Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 205 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9
Sadece iktisatçıların değil, toplumsal bilimlerden herhangi biri ile uğraşan herkesin Adam Smithin Ulusların Zenginliğini, Marxın Kapitalini, Marshallın Ekonominin İlkelerini ve Keynesin Genel Teorisini okumaları toplumsal olayların bütününü kavramaları açısından çok yararlıdır.
Tükendi
Dünya nüfusunun temel ihtiyaçlarını karşılama özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki 2.6 milyar insanın yoksulluğa son verme sorunundan başka, bu toplumsal eşitsizliklerin, özellikle mutlak yoksulluk koşulları bağlamında, ciddi yıkıcı etkileri vardır, bu etkiler arasında kötü beslenmeyi ve hem yaşam süresini hem de kalitesini azaltan her türden hastalığı sayabiliriz. Buna göre her gün yüz binlerce çocuk bu koşullar yüzünden hayatını kaybetmektedir. Bu bağlamda, yapılan hesaplamalara göre, dünyadaki en zengin
Tükendi
Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri Üzerine 1. Tez: Avrupa Birliği'nin Türkiye, Türkiye'nin Avrupa Birliği Politikası -S. Rıdvan Karluk- 2. Tez: Avrupacı Türkiye mi, Türkiyeci Avrupa mı? "Avrupa+Türkiye Birliği" Üzerine Ekonomi-Politik Bir Deneme -İrfan Kalaycı- 3. Tez: Türkiye- Avrupa Birliği İlişkilerinin Beş Temeli ve Bu Çerçevede Türkiye'nin Tam Üyeliğinin Avrupa Birliği'ne Olası Etkilerinin Tahmini -Faruk Şen- 4. Tez: Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Üyeliğinin Ekonomik Etkileri: Üç Muhtemel Senaryo Üz
Tükendi
Seçim harcamalarının; denetlenmesi, üst sınırın konulması ve şeffaflığı sayesinde, toplum iktidarda gerçek temsilcilerini görme imkanına kavuşacak, kaynağı belli olmayan sermayelerce demokrasinin satın alınma olasılığı azaltılabilecektir. Dolayısıyla seçimlerde paranın gücü değil, oyların sayısı gerçek iktidarı ortaya koyabilecektir.
Tükendi
21. yüzyılda ekonomik ve ideolojik egemenliğini büyük ölçüde üçüncü yol iktidarlara bile kabul ettiren yeni liberal politikaların, bireysel özgürlüğü ve çıkarı savunmakla birlikte, toplumdaki tüm birey ve grupları özgürleştirmeyi amaçladığı savunulamaz. Bireyin ve toplumların özgürleşmeleri, siyasal yapıların demokratik gelişmişlik ve ekonomik refah düzeylerine bağlı olduğundan, bunun gerçekleşmesi, ne yeni liberallerin önerdikleri apolitik bir siyaset ve toplum modeliyle, ne otoriter ve kontrol eden devlet
Tükendi
“Genel, kuşbakışı bir yaklaşım, insanlığın önüne ancak küresel çapta, kolektif davranışla ve doğru planlanmış bir eşgüdümle alınacak önlemlerin çözebileceği türde sorunların gittikçe ağırlaşarak biriktiğini gösteriyor. Ancak, acı olan şu ki, bu uygarlık, hale, bu sorunlara el birliğiyle çözüm bulabileceği bir noktadan hızla başka bir noktaya doğru ilerliyor. Ekolojik sistemdeki, ekonomik düzeydeki, insanların düşünce ve inanç sistemlerindeki gelişmelerin ulaştığı düzeye bakınca, bunun içinden çıkmak için h
Tükendi
Küresel rekabet ve küresel entegrasyon süreci pek çok ülkenin ekonomik kalkınma politikaları konusundaki paradigmalarında değişime yol açmıştır. Ülkelerin uluslararası ekonomiye katılımı ve dünya ekonomisine açılımı, rekabet üstünlüğü geliştirecek işbirliği sistemlerine gidişi hızlandırırken, bu gelişmede en fazla odaklanılan olgu yabancı sermaye olmuştur.
