, kişi başına milli gelirden internet kullanımına kadar onlarca parametre kullanılıyor. Ben ise, kolay yoldan, ülkenin en büyük kitapçısında bulunan kitapların çeşidine ve sayısına bakıyorum. Arkeolojiden insanlık tarihine, orkidelerin bakımından gezi notlarına kadar yüzlerce kategoride sıra sıra kitapların önünden hayranlık ve birazda kıskançlık ile geçiyorum. Bilme içgüdüsünün, öğrenme açlığının ve tabii bilgiyi paylaşma mekanizmalarının iyi örgüt
Tükendi
Ülkemizde siyasetle uğraşanlar iktisat, iktisatla uğraşanlar ise siyaset alanını genellikle ihmal etmektedirler. Doğal olarak ülkemizde, bu iki alanın karşılıklı etkileşimini ele alan çalışmaların sayısı yok denecek kadar azdır. Bu kapsamda kavram ve kuramların doğru bir şekilde anlaşılması, hayatın doğru bir şekilde anlaşılması ve yaşanması açısından önemlidir. Bu eksiklikleri gidermek amacıyla hem informatif hem de analitik bir çalışma olan bu derleme eser hazırlanmıştır. Bu kitap, sosyal bilimlere ilgi d
Tükendi
Üretimde tekelleşme sürecinin ilk adımları 20. yüzyılda atılmaya başlandı. Nobel Kardeşler ile Rothschild´in "Mazut" şirketi arasında yapılan iç pazarda petrol ürünleri üzerindeki kontrolü sağlamak için işbirliğini içeren kartel anlaşması, Rusya´nın bütün petrol sanayini tekeline almak için çaba harcayan büyük şirketlerin ikili ittifakı olarak adlandırılıyordu. Nobeller, Rothschildler, James Wishaw gibi yabancı sermaye petrol sanayine girdiği andan itibaren milli sanayi etkisi altına almaya çalıştı. Pek ç
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 205 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8