Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 194 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8
Kaptan James Cook, 1728 yılında Marton, Kuzey Yorkshire da doğdu. 16 yaşında evden ayrılıp bir balıkçı kasabası olan Staithes e gidip orada çalışmaya başladı. Denize olan tutkusunun, bu sahil kasabasında, çalıştığı marketin penceresinden dışarıdaki manzarayı seyrederken başladığı söylenir. Bir buçuk sene sonra patronu, Cook un bu işe uygun olmadığını düşünüp onu yakınlardaki bir liman şehri olan Whitby ye götürür ve Quaker mezhebine bağlı Walker kardeşlerin gemisinde çalışmasını önerir. Cook bu gemide deniz
Tükendi
Bir yazar için en zor işlerden biri de, kendi yazdığı türde bir başka kitabı değerlendirmektir. Ama ben onun yazdıklarını, kendi yazdıklarımdan daha büyük bir zevk ve heyecanla okudum, daha çok şey görmüş, öğrenmiş oldum. Bülent Demirdurak ın dünyada rehberlik yaparak ayak bastığı köşeler aslında beş tane değil. Sayısını artık o da bilmez. Rehberlik, büyülü bir meslektir. Gezi meraklıları, bu köşelerden birine gidebilmek için, yıllarca para biriktirip, plan yaparlar. Rehber dediğinin gittiği yer ise tombala
Tükendi
Küçük Oteller kitabı yazarı Sevan ve Müjde Nişanyan nın yeni gezi kitabı "Ankara nın Doğusundaki Türkiye" Doğu ve Güneydoğu Anadolu Türkiye yi gezmek isteyenler için eşsiz bir rehber. Kapadokya dan başlayarak Çukurova ya, Urfa ya, Kars a ve Artvin e uzanan kitap 7 bölümden oluşuyor. Her bölümün başına o bölgenin nasıl ve ne zaman gezileceğine ilişkin kısa bilgiler ekleyen Sevan ve Müjde Nişanyan, rehberlerinde gezdikleri yerlerin tarihine, sosyal ve etnik oluşumlarına da yer veriyorlar. Doğu nun gözalıcı
Tükendi
Beat edebiyatının, yeraltı kültürünün beşiğinden beslenen bir yazarın gezi notları... Şehirler, sokaklar, sokakların canlı kültürü, dans eden anarşistler, evsizler, alkolikler, gün boyu porno film gösterilen salonlar... Ruhu Gun Club´ın müziğiyle yüklü... Halil Turhanlı, sulara gömülen şairlerin, John Berryman ve Hart Crane´in ardına düşüyor; Haliç kıyılarından Thames kıyılarına, Londra´dan San Francisco´ya, Glastonbury´den Beylerbeyi´ne sürükleniyor. “Kimi yazarlar bize dünyayı gezdirir [...] Halil Turha
Tükendi
Robert Capa, asıl adıyla Andre Friedmann, 20. yüzyılın en ünlü fotoğrafçıları ve fotoğrafçı-gazetecilerinden biri. Aklı ve gönlü Cumhuriyet in kazanmasından yana olarak katıldığı İspanya İç Savaşı nda çektiği "Vurulup Düşen Asker" fotoğrafıyla bütün dünyada ün kazanan, Almanya dan Kuzey Afrika ya, ABD den Çin e dünyanın neresinde çatışmalar, kitle eylemleri ve savaşlar varsa serüvenci ruhuyla ve barışçı tutumuyla kendini oraya atan, "Teknik olarak kötü ama güçlü bir görüntüyü, tekniği iyi ama zayıf bir görü
Tükendi
Kendinden sonraki tüm bir sanat ve edebiyat dünyasını etkileyen hatta belirleyen, sembolizmin ve gerçeküstücülüğün öncüsü olarak nitelenen ve genç yaşta, tutulduğu bir melankoli nöbeti sonrası kendini asan Nerval´in "Doğu´ya Yolculuk" isimli ünlü seyahatnamesi, ilk kez ´tam metin´ olarak çevriliyor Türkçe´ye... Yer yer gazeteci diliyle yer yer de sanatçı üslubuyla kaleme alınmış bu ünlü seyahatname, hem yazarı hem de gezdiği coğrafyaları tanımak isteyenler için bulunmaz bir kaynak
Tükendi
Geziye ilişkin en büyük hayallerimden biri, Afrika´nın dibinden doruğuna, doğusundan batısına, deyim yerindeyse sürüne sürüne yolculuk etmek... En büyük fakirliğim zaman, beni böyle bir zenginlikten yoksun bıraktı. Bunun yerine Afrika´nın üç ucunu seçtim; Güney Afrika, Mısır, Fas... Güney Afrika ve Zimbabwe´de ırk ayrımının insanları nerelere sürüklediği, zengin toprakların fakir kölelerinin zor değişen kaderini gördüm. Gandhi´nin, Mandela´nın bu topraklarından rastlantı sonucu çıkmadığını anladım.