Tükendi
A. Başer Kafaoğu bu kitabında, 11 Kasım 1942 yılında çıkarılan ?Varlık Vergisi" hakkındaki kanunun uygulanışı ve sonuçlarıyla ilgili tartışmalara ışık tutuyor. Yazar, Salkım Hanımın Taneleri adıyla yayımlanan kitabın ve aynı isimle kamu olanakları harcanarak çevrilen, ödüllerle donatılan filmin çarpıttığı gerçekleri yerli yerine oturtuyor. Kafaoğlu, Batı'nın Türkiye'ye dayattığı azınlık politikalarının bir devamı olan ?Varlık Vergisi ile azınlıklara baskı ve zulüm uygulandı" iddialarına karşı, aynı dönem, k
Tükendi
Kitabın adı "Bazen Neşeli, Bazen Hüzünlü, Bazen de Kızgın" olmalıydı aslında. Olmalıydı çünkü, bakın mesela... Türkiye´deki kara deliklerin en büyüğünü, hiç kuşku yok, bankacılık sistemi açtı başımıza. Delik öylesine geniş ve derindi ki, ne kaşık yetti, ne kova. Dozer kepçesiyle içine atıldı milyar dolarlar o çukura! Ve kara deliğin, tapınak şövalyelerinden gaddar haramileri; üzerlerine yağdırılan paraları, birer kuduz köpek azgınlığıyla yalayıp, yuttular. Yüce Allah´tan dilerim… Yediği
Tükendi
Bu derlemede; küreselleşme olgusu çeşitli açılardan ele alınmakta ve Türkiye´nin bu süreç içerisinde nasıl bir pozisyon alması gerektiği (mevcut konumu da göz önünde bulundurularak) ekonomik,siyasi, toplumsal ve askeri yönlerden irdelenmektedir. Küreselleşme olgusu karmaşık dinamiklere sahip olan, çok boyutlu bir süreç olduğu için konu geniş bir yelpazede ele alınmaktadır. Bu nedenle kitapta; akademisyen, siyasetçi, gazeteci, sivil toplum örgütü başkanı, asker ve büyükelçi gibi kimliklere-ünvanlara sahip ki
Tükendi
Bu çalışma çerçevesinde temelde şekillendiren ve dinamik tutan ve çoğu zaman kapitalist Liberal modelin dinamizmini sağlayan üç önemli parametre üzerine yoğunlaşılmıştır. Bunlar: Makro- Ekonomik Politikalar, Üretim Modeli, Çalışma Mevzuatının içinde yer aldığı yasal çerçevedir.
Tükendi
Millî devlet, ortaçağ Avrupa’sında siyasî yönetim biçimlerinin çözemediği dört önemli meseleyi çözmüştü: 1. Refah: Ekonomik kalkınma ile gelir dağılımında adalet arasında rızayı sürekli kılacak bir dengenin tesisi. 2. Güvenlik: Ödüllendirme ve cezalandırma mekanizmalarının hesaplanabilir olduğu bir ortamın yaratılması ve muhafazası. 3. Kimlik: Aidiyet, entegrasyon, müşterek bir biz duygusu ve motivasyonun tesisi. 4. Meşruiyet: İrade oluşturma, karar alma ve icra süreçlerine demokratik katılımın sağlanması.
Tükendi
Edward Herman, bize hayal ürünü olmayan bir korku öyküsü anlatıyor; bu öyküde özel menfaatler için iyi olan halk için de iyiymiş gibi alkışlarla karşılanıyor. Medya holdingleri ifade özgürlüğünü, muhaliflerin Hyde Park´taki sandıkların üzerinde uygunsuz, uç şeyler söyleme hakkından ibaret görüyor. ABD seçkinleriyle onların yandaşlarının faydalandığı en gerçek felaketlere "politik açıdan doğru" yalanlar bakılıyor. Herman umutsuz bir tablo çizse de, onun insancılığıyla umudu bu tabloyu renklendiriyor. Jeff Co
Bu iddialı çağdaş sosyal kuram çalışmasında Bryan Turner, oryantalizm hakkında devam eden tartışmaları, postmodernizm ve globalizm alanında önde gelen bir çok isim hakkında köklü eleştirilerde bulunmaktadır. Kitapta ayrıca globalleşmenin İslâm üzerindeki etkisi, oryantalist çalışmaların doğası ve sömürgeciliğin çözülmesi ile sosyolojik kuramda “dünya” kavramı değerlendirilmektedir.
