Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6
“Kimisi işbirlikçi saray hükümetinin, kimisi işgalci İngilizlerin yanında Kurtuluş Savaşı’na karşı çıktı; Türk milletinin varlık yokluk kavgasında ihanet ettiler. Kurtuluş Savaşı sonrasında affedilenler oldu, böylece sayıları 150’ye indi. 150’likler diye anıldılar. Fransız ve Rus devrimlerinde yapıldığının aksine idam edilmediler, hapse atılmadılar, sürgün edildiler. Cumhuriyet’i kuranlar kin tutmadılar, suçun bireyselliği ilkesini dikkate aldılar. 150’liklerin yakınlarını ve çocuklarını suçlu olarak görmed
Bu çalışma, Memluklar devri tarihçilerinden İbn İyas olarak bilinen Zeyneddin Muhammed bin Ahmed’in (öl. 1523 civarında) Bedâyiü’z-Zühûr fî Vekayi‘i’d-Dühûr adlı Mısır tarihinin dördüncü cildinin tercümesidir. Eser, Kansu Gavrî’nin saltanatı dönemine, 906-921/1501-1516 yılları arasında Memluklar Devleti’ne ışık tutmaktadır. Artık bu devirde Memluklar Devleti idarî, malî ve askerî bakımdan tam bir çöküntü içindedir. Sultan Gavrî, istemeyerek, ağlayarak sultan olmuştur. Defalarca memluklar tarafından isyanla
Ömer Seyfettin Osmanlı Türkçesi’nin ömrünü tamamladığı zaman olarak bahsedilen 19 asrın sonlarında dilde ve edebiyatta milliyetçiliğin baş mimarlarından biri haline gelmiştir. Eserlerinde sıklıkla milliyetçi söylemine rastlanmakta ve aynı zamanda milliyetçiliğe farklı yönlerden baktığı görülmektedir. Hayatı boyunca büyük baş yapıtlara imza atmış ve birçok edebiyatçı için ilham kaynağı olmuştur. Gençlere millî şuuru, Türk’ün mefkûresini aşılamayı bir görev edinmiş ve Türklük Ülküsü’nü kaleme almıştır. Okuyuc
Tarihi ölü bir anlatı olmaktan kurtarıp yaşayan, nefes alan bir canlı haline getiren sosyal tarih anlayışı tüm tarih yazımını kökten değiştirdi. Sosyal disiplinlerin tamamıyla etkileşim halinde olan bu yeni tarih yazımı ile birlikte geçmişte yaşanmış büyük olayların bir izleyicisi olmaktan kurtulan ve onun içinde yaşayan bir özne halini alan “sıradan insan” da bu sayede tarihsel özne konumuna yerleşmiş oldu. Dile ve onda gerçekleşen değişimlere hem bir tarihsel kaynak hem de onu yaratan en büyük aktörler
Samuel Noah Kramer yaşamımda önemli bir yer tuttu. 1950’den itibaren Sumer edebi metinleriyle ilgili çalışmalarına katıldım. Bu kitapta yer alan Prof. Kramer’le yazışmalarım da bu ortamda doğdu, bilimsel üretimimiz dayanışmaya ve dostluğa dönüştü. Kitapta yer alan bu mektuplar da söz konusu bilimsel üretimin birer kanıtıdır. Sonuç olarak bu kitap, bilim insanlarının dayanışmalarının hangi tarihsel köklerden beslendiğini ortaya koyarak, arşivde ölü gibi duran mektuplara ve belgelere can suyu vermektedir.”
