Anasayfa Arama sonuçları
Sonucu Daralt
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 242 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7
Daha mermeri tutup yere yatırmadan/ arkasındaki boşlukta çuvala benzer bir şey görmüştüm. Yeniden gözlerim karardı, kalbim duracak gibi oldu. Yere düşmek üzereydim. Neyse ki son anda kendimi toparlamayı başardım. Bu, kenevirden büyük bir çuvaldı. Belli ki içi ağzına kadar dolu idi. El fenerini yanık durumda yere bırakıp Elimi çuvala uzattım. Ağzı bağlanmış idi. Elimin değişinden içinde altın olduğunu anlıyordum. Hemen ağzındaki ipi kestim, elimi daldırdım. Şıkır şıkır altınlar!
Milli Eğitim Bakanlığının İlköğretim öğrencileri için seçtiği 100 Temel Eser arasında yer alan Ötleğen Kuşu ve Ötleğen Kuşunun Sonu ikili set olarak okuyuculara sunuluyor. 1984 yılında aramızdan ayrılan usta yazar Halil Kocagöz tarafından kaleme alınan Ötleğen Kuşu, Türk edebiyatının önemli çocuk klasikleri arasında yer alıyor. Köyde yaşayan bir çocuğun, görmeyi çok istediği Ötleğen Kuşunun peşindeki hikayesini konu edinen kitap, Egenin kıyılarını, şiirlerle bezenen tabiat tasvirleriyle anlatıyor. Kitabın
Tükendi
Doğu klasikleri genellikle tasavvufu ve dini kültürü, hikâyelerle anlatan eserlerdir. Yazarlar, kıssadan hisse anlayışıyla birçok düşünceyi hikâyelerle anlatma yoluna gitmişlerdir. Feridüddin Attar`ın İlahinâme adlı eseri, bu klasiklerden biri olmasına rağmen pek bilinmemektedir. Feridüddin Attar`ın İlahinâme adlı eseri, 6500 beyitlik bir mes¬nevidir. Çerçeve hikâye, bir hükümdarın altı oğluna dünyada en çok arzu ettiklerini sorması, onların da sırasıyla verdikleri cevaplar üzerine bina edilmiştir. Her biri
Tükendi
Ger Hüdayi'den sorarlarsa haber Hakk ile ka'imdir eşya ser-te-ser Var ise sende basiretden eser Arif isen aç gözün merdane bak XVI - XVII. asırlarda Bursa ve İstanbul'da yaşayan Celveti yolunun piri, büyük veli Aziz Mahmud Hüdayi, eserleri ve düşünceleriyle etkisini günümüzde de devam ettiren ender mutasavvıflarımızdan birisidir. Seksen yedi yıllık ömründe beş ayrı padişah gören, pek çok devlet adamının saygısını kazanan Hz. Hudayi'nin en tanınmış eseri, şüphesiz Yunus Emre tarzında yazdığı Divan-ı İlahiya
Tükendi
Halikarnas Balıkçısı´nın Ege´den Denize Bırakılmış Bir Çiçek adlı öykü kitabı, daha önce Ege Kıyılarından, Ege´nin Dibi, Gülen Ada, Merhaba Akdeniz, Yaşasın Deniz adlarıyla tanıdığımız kitaplarıyla, önceki kitaplarına girmemiş öykülerini biraraya getirmektedir. Buradaki öyküler Balıkçı´nın söylediği gibi, ´...o cennet ellerin, dağ otlarının, kıyılarının, vahşi kayalarının, yıkıntılarının ve açık denizlerin ürünüdür.´
Kitapta yer alan öyküler, Cumalı´nın avukatlık yıllarında edindiği vurucu gözlemlerinden kaynaklanıyor, toplumumuzun özellikle kırsal kesiminde, "Habil ile Kabil" söylencesinden beri varolan şiddet yasalarının acımasız görüntülerini sergiliyordu. Cumali kitaba adını veren "Susuz Yaz"da edebiyat alanında ilk kez suyun bölüşülmesinin önemine değinmişti.
