Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50
an Yeri - Zifir, "Haramdan Sakın" serisiyle yüz binlerce okura ulaşan Merve Özcan'ın kaleminden uzun zamandır beklenen yepyeni bir soluk. Birbirine düşman iki halk ve zamandan, dünyadan soyutlanmış, kısıtlanmış, dışlanmış bir bölge; Ateşoyuk. Ve bu toprakların şahit olduğu savaş, efsane, kan, aşk ve kaybın hikayesi. Bir orman vardı. Adamı gizler, kadını saklar, dalları arasına gecenin zifirini sarardı. Kadın adamı bir okla vurur ama yine kendini yaralardı. Zihnindeki eksikleri adamın izleriyle yamar, sonra
Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı aslında. Belki de bazı şeyleri görmeyi istemek gerekiyordu. Gözlerini aç desem, kapatacaksın biliyorum. Ama kapatma gözlerini, gözlerinin içinden gelen o sıcaklıktan bari mahrum etme beni. Gözlerimi gelişlere verdim ben. Gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş. Düşüncelerim gururlu, hayallerim, aşkım gurur tanımıyor. Gelseydin, gururumu ezip sana koşacaktım yine. Susturacaktım içimdeki o isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğacak ısıtacaktım kalbini. Sevinçten
Tükendi
Düşler uzak gibi görünüyordu ama yakındı aslında. Belki de bazı şeyleri görmeyi istemek gerekiyordu. Gözlerini aç desem, kapatacaksın biliyorum. Ama kapatma gözlerini, gözlerinin içinden gelen o sıcaklıktan bari mahrum etme beni. Gözlerimi gelişlere verdim ben. Gözlerimdeki hüzün bile seni özlemiş. Düşüncelerim gururlu, hayallerim, aşkım gurur tanımıyor. Gelseydin, gururumu ezip sana koşacaktım yine. Susturacaktım içimdeki o isyanı, kavgaların ortasında bir güneş gibi doğacak ısıtacaktım kalbini. Sevinçten
Tükendi
Dedim ki, ey sevgili senin derdine düştüm, dertliyim. Dedi ki, derdin bir gün nihayete erer, Dedim ki, bana ay ol, beni ışıklandır. Dedi ki, talihin varsa pekala. Dedim ki, merhametlilerden vefa adetini öğren Dedi ki, güzeller pek az vefakar olur....... Dalarsın yeşil güzlerine Firdevs cennetleri zannedersin, çıkmak istesen de artık çıkamazsın, yine ram olursun mavi gözlerine, sonsuz deryalarda yüzüyor gibi, bir daha dönemezsin çıktığın limana, unutursun tüm bir benliğini, düşersin kara gözlerine dips
Bir Tanrı'ya âşık olduğunuzda taşa dönüşebilir, kinin ve intikamın yıldırımlar düşürdüğü denizlerde acı içinde kıvranarak can verebilirsiniz. Deniz Atasoy, hiç şüphesiz cehennemin kor alevlerini üzerinde taşıyan bir şeytan, Tanrıların ölümcül güzelliğiyle onurlandırılmış bir fani, meleklerin el değmemiş saflığını barındıran safir mavisi gözlere sahip bir kalp kırandı. Ne şeytandı ne de bir Tanrı. O, ölümsüz bile değildi, fakat acıtan bir güzellikle sonsuza değin ödüllendirilmişti. Mücevher'i günbegün yakan,
Allah affetsin beni. Aşırı değer verdiğim her gün için affetsin. Düşündüğüm, aklımdan geçen her saniye için affetsin. Gözümden akan her damlanın dünyalık bir sevgi için aktığı her salisesi için affetsin. Dünyalık bir sevgi gibi görünüyor ama belki yeni bir dünyanın kapılarını aralamaktır bu sevgi.. Kim bilebilir? Allah seni de işlediğin her günah için affetsin. Gönlünde ne varsa hakkında hayırlı olsun. Aklından geçen ne varsa çıksın karşına. Kimi istiyorsan bu ömür denilen yolda, o senin yol arkadaşın olsun
Tükendi
?Biliyorum, imkânsız aşk bu!" demişti Murat. ?Ama hükmedemiyorum kendime. Çünkü, YÜREĞİM SENİ ÇOK SEVDİ!" Ardından da dizelere dökmüştü sevdasını: yüreğim seni çok sevdi o yürek talan o yürek yangın yeri o yürek seni istiyor bir tek seni... Aslı ile Murat'ın İstanbul-Bursa-Amerika üçgeninde yaşadıkları destansı aşkın öyküsü.