Tükendi
İnsanlık, tarih boyunca ölümle yüzleşmekten kaçınmış ve ondan kurtulmak için yollar aramıştır. Ölümün kaçınılmaz olduğunu anladığında ise fiziki varlığının yok olacağı düşüncesiyle savaşabilmek için ölümün ardından gidilecek yeni dünyalar yaratmıştır. Ölüme karşı geliştirilen inanış ve uygulamaların günümüzde Rusya Federasyonu sınırları içindeki Hakas Cumhuriyeti’nde Yenisey Kırgızlarının torunları olarak yaşayan Hakas Türklerinde nasıl şekillendiğini ortaya koyabilmek amacıyla hazırlanan bu çalışmada ölüm,
Bu kitap, Ortaçağda bilim ve felsefenin sekülerizm ve iktidarla ilişkisini ele alıyor. Ortaçağı açan ve kapatan iki bilim insanı, Hypatia ve Galileo üzerinden aklın, din ve iktidarla savaşını anlatıyor. • Cadılıkla suçlanarak öldürülen bilim kadını ve filozof İskenderiyeli Hypatia yalnızca bir efsaneden mi ibaretti? • Hypatia’nın katli ve Galileo’nun yargılanması din ile bilimin çatışmasının mı ürünüydü? • Bilim ve felsefenin, teolojinin hizmetçisi olduğu öğretisi iktidar için araç olarak mı kullanıldı m
“Işıktan hızlı gidebileceğimizi, zamanda geriye yolculuk edebileceğimizi pek sanmıyorum. Ama geriye gitmeyi kim ister ki zaten! İlerleyebiliriz. Yoksulluğu yenebilir, herkesi doyurabilir, giydirebilir, eğitebilir, biyolojimizin elverdiği ölçüde iyi yaşatabiliriz. Bunu gezegenin atmosferini berbat etmeden, başka canlı türlerini ortadan kaldırmadan yapabiliriz. Çocuklarımıza hayatın kutsandığı, yalanın ayıplandığı, insanları birbirlerine dilleri, cinsiyetleri, renkleri yüzünden düşman eden ideolojilerin çöpe
Tükendi
Evvel Zaman İçinde İstanbul, dünya sahnesinin en önemli kültür kavşağında yer alan bir şehrin, İstanbul’un yazınsal ve görsel bellek kaydının küçük bir resmini sunuyor. Edebiyatın, tarihin ve sanatın aynı potada buluştuğu bir renk ve masal cümbüşü içerisinde İstanbul’un sokaklarında adım adım turlamayı vadediyor. Evvel Zaman İçinde İstanbul, bu şehre gönül vermiş, yolu ve kalbi hep İstanbul’da olan yazarların kaleminden şehrin tarihine, kültürüne, insan ilişkilerine, edebiyatına, eğlence hayatına, mimari
Tükendi
Haçlı seferleri neydi ve nelere yol açmıştı? gibi sorular her zaman kafamızı meşgul eder. Çünkü bazen anlamlı bazen de anlamsız olan pek çok olguyu içinde barındır. Genel olarak Haçlı seferlerinin en büyük motivasyon kaynağı, Doğu topraklarında başarı elde edebilmekti. Tam da bu noktada Akka’nın fethi, bazı Hristiyanlar için bir son değil, aslında yeni bir başlangıç olarak görülüyordu. Bu amaçla çeşitli Haçlı seferi projeleri tasarlanmaya başlanmıştı. Kutsal Toprakları kurtarma fikrinden yola çıkan ve çabal
Cevat Çobanlı Paşa; 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi'nin kazanılmasını sağlayan Müstahkem Mevki’nin kahraman kumandanı ve mütareke devrinin en zor zamanlarında Osmanlı genelkurmay başkanıdır. Cevat Paşa'nın Mustafa Kemal’in Anadolu'ya gönderilmesindeki rolü ihmal edilmiştir. Millî Mücadele'ye gizli ve açık desteğinden dolayı da Malta'ya sürülmüştür. Yakın zamanlara kadar adeta unutulmuş olan Cevat Paşa'nın hayatının aydınlatılması hem Çanakkale Muharebeleri'nin hem de Millî Mücadele'nin bilinmesi açısından ön
Bu kitap, I. Dünya Savaşı’nda en kanlı mücadelenin yaşandığı Çanakkale Cephesi’nde savaşan askerlerimizin tarihe mâl olmuş destansı mücadelesini bir nebze olsun anlatmak için hazırlanmış ve vatan savunmasında varlığını ortaya koyan Mehmetçiklerimizin hikâyeleri dile getirilmiştir. Geride ailesini, bazen de bir tek anacığını bırakıp vatan savunmasına koşan yiğitleri, uykusuz geçen günler boyunca cephede mermilerin üzerlerinden geçmesine aldırmaksızın sargı mahallerinde zor şartlar altında yaralı askerleri te
