Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3
İnadım, merakım ve birtakım tasvip edilmeyen huylarım yüzünden şu fani dünyada başıma gelmeyen yalnızca birkaç şey kaldığını size kıvançla bildirmek isterim sevgili pencere önü çiçeklerim. Başıma ne işler açtığımı size tek tek anlatacağım fakat aramızda kalacağına dair bana söz vermek zorundasınız. Çünkü babam, peşime bir avuç tarihi eser kaçakçısını taktığımı ve onlardan köşe bucak saklanırken Ateş Arıkan’ı da bu işe dâhil ettiğimi öğrenirse beni bir kuleye kapatır. Hem de bir prenses olduğum ve korunmaya
“İnsanın kalbi kimdeyse evi de oradadır.” Bahar geldi ve çiçekler kalplerini sarıp sarmaladı. Önce bakışlar, sonra tebessümlerle adımlar atıldı. Sıcak bir kışı geride bırakan güzel ruhlar şimdi güneşin ışığında yanmaya hazırdı. Mislina ve Akif Selim’in kalbi birbirinin dengiydi ve her kalp dengine koşardı. Mislina şairdi, Akif Selim ise şiir. Fakat ikisi de okudu, ikisi de yazdı çünkü birbiri için atan kalpler bir gün muhakkak bir kitabın aynı cümlesinde nefes alırdı. Sevgileri her geçen gün derinleşirken k
Bir aktör olan Kalnai Beyla, gençliğinde çok hatalar yapmış, pek çok kadının canını yakmıştır. Aktörlerin yaşadığı çalkantılı yaşama o da uymuş, karısını aldatmıştır. Canından çok sevdiği kızı için çapkınlıklarına son veren Kalnai Beyla, kızını da başarılı bir aktris olması için yetiştirmiş ve kendini ona adamıştır. Huylu huyundan vazgeçmezmiş. Başına gelen binbir türlü musibetten sonra akıllanmadığından kendini genç bir kızın boyunduruğu altında bulur. Bu eserde, kızı ve aşkı arasında kalan bir adamın hikâ
Tükendi
Helian, kendisinden on yaş büyük ve bir noter kâtibi olan kocası Theophile’nin yanına Koşenşin’e gidiyordu. Oseanien adlı gemide geçireceği üç haftalık bir yolculuk sonrasında kocasına kavuşacaktı. Bazen kocasını sevdiğini ama çoğunlukla sevmediğini hisseden Helian, bu büyüleyici gemide Saint-Amant de Flossigny (Gerard) adında kadınların aklına başından alan bir subayla tanışıyor. Onlar bu açık denizin ortasında kaybolmuş, aynı sathın üstüne zincirlenmiş iki vücut oldular; görmek, duymak, düşünmek, tahayyül
Tükendi
Bir sabun fabrikasının sahibi olan babalarından hiç sevgi görmeyen, meşhur piyanistlerden biriyle kaçan anneleri tarafından da daha küçükken terk edilen iki kardeşin aşk hakkındaki imtihanlarını anlatıyor. Kardeşi Kolya’nın taşra tiyatrolarının büyük artisti Larisa Antonovna’nın büyüsüne kapılıp hayatını mahvetmesini istemiyor. Bunun için kardeşine yalan söyleyerek bu aşka engel olmak istiyor. Ama bu yalanı tek taraflı bir gerçeğe yani tek taraflı bir “karşılıksız aşka” neden oluyor. Bundan sonra Petruşa ke
Tükendi
“İnsanın kalbi kimdeyse evi de oradadır.” Bahar geldi ve çiçekler kalplerini sarıp sarmaladı. Önce bakışlar, sonra tebessümlerle adımlar atıldı. Sıcak bir kışı geride bırakan güzel ruhlar şimdi güneşin ışığında yanmaya hazırdı. Mislina ve Akif Selim’in kalbi birbirinin dengiydi ve her kalp dengine koşardı. Mislina şairdi, Akif Selim ise şiir. Fakat ikisi de okudu, ikisi de yazdı çünkü birbiri için atan kalpler bir gün muhakkak bir kitabın aynı cümlesinde nefes alırdı. Sevgileri her geçen gün derinleşirken k
Kitabın içinde geçen olayın aşkla alâkası yoktur. Aşkın, bu olayla alâkası vardır. “Aşığım” diyenler bu kitabı okumasın. Çünkü aşk, “Aşığım” diyemeyecek kadar halsiz bırakan bir haldir.