Tükendi
Gerçek mutluluk, hayal kırıklıklarından ders almayı öğrenmekte gizlidir. Elizabeth ile Jack üniversite çağında aşk yaşayıp genç yaşta evlenir, kısa bir süre sonra iki çocuk sahibi olup ailelerini genişletirler. Yirmi yılı aşkın bir süre sonra dışarıdan bakıldığında hâlâ kusursuz bir çift gibi görünseler de aslında birliktelikleriyle ilgili kendilerine bile itiraf edemedikleri ciddi sorunları vardır. Jack yıllardır kariyer hedeflerinin peşinden gidip tüm ülkeyi dolaşmış, Elizabeth de ailesini bir arada tutm
Tükendi
Kendisi dâhil her şeyden uzaklaşma arzusu duyduğu bir anda parka giden Leon, çok ilginç bir sürprizle karşılaşır. Varlığından habersiz olan genç bir kızın, tatlı sesini duyarak uzaktan yavru kedi ile oynamasını izlemeye başlar. Sevimli hallerine kapıldığı kızın, sımsıkı topuz yapılmış saçları ve baykuşa benzemesine sebep olan kocaman gözlükleri ile bakımsız bir görüntü sergilediğini düşünürken saklı güzelliğine şahit olarak hayatının şokunu yaşar. İlk defa bir kadının varlığından bu derece heyecanla
Tükendi
Hastalarına hayat vermeye çalışırken kendini hasta yatağında derin komada bulan acil servis doktoru Lauren, yaşam ile ölüm arasında sessiz bir mücadeleye girer. Annesi bile farkında değildir bu mücadelenin, servisin bölüm şefi olan hocası ise çoktan fişin çekilmesinden yanadır. Lauren kendini hastanede bırakıp sesine karşılık aramaya başlar, ulaşamadığı yer yoktur ama hiç kimse farkında değildir varlığının/yokluğunun Ve bir gün, artık başkasının oturduğu dairesinde yakalanır. İlk kez görülür, duyulur olmuşt
Tükendi
"Âşık oluyoruz, çünkü beynimiz var; düşünüyor, hissediyor, tepki veriyor... Âşık olduğumuz şey, karşımızdaki insana beynimizin atfettiği değerlerin tümü. Kimine göre güzellik olabilir bu, kimine göre akıl, kimine göre uyum yeteneği. Ama sonuç olarak, beynimizin yarattığı bir hayale âşık oluyoruz. Aşkın gözünün kör olduğu önermesi bu nedenle doğru. Âşık, beyniyle görüyor çünkü, gözüyle değil, Âşık olan kişi, beyninin görmesini emrettiği şeyi görüyor; normal insan gözünün görebileceğinin çok ötesinde bir görü
"Redmerski yine aklınızı başınızdan alacak!" – USA Today "Kara Kurt okurlara yine karanlık ve tutkulu dolu bir macera vadediyor." –NY Times "Redmerski, Katiller Çetesi'nde çıtayı hep çok daha yükseğe koyuyor." – Publishers Weekly Katiller Çetesi'nde heyecan Kara Kurt'la devam ediyor... Nora'nın ortaya çıkardığı sırların ardından, Niklas ve Victor arasındaki iş arkadaşlığı da kardeşlik de derinden sarsılmıştır. Fakat Niklas her şeye rağmen yalnızca kendisinin başarıyla yerine getirebileceği düşünül
Eli birine âşıktır ama derler ki âşık olacağı son kişidir karnında çocuğunu taşıdığı sevgilisi. Anestis birine âşıktır ama derler ki ona âşık olacak son kişidir evlenmeye sevinçle gittiği eşi. Natalia birine âşıktır ama derler ki aşkının en büyük tehdit olduğunun değildir farkında. Dimitra birine âşıktır ama derler ki baştan çıkarmıştır aşkını tüm oyunlarıyla. Nikolas birine âşıktır ama derler ki duyuramamıştır aşkını ondan uzak kalana. Aris birine âşıktır ama derler ki kanacak kadar saftır aşkını ondan kaç
