"Beyaz Adam"a İnsan Olduğunu Hatırlatan Bir Eser
Arka Kapak Yazısı
Miladi takvimle yeni bir yüzyıla ve yeni bir binyıla giriyor olmanın büyüsü çabuk bozuldu. Dünya siyasal ve ideolojik konjonktüründe Soğuk Savaşın sona ermesini müteakiben yaşanan belirsizlik, insanlık için barış, refah ve mutlulukla değil, daha fazla acı ve ızdırap, daha fazla kan ve gözyaşı ile anılacak bir döneme yerini bıraktı. Liberalizm, demokrasi ve insan hakları söylemi, kendini dünyaya tek patron olarak dayatma çabasındaki Amerika
Çağdaş demokrasilerde insanların kimliklerinden kaynaklanan hakları her zaman için saygınlığa ve dokunulmazlığa sahiptir. Elbette bu saygınlık ve dokunulmazlık hiçbir zaman ayrılıkçı hareketleri koruyan bir zırh hâline getirilemez. Ancak insanların etnik ve kültürel özelliklerini ülke bütünlüğü içinde geliştirmelerine olanak tanımak da demokrasinin gereğidir.
Bugün Türkiye´nin ihtiyacı olan, aşınan kurum ve değerlerin yeniden tanımlamasını yapacak bir demokratik devlet anlayışıdır. Demokratik devlet, her k
Tarihi gerçekler her devletin bir Ulusal Hedefi, Ulusal Politikası ve Ulusal Stratejisinin varlığını göstermektedir. O devlet var oldukça, içte ve dışta bunlara bağlı kalmakta, o ülkenin gelişmesi ve genişlemesi için tarihsel ve yaşamsal bir önem arz etmektedir. Devletlerden bazıları bu Ulusal Hedefleri, Ulusal çıkarlarına uygun bir tarzda, topraklarına toprak katmak, ekonomik durumlarını daha da geliştirmek için tarihlerinin derinliklerinden gelen bir azimle ve inatla sürdürürler. Her fırsatta bu hedefi ge
Ruşen Keleş´e Armağan dizisi, sayısız makalenin, onlarca kitabın, yüzlerce akademisyenin, binlerce öğrencinin arkasındaki öncü bir kişiliğe saygı yapıtı olarak hazırlanmıştır. Her biri farklı konulara odaklanan altı kitaptan oluşan bu dizi, elli yılı aşkın akademik yaşamı boyunca ilklere imza atan Ruşen Keleş´e yakışır biçimde, yüzden fazla yazarı bir araya getirmesiyle Türkiye´de bir ilk niteliği taşımaktadır.
Yurtiçinden ve yurtdışından kentleşme, yerel yönetimler, çevre politikaları, tarih, siyaset bili
Elinizdeki kitap, bir dil sözlüğü değil, bir alan sözlüğüdür.
Bilim ve sanat dallarında hazırlanan alan sözlükleri, ulusal kültürün zenginliğini sergileyen birer göstergedir. Vecihi Timuroğlunun İnsan Hakları alanındaki bu çalışması da kültürümüze değerli bir katkıdır: Uluslararası terimler için anadilde tanımlar üretmek, açıklamalar yapmak, terim ya da kavrama ışık tutarak ulusal kültürümüzde özümlenmesini sağlamak ve böylece uluslar arası insan hakları kültürünün içinde yer almayı öngörmek
İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları bundan birkaç yıl önce üniversite ve üniversite sorunlarını konu edinen, akademik dünyanın tarihini, toplumla olan ilişkilerini irdeleyen eserlerin yeralacağı yeni bir diziye başladığını duyurmuş ve ilk kitap olarak F. Macdonald Cornford´un ünlü Microcosmographia Academica´sını sunmuştu. Biraz geç olmasına rağmen bu dizinin yeni kitaplarını, özellikle üniversite sorunlarını konu edinen telif ve çeviri eserleri basmaya devam ediyoruz.
Üniversitelerimizde sorunların b
Onuncu baskısını yapmış ender kitaplar arasında yer alan Demokrasimizin Kültürel Temelleri kitabı, temelde eğitim fakültelerinde konuya ilişkin derslerde okutulmak üzere hazırlanmış olmasının yanında konuya ilgi duyan, konu üzerine çalışan öğrenci ve konuyu ders olarak okutan öğretim görevlilerine yardımcı olacak içeriğe sahiptir.
Kitabın içerisinde; Eğitim, Kültür ve Demokrasi temel kavramlarının açıklamalarının yapılmasının ardından kültür ve demokrasi ilişkileriyle demokrasiinsan ilişkileri; Özgürlük, s
Nurettin Koç, 1933 yılında Kars´ın (şimdi Ardahan´ın) Çıldır ilçesinde doğdu; ilk ve ortaöğretimini Isparta´da tamamladı. 1959 yılında, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Edebiyat Bölümünü birincilikle bitiren Nurettin Koç, askeri okullarda öğretmenlik yaparken 1963 yılında Genelkurmay Başkanlığı´na Basın ve Halkla İlişkiler Subayı olarak atandı. 1968 yılında, Tunus Harp Okulu´nda Türkçe öğretmenliği yapan Nurettin Koç, Türkiye´ye dönüşünde askeri okullarda öğretmenlik görevini sürdürdü; 1984 yılında Genelkurm
Meşveret akılların birleştiği zemindir. Ortak akılla makulde buluşmaktır. Bu eser, ortak aklın dününü, bugününü ve meşveretin birlikte yaşamayı kolaylaştıran gücünü ortaya koyuyor. Tarihi tecrübeden yararlanarak usulüne uygun yapılan istişarelerin, demokrasi kültürünün yerleşmesi açısından ne kadar önemli olduğu gözler önüne seriliyor.