Tükendi
“Bu kitap bir doktorun askerlik anıları değildir. Bu kitap, İzmirli bir bilim insanının Doğu Anadolu ile tanışması, ülke gerçeğiyle yüzleşmesi filan da değildir. Bu kitap yapay zekânın bir yüze kavuşup duygusal kodlarla geliştirildiği bir çağda dahi hiç değişmeyen, değişmesi istenmeyen arızalı bir parçanın, tedavi edilmeyen çok ama çok eski bir yaranın, insan kalbini tuz buz eden o büyük hayal kırıklığının, bir annenin, bir sevgilinin, bir gidenin, bir kalanın hikâyesini anlatır. Kaybedeceğini bile bile koş
Hüseyin Şakir, ümitsiz aşkı olan, onun için yıllarca ıstırap ve acı çektiği kadını karşısında görünce şok olur. Fakat bu aşkın farkında olmadan küllendiğini yeni bir ümitsiz aşkın pençesinde kıvranırken fark etmiştir. Kızının çok sevdiği arkadaşı olan Feriha’ya olan aşkı karşılıksız değildir. Aralarındaki yirmi yaş farkın utancı bu duyguyu yaşamalarına engel değildi. Engel olan bir şey vardı, kızının saadeti ve cemiyet içindeki onuru… Acaba bu aşk vuslatla sonuçlanacak mıydı? Feriha arkadaşını kaybetmeyi gö
Tükendi
“Aşkımı ve acılarımı gömmek istediğim şu ıssız dağların ortasında bir gün onunla karşı karşıya geleceğimi hiç hatırıma getirmemiştim. Artık anlıyorum ki, mücadele benim için kadermiş. Silahım ve müdafaa vasıtam da ancak tahammül, feragat ve irademdir.” Fikret aşkı ile etrafındaki insanların mutluluğu arasında sıkışıp kalmış genç bir kadındır. Eserin yazıldığı dönemin toplumsal yargıları da göz önüne alındığında Fikret’in ne kadar çaresizlik içinde olduğunu ve çevresine olan sorumlulukları eksiz yerine getir
Tükendi
Ülkenin eğlence sektöründe birinci sırada gelen dans gösterilerinden biri, Kabil’in kuytu bir noktasındaki bir mahzenin büyük erotik iddialı loş odasında Bacha Bazilerce sahnelenecek. O engin alanda boy gösterecekler birazdan, loş oda korkunun erotizmle el değişimine sahne olacak. Damarlarda akan kışkırtıcı korku birazdan dansçıların sahne almalarıyla beraber yerini zannedilenin dışında bir erotizme bırakacak. Çalgıcıların geniş bir kompozisyon içerisinde çaldıkları hareketli müziklerse bu görev tesliminin
Tükendi
Bu roman Amerika’da 1945’te çıkmış, aynı yıl çıkan “Amber”in ortalığı kasıp kavurduğu sırada bile “en çok satan” romanların arasında hemen “Amber” den sonra gelecek kadar büyük bir satış rekoruna ulaşmıştır. Daha sonraki yıllarda da tekrar basılmış, bütün dünya dillerine çevrilmiştir. Aşkın kıskacı içinde kalan, kıskançlığın cenderesinde ezilen, her şeye rağmen sevdiğini yine de seven, kusurlarını hoş gören bir adamın duyguları bu romanda yazarın harikulâde üslubuyla anlatılmıştır.