Tükendi
İktisat ideolojisi modern toplumların tahayyül dünyasına damgasını vurdu. Bu ideolojinin eleştirisi başka bir toplumsal ilişki düzeni hayal edebilmenin kaçınılmaz ilk adımını oluşturuyor. İnsanların “özünde” iktisadî dürtüler mi yatıyor? İktisadî ilişkiler modern toplumların altyapısını mı oluşturuyor? Bu sorular, modern toplumsal tahayyülün inanç dünyasını sarsmak ve toplumsal pratikten türeyen, ama doğal ya da nesnel kurallar kılığında geri dönüp toplumsal pratiği belirleyen iktisat simgeselini sorgulanab
Ahmet Makal'ın Türkiye'de çalışma ilişkilerinin uzun dönemli gelişimini ele alan tarih çalışmalarını bir dizi olarak yayımlamayı sürdürüyoruz. Dizinin birinci kitabı olan Osmanlı İmparatorluğu'nda Çalışma İlişkileri: 1850-1920 adlı eser 1997 yılında, ikinci kitabı olan Türkiye'de Tek Partili Dönemde Çalışma İlişkileri: 1920-1946 adlı eser 1999 yılında yayımlanmıştı. Dizinin bu yeni kitabında ise 1946´da çok partili siyasal yaşama geçişle başlayan, Demokrat Parti iktidarıyla devam eden ve 27 Mayıs İhtilali'n
"Bu dönemde teknolojinin hızla ilerlediğini, ABD başta olmak üzere batılı devletlerin teknolojinin her alanda (casusluk başta olmak üzere) kullanılmasında çok ısrarlı olduklarını gördük. Ancak bu devletlerin insan faktörünü küçümsemesi anlamını da alan bu davranışlarının bir gün başlarını ciddi bir şekilde ağırtacağını düşünüyorum" "Günümüz toplumunda insan üç kısımdan oluşmaktadır; beden, ruh ve kimlik kartı..." "Teknolojik gelişmeyle yükselen gerçek sorunların bugünkü veri derinliği düşünüldüğünde, h
Küresel rekabet gücü iktisat biliminin olduğu kadar işletme biliminin ilgi sahasına giren bir konudur. zaten rekatebin bu türünün gerçek kaynağı üzerine batılı iktisat literatürü de uzlaşı içinde bulunmamaktadır. Bu kavramın çok uluslu şirketlere mi, ulus içindeki belirli bölgelere mi yoksa ulusun kendisine mi ya da ekonomik bloklara mı ait olduğuna ilişkin tartışmalar bitmiş değildir. Konu bu yönden içerdiği zorluğa rağmen, tartışılması ve yaşanan dönüşümün makro ekonomide olduğu kadar firmalara getirdiği
Tükendi
Tarih alanı, dört başı mamur bir gerçeklik alanıdır. Her gerçeklik alanı gibi, o da sadece kendisine karşı bir vaziyet alınmasını değil, aynı zamanda özgün yapısına ve tabiatına uygun bir vaziyet alınmasını gerektirir ve bunu layıkıyla hak eder. Aynı şekilde, uygun bir vaziyet alışın gerçekleştirilebilmesi için burada da uyulması gereken kurallar ve adeta “tarih ile muamelede bulunmanın adabı muaşereti” veya “edeb” i diyebileceğimiz bir ilkeler seti söz konusudur. Bunun için tarihin anlam ve önemi konusunda
Bağımsız bir bilim olarak, 19. yüzyıl Batı Avrupa´sının çalkantılı ve kaotik ortamında ortaya çıka(rıla)n sosyoloji; Fransız Devrimi ile Sanayi Devriminin nedenlediği yapısal dönüşümlerin yol açtığı huzursuzlukları gidermek ve vahşi kapitalizmin toplumsal yaşam içinde ortaya koyduğu yıkımlar ile bu paraleldeki toplumsal arayışlara yönelik radikal bir yanıt olarak güç kazanmaya başlayan sosyalizmin önünü kesmek için ortaya çıkarılmış olan -akademik ´saygınlık´ ile çerçevelenmiş- bir toplum mühendisliği ürünü
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 205 kayıt bulunmuştur Gösterilen 160-180 / Aktif Sayfa : 9