Türk edebiyatının mühim isimlerinden Tarık Buğra, Yalnızlar adlı romanının doğuşunu bu eseriyle ilişkilendirir ve şöyle der: "Akümülatörlü Radyo benim ilk eserimdir. Ona bir amatörün ilk eserine verebileceği taptaze dikkatleri, gözlemleri, içtenliği ve duygu, düşünce birikimlerimi koymaya çalışmıştım. Şehir Tiyatrosu'ndan geri çekilince insanlarını romana döktüm. Ortaya Yalnızlar çıktı".
Önce Dört Yumruk, daha sonra ise Akümülatörlü Radyo adıyla yayımlanan eser 1980 yılında Devlet Tiyatroları'nın Oda Tiyatr
Masamın üzerinde özenle yerini korumaya çalışan kurumuş güllerin kahverengine saldırmış ve dokundukça çıtır çıtır seslere boğulan yaprakları
yorulmuş. Bu yapraklara ben ne zaman baksam, yorgunluktan eğilen kafalarını kaldırabilecek bir mevsim bulamayınca bana hiç bakmadılar.
Her şey yoruluyor. Güller de yorulur. Günlerin yorulduğu gibi. Her akşam, güneşin evini barkını toplayıp grilerin arkasına göç etmesi gibi
yoruluyoruz. Herkes birbirini yoruyor. Sen beni yoruyorsun, o seni yoruyor, ben kendimi yoruyorum
Hayatını edebiyata adamış ve Türk edebiyatına eşsiz metinler kazandırmış
olan Orhan Kemal'in Önemli Not'unda hem düzyazılarını hem de yarım kalmış
bir eserini bulacaksınız. Böylece bir yazarın dünyasına açılan en dolaysız iki
kapıdan geçecek, hiç yayımlanmamış iki metnin sürprizini yaşayacak ve
insanın en gerçekçi seslerini dile getiren Orhan Kemal'in edebiyat, siyaset ve
yaşam üzerine görüşlerine tanık olacaksınız. Değerini hiç kaybetmemiş olan bir
ustanın dünyasına hoş geldiniz! Orhan Kemal Soruyor'da, Or
Kanallara hapsedilen bir ırmağın
Düşünü hayra yormak düştüğünden beri payima
Çok okuyup az yazdım.
Okudum. Yoruldum.
Okudum. Yoğurdum kendimi.
Sessizce içime aktı ırmaklar.
Bu yüzden dilim lal gözlerim mahzun.
Konuştum. Ama hal diliyle.
Sesimi çok az yürek duydu.
İçim kalabalıklar içinde bir tenhayken
Yudum yudum çoğalttım hüznü.
"Monte Cristo Kontu bugüne kadar yazılmış en heyecan verici romanlardan biridir. Dumas bir celladın bile yüreğini sızlatacak muazzam maharetiyle tek bir romanda üç arketipi bir araya getiriyor: masumiyetin yok edilmesi, zulüm gören kurbanın –biraz da şansın yardımıyla– onu sıradan fanilerden ayıran muazzam bir servet kazanması ve sonunda da yazarın akla hayale sığmayacak denli nefret edilesi olduğunun altını çizdiği karakterlerin ölümüyle neticelenen intikam planı.
Kolektif hafızaya musallat olan gerçek
Zihni Papakçı bu çalışmasında da şiirin etkin gücünü kullanarak bir destan havası içinde insanlığın temel sorunlarını tartışıyor. İnsanın kendi üstüne dönmesi, kendini sorgulaması, nerede olduğunu merak edip bilmesi ya da daha doğrusu bilmeye çalışması açısından felsefi derinliği olan bir yapıtla karşı karşıya kalıyoruz. Şairin akıcı dili ve anlattığı konunun heyecanı baştan sona ilgimizi ayakta tutuyor. Bu değerli edebiyat adamına sonsuz başarılar dilerken sizlerin de bu dizelerde kendinizi bulacağınızı dü
Hastalıklarımızın sebebinin genlerimiz olduğuna, dertlerimize de
yalnızca doktorların çare bulabileceğine inanırız. Dr. Lissa Rankin de
sağlığı bozulmaya başlayana kadar aynı fikirdeydi. Ancak yöneldiği
tıbbi tedavilerin yeteri kadar fayda sağlayamadığını görünce dizginleri
eline almaya karar verdi. Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmaları
incelerken, kendisinin de bir parçası olduğu sağlık hizmetlerinin çok
önemli bir noktayı görmezden geldiğini fark etti, o da şuydu: Vücut
kendini iyileştirebilme becer
Natüralizmin öncü yazarlarından olan Gerhart Hauptmann, akımın en seçkin örneklerinden birini tiyatro alanında vermiş, Dokumacılar oyunuyla ün kazanmıştır.