Dîvân-ı Kebîr, dış ve iç dünyalardaki bu yolculukların yıllar içinde vezinli sözlere, oradan da yazıya dökülmesiyle ortaya çıkan ve yedi yüzyılı aşkındır hayranlıkla okunan bir başyapıt… Farsça Edebiyat uzmanı Hidayet Rıza´nın deyişiyle benzeri olmayan, "vect ve aşk ile yazılmış, insanı vecde getiren" şiirlerden oluşan Dîvân-ı Kebîr, UNESCO Mevlânâ Yılı´nda, Abdülbâki Gölpınarlı´nın 35.945 beyitlik çevirisi ve ufuk açıcı açılama notlarıyla yeniden okuyucusuyla buluşuyor. (Tanıtım bülteninden)
... Ege´nin yedi renkli denizlerini, cennet köşelerini, güzellikleri çirkinlikleriyle, sevinçleri korkularıyla, arayışları beklentileriyle insanlarını, zaman zaman tarih süzgecinden de geçirerek kaleme alan Halikarnas Balıkçısı´nın "Parmak Damgası"nda yine birbirinden güzel öyküler yer alıyor. (Arka Kapak)
Bilgi Yayınları, Türk edebiyatında yeterince yönelinmediğini düşündüğü gençlere dönük üretimini sürdürüyor. Gençlik Romanı dizimizin ikinci kitabı olan İçimde Çiçekler Açınca, Muzaffer İzgü´nün usta kaleminden, siz gençlere bir armağan. Yaşamınızdan mutlaka bir parça bulacağınız, soluk soluğa okuyacağınız bir sevda romanı. Elinizden bırakamayacaksınız; çünkü sizi anlatıyor.
Halikarnas Balıkçısı, ´Akdenizlinin karakteri ´hayır´dan çok ´evet´ demeye yatkındır. ´Evet´ demek o denli kolaydır ki!.. Oysa ´hayır´ deyince bir sıkıntı duyulur. Altıncı Kıta ´evet! evet!´ ülkesidir,´ der. Altıncı Kıta Akdeniz, Halikarnas Balıkçısı´nın hiçbir kitabına girmemiş yazılarından oluşuyor. Bu kitabıyla Balıkçı, Anadolu uygarlığına Akdeniz ölçeğinde ışık tutuyor. Bu ışığın, Akdeniz insanlarını birleştirmede, Akdeniz´in kendisi kadar işlev yerine getireceğine inanıyoruz.
Muzaffer İzgü´nün, ´yaşamöyküsü´nü anlattığı Zıkkımın Kökü, aynı adla sinemaya uyarlandı. Memduh Ün ile Macit Koper´in senaryolaştırdığı, yönetmenliğini Memduh Ün´ün yaptığı; Menderes Samancılar, Meriç Başaran, Günay Girik, Elif İnci, Sırrı Elitaş ve Emre Akyıldız´ın rol aldığı Zıkkımın Kökü filmi, Hindistan Udaipur Film Festivali´nde Altın Film, Tokyo Film Festivali´nde Asya´nın En İyileri, İspanya´da En İyi Yönetmen ödüllerine değer görülürken; Adana´da Altın Koza´da beş ödül birden, Kültür Bakanlığı Ödül
Balıkçılar, sünger avcıları, dalgıçlar, gemiciler... Halikarnas Balıkçısı´nın hikâye ve romanlarıyla gelen bu tipler, sadece edebiyata ilk kez geldikleri için ilginç değillerdir. Balıkçı, denize bağlı olarak, güzelliği, özgürlüğü, başkaldırıyı, insanoğlunun geçmişteki ve gelecekteki arayışlarını, kayıplarını, bunalımlarını, korkularını, ışığı kırar gibi kendiliğinden alabildiğine etkin bir anlatımla ortaya koyarak, çağdaş insancıl bakışla eski uygarlıklar arasındaki bağları göstermiştir.