Milletimizin, dini ile çağdaş demokratik düzen arasında tercih yapmaya zorlanmasının yanlışlığı; aslında insanımızın dindar kalarak demokratik düzene katılmasının mümkün ol
1976dan beri yürürlükte olan Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme insan haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik en önemli Birleşmiş Milletler belgeleridir.
Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile kurulan İnsan Hakları Komitesi ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme ile Kurulan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi, sözleşmelerin getirdiği raporlama sist
İnsan Hakları Danışma Kurulu (İHDK), 4643 sayılı Kanunla İnsan haklarına ilişkin olarak, ilgili devlet ve sivil toplum kuruluşları arasında iletişim sağlamak; insan haklarını kapsayan ulusal ve uluslararası konularda danışma organı olarak görev yapmak üzere kurulmuştu.
Kamu kurumları ile insan hakları alanında çalışan demokratik kitle örgütü üyelerinden ve insan hakları alanında çalışan uzmanlardan oluşan bu Kurulun karma yapısı, Türkiye pratiği açısından çok önemli bir sürecin ilk adımı olacaktı. İHDK, in
İlkin, öncelikle ve özellikle anmam gereken ismin, yanında bulunduğum süre içinde kendisinden çok şey öğrenmiş olduğum, Prof. Dr. M. Semih Gemalmaz olduğunu belirtmeliyim. Çünkü kendisi olmasaydı, bu çalışma ortaya çıkmazdı. Yapıcı ve yönlendirici eleştirilerinden dolayı kendisine müteşekkirim ve saygıyla anıyorum.
İkinci olarak, tezin hazırlanması sürecinde desteklerini esirgemeyen sayın Doç. Dr. Oktay Uygun ve sayın Doç. Dr. Mustafa Koçak'ı da, saygıyla ve özenle, mutlaka anmalıyım...
Kemalizmde, ilerlemenin varacağı son hedef olarak modern Batı demokrasisinin benimsendiğini ileri sürmek kolay değildir. Batı demokrasisinin çoğulculuğu, Kemalizmdeki anlaşılış biçimiyle, sınıf farklılıklarına ve sınıf çatışmasına dayanmaktadır. Buna karşılık, halkçılık ilkesine göre Türk toplumunda sınıflar yoktur. Dolayısıyla çoğulculuğa ve bu anlamda birden fazla partiye de gerek bulunmamaktadır. Belki, Kemalist ideolojinin devletçilik ilkesine uygun olarak gerçekleştirmeyi amaçladığı iktisadi kalkınma s
Çalışma, hem söylemde hem gerçeklikte, ulus için ürün zenginliğini artırma, birey için gelir sağlama, kapitalist sınıf için de kar etme yolu oldu hep. Maddeyi insanın kullanabileceği ürünler haline getirmenin, doğayı dönüştürmenin, dünyayı insanlaştırmanın aracı olmanın yanında, emek, bireyi topluma bağlayan en önemli unsurlardan biridir.
Dominique Méda, çalışmanın hakikaten insanın özüne dair bir şey olup olmadığı sorusunu yeniden gündeme getiriyr. Méda`ya göre, aslında tarihsel olarak çalışma toplumsal h
Cunhuriyet gazetesi köşe yazarı Orhan Erinç, günümüz medyasının yasalar ve toplum karşısındaki konumunu "içerden bir bakış" la ele alıyor. Medyanın tüm engellere karşın bir işlevi olduğunu vurgulayan Erinç, demokrasinin tüm kurallarıyla kökleşmesi için siyasal çabaların yanı sıra toplumsal bilinçlenmenin önemine de dikkat çekiyor.
Adli yardım hizmeti, modern hukuklarda, artık insan hakları alanında değerlendirilmesi gereken bir niteliğe sahiptir.
Bu durum, ceza davaları konusunda özellikle önem taşır. Türkiyenin Avrupa Birliğine tam üyeliği sürecinde, süregelen iyileştirme çalışmaları arasında da yer alan bu konunun, Türkiye hukuk camiasında da, özellikle bu çerçevede yeterince değerlendirilmesinin önemi büyüktür.
İşte bu anlayış gözetilerek hazırlanan kitap, İstanbul Bilgi Üniversitesinde, 16 Nisan 2004 tarihinde düzenlenen
Sivil toplum ve demokrasi arasındaki ilişki birbirini gerektiren bir ilişkidir. Sık sık
gündeme geldiği gibi demosun yönetime katılması için gereken mekanizmaların
çeşitlenmesi ve etkililiğinin artması demokrasinin de işlerliğini oluşturacaktır. Bu
sebeple sivil toplum kavramı ve kurumu demokrasi tartışmalarının neredeyse
vazgeçilmezi haline gelmiştir.
Özellikle temsili demokrasi sorununun konuşulduğu bu günlerde demokrasinin
derinleştirilmesi için sivil topluma duyulan ihtiyaç gittikçe artmaktadır.
Toplam 174 kayıt bulunmuştur
Gösterilen 80-100 /
Aktif Sayfa : 5
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.