Tükendi
"Bu kitap, bir Boğaziçi târihi değildir. Belki Türk idâre ve târihindeki Boğaziçi´nin hâfızasından alınmış bâzı çizgilerden ibârettir" diyen yazar Boğaziçi semtlerinin hikâyesini anlatırken bizi mâzi, hâl ve gelecek arasından bir seyâhate çıkarır. Kültür değerlerimiz ve içtimâî târihimizin acı ve tatlı hâtıraları yılların pencerelerinden bir ibret levhası olarak önümüze açılır.
"Nepal sadece gidilen bir yer değil benim için, aynı zamanda acılarını, sevinçlerini hissettiğim bir memleket. Her ne kadar derinlerine nüfuz edemesem de, oralarda olan biten her şey beni yakından ilgilendiriyor. Nepal`in adı her anıldığında dostlarımı, kısacık beraberliklerde tanıdığım insanları, gençlerin endişeli bakışlarını, gezdiğim sokakları, dağda tırmandığım basamakları düşünüyorum; ormanda yaslandığım ağaç köklerini, zirvelere takılmış bulutları, buzullardan kayarak gelen rüzgarları, anılarımı hatı
Tükendi
Okuyacağınız kitap Zahir Bigi’nin 1893 te Türkistan’a yapmış olduğu gezi sırasında tuttuğu notlara dayanmaktadır. Bigi’nin bu seyahatnamesi ,Rusya’nın batısında yaşayan bir Tatar mollasının ,doğuda Rus Kültürü ve Modern Hayatla henüz yeni tanışmış dindaşları hakkında gözlemlerini içermektedir.Seyahatname , Türkistan’ın XIX.yy sonlarındaki toplumsal ve kültürel durumu ,eğitim sistemi ,örf adetleri hakkında verdiği mukayeseli ve tenkidi nitelikteki bilgiler açısından dikkate değerdir.
Tükendi
"Şubat ortalarından itibaren işler artmaya başlar. Koyun keçi gibi küçükbaş hayvanlar varsa kuzulamaya başlarlar. Nisanda bahçe, bağ işleri çıkar. Mandalların hazırlanması, bağların bellenmesi gerekir. Yayla zamanı yayladaki bütün işler kadının üzerindedir. Malların sağımı, yağ, peynir yapma, kuzuları emiştirme, çocuk yoksa kuzuları otlatma kadına düşer. Bazı kadınlar eve ek gelir temin etmek için yaylaya ıstar kurarak kilim, yolluk, heybe gibi şeyler dokuyarak hem ev ihtiyaçlarını temin eder hem de eve kat
Tükendi
Bu kitabın ilk yayınlandığı 2001 yılından sonraki gidişlerim de eklenince, Pakistan seferleri benim için mavi bir çölde yaptığım yolculuklar oldu hep. Neden derseniz, kitabın içindeki çöllere bir düşün, Karakurum dağlarının karlarından geçin, İndus Vadisi boyunca geceniz gündüze karışsın, Huncerap geçidinden Çin`e, Hayber Geçidi`nden Afganistan`a bir göz atın, belki ondan sonra kitaptaki birileri kulağınıza fısıldar sorunuzun cevabını. Ya da birileri size sorar: ``Hiç mavi bir çölde bulundunuz mu?`` diye,
Frankfurt Seyahatnamesi; Ahmet Haşim´in böbrek rahatsızlığı nedeniye, tedavi olmak amacıyla yaptığı Frankfurt yolculuğu ile ilgili notları içerir. Bize Göre ise Ahmet Haşim´in İkdam gazetesinde yayımladığı yazılardan seçtiklerini ve ikinci Paris yolculuğu izlenimlerini bir araya getirmiştir.
