New York Seyahâtı
Buraya yaşanacak yer diye geliyorlar, oysa burası ölünecek bir
şehir. Göçmen başvuru sayısında, bırakalım azalmayı,
denetlenmesi güç bir artış söz konusu bugün. Dünyaları hâlâ
dar geliyor insanlara. Hâlâ orada, başka bir yaşam seçeneğinin
onları genişletebileceği umudunu beslemeyi, büyütmeyi
sürdürüyorlar. Buna şimdi kim nasıl gülecek?
Paris, Berlin, Bordeaux, Endülüs ya da Bretagne: Enis Baturun
Seyâhatnamesinde New York apayrı bir yer tutuyor: Yazar, bu
kitapta, kişisel bir çarpışmanın
Bugün, insan ilişklerinin ayrışmaya başladığı bir dünyada yaşıyoruz. Akıl bedenin, düşünce maddenin, birey topluluğun, kent kuşakları kentlerin, kentler kırsal kesimin, insanlık ise "vahşi ve yola getirilmesi güç" olaral görülen doğanın karşısında yer alıyor. Böylesi "yoksun" bir noktaya evirilmemizde en büyük pay sahibi olan ulus-devlet ise artık totaliter bir karaktere bürünmüş durumda.
Izmir her açıdan "nev - i sahsına münhasır" bir kent. Disi Smryna, Yeni Ahit yani incilde sözü edilen "Yedi Kilise"den üçünü Izmir il sınırları içinde bulunduran, Tanrıça Athena adına ilk tapınagın Izmir'de insaa edildigi, Incil'in dört yazarından biri olan St.John'ın Izmir'in ilçesi Selçuk'ta gömülü oldugu, Meryem Ana için yapılan ilk kilisenin Efes'de oldugu, Sefarad Yahudilerinin göçüne varıs noktası olan, yüzyıllarca Rumların, Ermenilerin ve son olarak da Müslüman toplulugun (çesitli mezhepleriyle birli
Almanya'da yaşayan Müslümanların kendi ihtiyaçlarına dayalı kimlik ve sosyal çevre oluşturma çabaları çoğunluk toplumunun olumsuz tepkileriyle karşılaşmaktadır. Müslümanlar bir tehlike kaynağı olarak görülürken, İslam yabancı bir din olarak algılanmaktadır. Terör, şiddet, İslam korkusu benzeri konular dini talep ve ihtiyaçların tartışılmasını gölgelemekte ve bu durum Müslümanların eşit vatandaşlar olarak kabul edilmesini güçleştirmektedir.
Göç olgusu, yerli ile göçmenlerin etkileşiminden doğan yeni bir top
Büyük Atatürkün vefatından 76 yıl sonra, bugün; 1920lerdeki bozkır kasabası ve anti-emperyalist Türk İstiklâl Savaşının komuta merkezi olan Ankaradan, köhne Bizans ve İmparatorluk(lar) Başkenti İstanbulla yarışacak bir planlı ve ulusçu Kemalist Başkent yaratmış bir şehircilik temelinden;
Ülke topraklarının yabancılara satılıp, tüm ulusu toptan borçlanmaya ve Sevrci yok-oluşa götüren bir rantçı-tezgâhçı imar ve TOKİ soygun düzenine (d)evrilmiş bir AKP şehirciliğine ulaşmış bulunuyoruz!!
Bu kitapta, bir yand
Türkiyede son yıllarda gündemi meşgul eden kentsel dönüşüm projeleri, özellikle İstanbulda birçok toplumsal ve siyasi tartışmayı da beraberinde taşımaktadır. Mülk, Mahal, İnsan: İstanbulda Kentsel Dönüşüm, bu alandaki literatüre önemli bir katkı sunarken, hem geniş bir çerçeveden kentsel dönüşümü ele almakta, hem de özel olarak altı bölgede yapılan saha çalışmasını ortaya koymaktadır. İstanbulun Başıbüyük, Derbent, Aydınlı, Tarlabaşı, Tozkoparan ile birlikte Ayazma ve Tepeüstü Mahallelerinde yapılan saha ça
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurullarında, üye ve başkan olarak 26 yıla yakın görev yaptım. Kuşkusuz bu süre zarfında çeşitli kararlara imza attım. Onayladığım kararların, elimden geldiğince, koruma yasasına ve ilke kararlarına uygun olmasına özen gösterdim. Koruma ile ilgili görüşlerimi meslek hayatım boyunca gazetelerde, çeşitli kitap ve dergilerde dile getirdim. Ülkemiz koruma politikasındaki önemli sorunları, yine çeşitli söyleşilerde ortaya koymaya çalıştım.
Elinizdeki çalışmada, hem koruma hem
Evet, ben Marmariste bir yol bulmaya çalışıyordum...