Millî Mücadele ve Cumhuriyetin kurucu kadrosu içinde yer alan Mustafa Kemal Atatürk, Ali Fuat Cebesoy, Kâzım Karabekir, Refet Bele, Rauf Orbay, İsmet İnönü gibi dönemin siyasi ve askeri şahsiyetleri Osmanlı Devleti’nin son döneminde yetişmiş, bir imparatorluğun ellerinden kayıp gidişini her cephede yaşadıkları ağır travmalarla görmüş, bir büyük yangının küllerinden yeni bir Türk devleti çıkarmayı başarabilmiş tecrübeli insanlardır. Bu insanlar arasında gerek Millî Mücadele gerekse sonrasında devletin kurulu
Alabildiğine gösterişli, yakışıklı Aşina soylu erler, başlarını Gök’e kaldırmış, alımlı, aldırmaz yürüyüşlerini terk etmişler, uzun saçlarını atlarının yelelerine eş bir salınışla savurmaktan vazgeçmişlerdi. Sarıdan kumrala ve daha koyuya doğru akan bir renk çeşnisinde esen yele başkaldıran saçları dalgalanmadan, konuşmadan, sessizce duruyor, başları eğik, yürüyorlardı. Nedeni, geçmişi, yapılan yanlışları hatırlamaktı: “Göktürk kağanına ihanet ettik. Onun tutsaklıkta uçmağa varmasına göz yumduk. Gök’ten uta
Tükendi
Devlet), gereklilikten doğmuştur. Kişilerin bir arada, belli bir düzen içinde yaşamasının zorunluluğudur il. Atalarımız Ulu Türkler, il kurma gereğini çok erken çağlarda fark ettiler. Çağı geldiğinde bu gereğigecikmeksizin yerine getirdiler. Birlik oldular, yağılarını yendiler ve illerini yücelttiler. Hızla ve istekle… Bu benzersiz bir güçtü. Benzersiz bir kut! Ancak, kurdukları ili bölmede ve yıkmada da hızlıydı atalarımız. Yazık ki böyleydi! Tarihe orun veren Göktürk ili de benzer bir yaşamda var
Cengiz Han’ın liderliğinde Asya’yı ve İslam dünyasının önemli bir kısmını yerle bir eden Moğollar, Hristiyan Avrupa için hem gün geçtikçe yaklaşan bir tehdit unsuru hem de ezeli düşman Müslümanlara zarar vermeleri nedeniyle önemli bir müttefik haline gelmişlerdi. Hristiyan dünyanın liderleri “Düşmanımın düşmanı dostumdur” prensibiyle Moğolları hem siyasi hem de dinî anlamda kendi yanlarına çekmeye çalışmışlardır. Bu çalışmaları en çok misyoner Hristiyan keşişler vasıtasıyla yapmışlardır. Misyoner Hristiyan
Tükendi
Kitap kültürü konusunda ülkemizin yetiştirdiği en önemli isimlerden İsmail E. Erünsal’ın yıllar süren yoğun bir kütüphane ve arşiv mesaisinin ürünü olan bu çalışma, Osmanlı İmparatorluğu’nda kitap ticareti ile geçimlerini sağlayan meslek erbabını konu edinmiştir. Osmanlı kültür hayatında sahafların önemli bir payı olmasına rağmen bugüne kadar sahaflara dair monografik bir çalışma yapılmamıştır. Dolayısıyla da sahaflığın ve kitap ticaretinin tarihî gelişimi, kitap kültürünün oluşmasındaki rolü ve bu kültürün
1948’de Filistin Nekbet/Felâket'inden sonra Gazze'de doğan mülteci Derviş'in mahzun hikâyesi. Kendi ülkesinde mülteci olmak nasıl bir duygu? O, yürek paralayıcı şartlarda, dul bir baba ve üç çocuğuyla baş başadır. Bir kulağı sürekli, barış görüşmelerinin neticelenmesi beklentisiyle, büyük oğlunun İsrail zindanlarından salıverileceği haberindedir... İçinde bulunduğu sıkıntılı günlerde mutluluğu hissetmek ister. Hep kendisine umut verecek şeylerin arayışında, basit olaylardan tad almak peşinde: Kızı ve
Tükendi
Bu destanı okuyunuz ve anlayınız. Zaman zaman kızmak, üzülmek, sevinmek, umutsuzluğa katılmak, umut bulmak, destanların özelliğidir. Bunlar yaşanmıştır. Bunlar gerçeklerdir. Bu biziz! Asla reddedemeyiz. Her birinizin yüreğine Bozkurt sevisi ve Gök aydınlığı dolsun. Yarınlar Türk’ün olsun!
"Hem dostuna hem de düşmanına iyilikle davran. Böylelikle dostunun sevgi ve muhabbeti artar, düşmanının kin ve öfkesi azalır. Hükümdarın ferasetsiz olanının tavrı şöyle olur; küçük düşmanı ihmal edip ciddiye almadığı halde dostuna öyle dayanak verir ki bir gün gelir düşmanlık yapar. Her nimet için şükretmek vaciptir. Zenginliğin şükrü sadaka vermek, padişahlığın şükrü halkı koruyup iyi davranmak, hükümdara yakın olmanın şükrü halkın hayrı için çalışmak, mutlu olmanın şükrü ihtiyaç sahiplerinin dertle
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 100-120 / Aktif Sayfa : 6