Tükendi
"Lakin, ya semerci bizimle kafa bulmuştu, yada taksi şoförü acemiydi. Bir türlü İstanbul Kapısı bulunamadı. Gün battıktan sonra aramaktan vazgeçip otele dönerken, şoförle, Tebriz`deki bütün taksiler gibi bunda da Türkiyeli pop şarkıcılarının kasetleri çalıyordu avaz avaz. Konumuz oldukça derin ve hayatiydi. Sadece İran`da değil, dünyanın pek çok ülkesinde, sokaktaki insanın, düzene karşı tavrını belirlemesinde önem taşıyan bir meseleyi konuşuyorduk. Şöyle açılmıştı mevzu: Azatlık mı mühim, emniyet mi? "Bu
Türk kültürünün temelinde göçebelik, yaylacılık var. Ta Orta Asya yıllarına dayanıyor bu. Anadolu´ya gelince bir kısmı yerleşik duruma geçmiş, bir kısmı ise göçebeliği hala sürdürüyor. Hatta Anadolu´ya gelir gelmez yerleşik duruma geçmiş ama bir yanıyla göçerliği sürdüren dağ köylerimiz var. Kendilerine yörük demeseler bile yörük geleneklerini hala sürdürüyor bu köylülerimiz. Temel geçim kaynağı hayvancılık olan bu köylüler yoğun kış olmadığı sürece mallarına kış ağıllarında bakıyor, kuzular, oğlaklar bura
Tükendi
Kitapta, Konya’nın köklü ailelerinden Abdulfettahzadelere mensup, yazar Sadrettin Karatay’ın, Kütahya ve Konya’daki gençlik hatıralarının ve 1937 yılından sonra yerleştiği Ankarada’ki gözlemleri ile son yılllarında yapmış olduğu yurt içi gezilerinin izlenimleri yer almaktadır. Yazılar, 1956-61 yılları arsında Konya’da çıkan Zaman ve Yeni Konya gazetelerinde yayınlanmıştır.
Tükendi
Brezilya´da Amazonlardan başka bir şey görmedi gözüm. O ne büyük ırmak, o ne uçsuz bucaksız yeşillik. Boşuna dünyanın akciğeri dememişler. Gerçi yakında verem olma tehlikesi de var ama, yağmur ormanlarının içinde dolaşmak, kimi geceleri dağda geçirmek, hayal edilmesinden daha güzeldi... Arjantin´de daha çok yakın tarih çekti ayağımdan. Atmosferin üzerinde bir de tango tabakası vardı. Arjantin´de tango dinlemek domatesin hormonsuzunu yemek gibi bir şeydi. Şili´de de biraz yakın tarih biraz da Neruda va
Tükendi
1781-1788 yılları arasında yayımlanan bu ``tabloda``, Mercier XVIII. Yüzyıl sonundaki Paris`i keşfetmeye çağırıyor bizi. Brissot bu yapıtın ``Devrim`i hızlandırmakta payı bulunduğunu`` söylemişti. Nesnel betimlemelerle Paris yaşantısının sert bir eleştirisini birleştiren bu dev yapıt, devrim kargaşasıyla sanayileşmenin etkileri altında yitip giden bir toplumun seyrine çağırıyor okuru. Sunduğu bilgilerin kesinliği ve anlatımının gücüyle ``Paris Tablosu`` hem büyük bir tanıklık hem de tarihçilere ve sosyologl
Tükendi
"Oktay Sinanoğlu, Türk Aynştaynı adlı kitapta, 1963 yılında ODTÜ´de ´Türkçe´ seminer vermek istediğini ama benim mosmor kesildiğimi ve bu Türkçe semineri önlediğimi yazıyor. Tümü ile yalan! Oktay Bey, değil Türkçe Kimya semineri vermek, doğru dürüst Türkçe bile konuşamıyordu." 1940´lı yıllarda İstanbul Üniversitesi´nde başlayan üniversite yaşamı Ankara Üniversitesi´ndeki asistanlık ve doçentlik yılları Türkiye Cumhuriyeti´nin en çalkantılı dönemini kapsayan 1960´lı yıllarda Orta Doğu Teknik Üniversitesi´n
Bu kitapda 1960´lı yıllarda Akçaabat´ın kent dokusu ve köyleri hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra ilçe merkezi ağırlıklı tespit edebildiğim askeri, dini ve sosyal yapıları özet olarak tanıtmaya çalışacağım. Elimden geldiğince de ayrıntılara girmeyeceğim. Akçaabat diğer adıyla Pulathane Karadeniz´in Sinop´tan sonra en doğal limanı, küçük bir ilçe merkezi. Liman hilalin etrafında yavaş yavaş yükselen tütüm tarlaları ve üzerlerinde kurulmuş beyaz badanalı evlerden oluşan bir kent idi. İskelesinin arkas
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 194 kayıt bulunmuştur Gösterilen 140-160 / Aktif Sayfa : 8