Ama, kurulu düzene, alışıldık sisteme karşıydım ben. Atatürkün yıllar önce tanımladığı devrimlerin yolunda yolculuğundaydım. Vardığı varacağı hedeflerdeydim. 68 kuşağının neferlerinden olmakla övünç duyarak o inançla doğruluğu, dürüstlüğü seviyordum. Haklının yanında olmayı, haksızlığa sonuna kadar başkaldırıyı yeğliyordum. Yorucu olmasına rağmen zevkle çalıştığım gazetecilikte, Usta Gazeteci Sedat Simavinin dediği gibi; kalemime efendi kalmayı, uşak ol
Sempozyum öncesinde çalışmalarına başlayan atölye grupları, Belediye Başkanları, Belediye Meclis Üyeleri, Akedemisyenler, Teknik Başkan Yardımcıları, Sivil Toplum Örgütleri ve Meslek Odaları temsilcilerinden oluşmuştur. Amaç; kentle ilgili sorunları farklı aktörlerin bakış açıları ile tartışmak ve yeni fikirlerin üretilmesini sağlamak olmuştur. Bu konuların güncel ve öncelikli olanları; kentsel dönüşüm, katılımcılık, sosyal belediyecilik, alt yapı ve ulaşım sorunları ile kent estetiğidir. Deprem riski altın
Çağımızıda modern Batı kentinin insanlarla dolu mekanları, ya tüketimi ya da turizmi sahneye koyan yerlerden ibarettir ve kentin böyle bir sahneye indirgenmesi, anlamsızlaştırılması rastlantı değildir. Hırisiyanlık, Batı uygalrığında, öznel "iç" yaşamla fiziksel "dış" yaşam araısndkaki ayrıma neden olmuş; içine dönen, bir sığınak arayışına giren insan aradığı bu sığınağın evi de olamayacağını fark edince, bu ayrımı görmezden gelmeyi yeğleyip "nötr" kentler inşa ederek sorundan adeta kaçmıştır.
Kent, kendisi modern işçi sınıfı yaratmamasına rağmen, proletaryanın burjuvaziye karşı politik ve ekonomik örgütlü bir sınıf olarak kendini kanıtlamasının önemli bir koşuludur. Bu nedenle kent, işçi sınıfını toplar ve kendisi ile sermaye arasındaki katı ve büyüyen antitezi daha görünür hale getirir.
Çağdaş kapitalizmde yer alan kent, artık ne insanların örgütlenmesi için bir temel Weber), ne iş bölümünün yeri (Durkheim), ne de belli bir üretim tarzının (Marx) ifadesidir. Bu durumda kenti, kendi özünde anla
Amerika Kent Planlaması Enstitüsü tarafından Altın Madalya Ödülü verilen Lewis Mumford´un Ulusal Kitap Ödüllü ve Amerikan Özgürlük Madalyası Ödüllü başyapıtı Tarih Boyunca Kent yayımlandı. Türkçe çeviri ve hazırlık süresi 10 yılı bulan 800 sayfalık kitap Cemal Yardımcı tarafından yayıma hazırlandı.
Hayatımızı geçirdiğimiz kent sadece maddi yapılardan ibaret değildir. Fiziksel bir bütünlüğe ve somutluğa sahip en büyük toplumsal birim olmasının yanı sıra, kent geniş bir toplumsal ilişkiler ağının hem yaratıc
Tüketici Hakları Derneği tarafından ortak bir çalışma olarak planlanan bu kitap, kentlilerin bulundukları kentte yaşamaktan dolayı sahip oldukları hakları, farklı boyutlarıyla ele almaktadır.
Bu çalışma, Türkiye tarımının yapısal dönüşümünü, küçük köylülüğün farklılaşması sürecine odaklanarak açıklamayı konu almıştır. Çalışma küçük köylülüğün, kendisini farklılaştıran çağdaş dinamikler karşısında sahip olduğu ve sergilediği direnme ve uyum mekanizmalarını sorunsallaştırarak giriştiği incelemesini iki eksende sürdürmüştür. İlki, tarımı konu alan akademik/bilimsel bilgi üretimi ve bilgi birikiminin iki bibliyografik veri tabanına dayalı nicel analizidir. Bu yolla, sosyolojik tarım çalışmalarındaki
Mahalle, kentin temeli ve özüdür. Kent ilişkilerinin oluşma zeminidir. Bir yaşama halidir, bir duyuş, bir tasavvur ve hatta öğrenme imkanıdır. Mahalle, kent gibi büyük bir organizasyon, etkili bir hayat aktörüdür. Mahallenin temelinde insan ve mekân vardır; insan ve evdir mahalle. Ev ise insanın kalbidir. Hem duygusu hem aklıdır. O bakımdan mahalle aklın ve duygunun bileşeni, akıl ve duygu eksenidir. Mahalle ilişkileri de akıl ve duygu ekseninde kurulur, değişir, yenilenir, farklılaşır. Mahalle insan ilişki
Kentsel dönüşüm kenti nasıl dönüştürüyor, neye dönüştürüyor?
Kentsel dönüşümün ortaya çıkardığı manzara nedir? Hem mecazi
anlamıyla, nasıl bir manzara: Nasıl bir mekânsal düzen, nasıl bir
sosyal ilişki örgüsü, nasıl bir sınıfsal-toplumsal doku? Hem de düz
anlamıyla, nasıl bir manzara: nasıl bir peyzaj, nasıl bir coğrafya, nasıl
bir kent resmi?
Bu kitaptaki fotoğraflar ve yazılar, farklı cephelerden, farklı dillerle,
kentsel dönüşüm rejimine bakıyor. Fotoğraflar, kentsel dönüşüm
manzarasını görkemli tekinsiz
Kimi devletlerin güzel sözcüklerle bile gizlenemeyen çıkar çatışmaları; sınıfsal, etnik, dinsel veya kabilesel şiddet dünyanın çeşitli yerlerini zaman zaman yokluyor. Şiddet de "globalleşiyor" ve giderek daha korkunç boyutlar alacağının işaretlerini veriyor.
Anadolu´daki geleneksel kan davaları, günümüzde yaşanan global şiddetin yerel bir dışavurumu olarak ele alınabilir. Aileler arasımda kışkasınçlık, rekabet, çıkar mavaşı, aile namus ve şerefiyle güdülenen karışıklı öç almalar daha nereye kadar gidecek?
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.