"Seninle bir oyun oynayacağız, iki sevgili gibi." Ay gökyüzünde asırlar öncesi asılmış kandil. Yaşanmış ne varsa hepsine tanık. Geceler desen öyle dilsiz, öyle ağzı sıkı tanıkları günahların. Bir yanı yakılmış, bir yanı yeni hayatlara gebe çınarın. Gözlerimin alabildiği ne varsa hayata dair. Avuçlarıma ne kadar su tutunursa yağmursuz gecelerde? İşte sevdiğimin kanıtıdır o gece. Kalk deli diyar, kalk silkele eteğindeki taşları. Sen elimde ben elinde gidelim buralardan. Çok uzaklara kimsenin gözü harama bak
Aşk ve Gurur aile mülkiyetinden kaynaklanan baskıların ve geleneksel sosyal düzenin ağırlığının ön planda olduğu bir hikâyedir. İlk bakışta bunu aşmayı başarmış gibi görünen Darcy ile Elizabeth adlı karakterler toplumsal gerçeklerden kaçma girişiminde bulunurlar... İngiltere'de sınıflar arasındaki ilişkiler sorununun, topluma uygulanan sosyal baskının ve ifade özgürlüğünün sınırlanmaya devam ettiğinin vurgulandığı dönemi anlatan Aşk ve Gurur'un odak konusu Darcy ile Elizabeth arasındaki ilişkidir. Ve hiç ki
Tükendi
Kalp, büyüktür kendinden. Aşk, bir kraliçeyi cadıya, bir şövalyeyi soytarıya çevirebilir; bir ejderhayı serçeye, bir fareyi file dönüştürebilir. Ay Kraliçesi'nin büyüleyici güzelliği, Pir Gulam'ın gönlüne ateşler düşürünce, nefsine yenilen şövalyenin cezası da hemen kesilmişti. Gulam, Şövalye Kardeşliği'nden derhal uzaklaştırıldı. O, yaşamına hakikati arayan bir arzuhalci, bir dövüşçü olarak devam ediyordu artık. O esnada Gölgeler Prensi Nafis ise Anadolu diyarına hükmetmek için acımasız planlar yapıyordu.
?Serinin nefes kesen son kitabı Ferrante'nin başyapıtı ?Napoli Romanları'nın edebi değerini pekiştiriyor." Publishers Weekly Kayıp Kızın Hikâyesi iki sıra dışı kadını, yazar Lenu ile tutkulu Lila'yı anlatan epik ?Napoli Romanları"nın dördüncü ve son kitabı. Bu romanda kocaları, sevgilileri ve çocuklarıyla iki kadın olgunluk döneminde... İkisi de Napoli'ye geri dönüyor, birbirine kavuşuyor, birbirlerine destek oluyor. Ve pes etmeyip ayakta kalmaya, bildikleri gibi yaşamaya devam ediyor, yasaklarla ve konfor
İncecik bir buzda yürümeye, yüksekteki bir ipin üzerinde dengede durmaya benziyordu aşk. Bir kalp, aynı adam için kaç kere çarpar sorusunu acıta acıta soruyordu defalarca... Hayat, özünde harikadır, ama sen de benim kadar iyi biliyorsun ki en beklemediğin anda suratına tokadı çarpmak gibi bir huyu vardır. Birçok insan adaletsizliğe, haksızlığa isyan eder; hayatına devam etmeye çalışmaz. Hayat bize hiçbir şey borçlu değil; kontrol, sandığımız kadar bizde olmayabilir ama seçeneklerimiz var. Söyleyeceğim şu k
Bittiğini sandığımız anda başlar bazen hayat. Yorgunluklarımız bizi olgunlaştıran yegâne hediyedir. Her acının bir kazanç olduğunu bilerek yaşamak gerekir. Son bazen son değildir. Alev geçmişi, bugünü ve geleceği arasına sıkışıp kalmış bir kadındı. İlk defa tanıdığı duyguları yaşarken fazlasıyla şaşkındı ve vermesi gereken kararlar, kendinden önce düşünmesi gereken insanlar vardı. Ancak hayat onu öyle bir noktaya getirecekti ki, onunla birlikte herkesin hayatı da yeniden şekillenecek, hepsinin gel
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 1000 kayıt bulunmuştur Gösterilen 980-1000 / Aktif Sayfa : 50