Tükendi
“Ben sadece sanmışım. Bu dünyada beni en güzel o sever. Hiç incitmez. Acırsa bir yerim, gelir öper. Düşersem kaldırır. Yemez yedirir, giymez giydirir, her şeyin en iyisine layık bulur, sanmışım… Sanmak, ne çok yolun giriş iznidir. Sanmak ne çok oyununun yer biletidir. Sanarak başlar bütün hikâyeler. Sanarak biter koca ömürler. Sanmalar ve zanlar üzerine hazırlanır ömrün senaryoları…” Boyun Devrilsin Murtaza, bir kadının dile getiremediği hislerine tercüman olan bir roman; yetememe, yetişememe, sıkışmışlık,
Forbes'un seçtiği en iyi genç yetişkin romanlarından Tweet Savaşları Çılgın aromalı milkshake'ler, unutulmaz gülümsemeler ve el sıkışmaları bir yana, Pepper’ın hâlâ düşman olduğunu unutmamalıydım. Kazanmam gereken bir Twitter savaşım vardı. Big League Burger ve Girl Cheesing. Söz konusu meşhur bir ızgara peynir tarifi olunca birbirine düşman kesilen iki işletme. Bu sırada Pepper Evans ve Jack Campbell, bu aile işletmelerinin Twitter'da viral olan kavgalarının iki cephesi. Izgara peynir iki kişinin hayatı
Maveraünnehir’den Karaorman’a Sayan Dağları’ndan Sina Çölü’ne uzanan bir coğrafyada Buhara’dan İstanbul asitanelerine, Japon mabetlerine, Ortadoğu peygamber anlatılarından 20. yüzyılın büyük kavgalarına uzanan bir coğrafya ve kültür atlasında her romanında okuru şaşırtan bir dünya kuran Ömer F. Oyal son romanında ruhun karanlık bölgelerine çentik atıyor. Bahara Bir Hediye saplantının ilmek ilmek işlendiği, sıra dışı bir aşkı anlatan sürükleyici bir takıntı kitabı. “Firdevs koca Buda heykelini çevreleyen
Tükendi
Eşi ve kızıyla birlikte yılın yarısını Milano’da, yarısını da İstanbul Burgazada’da geçiren Metin, o bahar sabahında gazetede okuduğu haberle beyninden vurulmuşa döner. Yıllardır kalbinde gömülü tuttuğu kadın, aniden hastanelik olmuştur. O andan itibaren artık herkes diken üstündedir… Polisin şüphe üzerine açtığı soruşturma sürerken, Metin de kendi geçmişini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacaktır. Üstelik hayatını altüst edecek gerçeklere rağmen… Elveda Ey Duygularım, iki âşığın türlü türl entrikayla ga
Kınalı ellerim tutundu önce kulaklarıma. Kurşuni bir ses çınlattı yüreğimi… Sevdiğim adamın sevdiği kadının kanı, usulca süzülüp yapıştı gelinliğimin eteklerine. Benim düğünümde, benim kocam... Ama kollarında sevdiği kadın... Parmağında adımı taşıyan bir alyans ama gözlerinde sevdiği kadının mührü... Bir AZAP kuyusuna düştüm. Ne kurban edildim ne kurban seçildim. Aşk uğruna kendimi kurban ettim. Ben, Asya! Ateş oldum, sadece kendimi yaktım. Yandım ama hiç sönmedim. Kül oldum, hiç doğmadım. Ben, Asya! Ölü bi
“Okurlar, nükteli diyalogları ve sevilesi yan karakterleriyle hem gerçekçi hem de eğlenceli olan bu kitabı ellerinden bırakamayacaklar.” Library Journal Doktora öğrencisi Olive Smith aşka inanan biri değildir. Bu inancına şanssızlığı da eklenir ve başına gelen olayların sonunda, sevgilisi olduğuna dair yalan söylemek zorunda kalır. Yalanına kanıt arayan Olive panikler ve okulun koridorunda karşısına çıkan ilk adamı öper. Ne yazık ki bu adam, öğrenciler tarafından “meşhur pislik” olarak bilinen genç biyoloji
Yıldızların büyüsüne kapılan gece, güneşe ihanet etti. Güneş söndüğünde ise gece kazandığını sandı. Oysaki güneş olmadan yıldızlar bir hiçti. Yaşadığı son yıkımla zor günler geçiren Umut’un yeniden başlayabilmesi için ya Kerem’i affedip hayatına devam etmesi ya da aşkını kaybetmek pahasına gerçeğin peşine düşmesi gerekmektedir ve bu hiç de düşündüğü kadar kolay olmayacaktır. Bir yanda büyük aşkı Kerem, diğer yanda vazgeçemediği doğruları vardır. Umut için yeni bir yol ayrımı vakti gelmiştir. Umut ya gün
Eğer söndürülmesi gerekiyorsa güneşin, acıma söndür. Çünkü o acımaz, yakar seni. Her şey düzeldi derken Kerem ve Akın arasında geçen konuşmaya şahit olmasıyla kendini yeni bir enkazın ortasında bulan Umut, zor bir kararın eşiğindedir. Bir seçim yaparak yoluna devam etmek zorundadır. Hayatını alt üst eden gerçeklerin peşine düştüğünde yine yanında en yakın arkadaşı Göktuğ vardır. Verdiği kayıplar, uğradığı ihanetler, yüzleştiği gerçekler… Her yıkımdan sonra yeniden ayağa kalkmayı başarsa da bu kez durum
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 40-60 / Aktif Sayfa : 3