Hauptmann tiyatro metinlerinin yanısıra öyküler de kaleme almıştır. Gündelik yaşamda gizli dünya gerçekliğine sürekli vurgu yapan Hauptmann öyküleri, natüralizmin seçkin örnekleridir.
Hauptmann 1912 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görülmüştür.
Gerek büyük şehirlerde gerekse Anadolu'da yaşayan insanların zaaflarını, açmazlarını, içlerinde kıstırıldıkları döngüleri büyük bir ustalıkla anlatan Orhan Kemal, Müfettişler Müfettişi'nde, küçük bir şehrin yaşamını ele alıyor. Kim olduğunu bilmedikleri ama halinden, tavrından bir "devlet büyüğü" olduğuna karar verdikleri yabancıyla kurdukları ilişki, devletin bu insanlarda uyandırdığı korkuyla karışık saygı ve ayakta kalma telaşlan ile bu küçük şehrin insanları Orhan Kemal'in usta kaleminden bir insanlık k
Yazar Terzi, hakikat için hakikat yolculuğuna çıkıyor.
Hakikati arıyor!
Aşkı, acıyı, ayrılığı, özlemi, kavuşmayı, umudu, isyanı, sözcüklere vurmuş!.. Adeta ruhunu Valeria'ya veriyor! Anlatmıyor, hissettiriyor!
Valeria; Unutulan ve içi boşaltılan temel değerlere sahip çıkan bir çaba, yazın işçiliği adeta!
***
Ey ummanların seyyahı albatros!
Ey deryaların amirali pelikan!
Ey semaların imparatoru kartal!
Ödünç verin bana ne olur,
Özgürlüğün anahtarı kanatlarınızı.
Nöstlingerin gençlik romanlarından biri ilk kez Türkçede!
Tüm dünyanın severek okuduğu yazar Christine Nöstlinger ilk kez bir gençlik romanıyla Türkçede. Günümüzde sayıları giderek artan ayrılmış aileler ve bu ailelerde büyüyen çocukların sorunlarını oldukça genç bir dille ve muzip bir kararlılıkla ele alan Nöstlinger, diğer kitaplarında olduğu gibi, bu kitabında da güçlü bir sosyal eleştiri sunuyor. Yetişkinlerle gençlerin birlikte okuyup, uzun süre keyifle tartışabilecekleri bir başyapıt.
KONU
Viyan
Selçuk Altun'un romanları çoklu okumalara açık olduğu gibi Türk romanına kendine has farklı bir anlatım imkânı getirmiştir. Ayrıca her bir romanı kendine özgü, benzerine Türk edebiyatında pek rastlanmayan türleri iç içe geçirerek oluşturulduğundan dikkat çekicidir. Bu anlayış zaman zaman "olağanüstü" ile "garip" arasında duran fantastik bir özelik arz eder. Aynı zamanda postmodern ögelerin yoğun olarak kullanıldığı polisiye parodiye dönüşüverir. Selçuk Altun'un romanları farklı okumalara olanak sağl
BU KİTAP GERÇEK BİR KÜLTÜR HAZİNESİ...
Felsefe, hiciv, inanç sistemleri, evren, kuantoloji,
makrokozmos, mikrokozmos, modern bilim ve günlük
yaşamımızda; tiyatro sahnelerinde, televizyon
ekranlarında pek nadir ele alınan konularda, son derece
düşündürücü aforizmaları (özlü, çarpıcı veya aykırı
sözcükleri) içeren bu kitabın her sayfası, ayrı bir kitaba
veya kapsamlı bir konferans serisine konu olabilir.