Halikarnas Balıkçısı, Mavi Sürgün için demişti ki: ´Karakolda ona, İstiklal Mahkemesi’ne gideceksin denir. Niçin İstiklal Mahkemesi’ne gittiğini bilmez. İki jandarma ile, kelepçeli olarak İstiklal Mahkemesi’ne sürüklenir. Mahkemenin bulduğu bir suç vardır. Sonunda cezasının idam olacağı anlaşılır. Sabırlık ve tarlakuşu eller, göğüste kavuşturulmuş, idamı bekler. Sürgün edileceksin, denilir. Sürgün yeri Bodrum, bir muammadır, bir karanlıktır. Ama işte apansız karanlık kalmaz. Bu Mavi Sürgün yazısı, bu işin n
Anadolu´nun Sesi, uygarlık tarihine yansız ve bilinçli bir yaklaşım sergileyen önemli bir yapıt. Halikarnas Balıkçısı, ´Anadolulu düşünürler Patayonyalı da olsalardı, kendileri hakkında yazılanlar, yine burada yazılanlar olacaktı,´ diyor ve Anadolu kültürünün, aslında tüm uygarlık kültürünün temeli olduğunu vurguluyor.
´1978 Türk Dil Kurumu Öykü Ödülü´nü kazanan Donumdaki Para, Muzaffer İzgü´nün en sevilen öykü kitaplarından biri. Her dönemde güncelliğini koruyan öykülerinde, okurlarını yeni yeni insanlarla tanıştıran yazar, bu kitabında da kahkahalarla güldürüp, kara kara düşündürüyor.
Devletin Malı Deniz... Öyküleri, masallarıyla İzgü´nün yine sevimli tipleri, ilginç olayları biraraya getirdiği, beğeniyle okunacak bir kitap.
Muzaffer İzgü, zoru başaran, yaşamımızdaki ayrıntıları bir tanık titizliğiyle belirleyip kâğıda dökebilen bir yazar. Yeni kitabı Hırsız Köpek´teki öykülerde kendinizi ve hepimizi okuyacaksınız; gülerek, düşünerek, hatırlayarak ve hiç unutmayarak...
Tükendi
Gülmecenin doruklarında bir yapıttır Halo Dayı ve İki Öküz... Anadolu insanının saf, ezik ve sevecen dünyasından yepyeni gözlemler, dokunaklı kesitler veren seçkin bir roman... Nitekim televizyonda yayımlandığı zaman büyük ilgi uyandırmış, hemen herkesin övgüyle karşıladığı bir dizi olmuştu. Köy-kent çelişkisinin gülmece ile iç içe bütünleştiği, giderek çarpıcı bir yoğunluk kazandığı bu romanda, öküz parası için İstanbul´a giden Halo Dayı ve oğlu İdris´in serüvenleri anlatılmaktadır.
Sahte Kahramanlar İslâm ve Öbürleri Necip Fazıl Kısakürek´in iki ayrı konferansı... Her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949´da Büyük Doğu Cemiyetinin kuruluşundan itibaren Anadolu´yu bir uçtan öbür uca sarsan Necip Fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, "Tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, Türkün ruh ve madde dünyasını Batının
Eski Türk Edebiyatı`na Giriş niteliğindeki bu kitap, Türkçe ve Türk Dili ve Edebiyatı öğretmen adaylarına, ayrıca Divan Edebiyatına ilgi duyanlara yönelik bir çalışmadır. Eski Türk Edebiyatı: duygu, görgü, bilgi, düşünce ve ülkü açısından daha çok çeşitli ve evrensel konularda eserler veren gelenekli bir edebiyattır. Kısa zamanda modası geçmeyip yüzyıılar boyunca ısrarla işlenen, zamanında her Türk aydınının bildiği, sevdiği gelenekli bir edebiyattır. Eski Türk Edebiyatı`nın en yoğun ürünü olan şiirin, bugü
Tükendi
Sadece stokta olanlar : 
Toplam 242 kayıt bulunmuştur Gösterilen 120-140 / Aktif Sayfa : 7