Otuza yakın kitabın yazarı, düşünür, din âlimi, şair,
güfteci, dünyaca tanınmış beyin cerrahı ve eşine pe
Aras'ın üç Rus yazarı bir araya getirdiği çok beğenilen dizisi şimdi sınırlı sayıdaki özel kutusunda. Sovyet döneminin büyük edebiyatçıları Vasili Grossman, Osip Mandelştam ve Andre Bitov'un kaleme aldığı Taşlar Ülkesine Yolculuk, Renkler Ülkesine Yolculuk ve Harfler Ülkesine Yolculuk kitaplarını bir araya getiren set, iyi edebiyatın zaman ve mekan sınırlarını nasıl ortadan kaldırabileceğinin harika bir örneği.
Komşu Ermenistan, Anadolu'dan bakıldığında, Ararat'ın, bin bir kiliseli kent Ani'nin, Aras'ın ko
"Robert Browning ise Pippa Geçiyor şiirinde iki sayfa arasında / solgun sarı çiçekler dizesiyle, canlı çiçek yapraklarını kitap sayfaları arasında kurutma alışkanlığına gönderme yapar. Bir zamanlar canlı olan ölü çiçek, sözel metnin ruhsal simgesidir. Fakat buradaki aykırılık, metnin ölü oluşunun, cıvıl cıvıl insan yaşamından sıyrılışının ve sabit, görsel bir boyuta indirilişinin, aynı zamanda metnin ömrünün uzamasını ve sonsuz sayıda canlı okurun sınırsız yaşam bağlamları içinde tekrar canlanmasını sağ
11 kitaplık muhteşem bir set.
- Kimse Yok Mu?
- Kedilere Kitap Okuyan Kız
- Kelimelerle Dans
- Aşk
• Muhayyer Muhabbetler
- Gözlerindeki Umut
- Azberin Alesmera
- Bir Zamanlar Ben de Sevmiştim
- Bir Zamanlar Ben
- Arayış
- Aşka Yakalanış
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık, 7'den 70'e herkese hitap edecek
bir karagöz sergisine ev sahipliği yapıyor. Geleneksel Türk Gölge
Tiyatrosu'nun önemli temsilcilerinden Ragıp Tuğtekin'in Yapı Kredi
Müzesi Koleksiyonu'nda yer alan orijinal tasvirlerinin, karagöz
sanatına hayat veren üstatların ve günümüz karagöz sanatçılarının
tasvirlerinin yer aldığı sergi, 15 Eylül 2020 - 21 Şubat 2021 tarihleri
arasında Yapı Kredi Kültür Sanat'ta.
Beyoğlu'ndaki Yapı Kredi Kültür Sanat'ın birinci katında bulunan Yapı
Kr
Demir Özlüden üç anlatı bir arada
Demir Özlünün üç anlatısı Bir Beyoğlu Düşü (1985), Berlinde Sanrı (1987) ve Kanallar (1991) YKYde tek ciltte toplandı. Öykü ve romanlarıyla tanıdığımız 1950 Kuşağının önde gelen yazarlarından Demir Özlü, 1980lerde yazdığı bu novellalarla kendi anlatı dünyasının yetkin örneklerini vermişti.
Gençliğin bunaltılı erotizmiyle dolu Beyoğlu, Kleistın izinde Wannseede yaşanan şiddetli aşk, Kierkegaarda yaslı yaşam-ölüm, aşk-cinsellik sorunlarının deşildiği Amsterdam Özlü, anlatıla
Evren gerçekten çok tuhaf bir yer. Var olduğundan beri düzensiz aralıklarla birilerinin onu kurtarması gerekiyor ve işin ilginç yanı bu görev hep de başarılmıştır. Bu kez görev emri Arthur Dent'e ve zamanının bir bölümünü uçmayı öğrenmeye adamış olan arkadaşı Ford'a verilmişti. Oysa zavallı Ford, kendini yere doğru fırlatıp yeri ıskalamak olan temel uçuş bilgisini bir türlü hayata geçirememişti. Ama şimdi konumuz o değil.
Zamanın sürekliliğinde doğan anaforların arasından kayarcasına geçen iki arkadaş ka
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için, amaçlarla sınırlı ve gizliliğe uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Çerezleri nasıl kullandığımızı incelemek ve öğrenmek için Çerez Politikamızı inceleyebilirsiniz.